1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. Kazananlar kutlayacak, kaybedenler kınayacak, henüz kaçmamış Kıbrıslı Türkler mangal yakacak!
Serhat İncirli

Serhat İncirli

Kazananlar kutlayacak, kaybedenler kınayacak, henüz kaçmamış Kıbrıslı Türkler mangal yakacak!

A+A-

20 Temmuz 1974’ün 51’inci yılına geldik...

Kutlu olmasın!

Üzgünüm ama kutlayacak hiç bir şey kalmadı!

-*-*-

Efendim New York’ta devletimizi savunduk!

Ersin Tatar gitti ve egemen eşit devletin hakları ile ilgili olarak ortalığı yırttı!

Öyle bir şey de olmadı!

-*-*-

Müzakereler canlı tutulacak dışında elle tutulur bir gelişme yok!

-*-*-

Güney Kıbrıs ve Kuzey Kıbrıs’ta hala federal çözüm yanlıları çoğunlukta ama Kuzey’de faşizm ayrı devlet istiyor; Güney’de faşizm federal çözümü bile ayrı devlet saydığı için şiddetle reddediyor!

-*-*-

Meseleye yakın ya da uzak tüm taraflar “federal çözüm” zemininden şaşmamış açıklamalar yaparken, Tatar dışında hiç kimse “iki eşit devlet” diye bir şeyden söz etmiyor!

-*-*-

Ve hayat da devam ediyor!

Mesela aşırı Elen milliyetçisi Apoel Spor Kulübü taraftarları, 20 Temmuz 1974’ü protesto etmek için, ELAM ile birlikte eylemde olacak...

APOEL taraftarları Yunan Büyükelçiliği’nden Ledra Palace’a doğru yürüyecek! Ledra Palace’da ELAM ve DRASİS-KES öğrenci örgütü taraftarları ile buluşacak!

-*-*-

Bu arada Apoel’in ezeli rakibi solcu Omonia Spor Kulübü taraftarları da eylem yapacak!

Onlar da Türk işgalini solcu bakış açısıyla kınayacak!

Onların eylemi, Lokmacı sınır geçiş noktası karşısında olacak!

-*-*-

Bu arada, Salı akşamı Limasol’da yepizyeni Alfamega Stadı’nda, UEFA Şampiyonlar Ligi maçı var...

Kıbrıs Şampiyonu Baf ile İsrail Şampiyonu Makabi Tel Aviv karşılaşacak...

-*-*-

Haaa hatırlatayım; Kuzey Kıbrıs’ta değil taraftar, sahaya sürecek 11 kişilik futbol takımı kurabilecek genç bulabilen spor kulübü mü?

Kalmadı!

-*-*-

Peki ne oldu insanımıza?

Rum – Yunan İkilisi tarafından tüketilmiş olmaları lazım!

-*-*-

Birileri 1974’teki savaşın sorumlusudur ve kaybettiler; hem de çok fena kaybettiler!

Diledikleri kadar protesto etsinler ama önce dedelerinin -  babalarının 15 Temmuz’daki darbe geri zekalılığını da kınamayı öğrensinler!

-*-*-

Haaa birileri 1974’teki savaşı kazandı!

Onlar kutlayabilir!

-*-*-

Biz mi?

Neyi kutlayacağız?

Tükenişimizi mi?

Üzgünüm biz asıl kaybedenleriz!

-*-*-

Kazananlar kutlamalarda olacak!

Ganimetçiler, hırsızlar, rüşvetçiler falan...

Kaybedenler kınayacak!

Henüz tükenmemiş, Ada’dan kaçmamış Kıbrıslı Türkler de mangal yakacak!


Asfalt dökme makinesi arkasındaki platformda uyuyakalan emekçilere selam olsun!

Lefkoşa Kuzey Çevre Yolu bitti bitiyor!

Hatta “bitti” diyebiliriz, 20 Temmuz’da Tayyip Erdoğan açılışını yapacak diye düşünüyorum!

-*-*-

Şükranlar çekilecek, propagandalar yapılacak, kim bilir Ersin Tatar yapmış havası bile yaratılabilir!

-*-*-

Erhan Arıklı övünmeye başladı bile, “yaparsak işte böyle yaparız” havasında!

-*-*-

Lefkoşa Kuzey Çevre Yolu uzun yıllar bitirilemedi!

Yarısı bitti; Girne – Lefkoşa yolu üzerindeki üst geçit noktasından Alayköy Çemberi (Güzelyurt – Lefkoşa Yolu üzeri) mesafesi için sanırım 14 kez “temel atıldı!”…

-*-*-

Derken, bu yılın başlarında, yaklaşık 7 kilometrelik yol inşaatı, üst geçidiyle, Gönyeli – Boğaz yolu düzenlemesiyle, Alayköy Çemberi düzenlemesiyle derken,  ha tamamlandı ha tamamlanacak!

-*-*-

Bu yolun inşaatını, yani Girne – Lefkoşa yolundan Alayköy’e kadar olan kısmın tamamını canlı canlı yaşadım!

-*-*-

İnşaatında mı çalıştım!

Elbette hayır!

Ama yaklaşık 5 aydır, hemen her gün bu yol güzergahında, kah tamamını, kah bir kısmını yürüyorum, bisikletle geçiyorum…

-*-*-

Mühendis değilim, mimar değilim, asfalttan, dolgudan, inşaattan anlamam…

Ama haftalardır tanık olduğum inanılmaz bir emek fırtınasından söz etmek zorundayım…

-*-*-

Otomobilde nöbetleşe uyuyan genç mühendisler gördüm…

-*-*-

Hiç birinin yüzü gülmeyen, yağmurda – çamurda – hele hele 50 derece sıcakta; asfaltın alevinde, tozun toprağın içinde, makinelerin gürültüsünde ve alevinde; kim bilir kaç para yevmiye ile çalışan emekçiler!

-*-*-

Asfalt dökme makinesinin arka kısmındaki iki metal platform üzerinde uyuyan işçiler gördüm!

“Bitirmek zorundayız” dedi bir usta başı görünümlü emekçi!

-*-*-

Yapan şirketin yöneticileri, ihaleci Türkiyeli siyasilere “söz” vermiş!

Ve o söz gereği de bugün esas patron Erdoğan’a “bitirdik” diyecekler!

-*-*-

Ünal Üstel, Erhan Arıklı belki Tatar falan övünecek!

KKTC Karayolları Dairesi gururlanacak – tek bir çakıl taşı koymadıkları inancındayım…

Arıklı bir daha ve bir daha sosyal medya fotoğrafları paylaşacak…

-*-*-

Neyse!

Elbette yapan şirket başta olmak üzere; parasını verenler de tabii ki; hepsine teşekkürler…

Çok faydalı bir iş olduğu su götürmez bir gerçektir…

Bir çok noktadaki sıkışıklık ortadan kalkacak!

-*-*-

Aksaklık var mı?

Mühendis değilim ama bölge halkı “ses duvarı” talep ediyor Gönyeli – Boğaz yolu ile yeni yolun kesişme noktasında “tehlikeli yaya geçişi” ihtimali söz konusu falan…

Sürücüsü – yayaysı- bisikletlisi – motosikletlisi ve kaldıysa atlısı – eşeklisi dikkatli olmak zorunda ki o başka mesele!

-*-*-

Diyeceğim şudur; lütfen o emekçileri unutmayalım…

Bu yolu yapan Türkiyeli, Afgan, Afrikalı, Pakistanlı onlarca emekçi; “elektriklerimiz kesik, klimalarımız sustu, evimizde oturamıyoruz” diye ağlayan ben dahil bizlerin rahatı için, 50 derece sıcakta günde birkaç saat uykuyla eziliyor!

Ağalar, efendiler övünüyor!

-*-*-

Yani diyecektim ki; o kadar saçma sapan harcamanız, israfınız, tören şaklabanlığınız, gösteriş merakınız, propaganda dangalaklığınız var…

Bunlar yerine, yapacağınız tüm açılış – tören masraflarını bir havuzda toplasanız ve ezilen bu insanlara – mühendislerine, ustalarına, emistatlarına ne bileyim ama ülkelerine dönerken 50’şer bin TL – bilemedim miktarı gerçekten – hediye verseniz; insanlık yapmış olursunuz…

-*-*-

Bu arada, en başta Gönyeli Belediye Başkanı Hüseyin Amcaoğlu ve zabıta ekipleri ile diğer tüm ekipleri de, bölgede vatandaşın olumsuz etkilenmemesi adına, emekçilerin çabalarına katkı koydular; başkası lütfen “biz yaptık, öle yaptık, böyle yaparız” diye övünmesin!

-*-*-

Bir kez daha tekrar ediyorum; özellikle son birkaç aydan beri, 24 saat günde, durmaksızın çalışan ve asfalt dökme makinesi arkasındaki platformda uyuyakalan emekçilere binlerce kez teşekkürler!

Elleriniz dert görmesin kardeşlerim!

Şükranlarımız sizlere!


1974... İki kahraman... Rauf Denktaş ve Bülent Ecevit... Son dönemlerde hem KKTC’yi hem de TC’yi yöneten aynı kişiler, ölümlerinden önce her iki “1974 kahramanını” hain ilan etmişti değil mi? Yani konuşmalar falan yapılacak ya bugün; hepsi masal, hepsi hikaye! Zıııııt propaganda!

foto-1974.jpg

Bu yazı toplam 1631 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar