1. YAZARLAR

  2. Tayfun Çağra

  3. Elektrik ve savaş
Tayfun Çağra

Tayfun Çağra

Elektrik ve savaş

A+A-

Her şey yoluna girmiş, ekonomi düzelmiş, gelirler artmış, dükkânını kapatan esnaf yeniden açmış, üretim artmış, çarşılar kalabalıktan geçilmiyor, mağazalar satışa ürün yetiştiremiyor, atölyeler, fabrikalar piyasaya mal yetiştirmeye çalışıyor, oteller artan müşteriye farklı alternatifler yaratmak için yarışa girmişler, çoğalan parayı nereye harcayacağımızı bilemez olduk ki bir rahatlama olsun diye! elektrik faturalarına yüklü zam geldi.

Artık elektrik faturalarını üç kat zamlı ödemeye hazır olun.

Cebinizden taşan para gidecek yer buldu artık!..

İşin şakası tabii ama işin gerçeği kapanan işyerleri daha da artacak, kapanan yerler arttıkça işsizlik de artacak, şimdilerde korkarak girdiğimiz markete artık giremez olacağız, tepeden tırnağa her şeye yeniden kat kat zam gelecek.

Bugün güven oylaması arayacak yeni hükümet, daha oyunu almadan yüklü bir elektrik zammının onayını birilerinden almış görünüyor.

Hükümet kurulurken bakanlık, daire, kurum savaşı verenler şimdilerde oraya gelmelerinin karşılığını ödüyorlar.

Ama bu karşılığı öderken ödemeyi başkalarına yaptırıyorlar.

Elektrik zam istemez miydi peki?

Maliyeti göz önüne aldığımızda bir zammın yapılması kaçınılmazdı. Ancak uzun zamandır popülist politikalar nedeniyle yapılmayan zammın toplu bir şekilde halkın sırtına yüklenmesinin doğru olmadığını, önemli bir kısmının başka yerlerden karşılanması için gerekli çalışmanın yapılması gerektiğini de söylemek gerek.

Esnafı, turizmcisi, otel sahibi, sanayicisi, dükkân sahipleri, yeni elektrik faturalarını ödeyemeyeceğini söylerken, evdeki insan da kışta soğuktan donma, yazda sıcaktan erime korkusunu yaşarken yeni bakanlarımız siyah Mercedeslerinin içinde havalarını atma, mevki kapma peşinde koşanlar da bakanlara yaranma yarışında olacaklar.

Gaileyi çekecek olanlar şimdiden nasıl önlem almak gerekirse almaya başlasınlar…

***

Bizde elektrik zammı canımızı yakarken, cebimizi boşaltırken Avrupa’nın içindeki savaş bugün 8. gününde…

Rusya, Ukrayna’ya saldırırken Rusya’nın ortaya koyduğu savaş gerekçelerini alıp “Putin aslında haklı” diyerek savaşa destek olanların savaşa gerekçe aramalarını da hayretle izliyorum.

Gerekçe ne olursa olsun, savaş haklı gösterilebilir mi!

NATO yanı başına gelmiş, Ukrayna’da neo naziler varmış da onun için mecburen Ukrayna’ya girmek zorunda kalmış Putin!

Yüzbinlerce insan yurdunu terk ederken, siviller, çocuklar bombalar altında can verirken, işini, gücünü, evini terk edenler ne yapacağını bilmezken savaşın haklı gerekçesi olabilir mi?

Biz gibi toplumların hayatlarında savaşların alıp götürdüğü, sonrasındaki olumsuz etkilerin sürüp gittiği, hâlâ o gerginliklerin, o savaşların getirdiklerini yaşattığı yıkımları aşmaya çalışırken başka savaşlarda haklı gerekçeler aramak, savaşı haklı çıkarmak hangi mantığın, hangi aklın ürünü olabilir!..

Şimdiki Rusya’yı eskinin Sovyetler Birliği ile özdeşleştirmeye çalışmak, kaldı ki Sovyetler Birliği’ni de komünizmi gerçekten yaşatan bir sistem olarak görmeye devam etmek ve bu düşüncelerle Rusya’nın savaşına kapitalizm/emperyalizm karşısında dik duran komünist ülke pozisyonu yüklemek eskilerde takılıp kalırken yenileri de doğru yorumlayamama yanılgısı getiriyor.  

***

Yukarıda elektrik, aşağıda savaş. Çok ilgisi yok gibi görünse de savaşların özellikle son zamanlarda küçülen dünyada etkileri anlık olarak her ülkeye yansıyor.

Dövizde olduğu gibi, akaryakıtta, doğal gazda, hatta buğdayda ekmekte yaşanan eksiklik korkusu gibi…

Savaşın gerekçesi olamaz. Barış dururken!

Bu yazı toplam 1210 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar