Uzmanlar hemfikir: ‘Üçüncü doz’ gerekli  

Adanın kuzeyinde COVID-19 virüsüne karşı aşılama çalışmaları devam ederken, 17 Temmuz itibariyle üçüncü doz uygulamasının da önü açıldı. Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi’nin kararı sonucu üçüncü doz uygulamasına sağlık çalışanlarından başlandı.

Derya ULUBATLI

Adanın kuzeyinde COVID-19 virüsüne karşı aşılama çalışmaları devam ederken, 17 Temmuz itibariyle üçüncü doz uygulamasının da önü açıldı. Sağlık Üst Kurulu ve hükümetin ortak görüşmeleri sonucu alınan bu karardan sonra, üçüncü doz uygulamasına sağlık çalışanlarından başlandı.

Düşen antikor seviyelerini yükseltmek ve koruyuculuğu artırmak üzere önerilen ilave dozun kimler için gerekli olduğu ve nasıl uygulanacağı ise merak konusu oldu.

Son dönemde COVID-19 virüsünün yeni varyantlarına rastlanması, dünya genelinde üçüncü doz tartışmasını gündeme getirdi.  Önceleri aşı programını tek ya da iki doz ile tamamlayan birçok firma, üçüncü dozun da gerekli olabileceği konusunda açıklamalar yaptı. Öte yandan ABD bünyesindeki bazı sağlık kurumları ise iki doz aşılı kişilerin yeterli antikor seviyesine ulaştığını gözlemledi, üçüncü dozun şimdilik gerekli olmadığını savundu.

 

“Sinovac’ için durum acil”

Artan vakalar ve görülen yeni varyantlardan sonra adanın kuzeyinde de uygulanmaya başlayan üçüncü doz ile ilgili farklı yorumlar var.

Bazı uzmanlar “üçüncü dozun tüm aşı türleri için gerekli olduğunu” savunurken, bazıları da “Sinovac için durumun daha acil olduğunu” dile getirdi. Koruyuculuğuyla ilgili yeterli veriye ulaşılamayan ve Avrupa İlaç Ajansı (EMA) tarafından onaylanmayan “Sinovac’ın yeterli antikor üretmediğine” yönelik görüşler, üçüncü dozla ilgili atılacak adımları da sorgulattı.

 

YENİDÜZEN uzmanlarla konuştu, ‘hatırlatma dozu’ uygulamasını sordu…

Uzmanlar üçüncü doz için ne dedi?

Bayraktar: “Özellikle Sinovac’tan sonra üçüncü doz gerekli”

Pandemi hastanesi hekimlerinden Dr. Nesil Bayraktar, COVID-19 aşılarının bir müddet sonra etkinliğini yitirebileceğini, bu yüzden üçüncü dozun tüm aşı türleri için gerekli olabileceğini belirtti.

Bayraktar, özellikle ülkemizde yaygın olarak uygulanan Sinovac için üçüncü dozun diğer aşı türlerine göre daha acil olabileceğini dile getirdi: “Üçüncü dozun gerekli olabileceği zaten bizzat aşı firmaları tarafından da bildirilmişti. Birçok firma aşı etkinliğinin azalması durumunda ek dozun yapılabileceğini duyurmuştu. Elde edilen verile ışığında Sinovac’ın koruyuculuğu diğer aşılara göre daha düşük. Bu anlamda özellikle Sinovac olmuş vatandaşlara bir an önce üçüncü doz uygulanmalıdır”.

Adanın kuzeyinde de üçüncü dozun uygulanması yönünde bir karar çıktığını belirten Bayraktar, bu uygulamanın öncelikle sağlık çalışanlarıyla başladığını fakat sürecin nasıl devam edeceğine Sağlık Bakanlığı’nın karar vereceğini söyledi. Sürecin nasıl ilerleyeceği konusunda bir bilgileri olmadığını söyleyen Bayraktar, konuyla ilgili Sağlık Bakanlığı’nı işaret etti: “Sağlık çalışanları arasında da henüz üçüncü dozunu tamamlamamış olanlar var. Süreç biraz yavaş ilerliyor. Sürecin nasıl ilerleyeceği ve sağlık çalışanlarının ardından üçüncü doz için kimlere öncelik verileceği adaya gelecek aşı miktarına bağlıdır. Şahsi fikrim önceliğin yaşlılara ve risk grubundaki hastalara verilmesi gerektiği yönündedir faka esas programlama Sağlık Bakanlığı tarafından yapılacaktır”.

Öte yandan Bayraktar, üçüncü dozda uygulanacak aşı türünün de önemli olduğunu vurguladı. Sinovac sonrası birçok kişinin BioNTech’e yönelebileceğini söyleyen Bayraktar, bu durumun adaya gelecek aşı türüyle bağlantılı olarak değişebileceğini de sözlerine ekledi.,


COVID-19 modelleme sorumlusu Dr. Yalçın Oytam:

“Sinovac dışındaki aşılar için üçüncü doz gerekli olmayabilir”

Sağlık veri bilimi uzmanı​​​​​ ve NSW Eyaleti COVID-19 modelleme sorumlusu Dr. Yalçın Oytam, “üçüncü doz ile ilgili bilimsel veriler olmadığını, tahminler üzerinden yorum yapılabileceğini” söyledi.

“Pandeminin başından beri koruyuculuğu tam olarak kanıtlanamamış bir aşı olan Sinovac’ın antikor üretimi konusunda yetersiz olduğunu” iddia eden Oytam, “Dünya Sağlık Örgütü Sinovac’ın koruyuculuğunu yüzde 51 olarak açıkladı. Bu yüzden Sinovac diğerlerine göre hep koruyuculuğu belirsiz bir aşı olarak kaldı” dedi.

Tüm aşıların bir noktadan sonra koruyuculuğunu yitirdiğini söyleyen Oytam sözlerine şöyle devam etti: “Aşıların iki yönlü koruma sistemi var. Hem T hücresi bağışıklığı hem de antikor üretiyorlar. Sinovac için T hücresi bağışıklığı yarattığına dair net bir bilgi yok. Ayrıca ürettiği antikor da diğer aşılara nazaran çok az. Hatta bazen hiç yok. Şu an Kıbrıs’ta çoğunlukla Sinovac uygulanıyor. 6 ay içinde bu aşının koruyuculuğu geçiyor, sanki hiç aşı olmamış gibi oluyorlar. Bu yüzden aslında iki doz Sinovac aşılılara üçüncü bir yeni aşı yapmak yeterli olmayabilir. Bunu iyice araştırıp tekrardan tüm dozları farklı türden bir aşıyla uygulamak gerekebilir”.

Diğer aşıların Sinovac’a oranla daha uzun süre koruduğunu belirten Oytam, bunlar için üçüncü doza gerek bile olmayabileceğini kaydetti: “Diğer aşılar bazen bir yıla kadar antikor üretimi sağlayabiliyor. Ayrıca T hücresi bağışıklığı da üretiyor. Bu yüzden Sinovac dışındaki aşılarda üçüncü doz bir yıldan sonra gerekli olabilir, belki de hiç olmayabilir”.


Prof Dr. Tamer Şanlıdağ:

“Üçüncü dozda Sinovac’ın da BioNTech’in de bağışıklığa etkileri olumlu”

Yakın Doğu Üniversitesi DESAM Araştırma Enstitüsü Müdürü - Mikrobiyoloji Uzmanı Prof Dr. Tamer Şanlıdağ, adanın kuzeyinde üçüncü doz uygulamasının başladığını ve bunun bir ‘hatırlatma dozu’ olduğunu söyledi.

Özellikle Sinovac’ta ikinci doz sonrası koruyuculuk süresinin 6-8 ay arası değiştiğini söyleyen Şanlıdağ, üçüncü doza bu sebeple gerek duyulduğunu anlattı. Ülkemizde üçüncü doz uygulamasının şimdilik iki farklı aşı türü üzerinden ilerlediğini belirten Şanlıdağ, bu aşıların bireylerin tercihine göre yapıldığını dile getirdi.

Hatırlatma dozun etkisinin oldukça yüksek olduğunu söyleyen Şanlıdağ, bunun yapılan araştırmalarla da kanıtlandığını vurguladı: “Üçüncü doz ile ilgili yapılan çalışmalar, etkinliğinin çok yüksek olduğunu kanıtladı. Özellikle BioNTech’in Delta varyantına karşı çok etkili olduğuna dair yayınlanmış makaleler var. Öte yandan Sinovac’ın üçüncü dozunun da COVID-19’a karşı bağışıklığı güçlendirdiğine yönelik kanıtlar olduğunu biliyoruz”.

Üçüncü doz uygulamasının sağlık çalışanlarıyla başladığını söyleyen Şanlıdağ, “sağlık çalışanlarının üçüncü doz aşılaması henüz tamamlanmadı. Bu konuyla ilgili nasıl kararlar alınacağı ve sonraki programın nasıl belirleneceği sağlık bakanlığı tarafından kararlaştırılacaktır” dedi.


Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Fadime Tülücü:

“Artan vakalardan dolayı üçüncü doz kaçınılmaz”

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Fadime Tülücü, üçüncü doz uygulamasının henüz uluslararası tıp literatüründe olmadığını fakat Delta varyantı sonrası birçok ülkenin sağlık programına girdiğini dile getirdi.

Bunun evrensel bir karar olmadığını söyleyen Tülücü, “Ülkeler kendi içlerindeki vaka artışına bağlı olarak ilave doz gerekip gerekmediğine karar veriyor. Biz de son dönemlerde artan vakalardan dolayı sağlık üst kurulu ve hükümetin ortak kararıyla üçüncü doz uygulamasına başladık” dedi.

Delta varyantıyla birlikte dünya genelinde birçok ülkenin üçüncü doz uygulamasını gündemine aldığını belirten Tülücü, bu uygulamanın Sinovac’a özgü olmadığının da altını çizdi: “Sinovac gibi zayıflatılmış virüs içeren aşılarda antikor seviyeleri daha düşük çıkabilir. Bu durum Sinovac’ın etkisiz olduğu anlamına gelmez. Yoğun olarak BioNTech kullanan İsrail de üçüncü doz uygulamasını sağlık programına aldığını açıkladı. Bu kararlar tamamen vaka sayılarındaki artış ve aşı süresi 6 ayı geçmiş kişilerin antikor sayılarındaki düşüş ile bağlantılı alınıyor”.

Tülücü, pandemi bitmediği sürece aşılarla ilgili ek doz uygulamalarının da devam edebileceğini, bunun çok normal olduğunu sözlerine ekledi. İnsanların bundan kaygı duymasının yersiz olduğunu dile getiren Tülücü, “nasıl ki grip aşısı her yıl yineleniyorsa, pandemi bitmediği müddetçe COVID-19 aşıları da yinelenebilir. Ek dozun aşı başarısızlığı ile ilgisi yok” dedi.

Tülücü, sağlık bakanlığının üçüncü doz uygulamasında izleyebileceği yol ile ilgili de fikirlerini aktardı. Uygulamanın hastalıkla sürekli temasta olan sağlık çalışanlarıyla başladığını söyleyen Tülücü, sonraki süreçlerde risk grubunda olan kişilere öncelik verilmesi gerektiğini vurguladı. Tülücü, “Özellikle risk grubundaki insanlar ve ilk aşı yapılan grupta yer alan kişiler, antikor seviyeleri düşmeye başladığı için ek doza ihtiyaç duyabilir. Olması gereken, bu kişileri üçüncü doz için ön sıraya almaktır” dedi.

Özel Haber Haberleri