1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. Sergiyi “kayıp” yakınları açacak...
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

Sergiyi “kayıp” yakınları açacak...

A+A-


***  Kıbrıs’ın iki tarafından Kıbrıslıtürk, Kıbrıslırum, Suriyeli Kıbrıslı ve İtalyan Kıbrıslı ressamların “kayıplar” ve “toplu mezarlar”ı ele aldıkları “Gerçeğin Rengi” başlıklı resim sergisi 15 Mart 2013 Cuma akşamı Goethe Enstitüsü galerisinde açılacak...

***  Sanatçılar hazırladıkları eserleri İki Toplumlu Kayıp Yakınları örgütü “Birlikte Başarabiliriz”e bağışlamayı kararlaştırdılar... Eserler satılmayacak ve bir bütün olarak derneğe bağışlanacak...

İki Toplumlu Kayıp Yakınları ve Savaş ile Katliam Kurbanları İnsiyatifi “Birlikte Başarabiliriz” örgütünün Nilgün Güney Atölyesi’yle birlikte Haziran 2012’den bu yana yürütmekte olduğu “kayıplar” konulu atölye çalışmaları sonucunda üretilen sanat eserleri, 15 Mart Cuma akşamından itibaren Goethe Enstitüsü sergi salonunda sergilenmeye başlanacak.

SERGİYİ “KAYIP” YAKINLARI AÇACAK...
“Gerçeğin rengi” adını taşıyan sergide Kıbrıslıtürk, Kıbrıslırum, Suriyeli Kıbrıslı ve İtalyan Kıbrıslı sanatçıların birlikte ürettikleri “kayıplar” ve “toplu mezarlar” konulu eserler sergilenecek. Sergi 15 Mart Cuma akşamı saat 18.30’da Lefkoşa’da ara bölgede Ledra Palace oteli yanında bulunan Goethe Enstitüsü Sergi Salonu’nda “kayıp” yakınları tarafından açılacak.
Sergiyi Komikebirli Panayota Hanım ile Tremeşeli Şerif Hanım, birlikte açacak. Komikebirli Panayota Pavlu Solomi’nin eşi ve oğlu, 1974’ten beridir Galatya’dan “kayıp”, Şerif Birşen’in ise babası Yusuf Ahmet, 1963’ten beridir Lefkoşa Genel Hastanesi’nden “kayıp. Şerif Birşen’in kardeşi Ahmet Yusuf, karaciğerinden tedavi görmekte olduğu Lefkoşa Genel Hastanesi’nde 1963’te öldürülmüş ve naaşı daha sonra Türk tarafına gönderilmişti. Oğlu Ahmet Yusuf’a hastanede bakmaya giden Yusuf Ahmet ise hastaneden “kayıp” edilmişti.
Panayota Pavlu Solomi’nin eşi Pavlos Solomi ile oğlu Solomis Pavlu, 1974’te Komikebir’den (Büyükkonuk) alınarak tutuklu olarak Galatya’ya (Mehmetçik) götürülmüş ve Galatya’da tutuklu iken “kayıp” edilmişlerdi.
Sergi 15 Mart Cuma akşamı saat 18.30’da açıldıktan sonra, 18-22 Mart 2013 tarihlerinde (Pazartesi’nden Cuma’ya kadar) sabah saat 11.00 ile akşam saat 19.00 arasında izleyicilere açık olacak. Resimlerin daha sonra başka şehirlerde ve Kıbrıs dışında da sergilenmesi bekleniyor.

SANATÇILARIN KATKISI
Adamızın iki tarafından sanatçılar, her iki toplumdan “kayıp” yakınlarıyla buluşarak onların öykülerini dinlediler, gerek 1963’te, gerekse 1974’te adanın iki tarafında katliamların yaşanmış olduğu gömü yerlerini gezdiler ve “kayıp” yakınlarının evlerini ziyaret ederek, yaşadıkları acıları onların ağızlarından dinlediler, ister Kıbrıslıtürk, ister Kıbrıslırum olsun, “kayıp” yakınlarının ne tür acılar yaşamış olduğunu gördüler, bu acıları anlamaya çalışarak sanat eserlerini ürettiler.
Haziran 2012’den bu yana yürütülen atölye çalışmalarını bizimle birlikte ressam Nilgün Güney fasilite ederken, çokkültürlü sanatçı grubu, katliamların yaşanmış olduğu Muratağa-Atlılar-Sandallar, Oroklini, Palekitre, Galatya, Strovulos gibi toplu mezarların bulunduğu alanları da ziyaret ettiler.
Sanatçılar, “kayıp” yakınlarının tanıklıklarını dinlediler ve eserlerini üretirken de, zaman zaman bazı “kayıp” yakınlarıyla bir araya gelmeye devam ettiler. Sanatçılar, eserlerini ağırlıkla Nilgün Güney Stüdyosu’nda ürettiler ve ressam Nilgün Güney de bu üretim sürecini sanatsal bakımdan fasilite etti.
Biz de genç sanatçılara tüm bu atölye çalışmalarını fasilite ederek, onları katliam çukurlarına, gömü yerlerine götürerek, “kayıp” yakınlarıyla buluşturarak ve onlara ihtiyaçları olan fotoğraf, bilgi ve “kayıplar”ın öykülerini aktararak yardımcı olmaya çalıştık.
Hiçbir projenin parçası olmadan, hiçbir “fon” bulunmadan, tümüyle gönüllülük prensibiyle yürütülen atölye çalışmaları sonucunda üretilen eserler, Lefkoşa’da Yeşil Hat üzerinde bulunan, Ledra Palace oteli yanındaki Goethe Enstitüsü’nün sergi salonunda 15 Mart 2013 Cuma akşamından itibaren 22 Mart 2013 Cuma akşamına kadar sergilenecek.

SANATÇILAR ARASINDAKİ “KAYIP” YAKINI...
Sanatçılar arasında bir de “kayıp” yakını var... Hrista Antoniu’nun babası 1974 yılında Maraş’tan alınarak “kayıp” edilmiş. Hrista, halen Paris’te yaşıyor ve bir fotoğraf sanatçısı olarak sergiye “kayıp” babasına ilişkin bir enstalasyonla katılıyor...
Hrista’nın öyküsü aslında çok üzücü: Dört yaşındayken annesini bir hastalık sonucu, beş yaşındayken de babasını savaş sonucu kaybetmiş. Onu ninesi büyütmüş...  Onun öyküsüne bu sayfalarda yer vermiştik... Annesi hastalandığı zaman Hrista henüz bir yaşındaymış ve annesi ve ninesiyle birlikte, annesinin tedavisi için Atina’ya gitmişler. Sonra annesi 1973’te vefat edince Atina’dan Kıbrıs’a dönmüşler... O günlerden tek anısı, babasının elini tutması. Şöyle diyor Hrista:
“Annemi gömmeye gelmiştik Kıbrıs’a... Dört yaşındaydım. Babam elimden tutmuştu, bunu hatırlıyorum. Eli sıcacıktı, yumuşacıktı... Elimden tutup beni Maraş’a götürmüş, bana şeker almıştı. Hani eskiden bilezik şeklinde şekercikler vardı ya? Onlardan... O günü çok iyi hatırlıyorum...” diyor.
Maraş’tan güneye gönderilmek üzere başka Kıbrıslırumlar’la birlikte 21 Ağustos 1974’te otobüse bindirilen sevgili babacığı Nikos Haralambus Antoniu, otobüs Türk askerleri Maraş’ta bir deniz sahilinde serinlesinler diye durduğu zaman, acil ihtiyacını gidermek için otobüsten inmiş. O sırada oradan geçmekte olan bir landrover’deki bir Türk subay onu görmüş. Otobüse binip de hareket edecekleri zaman, Türk subay, bir Kıbrıslıtürk mücahit aracılığıyla Nikos’u çağırtmış.  Otobüstekiler itiraz etseler dahi, mücahit, “Onu esir değiş-tokuşunda kullanacağız, Leymosun’da esir bir Kıbrıslıtürk var, onunla değiştireceğiz” diyerek, Hrista’nın babası Nikos’u alıp gitmiş. O günden beridir Hrista’nın babası “kayıp”... Hrista o zaman beş yaşında imiş... Bir yıl önce annesini de kaybetmiş olduğu için, yeryüzünde tamamen öksüz ve kimsesiz kalmış... Nineciği ona bakıp büyütmüş...
Hrista Antoniu sergi için bir instalasyon hazırlıyor: Babasının “kayıp” edilmesinin üstünden kaç gün geçmiş olduğunu hesaplıyor ve babasının kimlik kartındaki fotoğrafına o kadar pixel koyuyor... Bu pixel’ler, her geçen günü temsilen birer birer yokoluyor ve sonuçta resim tamamen “kayıp” oluyor. Hrista, “kayıp” babasını konu aldığı bu çalışmasını sergileyecek. Bu amaçla Paris’ten önceki gün Kıbrıs’a gelmiş bulunuyor.

SANATÇILARIN KARARI
“Kayıplar”la ilgili atölye çalışmalarına katılan sanatçılar ortak bir karar alarak, eserlerini İki Toplumlu Kayıp Yakınları ve Savaş ile Katliam Kurbanları İnsiyatifi “Birlikte Başarabiliriz” örgütüne bağışlamayı kararlaştırdılar...
Sergiye katılan sanatçılar şöyle:
Adi Atassi, Aydan Lisaniler, Hrista Antoniu, Deniz Tevfik, Eda Gökçe, Ferah Kaya,  Gaia Zaccagni, Mehtap Önem, Nilgün Güney, Simoni Symeonidu,  Sofia Hadjipapa,  Zalihe Şakir ve Zeynep Uzun.

Bu yazı toplam 1827 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar