1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Sahi şimdi neredeler?
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Sahi şimdi neredeler?

A+A-

Şimdi sözüm “uyuyor” taklidi yapanlara, hani büyük büyük otelleri var, yemekhaneleri, hastaneleri var.
Hani “sosyal sorumluluk” gösterişlerinde en önde koşarlar çoğu zaman, küçük dağları yaratmış, gökyüzünü boyamışlardır(!)
Hani “fındık fıstık” işi oldu mu bir bağışlar, bin reklam ederler.
Hani aslında onlara ‘müteşekkir’ olmamız gerekir çünkü lütfetmişler, gelmişler, yatırım yapmışlar, memleketi kurtarmışlardır.

*  *  *

Sahi şimdi siz nerelerdesiniz?
Oteller sessizliği fısıldaşırken ve odalarda kimseler yokken; bu ülkenin geleceği, beyni, umudu gençlere yer, yurt, barınak aranırken niye sesiniz çıkmıyor?
Yoksa ‘rulet masalarınıza’ mı bulaşacak virüs, doldurulmuş ‘kıyılarınız’ mı kirlenecek, ‘özel loca’ şezlonglarınız mı devrilecek acaba?
Siz nereye kayboldunuz böyle?

*  *  *

Öyle ki kıyılar paylaşılır, araziler üleşilir, krediler bölüşülürken hep en öndeydiler!
En önce onların vergileri affedildi, kredileri ötelendi, elektrik borçları silindi.

En ‘şaşalı’ gecelerde bakanlar ağırladılar, zenginler kutsadılar, “haydi şimdi bütün eller havaya” yaptılar rengarenk!
Siyasete ayar çektiler, hep ağladılar da hiç daralmadılar.
Senelerce bu coğrafyanın kaynaklarından ‘hüpleyenler’in çoğu okus pokusla görünmez oldu şimdi!

*  *  *

Özel hastanelerin, büyük kliniklerin, çoğu ticari ameliyathaneye dönüşen merkezlerin de sesi çıkmıyor, farkında mısınız?
Bir ‘uyku hali’ ki kaplumbağadan beter!
Tam da şimdi ihtiyaç var oysa karantina merkezlerine, test istasyonlarına, imkanların birleşmesine...

*  *  *

Coronavirüs denen bu illet bencilliğin boğduğu insanları ve kriz yönetme yetisinden yoksun hasbelkader makam sahiplerini de deşifre ediyor birer birer... Çok daha net görüyoruz arsızı, hırsızı, kabiliyetsizi, riyakarı...
Keşke her daim ‘karantina’ya alabilsek ve siyasetin, ticaretin, rekabetin dışında bırakabilsek hepsini...

*  *  *

İlk günden inanmadılar zaten, “gelmesinler” dediler, “orada kalsınlar.”
O nedenle nasıl planlayacaklardı sahi? Gençliğe nutuk atmaya geldi mi dudakları hiç durmaz bunların!
Ve nedense görevleri “çözüm üretmek” ya da “liderlik üstlenmek” onların çoğu, bize, birbirini gammazlıyor şimdi...
*  *  *

Yine de yürekleri kocaman insanları var bu ülkenin; otellerini açanlar, mülteciler için ellerinde gıda torbaları yardıma koşanlar, gösterişsiz hesapsız çalışanlar, hastaların başında nöbet tutanlar, uçağıyla malzeme taşıyanlar, ev ev erzak dağıtanlar, inatla üretenler gibi...

*  *  *

İyi ki onlar var.
İyilikle kaybolacak onca sızı, masumiyetle...
Nazım’ın sözüyle...
“Hastalar,
kardeşlerim
iyileşeceksiniz
Ağrılar, sızılar dinecek,
Yumuşak, ılık bir yaz akşamı inecek,
ağır yeşil dalların ardından rahatlık.”

Bu yazı toplam 6766 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar