1. YAZARLAR

  2. Ünal Fındık

  3. New York zirvesi gerçekleşecek mi?
Ünal Fındık

Ünal Fındık

New York zirvesi gerçekleşecek mi?

A+A-

KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı son kritik müzakere süreci öncesi siyasi partileri bilgilendirdi ve olası New York zirvesi için parti liderlerini Newyork’a davet etti.

Buraya kadar herşey normal ve olması gereken gelişmeler. Elbette eğer New York’ta böyle bir zirve gerçekleşecekse parli liderlerinin de Newyork’ta olması önemli ve gereklidir.

Ancak şu ana kadar böyle bir zirvenin olup olmayacağı henüz belli değildir. Bunun için ilki önceki gün gerçekleşen 14 Eylül’e kadar yapılacak 7 görüşmenin sonucunda belli olacak.

Yani 3’lü zirve bu 7 görüşmede yeterli ilerleme sağlanması önşartına bağlıdır. Dolayısıyla 3’lü zirvenin gerçekleşip, gerçekleşmeyeceği 14 Eylül’den önce belli olmaz.

Ben 14 Eylül’de de bu konunun netleşmeyeceğini düşünüyorum. Muhtemelen iki lider New York’a gidecek, BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’la ayrı ayrı görüşecekler ve bu ayrı görüşmelerden bir sonuç çıkması halinde zirve gerçekleşmiş olacak.

Bu durumda siyasi parti başkanları ya önceden Newyork’a gidecek, ya da zirvede yer alamayacaklar diye düşünüyorum.

Zirve neden gerçekleşmeyebilir?
Öncelikle bu zirve gerçekleşmesi halinde neyi çözecek ona bakmak gerekir. Bilindiği üzere referandumdan sonra Eylül 2008’de yeniden başlayan müzakere sürecinde böylesi 3’lü zirveler birkaç kez ve değişik yerlerde gerçekleşti.

Özellikle Eroğlu’nun Cumhurbaşkanı olduğu 5 yıllık dönemde yanlış hatırlamazsam Green Trea’de 2, Cenevre’de de 1 3’lü zirve oldu. Ama bu zirveler daha çok en küçük bir ilerleme sağlayamayan liderleri motive etme zirveleriydi.

Şimdi ise BM Genel Sekreteri’nin 3’lü zirveden beklediği sorunun çözümü için son aşama olan garantörlerin de dahil olacağı 5’li zirve çağrısını yapmaktır.

İşte tam da bu nedenle Rum tarafı bu zirveden kaçmaya çalışıyor. Açıkçası bu zirve gerçekleşir ve 5’li zirve çağrısı yapılırsa hiçbir taraf bu çağrıya olumsuz yanıt veremez.

5’li zirvenin gerçekleşmesi halinde de artık hiçbir taraf referandumdan kaçamaz. Bunun için önümüzde en fazla 6 aylık bir süre var. Kısaca BM’nin öngördüğü takvim açık ve nettir. Eylül ayı ortasından sonra 3’lü zirve, Kasım ayı içinde 5’li zirve, sonrasında 2 aylık bir süre kuruluş anlaşması ve Federal Devlet Anayasası’nın yazılımı. Bu da Şubat ayı gibi tamamlanır. Ardından da toplumların bu anlaşmayı hazmetmesi için 1 aylık bir süre düşünülüyor. Mart sonu gibi de referendum gerçekleşebilir.

Öngörülen bu takvim halen yürürlüktedir. Ancak gerşekleşmesi için daha yürünmesi gereken çok yol vardır.
Rum tarafından gelen duyumlar Rumların henüz bu takvime ısınmadığı yönündedir. O nedenle 3’lü zirve için çok fazla da umutlanmamak gerekir. Buna ragmen süreci iyi takip ederek liderlerin motivasyonunu ve sürece odaklanmalarını destekleyici etkinlikler günedem getirilmelidir.

Gerçekten referandumdan sonra en kritik günlerden geçiyoruz ama çözüm güçleri hala yaz rehavetini üzerlerinden atamadılar. Sivil toplum örgütlerinin üzerine ölü toprağı serildi, ses çıkarmıyorlar. Sendikalar hala 3 kuruşluk hak peşinde koşuyorlar. Üretici örgütleri ise yeni fonlar konması, ya da var olan fonların daha da artırılması için çaba harcıyorlar.

Siyasi partileri hiç sormayın bu ara hepsi tatildedir. Tatilden döndüklerinde ise seslenecek birilerini bulamayacaklar. Siyasi parti yöneticileri halkı olduğu yerde duruyor sanıyorlar. Günü gelince yine sandıklara koşarak kendilerine oy vereceklerini düşünüyorlar. Ama hiç de öyle olmadığını ilk seçimde görecekler.

O nedenle umutları fazla kabartmadan, ama sessiz sedasız da durmadan yeni süreçte aktif olmalıyız. Yoksa öyle bir coğrafyada yaşıyoruz, her an herşey değişiyor. Bu coğrafyada anı yakalamak çok önemlidir. Ama ondan da önemlisi kaybetmemektir.

Bu yazı toplam 2316 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar