“Yarış atı değil, duyguları olan topluma yararlı bireyler yetiştiriyoruz”

Yakın Doğu İlkokulu, kuzeyin ilk özel okulu olarak 23 yıldır giderek büyüyor. Anaokulu ve İlkokulu birlikte olan okulda şu anda 1360 öğrenci bulunuyor.

 

Dila ŞİMŞEK

“Gündem Eğitim" Yazı Dizisi'nde bu hafta Yakın Doğu İlkokulu'ndayız…  Yakın Doğu İlkokulu, 1996’da Kıbrıs’ın kuzeyindeki ilk özel okul olarak kurulmuş. İlkokul ve anaokulunda, toplamda 1360 öğrencisi ve 210 öğretmeni bulunuyor. 14 yıldır Yakın Doğu İlkokulunda eğitim veren Okul Müdür Muavini Mehmet Süleymanoğlu, üç senedir de muavinlik yapıyor. “Bizim için çok hızlı bir gelişim oldu” diyen Süleymanoğlu, kaliteli bir eğitim vermeyi ön planda tuttuklarını dile getiriyor. Süleymanoğlu, “Öncelikle insana, çevreye ve doğaya saygılı, onları önemseyen bireyler yetiştirme kaygısındayız” şeklinde konuşuyor.

“Çocukların öğleden sonraları katıldığı 42 farklı sosyal faaliyet var”

Tam gün eğitim veren YDİ, teorik eğitim sonrası sosyal etkinlikler düzenliyor. Süleymanoğlu, “Öğrencilerimiz, yüzmeden seramiğe, baleden futbola, jimnastikten satranca kadar 42 farklı faaliyete katılabiliyor” diyor. Öğrencilerin sadece zihinsel gelişimini değil el becerileri ve spordaki başarıları ve duygu gelişimlerini de oldukça ciddiye aldıklarını ekliyor. Okulda eğitim veren 8 rehber öğretmeni bulunduğunu kaydeden Süleymanoğlu, çocuk hakları temelinde çocuklara gereken tüm desteği verdiklerini belirterek, “Bu ülkenin çocukları bizim çocuklarımızdır” diye ifade ediyor.

“Eğitim somut bir şey değildir”

Muavin Süleymanoğlu, “Bugün kurguladığınız eğitim sistemini, üç sene sonra tekrar gözden geçirmelisiniz… Çünkü eğitim somut bir şey değil. Bugünün şartları, gençleri, gençlerin ilgileri ve öğrenme şekli, teknoloji, öğretim metotları birkaç sene sonra tamamen değişebilir” diye konuşuyor. İngilizcenin dünya iletişim dili ve bilim dili olması sebebiyle çocukların dil öğrenmesine çok önem verdiklerini kaydediyor. “Ancak sadece bunun yeterli olmadığı görüşüyle, ilkokul birinci sınıftan itibaren Fransızca eğitimine de başlayacağız, anaokulda zaten temeli alınmış bir şekilde gelen çocuklar, ortaokula kadar bilgisini iyice geliştirebilecek” diyor.

“Robotik kodlamada AB ödülü aldık”

Robotik kodlama dersinin, mühendislik dallarının buluştuğu bir ders olduğunu belirten Süleymanoğlu, Avrupa’daki eğitim sistemini takip ettiklerini ifade ediyor. Birkaç projeye üye olduklarını söyleyerek, “6 farklı faaliyette organize edilen etkinliklere katılarak, AB Mükemmellik Ödülü aldık. Bu bizi çok daha iyisini yapmaya teşvik etti” diye devam ediyor. Her yıl spordan resme birçok alanda başarıya imza attıklarını da ekliyor. Kendini sürekli yenileyen bir eğitim sistemi sağladıklarını vurgulayan Süleymanoğlu, yeni bir proje daha başlattıklarını ve şunları söylüyor: “Kurumumuzun büyük bir planlama ile ortaya koyduğu ülkemiz çocukları ve gençleri için yeni bir ufuk yaratan, Özay Günsel Çocuk Üniversitesi’ni kurduk. 6 ve 17 yaş arası çocuklarımızın katılacağı ve 18 Haziranda başlayıp 9 Ağustos’ta sonlanacak olan çocuk üniversitesi, çocuklarımızdan ve halktan büyük ilgi görüyor. Ayrıca, çocukların kendi ilgi alanına bağlı olarak dersleri seçme şansı var. Dersleri aileleri tarafından değil kendilerince seçecek olan çocuklar, bilim insanları ile birlikte çalışacak ve sınav olmayacak”

“Yarış atı değil, duyguları olan topluma yararlı bireyler yetiştiriyoruz”

Süleymanoğlu, bundan 25 sene sonra bugünün çocuklarının ülkede farklı kademelerde bulunacağını belirtiyor ve konuşmasını şöyle sonlandırıyor: “Çocuklara doğru şeyler aşılanırsa, Kıbrıs Türk halkını çok güzel şeyler bekleyecektir. Asıl amacımız gelecekte söz sahibi olacak bireyleri, şimdiden doğru temelde yetiştirmek. Yarış atı değil eti kemiği duyguları olan insanlar yetiştiriyoruz. Çocukların duygu dünyalarının gelişimine önem veriyoruz”

İngilizce Bölümü Başkan Yardımcısı ve Öğretmen Deniz Özkan: “Çocukların kapasitesinin ve ilgi alanlarının farklı olduğu bilinciyle her çocuğa özel çocuk olarak yaklaşırım”

“Okulumuz ilk kurulduğu tarihten beri burada öğretmenlik yapıyorum. 1996’da Yakın Doğu’dan mezun olup, ilkokulunda göreve başlamış oldum. Mezun olur olmaz aynı okul bünyesinde bir iş sahibi olmak beni çok heyecanlandırdı. Okulun gelişimine bizzat tanıklık etmiş oldum. İlk başladığımda bir bina ve daha az öğrenci olmasına rağmen, hızla büyüdük ve çok daha fazla kişiye ulaştık. Kalitemiz her zaman çok iyiydi ama zamanla kendimizi çok daha geliştirdik. Çocuklarla olan iletişimimde ise en çok empatiye önem veriyorum. Çocukların kapasitesinin ve ilgi alanlarının farklı olduğu bilinciyle her çocuğa özel çocuk olarak yaklaşırım. Örneğin matematiği hiç anlamayan ve ilgisini çekmeyen bir çocuk, ileride çok iyi bir sanatkar olabilir. Ne yazık ki klasik eğitim sisteminde, Türkçe ve Matematik derslerinde olan başarıya önem veriliyor. Ancak tüm dünyada bu sistemin dışına çıkmak için uğraşılıyor. İlk önce insan eğitim önemli; ruhsal, zihinsel ve bedensel… Akademik başarı bundan sonra gelmeli. Çocuklar genelde İngilizce derslerini, kendi katılımları da olduğu için çok seviyor. Dinleme, rol yapma, kartlı oyunlarla akademik anlatımın yanında onlara eğlendirerek öğretmeyi amaçlıyoruz. Öğretmen konuşsun öğrenci dinlesin değil, çocuklar da uygulamalı etkinliklerle kendi aralarında iletişim kurarak hem özgüvenlerini geliştirebilir, hem de öğrenmiş olur. YDİ’nin kuruluşundan bu yana burada çalışmaktan çok memnunum ve okulumuzun gelişimini görmek beni çok mutlu ediyor.”


Öğrenciler ne dedi?

Melisa Nur Yıldız: “Mimar veya polis olmak istiyorum”

“Ben beşinci sınıfa gidiyorum. Okulumu çok seviyorum. Arkadaşlarımla aram çok iyi. En sevdiğim ders bilgisayar. Büyüyünce ne olacağıma karar veremedim ama mimar veya polis olmak istiyorum.”

Ece Ilgın Oygucu: “Büyüyünce ise moda tasarımcısı olmayı istiyorum”

“Ben bu okula geçen sene, Antalya’dan taşınınca kaydoldum. Birkaç haftada hemen adapte oldum. Ortaokulda da Yakın Doğu’ya devam edeceğim. Büyüyünce ise moda tasarımcısı olmayı istiyorum.”

Güneş Ergün: “En sevdiğim ders resim”

“Anaokulundan beri bu okuldayım. Anaokulundan beri arkadaşlarımla birlikteyim ve aile gibi olduk. Kolej sınavına kendimi ölçmek için gireceğim ancak Yakın Doğu’ya devam etmeyi düşünüyorum. Büyüyünce doktor olmayı hedefliyorum. En sevdiğim ders ise resim.”

Şifa Deniz Baysen: “Büyüyünce tiyatrocu olmayı istiyorum”

“Arkadaşlarımla çok yakınız ve okulda çok mutluyum. Büyüyünce tiyatrocu olmayı istiyorum. Şu anda iki senedir Belediyenin tiyatrosunda ders alıyorum. Umarım bu yeteneğimi geliştirebilirim.”

Tan Özkan: “En sevdiğim ders beden eğitimi çünkü sporcuyum”

“Ben anaokulundan beri bu okuldayım. Öğretmenlerimi ve arkadaşlarımı çok seviyorum. En sevdiğim ders beden eğitimi çünkü sporcuyum. Futbolla ilgileniyorum. Büyüyünce ise mimar olmayı istiyorum.”

Hasan Tezel: “Okulumuzun Badminton takımındayım”

“Benim en sevdiğim ders matematik ve beden eğitimi. Aynı zamanda sporcuyum. Okulumuzun Badminton takımındayım, başarılı olduğumuz için bu hafta Türkiye’ye giderek ülkemizi temsil edeceğiz. Çok heyecanlıyım.”

Özel Haber Haberleri