1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. Örgütlü bir halkı hiç bir kuvvet yenemez
Serhat İncirli

Serhat İncirli

Örgütlü bir halkı hiç bir kuvvet yenemez

A+A-

Memo konuşamadı...
Ağladı...
Babasının Kıbrıs’ı çok sevdiğini söyleyecekti ki, sözleri düğümlendi...
Göz yaşları süzüldü...

-*-*-

Londra’da 25 Ocak 2022’de yaşamını yitirdi Zeka Mustafa...
Memo, çok sevdiği iki oğlundan biriydi...
Öteki Ali...

-*-*-

Biri doktor, öteki uluslararası enerji uzmanı...
Dün neredeydiler biliyor musunuz?
Vroişa’da...
Vroisha, Vroisia, Vrodisha hatta Frodisha diye yazanlar var...
Yağmuralan canım!
Bir Dillirga köyü...
Yeşilırmak’ı geçin. Pirgo’ya gelin.
Prigo’da köy meydanından eski Lefkoşa yolunu alın, yaklaşık 20 kilometre sonra bir toprak yoldan dönün. En az 20 kilometre daha gidin, kendinizi Avusturya Alpleri’nde sanacağınız dev ağaçların olduğu ama haritadan ne yazık ki silinen bir köyüdür Vroişa...

-*-*-

1959’da köyün adını Yağmuralan koyduğumuzdan çok değil üç ya da dört yıl sonra başlayan toplumlararası kavga, bu köylülerin önce Günebakan’a; 1974’ten sonra ise Yedidalga’ya göçüne neden olmuştu...

-*-*-

Evet, Ali ve Memo Londra’dan geldiler...
Amcaları Esat Mustafa ile birlikte...
Ve yanlarında, babaları Zeka Mustafa’nın küllerini de getirdiler...

-*-*-

Sevgili Zeka Mustafa’nın iki oğlu, iki abisi, üç kız kardeşi, yeğenleri, akrabaları ve Londra’dan arkadaşı olan ben dün Vroişa’ya gittik...
Ve 55 yıllık hayatımdaki en güzel, en muhteşem cenaze törenine tanıklık ettik...

-*-*-

Zeka Mustafa, bir komünist devrimciydi...
Londra’da tanışmıştık...
Sonuçta ikimiz de “Dillirgalı”ydık...
Çok iyi dostluk kurduk, muhteşem bir abiydi benim için...
Ve sağlam bir yoldaş...
Hem de çok sağlam...

-*-*-

Vasiyetiydi; “ölürsem beni yakın, küllerimi Vroişa ormanına serpin” demişti...
Kardeşleri ve oğulları dün bu görevi yerine getirdi...
Ne mutlu onlara...
Bu muhteşem cenaze töreninde bulundum, ayrıca ne mutlu bana...

-*-*-

Ali ve Memo’yu Londra’da en son gördüğümde ilk okula giden çocuklardı...
Ali, orta okula başlayacağı veya başladığı yıllarda, bir gün Zeka Mustafa çok sıkıntılı bir şekilde çalıştığım gazeteye gelmişti.
“Köylüm, gel birer bira içelim ya hu” dedi...
Erken saatti ve o saatte bira içmezdim, O da içmezdi ama kafası gerçekten bozuktu...

-*-*-

Büyük oğlunu Türkiye’ye doktor olduğunu söylediği baldızının yanına gönderecekti. Eşiyle öyle karar vermişlerdi.
“Abi neden?” demiştim...
“Okumasını istiyorum ve eğer orta eğitimi Türkiye’de alırsa, bunu daha iyi başaracağını düşünüyorum” demişti...
Sonra takip edemedim ama dün oğlu, kulak burun boğaz uzmanı doktor olarak karşımdaydı...
Çok mutlu oldum, Zeka Mustafa’nın büyük bir arzusuydu bu...

-*-*-

Ve evet, “emekçinin ekmeğini kazandığı yer vatanıdır” derdi ama Vroişa’yı bir başka anlatırdı...
Yazının en başında bahsettiğim, küçük oğlunun dünkü muhteşem törende, babasının “Kıbrıs ve Vroişa aşkını” anlatmakta zorlanması var ya... 
O konuya mutlaka değinmem lazım...

-*-*-

Oğlu, “... Babam ne zaman Kıbrıs’tan biriyle telefonda konuşsa ve ne zaman orada yağmur yağdığını işitse, başka türlü sevinirdi, çok mutlu olurdu, adeta şarkı söylerdi” dedi...
“Vatan sevgisi” böyle bir şey... 
Ve ekledi:
“Köyüne geldik, yağmur yağmaya başladı. Babam buralarda...”

-*-*-

Gerçekten çok farklı bir törendi...
“Allah rahmet eylesin” diyenler olmuştur tabii ki ama ne hoca anlamadığımız dilde bir dua okudu, ne cenaze namazını kıldık...
Oğulları, çantadan bir yeşil kutu çıkardı...
O kutu içerisinde çok iyi ambalajlanmış bir beyaz “hartuç” vardı.
Ve küller oradaydı...
Abileri, kız kardeşleri, oğulları birer birer külleri toprağa, Zeka Mustafa’nın doğduğu evin yıkıntılarının yanındaki çam ağacının altına serptiler...

-*-*-

Aile oraya bir de plaket yerleştirdi...
Plakette “O’nun sevgi dolu anısına, her zaman hatırlayacağız” gibi bir İngilizce ifade ile “Vroişa’da doğdu” kelimeleri dikkat çekiyordu...
22 Ekim 1956 doğum tarihi...
25 Ocak 2022 de Londra’da öldüğü tarih...
Plakette, bir de İspanyolca yazı vardı...

-*-*-

Oğulları ve Esat Mustafa anlattı...
“Zeka Mustafa çok iyi Türkçe, Elence ve İngilizce bilirdi  ama İspanyolca bilmezdi... Ancak “El poueblo unido jamas sera vencido” cümlesini ağzından hiç düşürmezdi... 
Anlamı mı?
Zeka Mustafa ya da yoldaşlarının bildiği adıyla Temel, Vroişa’da da bize dersini, mesajını veriyordu:
“El poueblo unido jamas sera vencido”...
Yani, “Birleşmiş halk asla yenilmez”... 

-*-*-

Şilili devrimcilerin efsane şarkısının sözleridir bu... 
“Örgütlü bir halkı hiç bir kuvvet yenemez” diye de çevirisini yapabiliriz...

-*-*-

Zeka abi...
Bu ülkenin, çok sevdiğin anavatanın Kıbrıs’ın şu anda en çok ihtiyacı olan mesaj için, sana ne kadar teşekkür etsek azdır...

-*-*-

Ve bir yerlerde, bir şekilde bu satırlar kulağına geliyorsa bil ki, seni tanıyan herkes, değerini çok iyi biliyor ve seni çok sevdi...
Abilerin, kız kardeşlerin, teyzen, yeğenlerin, eniştelerin ama hepsinden önemlisi iki oğlun dün öyle güzel şeyler söylediler ki senin için...
Seni tanıdığım için gururluyum... 

-*-*-

Vroişa’ya gitmek çok zor... 
Ne ev kalmış, ne tek bir taş...
Ama, oradaki dev ağaçlar, hala akan ve içerisinden dün su içtiğim pırıl pırıl dere...
Cennet, cehennem senin işin değildi...
“Delilik ya hu”, “Aptallık kardeşim” derdin...
Ama gerçekten, dün küllerini gerçek cennete bıraktık...
Her yıl, senin için mutlaka oraya gideceğim...
Anın önünde saygıyla eğiliyorum...
Ve son mesajını, Kıbrıs’lıya bir kez daha yazmak istiyorum:
“Örgütlü bir halkı hiç bir kuvvet yenemez”...


1.jpeg
Zeka Mustafa’nın oğulları Ali ve Memo, babalarının vasiyetini yerine getirmenin gururunu ömür boyu taşıyacaktır... Zeka Mustafa’nın külleri, 1956’da doğduğu, 1963’te ailesiyle birlikte göçe zorlandığı evindedir artık...

2-001.jpeg
Cenaze töreninin güzeli olur mu? Oluyor... Dün hayatımın en güzel cenaze törenine katıldım... Zeka Mustafa için teyzesi sanatçı Fahriye Özay ve tüm kardeşleri, “Ela gözlüm” adlı en sevdiği türküyü söylediler... Umarım her yıl Vroişa’nın muhteşem meydanında, eskilerin “makine” adını verdikleri ve İngiliz döneminde dev ağaçların kesilip kütüğe, oduna dönüştürüldüğü yerde buluşuruz... O’nu anarız... 

Bu yazı toplam 3506 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar