1. YAZARLAR

  2. Tümay Tuğyan

  3. Eroğlu çok daha rahat!
Tümay Tuğyan

Tümay Tuğyan

Eroğlu çok daha rahat!

A+A-

 


Şu vakitten itibaren, Kıbrıs sorununda kaybedilen son 6 ayı konuşmanın pek bir anlamı yok.
Kimisi az kimisi çok, her iki tarafın da ayak sürüdüğü bu sorunlu dönem geride kaldı.
Kıbrıs müzakere tarihinde yarın yeni bir sayfa açılıyor.
Ve herkes artık bu yeni sayfaya odaklanmalı.
Zor da olsa üzerinde uzlaşıya varılan metin, elbette nihai çözüm metni değildir.
Ancak evet, bir zemindir.
Bu metne ‘tamam’ deyip, sonra ‘sadece bir kağıttır, müzakerelerin zeminini oluşturmaz’ şeklinde bir yaklaşımla müzakere masasına oturmak ya da müzakere masasına oturanın bu düşünceyle hareket etmesini beklemek, en yalın tabiriyle ikiyüzlülük olur.
6 ay uğraşıldıktan sonra nihayet üzerinde uzlaşmaya varıldığı açıklanan birtakım hayati unsurları, her kim ki ‘sadece bir kağıt’ deyip de bir kenara koymaya kalkar ve müzakere masasında yeni baştan tartışmaya açarsa, onun gerçek niyeti bir kez daha sorgulanmaya muhtaçtır.
Elbette söz konusu unsurların altı doldurulacaktır.
Müzakereler de zaten bunun içindir.
Ama bu, ortak metnin ruhuna sadık kalınarak yapılmak zorundadır.
Dolayısıyla daha şimdiden müzakere sürecini ipotek altına almaya çalışmak, doğru değildir.

***

Bu süreçte Eroğlu, Anastasiadis’e göre çok daha rahat bir durumda olacak.
En azından arkalarındaki toplum baskısı açısından!
Kendi partisi DİSİ ve de AKEL dışında şu anda Anastasiadis’e destek veren yok.
Ve hatta diğerleri, şiddetle Anastasiadis’i eleştiriyorlar; kimisi doğrudan istifaya çağırıyor, kimisi ise ortak metnin altına attığı imzadan vazgeçmeye.
Hükümet ortağı DİKO, mevcut olumsuz tutumunu, hükümetin geleceği açısından şantaj malzemesi olarak kullanacak, bu çok açık.
Oysa Kıbrıslı Türk liderin pozisyonu, Anastasiadis’e göre çok daha rahat.
Eroğlu’na engel olmaya kalkacak tek bir güç varsa, o da bizzat kendisi!
UBP ve DP dışındaki siyasi partiler, ortak metne ve müzakere sürecine desteklerini beyan ettiler.
UBP ve DP ise ortak metnin içeriğine dair eleştiriler ortaya koymuş olsalar da, müzakere sürecine başlanmasına destek açıklaması yaptılar.
UBP ve DP’nin eleştirilerini törpülemek ve sürecin devamında takınacakları tavrı tayin etmek, tamamen Eroğlu’nun elinde.
Yani Eroğlu’nun, mevcut metin zemininde bir anlaşma isteyip istemediğinde!
Eğer Eroğlu, altına imza attığı bu metnin ruhu hilafına bir süreç yürütme niyetindeyse, yani örneğin egemenlik ve vatandaşlık meselesi yarın öbür gün yeniden bir tartışma konusu haline gelecekse, UBP ve DP’nin tavrı da o istikamette yürüyecektir.
Yok eğer Eroğlu sağduyulu bir biçimde, iyi niyetle, bir federasyon için o masaya oturma konusunda samimiyse, O’nun bu duruşu, UBP’nin ve DP’nin pozisyonlarını da şekillendirecektir.

***

Salı günü başlayacak süreçte önemli olan, her iki liderin ne kadar kararlı olduğudur.
Unutmamakta fayda var, böylesi süreçlerin sonunda eğer ‘kazanan taraf’ olmak niyetindeyseniz, o niyetinizde bir sorun vardır.
Çünkü uzlaşı, ‘kazanmak’ üzerine inşa edilebilecek bir mevhum değildir.
Kıbrıs sorununda kazanmak, sadece ve sadece mevcut pozisyonlarımızı esnetip, , bazı fedakarlıkları kabullenmekle, yani aslında karşılıklı olarak kaybetmekle mümkündür.
Müzakere masasına bu amaçla oturuyorsak, işte o zaman gerçek anlamda bir kazancın yarı yolunu kat ettik demektir!

Bu yazı toplam 2004 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar