1. YAZARLAR

  2. Dr. Hasan Alicik

  3. Eğitim Hayallerimizi Çalıyor
Dr. Hasan Alicik

Dr. Hasan Alicik

Eğitim Hayallerimizi Çalıyor

A+A-



Sıcaklar erken bastı. Biz de komşularla akşamüzeri yürüyüşlerine erken başladık. Eğitim, siyaset konuşa konuşa Gönyeli göletinin etrafında yürüyoruz...
Yaklaşık on altı yıldır yazın ilk yürüyüşlerini buraya yapıyoruz.
Bu yıl gölet oldukça dolu. Ne ki ağızlık kısmının etrafındaki ağaçlık alan her zamankinden daha kirli; bira şişeleri, naylon poşetler, öbek öbek çekirdek kabukları, molozlar... büyük bir çevre kirliliği göze çarpıyor.
Başlıyoruz tartışmaya.
Bira şişelerini atanlar belliki buraları mesken edinmişler, sürekli kullanıyorlar. Kullandıkları yeri kirletiyorlar. Diyebiliriz ki eğitim kişilerde çöp atmama, çevreyi temiz tutma konusunda davranış değişikliği yaratma konusunda başarılı değil.
Elbette! Ancak eğitimle ulaşılmak istenen bunun ötesinde olmalıdır.
Örneğin hayal etmeyi, yaratmayı köreltmemeli, geliştirmelidir.
Şimdiki bilgilerimize göre hayal kurabilen tek canlı insandır.
Bir karıncanın, kedinin, köpeğin... hayal kurduğunu bilemiyoruz.
Yazarak, çizerek, anlatarak, söyleye söyleye “Yere çöp atmamayı” öğretmek ezbere dayalı bir eğitim anlayışının ürünüdür.
Oysa hayal gücü, yaratıcılığı gelişmiş, olgu ve olaylar arasında ilişki kurabilen, çevresini, toplumunu değiştirebilen, gelişmeye katkı koyabilen bireyler yetiştirmek gerekir.
Hayal edin!
Gönyeli göletinin yabanıl dokusuna uygun bozmadan, etrafında yürüyüş, koşu, bisiklet sürme yolları; atların kiralanıp gezinti yapılabilecek alanlar; hayvanat bahçesi; gölün içinde çeşitli su kuşları; ördekler, kuğular... Hatta gölet içerisine uzanan iskeleden kayık kiralanabilir göl gezintileri,kuş gözlemleri, doğa fotoğrafçılığı yapılabilir. Yine doğal dokusunu bozmadan belli bir bölgesine restorantlar, kafeler, çay bahçeleri yapılabilir. Gölün etrafı ağaçlandırılabilir, tepe yamaçları teraslanıp çimlendirilebilir, gül ya da çiçek bahçeleri kurulabilir.  
Burada hayal ettiğim elbette bir zamanlar Ankara’da kurulan ve içinde yapay göl bulunan Gençlik Parkı değildir, belki İtalya’daki Como gölünün dörtte birini hayal edebiliyorum.
İşte eğitimin sorunu “yere çöp atmayan” insan yetiştirme sorununun çok ötesine uzanan, çevreye, doğaya estetik bir gözle bakabilen, onu estetik felsefeyle anlayabilen insan yetiştirebilme sorunudur.
Eğitim testler, şıklar arasına sıkışmış, ezbere dayalı anlayışlar değildir.
Otuz kusur yıldır, soruyoruz çocuklarımıza “kadar ve arasında” sorularını... Kadar ise bir ekleyecen, arasında ise bir çıkaracak. O kadar! Ezber bu; soruyu görünce böyle yapacaksın. Başka birşey istemiyor. Ezberlediğin kadarını yap. Ezberin kadar yaşa.
Otuz yıl boyunca dünya ne kadar değişti, bilim ne kadar ilerledi, anlayışlar ne kadar değişti... Biz hala “kadar ve arasında” sorularıyla çocuklarımızı yetiştiriyoruz.
Ezbere yetişen, ezbere yaşar. Çevre ile arasında bağlantı kuramaz, estetik bir anlayışla çevreyi ve hayatını algılayamaz.
Bugünkü eğitim estetik duygularımızı körelterek, hayallerimizi çalıyor, çevremizi yok ediyor.
Çevremizi estetik değerlerle anlayarak, özünü altüst etmeden, saygı göstererek sahip çıkarsak, o zaman ezbere dayalı olmayan temizlik kendiliğinden gelecektir.
Yeter ki eğitimle böyle nesiller yetiştirebilelim.

Bu yazı toplam 1604 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar