1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Bir bebeği koruyamadınız
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Bir bebeği koruyamadınız

A+A-

Bir bebek öldü, 6 bebek entübe edildi ve evladını yitiren aile bunu medyadan öğrendi.
Acil Durum Hastanesi’nde yaşandı bunlar…
Devlet”in sağlık merkezinde!

İş “gösteriş”e geldi mi en ön sırada ortaya çıkanların hiçbiri de henüz özür dileyerek, istifa etmedi.
Soruşturulacak!

Ne çok duyduk bu sözcüğü…
Kaçıştır bu…
Zaman kazanmak…

Sağlık Bakanı’nın ilk yapması gereken üzüldüğünü anlatmak, başkalarını sorumlu göstermek ya da hafiyeliğe soyunmak değil istifa etmektir.

Bir annenin sancısının, bir bebeğin canının, kabul edilemez bu ihmal ve sorumluluğun karşılığı istifa olur.

Başhekim de yardımcısı da ilgili amir de görevden alınmalıdır.
Biliyorum, herkesin birbirini tanıdığı, sosyal ilişki kurduğu, yüz yüze geldiği bizim gibi coğrafyalarda kimse bunları kolay kolay söylemez.

Söylemeliyiz!
Çünkü bedel ödenmezse hiçbir iş ciddiyetle yapılmaz.
En tepeden başlar sorumluluk.

“Gereği yapılacak.”
Bunu söyleyenlerin istifa etmesidir gereği!
Polisin ilk kelepçelemesi gereken onlardır aslında…

Ölen bebek bir işçinin evladıydı tabii…
Ekmeğinin peşinde adaya düşmüş bir ailenin…

“Acısını paylaşıyoruz.”
Ne kadar kolay üç kelime…
O acı içinize girmemişse…

***
Kamusal sağlığı yıllardır kemiren, çürüten, kirleten hırsın, görmezden gelmenin, ciddiyetsizliğin önüne geçilemiyor.

Delice bir telaşla kendi klinik ya da hastanelere koşan hekimler hatta başhekimler, hemşireleri bırakıyorlar geride…

Devlet Hastaneleri “birincil” sorumluluk alanı olamıyor.

Bir gazetecinin bunları söylemesi çok sempatik karşılanmıyor.
“Şimdi zamanı mı…”
Nedense zamanı hiç gelmiyor hakikati bağırmanın…
Statükoyu korumak, yılların yozlaşmasına gözlerinizi kapatmak, radikal ve cesur kararlar almak tercih edilmiyor yıllardır.

Sağlık hizmetinin iyisini parası olan alabiliyor.
Paran yoksa…
Canının kıymeti de yok…

Kadro ve altyapı eksikliği umursanmıyor örneğin…
İlgisiz alanlarda dolduruluyor yandaşlar…
Hastanelerin personel sorunlarını çözmek yerine…

***
Korkunç bir ihmal var, insanları bebekleri kritik bir süreç yaşıyor, üzerinden saatler geçmiş, pekâlâ bakan da biliyor bunu başhekim de sorumlu da biliyor ama sesleri çıkmamış.
Bilgi dahi vermemişler ailelere…
Bir annenin haklı çığlıkları yeri göğü inletene kadar…

“Bizim için önemli olan hastalarımızın sağlığıdır” derken bakan, “Benim çocuğum entübedir şu anda” diye bağırıyor bir anne…

“Biz öğrenir öğrenmez” derken bakan…
“Biz internetten duyduk” diyor anne…

Propaganda yapıyor bakan halen…
O en acı anda…
“Ülkenin en donanımlı hastanesi…”
“Senin bu binan kaçak be!” diye bağırıyor bir adam…

“Biz sizi aramadık çünkü polis öyle istedi” diyor.
“Bizim çocuklarımız, bizim” diyor bir anne…

“Bu detayların tümüne hakim olamayız” diyor bakan…
Detay!

Öyle…
İnsan hayatı “detaydır” bu ülke…

***
Henüz istifa etmediniz mi?

Görevden alınan kimse yok mu halen?
Sorumlu gibi görünen sorumsuzlar bize “araştırıyoruz” mu diyecekler yine?

Can parçaları için hemşirelerden bilgi dileniyor aileler…
Böyle bir sağlık sistemi olamaz!

***
Acil Durum Hastanesi’nin uzun uzadıya kurdelesi önünde, ellerinde makaslarla poz verenlerin hiçbir ortada yok şimdi…
İstifa yok…
Sorumlular arasında görevden alma yok henüz…

Öyle ya birilerini üzerseniz “nisap” sorunu yaşanır belki de…
“Oy”lar denkleşmez…


***
Ezdiniz bu toplumu…
Örselediniz…
İnsanlıktan çıkarttınız.
Yaşam kalitesini umursamadınız hiç!
Ne kontrolsüz nüfusa önlem aldınız, ne plansız yerleşime…

Yeni doğan servisinde su ile alkolü ayrıştıracak protokolü, organizasyonu, sistemi, ciddiyeti bile başaramadınız.

***
Geçenlerde yeni hamile bir kadın emekçi, bir ortamda fikrimi soruyordu; yoksul bir ailenin çocuğu, göçmen gelmiş ailesi, “Hastanede doğum yapmak istiyorum, çünkü dışarıda ödeyecek param yok” diyordu.

Hamilelik sürecinde özel bir doktora gitmiş önce…

Hastane doktoru değil, o nedenle, hem hastanede görevli, hem dışarıda çalışan bir doktor bulmalıyım ki doğum için hastaneye gidebileyim” diyordu.

Bir hekime danışmış, “hastanede kimin nöbetiyse doğumuna o girecek, ayrıca çoğunlukla uzman ebeler doğumu yapıyor” demiş.

En güvenli merkezin kamu hastaneleri olduğunu” anlatmıştım…

Hem donanım, hem insan kaynağı olarak…
Bir anne, bebeğini emanet edecek, canını, can parçasını, kolay değil…

İkna edememiştim.

Bebeğinin takibini özelde yaptırmak ama doğum sürecinde, maddi kaygılarla hastaneye gitmek için ısrarlıydı.

***
Neler yaşıyor insanlar…
Ne rezil bir düzen…

Şimdi birkaç kişi tutuklanacak yine…
Birkaç ay soruşturma sürecek.
Asıl sorumlular yine yerlerinde oturacak.
İstifa akıllarına gelmeyecek.

Bir bebek bir avuçluk mezarında yatacak, annesinin kucağında olmak yerine…

 

Bu yazı toplam 1975 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar