Ülkemizde şubat ayı enflasyonu %2,16 olarak açıklandı. Yıllık enflasyon ise geçen yılın şubat ayına göre %47,10 olarak gerçekleşti. İki aylık enflasyon ise %4,21 oldu. Yani, şubatta da pahalılık devam etti.

KKTC Tüketici Fiyatları Genel Endeksi'ne göre ana harcama grupları içinde bir önceki aya göre en yüksek artış %6,22 ile eğitim ana grubunda yaşandı. Öte yandan, mevsim indirimleri nedeniyle giyim ve ayakkabı grubunda %2,17 oranında bir azalma görüldü.

Şubat ayı enflasyonunda özellikle GSM operatörlerindeki kontörlü hat ücretleri %40,55, belediye su faturaları %37,77 ve özel ilköğretim ücretleri %21,40 oranında arttı.

Yıllık enflasyon rakamlarında ise eğitim ana grubunda yaklaşık %109, haberleşme ana grubunda %77, sağlık ana grubunda ise %74 artış gerçekleşti.

Bazı ürün ve hizmetlerin yıllık fiyat artışları ise şöyle oldu:

• Faturalı cep telefonu görüşme ücreti %110
• Kontörlü cep telefonu görüşme ücreti bir operatörde %133, diğer operatörde %230
• Diş dolgu ücreti %146, diş çekimi ücreti %152, fizik tedavi ücreti %169
• Özel hastane ameliyat ücreti %125
• Özel ilköğretim ücreti %162, özel lise ücreti %145
• KKTC öğrencisi için özel üniversite ücreti %128
• Kahve fiyatı %105

Türkiye İstatistik Kurumu'na göre, şubat ayı enflasyonu %2,27, yıllık enflasyon ise %39,05 olarak hesaplandı. Aynı para birimi kullanılmasına rağmen, Kuzey Kıbrıs’ın Türkiye’den daha pahalı olduğu, yıllık enflasyon farkıyla net şekilde ortaya çıkıyor.

Hükûmetin piyasa denetimlerini düzenli olarak gerçekleştirmemesi ve fırsatçılara yaptırım uygulanmaması nedeniyle enflasyon oranlarındaki yükseliş durdurulamıyor. Yeni asgari ücretin belirlenmesiyle birlikte ülkede zam yağmuru tekrar başladı ve tüm mal ve hizmetlerde fiyat artışları sürdü.

KTAMS’ın belirlediği açlık sınırı, dört kişilik bir ailenin sadece gıda harcamalarını kapsayacak şekilde şubat ayı sonunda 28 bin 242 TL’ye yükseldi. Açlık sınırındaki bu artış, asgari ücretle çalışanların temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlandığını gösteriyor. Geçen ay yapılan zam, enflasyon karşısında hızla eridi ve satın alma gücünü artırmaya yetmedi.

Hükûmet, maaş ve asgari ücret artışlarını 2024 yılında sadece 6 aylık periyotlarla yapacağı için dar gelirliler açısından bu yıl daha zor geçecek.

Pahalılığı azaltmak için hükûmetin özellikle akaryakıt, gaz ve elektrik zamlarını halka daha az yansıtması gerekiyor. Elektrik zamlarının en azından bir kısmı, vatandaşa ve piyasaya ağır yük getirmeden Maliye Bakanlığı tarafından karşılanmalı.

Ayrıca, gıda, sağlık, eğitim ve temizlik malzemelerinde ithalat vergileri, KDV ve fonlar düşürülmeli, ithalattan perakende satışa kadar olan zincirde etkili denetimler yapılmalıdır. Ancak, hükûmet enflasyon ve pahalılıkla mücadelede bu önlemleri almamakta ısrar ediyor.

Pahalılık nedeniyle maaşlar, emekli maaşları ve asgari ücret artışları hızla eriyor. Vatandaşlar, geçimlerini sağlamak için kredi kartı borçlarını artırmak zorunda kalıyor.

Öte yandan, Kuzey Kıbrıs’taki pahalılık nedeniyle halk Güney Kıbrıs’tan alışverişlerini artırırken, Rumların kuzeydeki alışverişleri ise azalmış durumda. Bu nedenle, Maliye Bakanlığı’nın KDV ve Fiyat İstikrar Fonu gelirleri de düşüyor.

Gelirlerin azalması sonucu Maliye sürekli borçlanıyor ve böylece zaten tarihi seviyeye ulaşan (18,5 milyar TL) bütçe açığı daha da büyüyor.

Hükûmet partileri, halkın esas gündemi olan pahalılık ve enflasyonla mücadeleye yoğunlaşmalı. Halkın ve sektörlerin sorunlarının çözümü için mesai harcamalı, bireysel ve zümresel meselelerle vakit kaybetmek yerine toplumsal sorunların çözümüne odaklanmalıdır.

Halkın derdi geçim derdidir; hamaset söylemlerine değil, somut çözümlere ihtiyacı vardır.