Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Bir mevsim

A+A-

 

Sabahı içinize çektiniz yine, pencerenizden gökyüzü doldu odanıza, güne gülümsediniz...
İşte öyle gülümsüyordu bir başka genç...
Savaş var, dediler...
Gitti...
Bir daha geriye dönmedi...
Böyle olacağını bilemedi.
..

***

O portakal ağacının üzerine bir başkası tırmanıyordu bu saatlerde, dalından topluyordu meyveyi ve beyaz gömleğinde lekesi kalıyordu kabuğundan taşmış özün.
O salıncakta, bir başka dede, bir başka torununu sallıyordu içi içine sığmaz bir telaşla...
Karıncalar kuytularına gizleniyordu bahçenin, ‘çalışmak’ da yetmezdi büyümeye...
O sokakta, şu anda adımladığınız tam da, neresiyse fark etmez; her bahar çiçeklenen kokusunda zamanın, yağmurlara tutunarak bir başkası yürüyordu...
Bir kız çocuğu, annesinin elini hiç bırakmadan ıslak gülüşler gönderiyordu zeytin dallarında kümelenen gelinciklere...
Kaçtı bir gün...
Koşarak kaçtı...
Korkarak kaçtı...
Kuşlar da kaçtı, insanlar da...

***

O kumsalda tuzun kokusu vardı insan tenine karışan...
Bir gün kan damladı...
Gemiler savaşmaya yırttı maviyi, acılar yetmedi dikmeye, coğrafya öylece sökük kaldı.
Kozalaklara barut kokusu sindi bir gün doğumu, çam reçinesi kirlendi...
Kürekler toprağı eşelerken, bir zamanlar tohum eken eller, insan ölülerini gömdü...
Konuşamadı hiç biri...
Hekimler kireçle kapladı yaşlı genç vücutları, nabızlarını dinleyemedi...
Çimen yeşilliğinde bir topun peşinde birlikte koşan delikanlılar, hiç hesapta yokken silah sıktılar karşılıklı...
Kum torbaları sustu...
Dikenli teller iyiden iyiye büktü başını...


***

Hani içinizi kemiren bir huzursuzlukla akşam serininde oturmuş beklersiniz ya, evrenden yıldızlar toplayarak koynunuza...
Sonra yürüyerek geldiğini görürsünüz, tam da karşıdan, gül yüzlü evladın...
- Şimdi uyuyabilirim dersiniz, derin bir nefesle...
O evlatların onlarcası, yüzlercesi hiç gelmedi.

***

Barış nedir en fazla bilir misiniz?
Yitmemesidir evlatların...
Ve o sokaklarda birlikte yürümek, o ağaçlara birlikte tırmanmak, o salıncakta birlikte sallanmak, portakalı birlikte tatmaktır bir mevsim...
O mevsime ‘eylül’ deriz belki, gün gelir.

Bu yazı toplam 2114 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar