Serap ŞAHİN
Tatil için Kıbrıs’ın kuzeyinde bulunduğu sırada beyin kanaması geçirerek hayatını kaybeden 55 yaşındaki İngiliz turist Emma Jane Perry’nin organları üç kişiye hayat verdi.
Beyin ölümü gerçekleşen Emma Jane Perry’nin ailesi tarafından organlarının bağışlanmasıyla böbrekler Kıbrıs’ın kuzeyindeki iki hastaya, karaciğeri ise Türkiye'deki bir hastaya nakledildi.
Emma Jane Perry, çok sevdiği Kıbrıs’ın kuzeyine iki böbreğini, tatillerde sıkça tercih ettiği Antalya’ya ise karaciğerini bağışlayarak üç bedende yaşamaya devam ediyor.
Emma Jane Perry’nin bağışladığı organlardan biri, 4 yıldır diyalize giren İhsan Gürel’e nakledildi. Gürel
yaklaşık 7 yıl önce başlayan böbrek hastalığı sürecini ve 4 yıldır devam eden diyaliz tedavisini YENİDÜZEN’e anlattı.
“Nakil günü çok şanslı bir günümdü. İlk aday olduğum nakilden böbreğimi temin edebildim.” diyen Gürel, “Böbreğimi seviyorum, böbreğimle mutluyum. İyi ki bu ameliyatı olmuşum” diye duygularını dile getirdi.
Organ bağışına ilişkin duyarlılığın artması gerektiğine dikkat çeken Gürel, “Sağlıklı her bireyin organını bağışlaması taraftarıyım. En küçük bir şey bile başkasına hayat olur. Onun yaşamına katkı olur.” çağrısında bulundu.
Dinin bu konuda biraz olumsuz etkisi olduğunu düşündüğünü ifade eden Gürel, “Çünkü ‘vücut bütünlüğü ile gömülmesi gerekir, günahtır’ gibi düşüncelerle organ vermeyen insanlar varmış ki dinimizde böyle bir şey yok. Bu dünyada bir insanı yaşatmaktan daha güzel ne olabilir ki?” diye hissettiklerini anlattı.
Öte yandan Emma Jane Perry’nin hayat arkadaşı Steve Abraham ise Anadolu Ajansı’na konuştu, Emma’nın Kıbrıs’ın kuzeyini çok sevdiğini ve organ bağışıyla üç kişiye hayat verdiğini anlattı.
Steve Abraham, organ bağışının hayat kurtardığını vurgulayarak kendisinin de bağışta bulunmayı düşündüğünü söyledi ve bu örneğin Kıbrıs’taki yabancı nüfus arasında farkındalık yaratmasını umut ettiğini dile getirdi. Steve Abraham, Emma’nın organlarının üç kişiye umut olduğunu bilseydi çok mutlu olacağını söyledi.
Kıbrıs’ın kuzeyinde, 2015 yılında Lefkoşa Doktor Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde canlı nakillerin başlamasıyla günümüze kadar olan süreçte toplamda 74 böbrek nakli yapıldı.
Yedi yıl önce başlayan süreç
“Yaklaşık 7 yıl önce idrarımda protein kaçağı saptanmasıyla dahiliye doktorum tarafından nefrolojiye yönlendirildim. Böylece nefrolojik bakım sürecim başladı. 4 yıldır da diyalize giriyorum” diyen Gürel, bu sürecin büyük ölçüde bilgi edinmeyle geçtiğini anlattı.
Gürel, “Böbrek hastalığının ne demek olduğunu, böbreğimiz bozulduğunda neler yaşayacağımızı bu süreçte öğrendim. Diyaliz sürecinin başlamasına yönelik bilgilendirmeler, eğitimler, 3 aylık kontroller... Bu şekilde devam etti.” dedi.
“İnsan kaybedince değerini anlıyor”
Gürel, dört yıl önceki bir kontrol sırasında şekerinin düştüğünü, bu durumun böbrek fonksiyonlarını etkileyen diyabetik nefropatiye işaret ettiğini söyledi.
Gürel, “Bende şeker ve tansiyon da var. Böbreğimin bozulmasının nedeni diyabetik nefropati. Kontrol edilemeyen şeker. Şeker hastalarının böbreklerine çok dikkat etmesi gerekiyor. İnsan kaybedince değerini anlıyor.” diye konuştu.
“Bütün böbrek hastaları nakil adayıdır”
Böbrek nakline ilişkin süreci de anlatan Gürel, sağlık durumunda bir engel olmayan her böbrek hastasının nakil adayı olduğunu belirtti. Ailede böbreğini verebilecek biri varsa öncelik verildiğini, kadavradan nakillerde ise tüm hastaların tarandığını aktardı:
“Bütün böbrek hastaları sağlık durumu ile ilgili bir problem yoksa nakil adayıdır. Eğer ailelerinde böbreğini verebilecek biri varsa hemen sıraya alınıp öncelik onlara tanınır. Eğer kadavradan böbrek aktarılacaksa da tüm böbrek hastaları taranır, en uygun hasta kimse kadavradan çıkan uygun böbrek ona takılır.”
“İlk aday olduğum nakilden böbreğimi aldım, çok şanslıyım”
Gürel, nakil günü yaşadığı süreci de anlattı. İlk aday olduğu nakilden böbrek alabildiğini ve bunun büyük bir şans olduğunu dile getirdi:
“Nakil günü çok şanslı bir günümdü. İlk aday olduğum nakilden böbreğimi temin edebildim. Birçok arkadaşım defalarca bu süreci yaşıyor. Yaklaşık 2 gün kadar üst üste diyalize giriliyor. Bütün doktorlardan rapor alınıyor. Ameliyatla ilgili sorun yoktur gibi raporlar alınması gerekiyor diğer doktorlardan. Bunu defalarca yapan ve böbrek alamayan arkadaşlarım var. Bu açıdan çok şanslıydım.”
“İlk denemede, ilk aday olduğum böbreği aldım ve çok mutluyum. 25 Nisan Cuma sabahı Girne’ye giderken doktorum tarafından arandım ve ‘kadavradan uygun böbrek var’ dedi. ‘Senin kan grubuna uygun. Hemen ne yapıyorsan bırak, gel’ dedi. Yoldan döndüm ve hastaneye gittim. O süreci akşama kadar yaşadık. Kadavradan böbrekler çıkarıldı ve uygun 2 kişiye verilecek böbrek vardı.”
“Kıbrıs’ta yapılan en büyük üç ameliyattan biriymiş”
“Ertesi gün sabah diyalize çağrıldık. Cuma akşamı da diyalize girdik. Eğer ameliyat olursak kanımız temiz olsun diye. En kötüsü beklemek. İlk hasta saat 14:00’te ameliyata alındı. Ben akşamüstü 18:30 gibi ameliyata alındım ve gece 02:00 gibi çıktım. Ben ikinci hastaydım.”
Naklin kapsamına da dikkat çeken Gürel, “Nakil ameliyatı, Kıbrıs’ta yapılan en büyük 3 ameliyattan biriymiş. Doktorum bir gün moralimi bozuk görünce bunu söyledi, ‘kendine gel moralini bozma’ dedi” ifadelerini kullandı.
“Böbreğimi seviyorum, böbreğimle mutluyum”
Tedavi sürecinin halen sürdüğünü belirten Gürel, “26 Nisan’da ameliyat oldum. Böbreğimi seviyorum, böbreğimle mutluyum. İyi ki bu ameliyatı olmuşum” dedi.
Organ bağışına ilişkin duyarlılığın artması gerektiğine dikkat çeken Gürel, şu çağrıyı yaptı:
“Sağlıklı her bireyin organını bağışlaması taraftarıyım. En küçük bir şey bile başkasına hayat olur. Onun yaşamına katkı olur. Yeni nesil bu konuda biraz bilinçli. Bizim yaştakiler ve sonrakiler daha bilinçli. Dinin bu konuda biraz olumsuz etkisi olduğunu düşünüyorum çünkü ‘vücut bütünlüğü ile gömülmesi gerekir, günahtır’ gibi düşüncelerle organ vermeyen insanlar varmış ki dinimizde böyle bir şey yok.”
“İyice araştırsınlar. Hatta organ bağışında bulunduklarında sevaba girerler. Bu dünyada bir insanı yaşatmaktan daha güzel ne olabilir ki?”
“Toplumun bilinçlenmesi şart”
Organ bağışına yönelik toplumsal farkındalığın artırılması gerektiğini belirten Gürel, bu konuda yapılan tanıtımların daha etkili hale gelmesi gerektiğini söyledi:
“Toplumun bilinçlenmesi, bu konudaki tanıtımların artırılması gerekir. Her köşede hatta rahatsız edici reklamlar gösterilmesi gerekir. Başına gelmeden kimsenin umurunda olmaz... Bu duyguyu yakın hissettirmek lazım insanlara. Her an herkesin başına gelebilir. O yüzden mutlaka organ bağışı konusunda toplumca bilinçlenip ona göre davranmamız gerekir.”
Organları 3 kişiye hayat veren Emma Jane Perry’nin hayat arkadaşı da AA’ya konuştu:
“Emma Kuzey Kıbrıs’ı çok seviyordu”
Vefat ettikten sonra organlarıyla Türkiye ve Kıbrıs’ın kuzeyinde 3 kişiye umut olan İngiliz turistin hayat arkadaşı Steve Abraham ise Anadolu Ajansı’na (AA) konuştu, organ bağışı çağrısında bulundu.
Abraham, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2006'da Kıbrıs’ın kuzeyinde ev yaptırdığını, bu tarihten itibaren her yıl birkaç kez buraya seyahat ettiklerini belirterek, vefatından önce Perry ile 18 kez Kıbrıs'a gittiklerini dile getirdi.
Perry'nin daha önce Kıbrıs’ın güneyinde de evi olduğunu söyleyen Abraham, ancak hayat arkadaşının kuzeyi daha çok sevdiğini, tatil ve seyahat için burayı tercih ettiğini ifade etti.
Kendisinin 70 yaşında, Perry'nin ise vefat ettiğinde 55 yaşında olduğunu kaydeden Abraham, hayat arkadaşıyla birkaç yıl önce organ bağışı hakkında konuştuklarını belirterek, "Tabii ki bunun yurt dışında olacağını ve Emma'nın benden önce hayatını kaybedeceğini hiç düşünmemiştik." dedi.
Abraham, vefat eden hayat arkadaşının rahatsızlandığı son günü anlatarak, Emma'nın Kıbrıs’ın kuzeyinde en sevdiği restorana gittiklerini daha sonra kendisini kötü hissettiğini söylemesi üzerine buradan ayrılmaya karar verdiklerini söyledi.
“ 'Her dakika, her saniye önemli' dediler”
Emma'nın restoranın dışında aniden fenalaştığını ve sonrasında hızla hastaneye kaldırıldığını aktaran Abraham, yapılan tetkiklerin Emma'nın beyin kanaması geçirdiğini, durumunun ciddi olduğunu ortaya koyduğunu kaydetti.
Abraham, doktorların öğle saatlerinde Emma'nın beyin ölümünün gerçekleştiğini duyurduklarını, birkaç saat sonra organ bağışı ekibinden telefon aldığını dile getirdi.
Steve Abraham, sözlerini şöyle sürdürdü:
"'Organ bağışı yapmak ister misiniz?' dediler. 'Tabii ki.' dedim. 'Şimdi gelip sizi görebilir miyiz?' dediklerinde, 'Şu an saat 22.00.' dedim. 'Her dakika, her saniye önemli.' dediler. Sonrasında doktor ve iki hemşire geldi. Kağıtları doldurduk ve Emma'nın organları cuma sabahı alındı."
Steve, organların üç hastaya umut olduğunu belirterek, "İki böbreği, KKTC'deki iki hastaya nakledildi. Karaciğeri ise askeri uçakla Türkiye'ye götürüldü. Hemen birine nakledildi ve gerçekten o kişinin hayatını kurtardı." ifadesini kullandı.
"Emma, organlarının 3 kişiye hayat verdiğini bilseydi, çok mutlu olurdu”
Perry ile 5 yıl önce karaciğerin hastaya nakledildiği Antalya şehrini de ziyaret ettiklerini anımsatan Steve, "Antalya'da Side'ye tatil için gitmiştik ve Emma Side'yi çok sevmişti. Türkleri çok seviyoruz." diye konuştu.
Emma Perry'nin organlarının Türkiye ve Kıbrıs’ın kuzeyindeki hastalara hayat verdiğini öğrendiğinde çok mutlu olduğunu söyleyen Steve, "Emma, organlarının 3 kişiye hayat verdiğini bilseydi, kesinlikle çok mutlu olurdu. O hayat doluydu, hayatı çok severdi." dedi.
"Ben de organ bağışında bulunmayı düşünüyorum"
Abraham, organ bağışı konusunda verdiği mesajda ise "Eğer organ bağışıyla bir ya da daha fazla hayat kurtarabiliyorsanız, neden olmasın?" ifadesini kullandı.
Kendisinin de organ bağışında bulunmayı düşündüğünü, bunu yakın zamanda oğluyla istişare ettiğini aktaran Abraham, sözlerini şöyle tamamladı:
"Umuyorum ki bu örnek olur ve Kıbrıs'taki diğer Batılılar da organ bağışında bulunur çünkü orada büyük yabancı nüfus var. Sanırım 10 binden fazla İngiliz var, çok sayıda Alman ve İsveçli var ve umarım bu haberi okuyarak, Kıbrıs'ta vefat etmeleri durumunda organ bağışını kabul ederler. Yapılan operasyonların başarılı olmasını ümit ediyorum ve umarım o insanlar uzun ve sağlıklı yaşam sürerler, ailelerini destekleyebilirler çünkü bence bu sadece organ bağışı yapılan kişi için değil, aynı zamanda onların aileleri ve arkadaşları için de fayda sağlıyor."
10 yılda 74 böbrek nakli gerçekleşti
İnsan Hücre, Doku ve Organ Nakli ile ilgili kuralları düzenleyen yasanın Ekim 2014'te meclisten geçmesiyle, 2015 yılında Lefkoşa Doktor Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde canlı nakiller başladı. Sonraki süreçte kadavradan nakiller için 3 hekimden oluşan 'Beyin Ölümü Ekibi' kuruldu.
5 Mayıs tarihinde kadavradan ilk nakil gerçekleşti. Günümüze kadar 74 böbrek nakli yapıldı. Bunların 35'i kadavradan, 39' u ise canlı vericilerden gerçekleşti.