KARARNAMEDE NE VAR?
Yabancılara daha fazla taşınmaz alma hakkı
● Yabancıların 1 olan apartman dairesi alma hakkı 3’e çıktı.
● Yabancılar 3 apartman veya 2 villa alabilecek.
● TC vatandaşlarının apartman dairesi alma hakkı 3'ten 6’ya veya 3 villaya çıkarıldı.
Serap ŞAHİN
Kıbrıs’ın kuzeyindeki Rum mallarını “gasp ettiği” iddiasıyla Simon Aykut’un tutuklanmasıyla başlayan süreç, iki Macar emlakçının hüküm giymesi ve Geçitkale’de “Rum mallarını pazarlayan” 4 T.C. vatandaşı hakkında ‘Avrupa tutuklama emri’ çıkarılmasıyla krize dönüştü.
UBP-DP-YDP Hükümeti, mülkiyet krizine çanak tutacak bir adım daha attı ve yabancıların daha fazla taşınmaz mal almasının önünü açacak Yasa Gücünde Kararname çıkarttı.
Yabancılar daha fazla taşınmaz satın alabilecek!
Kıbrıs sorununda yaşanan karmaşıklığın ve Kıbrıs Türk tarafının masadan kaçan tavrının bir sonucu olacak patlak veren mülkiyetteki “tutuklama” krizine çanak tutacak bir adım daha atıldı.
Hükümet, diplomatik girişimler ve görüşme masasına davet yerine, Kıbrıs’ın kuzeyinde yabancıların daha fazla taşınmaz almasının yolunu açacak bir karar aldı.
Hazırlanan kanun hükmünde kararnameye göre; yabancıların 1 adet olan apartman dairesi alma hakkını 3’e veya 2 villaya, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının apartman dairesi alma hakkı da 3'ten 6’ya veya 3 villaya çıkacak.
Uzmanlar ne diyor?
Konuyla ilgili YENİDÜZEN’e konuşan Siyaset Bilimci Prof. Dr. Ahmet Sözen, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin attığı adımların siyasi amaçlarla yapıldığını, Kıbrıs Türk tarafının buna tek taraflı politikalarla karşılık vermesinin çözüm getirmeyeceğini ve mevcut durumu daha da kötüleştireceğini söyledi. Mülkiyet gibi başlıklarda kalıcı çözümün ancak tarafların masaya oturmasıyla mümkün olabileceğini vurguladı.
Dışişleri eski Bakanı Özdil Nami, hükümetin inşaat sektöründeki krizi aşmak için attığı adımların yalnızca geçici bir rahatlama sağladığını belirterek, “Gerçek sorun Kıbrıs sorununun devam etmesidir. Masaya dönmeden kalıcı çözüm mümkün değil” dedi.
Müteahhitler Birliği Başkanı Cafer Gürcafer, hükümetle birlikte hazırladıkları Yasa Gücünde Kararname’nin, yasadaki karmaşık ve geriye dönük uygulamaları ortadan kaldırmayı hedeflediğini savundu. Kararnamenin konut alımını artırmayı amaçladığını, ancak mevcut mülkiyet krizinin yasa değişikliğiyle çözülemeyeceğini vurguladı. Gürcafer, krizin ancak liderlerin masaya oturup siyasi çözüm üretmesiyle aşılabileceğini belirtti.
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili ve hukukçu Ürün Solyalı ise “Kimseyle konuşulmadan alınan bu karar hem yetki gaspı hem de kriz ortamında yangına benzin dökmektir” dedi. Solyalı, kararnameyle yabancıların ve T.C. vatandaşlarının alabileceği mülk sayısının artırıldığını, yatırım şartlarının ise gevşetildiğini belirtti. Solyalı, kararın derhal geri çekilerek tüm tarafların katılacağı bir kriz masası kurulması gerektiğini kaydetti.
Siyaset Bilimci Prof. Dr. Ahmet Sözen:
“Tek taraflı adımlar Kıbrıs’ta tansiyonu artırıyor, çözüm masada”
Siyaset Bilimci Prof. Dr. Ahmet Ahmet Sözen, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin mülkiyet konusunda attığı adımların siyasi motivasyon taşıdığını belirterek, “Bu adımlar Kıbrıs Türk tarafını ve Türkiye’yi daha zor bir duruma sokacak nitelikte” dedi. Sözen, Maraş’ın tamamen açılması gibi tek taraflı politikalarla sorunun çözülemeyeceğini vurguladı.
“Tam tersine işler daha da karışacak ve iki taraf arasındaki tansiyon yükselecek” diyen Sözen, şu anki şiddet içermeyen ve “negatif barış” olarak tanımladığı durumun da zarar görebileceğine dikkat çekti. “İki toplum arasında medeni düzeyde bir ilişki var; geçişler sağlanıyor ve kimse kimseyi incitmiyor. Ancak mülkiyet krizi ile bu durum zehirlenebilir” ifadelerini kullandı.
Çözümün ancak tarafların masaya oturmasıyla mümkün olacağını vurgulayan Prof. Dr. Sözen, “Mülkiyet konusu masada çözülecek bir konudur. Taraflar masaya oturmadığı sürece tek taraflı adımlarla çözüm mümkün değil, aksine durum daha da kötüye gider” diye konuştu.
Dışişleri eski Bakanı, eski milletvekili ve eski müzakereci Özdil Nami:
“Masaya doğru şekilde geri dönülmeli”
Dışişleri eski Bakanı, eski milletvekili ve eski müzakereci Özdil Nami, hükümetin inşaat sektöründeki krizi geçici çözümlerle yönetmeye çalıştığını ancak esas sorunun Kıbrıs meselesinin çözümsüzlüğü olduğunu vurguladı.
Krizdeki inşaat sektörünün önünü açmak amacıyla atılan adımların kısa vadede etkili olabileceğini ancak temel sorunu çözmediğini ifade eden Nami, “Hükümetin bu adımı belki kısa vadede bazı insanların daha fazla mal almasını sağlayabilir. Ama temel sorunu çözmüyor. Eğer benzetecek olursak, semptomları tedavi ediyor ama hastalığın kendini tedavi etmiyor. Geçici olarak sanki ateşiniz var, aspirin veriyor ama hastalık bünyede devam ediyor” dedi.
Nami, “Gerçek tedaviyi erteledikçe hastalık daha da büyüyecek ve yenmek mümkün olmayacak. Sorunun esası Kıbrıs sorununun devamıdır ve hükümetin ve cumhurbaşkanlığının her türlü çözüm yolunu tıkamış olmalarıdır” ifadelerini kullandı.
Nami, Türk tarafının masaya takvimi ve çerçevesi önceden belirlenmiş yeni bir süreçle dönmesi gerektiğini belirterek, “Masaya doğru şekilde geri dönülmeli. Rum tarafı tekrar hayır derse Türk tarafının statüsünün ne olacağı baştan belirlenmiş olmalı ve bunu dünyaya açıklamamız gerekir. Bunda çok geç kalındı” dedi.
Kıbrıs Cumhuriyeti’ne karşı “Çözüm yolları tıkalıdır, bu adayı böldük, uluslararası hukuk da umurumuzda değildir” gibi politikalarla yaklaşmanın olumsuz sonuçlar doğurduğunu söyleyen Nami, “Bu sürece devam edersek Rum tarafı elinden gelen her türlü ekonomik yaptırımı bize uygulayacak. Dünya da bize yardımcı olmayacak, bilakis Rumlara yardımcı olacak. Bunu görmemek için kör olmak lazım” ifadelerini kullandı.
CTP Milletvekili, hukukçu Ürün Solyalı:
“Kararname derhal geri çekilmeli ve bir kriz masası kurulmalı”
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili, hukukçu Ürün Solyalı, 2023 Aralık ayında Avrupa Tutuklama Müzekkeresi kapsamında bir Kıbrıslı Türk avukatın Avrupa’da tutuklanmasının, uzun zamandır yaptıkları uyarıların dikkate alınmamasının sonucu olduğunu söyledi. Solyalı, “Sayın Tatar, ‘Yürüyün da korkmayın, biz arkanızdayız’ dedi. Ama bu, inşaat sektörünü bilinçsiz bir alana sürükledi,” dedi.
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin hukuku siyasi bir silah olarak kullandığını ve farklı meslek gruplarından kişilere yönelik tutuklama emirlerinin artarak devam ettiğini ifade eden Solyalı, Kıbrıslı Türk liderliğinin uluslararası arenada daha etkin bir diplomasi yürütmesi gerektiğini vurguladı. “2005’te Taşınmaz Mal Komisyonu kurulduğunda Talat yönetimi diplomasi için Strasburg’da, Brüksel’de geceler geçirdi. Bugün ise Sayın Tatar sadece televizyondan birkaç demeç vermekle yetiniyor” dedi.
Solyalı, hükümetin habersizce çıkardığı Yasa Gücünde Kararnameyle ilgili “Hiç kimseyle konuşmadan, hukuk komitesinin ciddi birikimini kullanmadan, yabancılara satılacak taşınmaz sayısının artırılmasıyla uyandık” dedi. Kararnamede yabancıların birden üç, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının ise üç yerine altı apartman dairesi satın alabileceği belirtiliyor. Ayrıca, mevcut mülk fazlası varsa uzun süreli kullanım hakkı 10 yıla çıkarılıyor, tatil evleri yasasına kaydı halinde ise süresiz kullanım hakkı tanınıyor.” dedi.
Solyalı, yatırım tutarının 20 milyon dolar şartından 10 milyona düşürülmesinin, yabancı yatırımcının daha büyük alanlar edinmesini kolaylaştırdığını söyledi. Yap-sat projelerinin yabancılara yasak olmasına rağmen, yüzde 49 Türk sermayesi şartıyla bu engelin kaldırıldığını ifade eden Solyalı,
“Hükümet böyle kritik bir dönemde, Meclis’te çok paydaşlı ve derinlemesine tartışılması gereken bu kapsamlı değişikliği yetki gaspıyla hayata geçirdi” diye konuştu. Solyalı, kararın “ateşe benzin dökmek” riski taşıdığını söyledi.
Solyalı, kararnamenin derhal geri çekilmeli ve tüm tarafların katılacağı bir kriz masası kurulması gerektiğini belirtti. İnşaat sektöründeki mevcut stok ve fazla taşınmazlarla ilgili yapılacak değişikliklerin ise Meclis’te tüm paydaşların görüşü alınarak ele alınması gerektiğinin altını çizen Solyalı, “Bundan sonra yaşanacakların sorumlusu Cumhurbaşkanı Tatar ve hükümettir” dedi.
Müteahhitler Birliği Başkanı Cafer Gürcafer:
“Mülkiyet krizi ancak siyasi çözümle aşılır”
Müteahhitler Birliği Başkanı Cafer Gürcafer, hükümetin mülkiyetlerle ilgili çıkardığı Yasa Gücünde Kararname'nin Müteahhitler Birliği ile birlikte hazırlandığını açıkladı. Gürcafer, yasanın temel hedefinin, önceki düzenlemelerdeki karmaşıklıkları ve geriye dönük işleyen hükümleri ortadan kaldırmak olduğunu belirtti.
Gürcafer, “Örneğin bakanlar kurulu izni çıktıktan sonra şu kadar sürede sözleşmeyi yatırmazsan sözleşmen geçersiz olur gibi ürkütücü maddeler vardı. Esas düzeltmeler bunların kaldırılmasına yönelik yapıldı” dedi. Kararnamedeki bazı düzenlemelerin konut alımını bir miktar artırabileceğini düşündükleri için destek verdiklerini söyleyen Gürcafer, “Yasanın değiştirilmesiyle kriz artmaz da azalmaz da. Mülkiyet krizi zaten büyüyebileceği kadar büyüdü. Bundan sonrası için çözüm siyasi masadır. Onun dışında başka çözümü yok.” ifadelerini kullandı.
Yasa kapsamındaki diğer önemli değişikliklere de dikkat çeken Gürcafer, taşınmaz malların sadece yabancıya satış sınırının üçten altıya çıkarılması değil, fazladan alınmış taşınmazların belirli sürede elden çıkarılmasıyla ilgili kuralların da yeniden düzenlendiğini belirtti. Kiralık ev yasasına tabi olan mülklerle ilgili hakların da gözden geçirildiğini aktaran Gürcafer, “Bu düzenlemeleri biz olumlu değerlendiriyoruz. Ama bu saatten sonra mülkiyet krizi ancak siyasi çözümle aşılır” dedi.