Kosovalı aktivist, savaş sırasında tecavüze uğramış kadınlar için adalet arayışını sürdürüyor…
Balkan Araştırmacı Gazetecilik Ağı (Balkan Investigative Reporting Network/BIRN) tarafından yürütülen çalışmalar çerçevesinde Horhina Bami’nin 23 Aralık 2025 tarihli yazısında, Kosvalı bir aktivistin mücadelesi anlatılıyor.
Kosovalı aktivist Veprore Şehu, savaş sırasında tecavüze uğramış kadınlar için adalet arayışını sürdürüyor…
Xorhina Bami’nin yazısını okurlarımız için derleyip Türkçeleştirdik. Yazı şöyle:
*** 1999 yılının yaz aylarında, Sırp kuvvetlerin Kosova’dan çekilmesinden sonra, Veprore Şehu, tecavüz sonucu hamile kalmış olan 17 yaşındaki bir kızla tanıştıydı… Kızın Yakova/Yakovika bölgesinin batısında yaşayan ailesi son derece “ataerkil” bir aileydi ve kızın evden ayrılmasını yasakladıydı. Şehu’nun anlattığına göre, bu genç kız kardeşlerine bir karaciğer sorunu nedeniyle karnının şiştiğini söylediydi… Şehu, “Bunu, bebeği dışlanmaktan korumak maksadıyla söylediydi” diyor. Savaş sonrası Kosova’daki dönemin “Akut travma ve aciliyet” dönemi olduğunu anlatıyor…
*** 17 yaşındaki genç kızın doğum sancıları başlayınca, Medica Mondiale yardım örgütünde ve Kosova’daki kadın hakları örgütünde çalışan Şehu götürdüydü onu hastaneye ve genç kız doğum sonrasında bebeğini evlatlık olarak verdiydi. “Böylesi durumlarda, tecavüze uğramış olan 17 yaşındaki genç bir kızın o çocuğu yetiştirmek istemeyeceğini düşünür insan normal olarak” diyor Şehu. Bu yürek burkan durum, Şehu için savaş suçlarının kurbanı olan kadınlara yönelik bir kariyerin başlangıcı olacaktı…
*** Şimdi aradan dörtte bir asır geçmesine karşın Şehu, hala hayatta kalanlar için adalet arayışını sürdürüyor. Kendi kardeşinin hatırası da var: Kendi kardeşi de Kosova ile Arnavutluk arasındaki bir sınır bölgesinin denetimi için geçen anahtar denilebilecek 1999 Koşare çarpışmalarında öldürülen 114 askerden birisiymiş… Şehu, şimdilerde 66 yaşında ve herşeyin kardeşinin ölümüyle başladığını anlatıyor… “Yaşadıklarımın bu kişisel yönü beni insan haklarındaki dramatik değişikliğe odaklanmama yol açtı – savaş esnasında kadınlara ve çocuklara karşı bir savaş stratejisi olarak kullanılan cinsel kölelik gibi etnik temizliğin daha etkili bir yöntemine odaklanmama yol açtı…”
*** 1998-99 Kosova savaşı öncesinde Şehu İngilizce öğretmeniymiş ve güney bölgelerinde nüfusun yüzde 90’ının Arnavut kökenli olduğu bir bölgede Sırplar’ın on yıl boyunca uyguladığı baskılar sonucunda, yeraltında paralel bir eğitim sistemi oluşturulmak durumunda kalınmış…
*** Medica Kosova’ya katılmadan önce, eşityle birlikte Uluslararası Kriz Grubu (International Crisis Group) için bir veri tabanında çalıştığı esnada savaş dönemi yaşanan tecavüz ve cinsel şiddet suçlarını ilk kez öğrenmiş. Şehu şimdilerde Medica Kosova’nın direktörü – 2003 yılında bu örgüt ayrı bir sivil toplum örgütü olarak kaydolmuş. 2011 yılında Yakova/Yakovika’da bulunan örgütün savaşta yaşadıklarından ötürü 9 bin kadına psikososyal danışmanlık, hukuki destek, jinekolojik yardım ve ekonomik güçleendirme sağladıklarını, onların tedavilerine yardım ettiklerini anlatıyor Şehu.
*** “Bu kadınların tümü de tecavüze uğramadıydı” diyor – örgüte ait seyyar ambulanslar, her türlü savaş travmasıyla kadınların başetmesine yardımcı olmuş, ayrıca tecavüze uğrayanların isimlerinin gizli tutulmasını sağlamaya da çalışmışlar. Medica Kosova halen savaş esnasında tecavüze uğramış 200 civarında kadına destek veriyor. Bunlar arasında eski Yugoslavya Cumhurbaşkanı Slobodan Miloseviç’in Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde Mart ile Temmuz 2002’de görülen davasında tanıklık etmiş olan beş kadın da var…
*** Şehu, aslında tüm ailesinin öldürülmesi hakkında mahkemede tanıklık etmeye çağırdıkları bir kadını özellikle hatırlıyor – kadın, nihayetinde mahkemede Sırp kuvvetlerin elinde nasıl tecavüze uğradığını anlatmış… “Lahey’deki duruşma esnasında savaş dönemi tecavüzlerinin ilk tanığı olan bu kadın geri döndüğü zaman, aynı köyden iki erkek ona tecavüz etmeye yeltendiler” diyor Şehu. “Mahkemeye çıkıp da babasının öldürülmesi hakkında şahitlik edecekken, nasıl olup da mahkemede tecavüze uğradığını anlattığını kabul edemiyorlardı” diyor.
*** 2022’nin Aralık ayında Balkan Araştırmacı Gazetecilik Ağı BIRN’in Eski Yugoslavya için Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin arşivlerinde yapılan bir çalışma ve analiz, tecavüze uğradıkları hakkında şahitlik eden sözkonusu beş kadının mahkeme tarafından fazla dikkate alınmadıklarını ortaya koymuş. Mahkeme, sözkonusu beş kadının çıkarlarını ve iyiliklerini tehlikeye atarak, onların ikinci kez kurbana dönüştürülmesine yol açmış çünkü mahkemede kendi kendini temsil eden Miloseviç’e her türlü olanak tanınmış ve o da, şahitleri küçümsemeyi seçmiş.
*** BIRN’in sözkonusu analizine göre, mahkemenin “ta başlardan çeşitli kör noktaları” bulunmaktaydı ve cinsel saldırılar Miloseviç’in Kosova savaşında işlemiş olduğu suçlarla ilgili suçlanmasında yer almamış. Ancak Sevdiye Ahmedi ve Şehu gibi aktivistlerin yoğun çalışmaları ve işlenmiş olan tecavüz suçlarının kurbanlarını bulup ortaya çıkarıp onları desteklemeleri sonucunda, Kosova’yla ilgili suçlamalarda getirilen ikinci düzeltmeye cinsel saldırı suçlarının eklenmesi mümkün olabilmiş. Mahkeme henüz karara varmadan önce Miloseviç, 2006 yılında hücresinde ölmüş.
*** “Lahey’deki Mahkeme’yle şahidimizin kimliğini korumak için işbirliği yapmaya çalışmıştık” diye hatırlıyor Şehu. 2022’de BIRN’in kaleme aldığı analize göre, sözkonusu şahit “Şahit K31” olarak tanımlanmaktaydı dosyalarda ve araştırmacıların kendisiyle babası, kızkardeşi ve erkek kardeşinin öldürülmesiyle ilgili görüşme yaptıkları belirtilmekteydi – ilk tanıklığı yalnızca bu olaylarla ilgiliydi. Ancak Nisan 2002’de annesine en az üç Sırp askeri tarafından tecavüze uğramasından bahsettikten sonra, Eski Yugoslavya için Uluslararası Ceza Mahkemesi araştırmacılarına ikinci bir ifade vermiş ve bu olayların ayrıntılarını aktarmış.
