‘Nakil’ hayali ile, diyalize bağlı yaşam!..

Yaş aralığı her geçen gün düştüğü belirtilen böbrek yetmezliği, kişilerin hayatını olumsuz yönde etkilerken makineye bağlı bir yaşamı da beraberinde getiriyor.

350 HASTA… Böbrek yetmezliği nedeniyle Kıbrıs’ın kuzinde 350 hasta diyalize giriyor... Yaşam kalitelerini daha iyi yapmak için düzenli şekilde diyalize giren hastalar “hayat arkadaşım” dedikleri makinelerle yaşamlarını sürdürüyor.

TEK HAYALLERİ NAKİL OLMAK… Vücutlarındaki biriken sıvıya göre işlem yapılan hastalar durumlarına göre günde yaklaşık 4 saat diyaliz makinesine bağlı kalıyor. Yaşamının bir bölümünü diyaliz merkezinde geçiren hastalar nakil olacağı günün hayalini kuruyor.

30 BÖBREK NAKLİ YAPILDI…  Lefkoşa Devlet Hastanesinde 2015 yılından bu yana 30 böbrek nakli gerçekleşti. Nakillerin 16’sı beyin ölümü geçen hasta yakınlarının organ bağışı ile gerçekleşti.

 

Devrim DEMİR 

Yaş aralığı her geçen gün düştüğü belirtilen böbrek yetmezliği, kişilerin hayatını olumsuz yönde etkilerken makineye bağlı bir yaşamı da beraberinde getiriyor.
Lefkoşa Devlet Hastanesi bünyesinde yatak kapasitesi sınırlı, diyaliz ünitesinden onlarca hasta yararlanıyor.
Lefkoşa Devlet Hastanesi, Diyaliz bölümü kapılarını YENİDÜZEN için araladı.
Yaşam kalitelerini artırmak için her gün onlarca hasta 4 saat makineye bağlanıyor. Hastaları getiren yakınları, koridorlarda saatlerce bekliyor.
Hemşireler her hastayı 10 dakikada bir kontrol ederken, makineye bağlı hastalar ya uyuyor, ya yanındaki ile sohbet ediyor.
Hastaneye gelen böbrek hastalarının ilk etapta kiloları ölçülüyor. Vücutlarındaki biriken sıvıya göre işlem yapılan hastalar durumlarına göre yaklaşık 4 saat diyaliz makinesine bağlı kalıyor. Yaşamının bir bölümünü diyaliz merkezinde geçiren hastalar nakil olacağı günün hayalini kuruyor.
Poliklinik hasta sayısı bin 500 olan Diyaliz bölümünde, hastaların yaş oranı 40-80 arası.
Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Hemodiyaliz Servisi Sorumlusu olan Nefrolog Dr. Deren Oygar ve bölümün sorumlu hemşiresi Nuriye Güney Diyaliz bölümü ile ilgili YENİDÜZEN’e bilgi verdi.

Hepsi yorgun bir şekilde çıkıyor

Makineye bağlı 4 saat boyunca kalan diyaliz hastaları, hastaneden çıkmaya hazırlanırken mutlaka kontrolden geçer.
4 saatlik bir sürecin ardından, hastaların yüz ifadesi hep aynı, hepsi yorgun. Birçok hasta tansiyon düşüklüğü yaşarken, kalp krizi geçirme olasılığı yüksek olan diyaliz hastalarının ailelileri, yanlarından bir an olsun ayrılmıyor.

2015 yılından bu yana 30 böbrek nakli yapıldı

Lefkoşa Devlet Hastanesi Diyaliz bölümünde böbrek nakilleri 2015 yılında yapılmaya başlandı. Başlandığı günden itibaren 30 böbrek nakli yapılırken, bu nakillerin 16’sı gerçekleşen beyin ölümlerinde ailelerin bağışladığı organlarla yapıldı.

 


 

Nefrolog Dr. Deren Oygar:

“Böbrek rahatsızlığı her yıl giderek artıyor”

Nefrolog Dr. Deren Oygar, KKTC’de Lefkoşa, Girne ve Mağusa’da Hemodiyalize giren 220 hasta olduğunu, bunların kronik ve akut böbrek yetmezliği hasta olduklarını kaydetti. Polikliniğe başvuran hasta sayılarının ise bin 500 civarı olduğunu kaydeden Oygar, “Dünya Sağlık Örgütü 2010 yılında böbrek hastalığını halk sağlığı olarak açıkladı. Bizde 2005 yılında 70’e yakın diyaliz hastası varken, sayı her yıl katlanarak arttı. Konforsuz hayat, hastalığın tetikçisi olurken, ortalama hastalarımızın yaş oranı 40-80 arası” dedi.

“Organ bağışı mutlaka anlatılmalı”

2014 yılında geçen yasa ile beraber organ bağışlarının yapılmaya başlandığını ifade eden Oygar, 2015 yılında ilk böbrek naklinin gerçekleştiğini ifade etti. Organ bağışının da önemine değinen Oygar, ara ara kampanyalar yapıldığını ve insanların bir kısmının bundan etkilenerek bağış yaptığını ancak kampanyaların devamı gelmediği için kişilerin çok fazla bilgi sahibi olamadığını kaydetti. Organ bağışının öneminin mutlaka anlatılması gerektiğine dikkati çeken Doktor Deren Oygar, medyanın da bu konuda hassas davranarak daha çok yayınlar yapması gerektiğini ve bağışlarla kurtarılan birçok hayat hakkında bilgiler verilmesi gerektiğini ifade etti.

 


Sorumlu Hemşire Güney: Odalar yetersiz

Diyaliz bölümünde 20 yıldır hizmet veren sorumlu hemşire Nuriye Güney, her yıl diyaliz hastalarındaki artışa değindi. Artışlarla birlikte, kayıp ve nakil olan hastaların da olduğuna değinen Güney, Lefkoşa, Girne ve Mağusa’da haftanın 3 günü diyaliz olduğunu kaydetti. Ortalama hasta yaşının 40-80 arasında değiştiğini ifade den Güney, her hastanın günde 4 saat diyalizde kaldığını belirtti.
Bölümde 27 makine olduğunu en çok yoğunluğun Lefkoşa Devlet Hastanesi’nde yaşandığını kaydeden Nuriye Güney,  yer sıkıntısı olduğu için hastaları sığdırmakta zorlandıklarını ifade ederek, arka arkaya yeni odalar açtıklarını kaydetti.

“Bir hastanın psikolojisini anlayabiliyorum”

20 yıldır Diyaliz bölümünde hizmet verdiğini, bir hastanın psikolojisinden anlayabileceğini anlatan Nuriye Güney, “23 yıllık hastalarımız var. 8 hemşire, 9 tekniker, 2 Nefrolog ve 1 pratisyen hekim ile çalışıyoruz. Biz hastalarımızın dilinden çok iyi anlıyoruz ancak bizi dışarıdan anlayan kimse yok. 6 gün diyaliz var sabah 07.00 ile her akşam 23.00’e kadar kalan saatlerde de nöbetçiyiz ama ödenek almıyoruz” dedi.

Güney: “Bizde bayram yok, grev yok, hasta bırakılmaz”

Sorumlu hemşire Nuriye Güney, “Bizde bayram, yılbaşı yok. Grev yok, hastayı bırakma lüksümüz yok. Farklı bir ortam burası yeni daha konforlu bir yer istiyoruz. Her hasta bizim için özeldir, buraya herkes gelebilir bu yüzden empati çok önemli” sözlerini kullandı.


 


İlk böbrek nakli olan 28 yaşındaki gençten herkese çağrı:

“Organ bağışlayın hayat kurtarın”

Lefkoşa Devlet Hastanesinde 2015 yılında ilk böbrek nakli gerçekleştirilen 28 yaşındaki Murat Porsnok YENİDÜZEN’e konuştu.
Böbrek rahatsızlığı ile küçük yaşlarda tanışan ve babasının 2015 yılında böbreğini vermesi le yeniden sağlığına kavuşan Porsnok, kontrollerini ihmal etmiyor.
Porsnok, “Küçük yaşlarda başlayan rahatsızlığımı çok önemsemedik. 11 yaşında rahatsızlanarak hastaneye gittiğimde tansiyonum 19’du. 2015 yılında diyalize başladım, 5 ay düzenli bir şekilde diyalize girdikten sonra babam bana böbreğini vermeye karar verdi. Gereken tahlillerin ardından böbrek nakli gerçekleşti. Sağlıklıyım hem ben hem babam çok iyiyiz ama duyarlı olun ve organ bağışlayarak hayat kurtarın. Tek sıkıntım bir iş bulamıyorum, rahatsızlığım süresinde, düzgün bir yerde iş bulamadım şimdi sağlıklıyım burada doğup burada büyümeme rağmen halen vatandaşlık alarak bir işe giremedim. Çalışmayan bir insan için çok zor üç ayda bir giriş çıkış yapmak zorunda kalıyorum. Nakilde emeği geçen tüm doktorlarımıza çok teşekkür ederim” dedi.

 


Hastalar ne dedi?

Diyaliz bölümünde bir süre tedavi gördükten sonra böbrek nakli olan 38 yaşındaki Abdullah Akçadır ve 44 yaşındaki Sanlı Çoban, YENİDÜZEN’e konuştu.
2018 yılının en son böbrek nakli olan Çoban ve 7 yıl önce böbrek nakli olan Akçadır, doktorların ilgisi ve doğru bilgilendirmesi sonucu yeniden sağlıklı bir hayata kavuştuklarını anlattı.

Akçadır: “Düzenli kontrollerime geliyorum”

Yüksek tansiyon rahatsızlığı nedeniyle, 2 böbreği 7 yıl önce iflas eden ve 2011 yılının son ayında böbrek nakli olmaya karar veren Abdullah Akçadır, yaşadığı süreci anlattı.

Akçadır, “2011 yılı son ayında böbrek nakli olmaya karar verdim. 2012 yılında nakil oldum üzerinden 7 yıl geçti hiçbir sağlık problemim yok. Düzenli olarak kontrollerimi yapıyorum doktor ve hemşirelerden çok memnunum.”


Çoban: Operasyon 7 saat sürdü

İki buçuk yıl diyalize giren ve 2018 yılı aralık ayında kardeşinin böbreğini bağışlaması ile böbrek nakli olan Sanlı Çoban, yaşadıklarını anlattı.

“2018 yılı 12 Aralık tarihinde kardeşimin böbreğini vermesi ile böbrek nakli oldum. Operasyon 7 saat sürdü, böbrek uyum sağladı. Hijyen olarak kendimizi korumaya aldık. Bu süreçte doktorlar, hemşireler hepsi bizimle çok yakın ilgilendi. Doktorlarımızın her biri ayrı ayrı değerdir. Diyaliz bölümü emekçi hemşiresi Meral hemşire bizden emeğini hiç esirgemedi. Sağlık Bakanımız benimle çok yakın ilgilendi, herkes bize çok özverili davrandı. İyi ki hastanemiz ve doktorlarımız var” dedi.

Çoban: Halkı organ bağışı ile bilgilendirin

Birçok diyaliz hastasının nakil beklediğinin altını çizen Çoban, devlet yetkililerinin organ bağışı ile ilgili halkı bilinçlendirmek adına daha çok kampanyalar ve tanıtımlar yapmasına gerektiğine değindi.

 

FOTOĞRAFLAR: BURÇİN AYBARS

 

İlgili Haberler

Özel Haber Haberleri