Derya Beyatlı

Derya Beyatlı

Elele

A+A-

CMIRS, Göç, Kimlik ve Hak Çalışmaları Merkezi, 3 aylık zaman dilimlerine bölmüş yılı. Toplumun kurumlardan, ülkeden, yaşamdan memnuniyet, geleceğe, yönetime güven konularında nabzını tutuyor, yılda dört kez. Ocak ayı içerisinde yapılan anket çalışmasının sonuçlarını açıkladı CMIRS geçtiğimiz hafta içerisinde.

Verilere göre, Kıbrıs sorunu ekonomik sorunların gerisinde kalıyor artık, önem sıralandırmasında. Cumhurbaşkanı Akıncı, en güvenilir kurumların başında geliyor, halkın çözüm istenci de %65 oranında ancak Cumhurbaşkanı tarafından yürütülen müzakerelerin bizi çözüme taşıyacağına olan inanç %20’ye güç bela ulaşıyor. Umut tükenmiş.  
Müzakereler bir çok aktörün çıkarlarının söz konusu olduğu engebeli bir yol, yokuş yukarı. Dengeyi bulmak çok güç. Kırık yumurta kabukları üzerinde yürüyor liderler. Bir yandan kendi toplumlarının çıkarlarını savunmak, güç odaklarını ikna etmek, bir yandan karşı toplumu anlamak ve her kesimin daha az sancı ile bu değişimi gerçekleştirmesini garanti altına almaya çalışıyorlar. 

Elbette sancı olacak, sancısız değişim mümkün mü? Nasıl çalıştığını bildiğimiz, çok iyi anladığımız ama bizi tatmin etmekten uzak olan bir sistemi yıkıp yerine yenisini inşa etmek istiyoruz. Direnç gösterenleri anlamak, bilinmezliğin içerisine saklanmış korkuları dinlemek gerekiyor.

Diğer taraftan bu köhne sistemden, düşmanlıktan çıkar sağlayanlar var. Adalete, hak, hukuğa dayalı kurulacak yeni ortaklık Cumhuriyeti’nin pek tabii ki karşısında olacak bu kesim. Güç ellerinde olduğundan sesleri pek de bir gür çıkıyor, yeşilhattın her iki yanında. Birbirlerinden ölesiye nefret ediyorlarsa da amaçları ortak. Ülkenin bölünmüşlüğünün devamı için ellerinden geleni ardlarına koymuyorlar, koymayacaklar. 

Bu çözüm istencini koruyan Kıbrıslılarda hayal kırıklığı yaratıyor. Kuzeyde iyi niyetle, içtenlikle, canla başla, çözüm için çalışan Cumhurbaşkanı’na yönlendirilen seviyesiz, yalan, yanlış eleştiriler, pervasız tehditler var. Güneyden canımızı acıtacak haberler geliyor, nefret suçu işleniyor, şövenizm tavan yapıyor, hassasiyetler gözardı ediliyor. Amaç ortak, ülke birleşmemeli, Kıbrıslı Türkler ile Kıbrıslı Rumlar birbirinden nefret etmeli, ne olursa olsun.

Bir güvensizlik ortamında yolumuzu bulmaya çalışıyoruz. Çözüm masada olsa da, barış halkın içinde olmalı. Güveni inşa etmeli, barış kültürüne emek vermeliyiz. Birbirimizi dinlemeli, anlamalı, hassasiyetlerimize özen göstermeliyiz. Birlikte yaşamak bunu gerektirir.

Kıbrıslılar geleceği konuşmayı daha kolay buluyorlar diyor BM Genel Sekreterinin Kıbrıs özel temsilcisi Espen Bart Eide, ben hiç katılmıyorum. Bence geçmişe, acılarımıza, kırıklıklarımıza o kadar takılı kalıyoruz ki, geleceği nasıl kuracağımızı hayal bile edemiyoruz.

Kendi acılarımızı anlata anlata bitiremiyoruz, başkasının acısına gelince üç maymuna dönüyoruz. Kanıyor bu toplumlar hâlâ, yaralarını sarmadan iyileşmelerini bekliyoruz. Olmuyor, olmayacak. Barış anlaşmaya atılacak bir imza ile gelmeyecek. Aynı adaya evim diyen Kıbrıslılar elleri ile inşa edecekler, çatışma ortamından beslenenlere inat kuracaklar paylaşım, dayanışma, anlayış kültürünü.

Önce hayal edecek, sonra dinleyecek, anlayacak, yaralarını saracak birlikte yaşamak isteyen Kıbrıslılar, karşılıklı.

Elele kuracağız barış adamızı, Türkü ile, Rumu, Ermenisi, Maroniti, Latini ile, elele.

 

 

Bu yazı toplam 2008 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar