Bütçe gelirleri içinde KDV gelirleri niçin önemlidir? Ülkede herkesin dilinde olan kayıt dışılıkta rolü nedir?
KDV gelirleri kamunun bütçe gelirleri içindeki dolaylı vergiler içindeki en yüksek vergi gelirleri içerisinde yer almaktadır.
İthalatta da dahilide de ödenen KDV'yi gerçekte ödeyen o mal ve hizmeti alan/kullanan gerçek/tüzel kişilerdir. Devlete KDV'yi yatıran ithalatçı ve yereldeki işletmeler değildir. Çünkü işletmeler satmış olduğu mal/hizmete maliyet + kar marjına ilaveten KDV'yi de eklemektedir.
Malı ithal eden ve dahilde toptancıya, markete veya diğer satış yerlerine satan kişi limanlarda ödediği KDV'yi maliyet unsuru olan sattığı malın üzerine eklemektedir. Aynı durum dahilde mal/hizmeti gerçek/tüzel kişilere satan işyerleri içinde geçerlidir.
Yani yasa gereği dahilde her ayın belli günleri ithalde ise gümrükleme aşamasında ödenen KDV'LERİ ithalatçı, toptancı, market veya işletmeler devlete ödemekle birlikte onların yaptığı sadece devletin tahsildarlığıdır. Gerçek anlamda bu dolaylı vergiyi ödeyenler mal ve hizmetleri alan gerçek/tüzel kişilerdir.
Dahili KDV gelirleri dışındaki KDV gelirleri KKTC'nin hazine ve bütçe tanımlamalarında limanlardan elde edilen KDV olarak tanımlanırken, Türkiye'de ise İthalattan alınan KDV olarak tanımlanmaktadır.
Yazının sonundaki tablodan da görüldüğü üzere KKTC'de tahsil edilen dahili KDV gelirlerinin toplam KDV gelirleri içindeki payı 2019 yılında ki %43,47 oranı sonrasında her yıl gerileyerek %30'lu seviyelerin altına gelmiştir. 2024 yılı 11 aylık rakamlara göre (Aralık rakamları henüz açıklanmadı) 2023 yılına göre kısmi bir iyileşme olmasına rağmen hala %40'lı rakamların çok gerisindedir. 2025 yılı Bütçe öngörülerine göre ise tablodan görüldüğü üzere %31,45 gibi bir hedef konulmuştur.
Her ne kadar 2 ülkenin gerek dahilde gerekse ithalde/limanlarda tahsil edilen KDV oranlarında farklılıklar olsa bile aynı para birimini de kullandığımız ve Türkiye'de de ciddi kayıt dışılığın olduğu gerçeğiyle Türkiye'de 2023 ve 2024 yılındaki dahili KDV verilerine göre durumun bizden çok daha iyi olduğu aşağıdaki verilerden görülmektedir. Veriler Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanlığı sitesinden alınmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti 2023, 2024 Dahili KDV-İthalde KDV Mukayese:
2023: TOPLAM KDV GELİRİ: 1 Trilyon 455 Milyar 6 Milyon
DAHİLİ KDV GELİRİ: 505 Milyar 496 Milyon **** %34,74
İTHALDEN KDV GELİRİ: 949 Milyar 510 Milyon ** %65,26
2024: TOPLAM KDV GELİRİ: 2 Trilyon 224 Milyar 132 Milyon
DAHİLİ KDV GELİRİ: 890 Milyar 198 Milyon **** %40,02
İTHALDEN KDV GELİRİ: 1 Trilyon 333 Milyar 934 Milyon ** %59,98
Yazının başlığında KDV gelirlerinin kayıt dışılıkta rolü nedir? yazmıştık. Rolü çok büyüktür.
KDV'nin gerek ithalatta gerekse dahilde mal/hizmeti satışa sunan işletmeler açısından maliyet unsuru olduğu ve bunu mal/hizmetin fiyatına eklediğini yukarıda belirtmiştik. Bu dolaylı vergiyi ödeyen Malı/hizmeti satın alandır. Yani gerçek kişi, hane halkı, ücretliler, emeklilerdir.
Ancak satışlar gerçek fiyat üzerinden ve tümüyle işletmeler tarafından beyan edilmesi halinde Gelir ve Vergi dairesi de bu işletmelerin dolaysız vergi olan kurumlar vergisi ve gelir vergilerini tesbit edip tahsil edebilmektedir.
Yasalara uygun davranan işletmeleri tenzih ederek söylemek zorundayım tablodaki oranlardan görüldüğü üzere KKTC'de kayıt dışılığın hızla arttığının en bariz göstergelerinden biri de dahili KDV oranlarının hızla %40'lı seviyelerden %30'lu seviyelerin altına gerilemesiyle görülmektedir.
Bu noktada gerek Türkiye gerekse geçmişte bizde kamu maliyesinin tahsil ettiği toplam KDV gelirleri içindeki dahili KDV gelirlerinin %40'lı oranlarını makul seviye olarak kabul edilebilir mi?
Cevabım kesinlikle hayır olur. Çünkü İthal edilen mallar için limanlarda ödenen KDV miktarı dahilde ithalatçıdan son tüketiciye gidinceye kadar toptancı, bayi, market, satış yerine gidinceye kadar her satışta kar marjı eklendiği için satış fiyatı artmakta dolayısıyla KDV'si de artmaktadır. Yani kamu maliyesinin dahilde KDV tahsilatı çok daha yüksek olmalıdır. Son tüketici dışında arada mal her değiştiğinde ödenen KDV'yi işletmeler devlet adına tahsil ettiği KDV'den düşmesine rağmen.
Çünkü Dahilde tahsil edilen KDV geliri olarak yıllık 1.8 milyar KWS elektrik satışından elde edilen KDV (En az 700 milyon TL) , Aylık 40 milyon LT. gibi rakamlara ulaşan akaryakıt satışından tahsil edilen KDV, (Pompa fiyatının %10'u) yerelde üretilen ithalatla alakası olmayan ürünler ve sadece dahilde satılan hizmetler, lokantaların, Cafeler'de satılan işlenmiş ürünlerden alınan KDV miktarlarını dikkate aldığımız takdirde, kesinlikle DAHİLDE KDV tahsilatı Limanlardan tahsil edilen KDV miktarından daha fazla olmalıdır.
Keşke kamu maliyesinin kaybı sadece KDV gelirleri olsaydı. Esas kayıp dolaysız vergi olan kurumlar vergisinde ve kurumların ödediği gelir vergisinde de yaşanmaktadır.
Çünkü yasalara uygun çalışan işletmeleri TENZİH ederek söylemek zorundayım, birçok işletme gerçek gelirlerini beyan etmemektedir. Oysa özellikle nakit kullanımını minimize edip kredi kartıyla harcamaları teşvik ederek (Vergi Dairesinin pos cihazları üzerinden harcamaları kontrol edebilmesinden dolayı) çok ciddi denetimlerle hem KDV hem de onun etkisiyle KURUMLAR VERGİSİNDE ve işletmelerin ödeyeceği gelir vergisinde çok ciddi artışlar sağlanabilir.
Bunu yapmadığınız zaman da ülkede kurumlar vergisinin yarısından fazlasını finans kuruluşları öder. Bu arada tablodan da görüldüğü üzere dahilde elde edilen KDV gelirlerindeki azalma ve sonrasında son 2 yılda minimal iyileşmenin ENFLASYONUN arttığı ve azaldığı yıllarla doğru korelasyonda olduğu da görülmektedir. Bu yazının esas konusu olmamakla birlikte detaylara girmeden önemli olduğu için tekrardan belirtmek zorundayım, bu ülkedeki enflasyonun ana nedeni TL kullanımı ve devlet eliyle yaratılan enflasyon olduğunu belirtirim.