*** İlk görüşmede neden tecavüzden söz etmediği sorulan “K31” olarak tanımlanan bu şahit şöyle demişti: “İlk ifademi verdiğim zaman ailemle birlikte olduğum için bunu yapmadım… Ve gelip ailemle birlikte ifademi almak istediklerinde, söylemedim. Sonradan gelip de benimle başka bir yerde görüştükleri zaman, onlarla özel olarak görüştüğümüzde yani, bu konudan söz edebildiydim…”
*** Sözkonusu şahidin bu anlattıkları, araştırmacıların görgü şahitlerinden ifade alırken onlardan tek tek değil de gruplar halinde ifade alma kararlarının nasıl da yanlış olduğunu yansıtıyor – böylece kurbanların yaşadıklarını anlatmaları zorlaştırılmış ve hatta belki de bazıları bunları anlatmaktan tümüyle engellenmiş…
*** Şehu, yardım etmiş olduğu şahidin kod adından hç söz etmiyor ancak BIRN’e şöyle diyor: “Cinsel şiddet konusunu içermeyen oturumlar, kamuoyuna açık yapılmaktaydı ancak Lahey’deki Mahkeme’ye bu tanık gelince kapalı oturum yapıldı, bu da kuşkuların doğmasına yol açtı. Tüm diğer şahitler gibi babasının öldürülmesi hakkında neden halka açık bir celsede tanıklık etmiyordu? Böylece tecavüz olduğuyla ilgili belirtiler ortaya çıkmıştı…”
*** “Ben” diyor Şehu, “Lahey mahkemesine katılımımızdan pişman değilim… Sözkonusu şahidimizin Lahey Mahkemesi tarafından Avrupa Birliği’ne üye başka bir ülkeye yerleştirilmesi kararından da memnunuz. Yani günümüzde onun hayatı başka bir yerdedir. Kosova’da cinsel şiddet kurbanlarına yönelik emekli aylığının bağlanmış olduğu düzenlemenin bir parçasıdır kendisi…”
*** Sonrasında, 2012 ile 2014 yıllarında da Şehu, Avrupa Birliği’nin Kosova’daki Hukukun Üstünlüğü Misyonu EULEX’e aktarılan davalar hakkında şahitlere yine yardımcı olmuş – o tarihten sonra ise savaş suçları yerel mahkemelere devredilmiş…
*** Ancak 2018 yılından sonradır ki Vasfiye Krasniki Goodman, neler aşadığını kamuoyu önünde açıklayan ilk Arnavut kökenli Kosovalı olacaktı: savaş esnasında uğradığı cinsel şiddet hakkında kamuoyu önünde konuşan ilk şahıs oydu. Bu yılın Nisan ayında ise Ramadan Nişori, Kosova’da savaş esnasında cinsel şiddete uğramış olan birisi olarak kamuoyu önünde konuşan ilk erkek olacaktı…
*** Savaş esnasında tecavüzle ilgili Kosova’da ilk mahkeme kararı Kasım 2022’de alındı – Priştine Mahkemesi, bir Sırp olan eski polis Zoran Vukotiç’i tecavüz ile Arnavut kökenlilerin ülkeden kovulmasına katılımdan ötürü 10 yıl hapse mahkum etti.
*** Şehu, Medica Kosova’nın bir tecavüz kurbanıyla ilgili davasına dahil olmaya devam ettiğini anlatıyor ancak sözkonusu tecavüz kurbanı vefat etmiş bu arada… Mahkeme gelecek yıl başlayacakmış, tecavüze tanıklık etmiş olan oğlunun verdiği ifade de, bu duruşmanın parçası olacakmış.
*** Şehu, “Başlangıçta bize gelip yardım almak istemedi bu kadının oğlu” diyor… “Ancak zamanla, bunun cinsel bir taciz olduğunu anladı oğlu…” Kadının oğlu, başlangıçta annesinin de yardım istemesine karşı çıkmış, “Ancak daha sonra kadını arabasıyla bize getiriyordu, kadın tedavi görürken o da arabada bekliyordu, içeriye girmiyordu” diyor Şehu.
*** “Bu davalarda yapmaya çalıştığımız işte bu, bu kadınların ailelerine, rehabilite edilip tedavü gören bu kadınların sağlıklı bir ailenin yansıması olduğunu anlamalarına çalışıyoruz…” Ancak tüm bu süreçler, görgü tanıklarının yoksunluğu nedeniyle giderek zorlaşıyor… Olayların yaşanmasının üstünden yıllar geçmiş… Sırbistan’ın suçlananları iade etmeyi reddetmesi bir diğer sorun Şehu’ya göre… Bir diğer önemli nokta da, savaş esnasında cinsel şiddete uğramış kurbanları tanımlaması gereken Kosova’daki devlet komisyonunun tutukluğu… Bazı kurbanlara resmi statü verilmesi reddedilmiş, böylece kurbanlar bu yüzden mali yardım da alamıyor… “Bunun nedeni savaş gazileri listesinde geçmişte yaşananlardı, sahte tanıklıklarla doluydu o liste” diyor. Şehu, “Kosova Kurtuluş Ordusu gazileri “kahraman” olarak addediliyor ancak savaş esnasında cinsel şiddete uğramış kurbanlar hala dışlanıyor ve utandırılıyor… Güçlü bir iradeye ve cesarete sahip bu kadınlar ise, sürekli olarak hakkettiklerini almayı talep etmektedirler…”
(BIRN’de Horhina Bami’nin 23.12.2025 tarihinde yayımlanan yazısını özetle derleyip Türkçeleştiren: Sevgül Uludağ/YENİDÜZEN).

Veprore Şehu

Savaş esnasında Sırp polis kuvvetleri Kosova'dayken...







