Nalan NAR
Yaz mevsiminin kendini iyiden iyiye hissettirdiği şu günlerde, tatil planları da yavaş yavaş şekillenmeye başladı. Sizlere en gözde yaz destinasyonlarından biri olan Antalya – Fethiye hattı! Bu hafta sizlere, doğal güzellikleri ve sunduğu eşsiz aktivitelerle özellikle ailelerin ilgisini çeken bu benzersiz bölgeyi anlatmak istiyorum. Antalya, çoğumuzun defalarca ziyaret ettiği bir şehir. Ancak her ziyaretimizde klasik tatil alışkanlıklarına sıkışıp kalıyor, doğa ve maceranın çağrısını çoğu zaman duymazdan geliyoruz. Örneğin, Antalya’da rafting yapmayı hiç denediniz mi? Ya da Fethiye’ye geçip, büyüleyici koylar arasında yapılan bir tekne turuna katıldınız mı?
İşte tam da bu yüzden bu yaz, Antalya ve Fethiye’yi sadece güneş ve denizle sınırlı görmeyin. Her yaş grubuna hitap eden, keşif ve heyecanla dolu aktivitelerle dolu bu rotada unutulmaz anılar biriktirebilirsiniz. Gelin, bu güzergahı birlikte keşfedelim.
Antalya’da yapılabilecek en heyecan verici aktivitelerin başında rafting turu geliyor. Köprülü Kanyon Milli Parkı içinde yer alan rafting parkuru, yer altı sularıyla beslenen serin ırmakları, nefes kesici manzaraları ve Toros Dağları’yla çevrili doğasıyla tam bir doğa harikasıdır.
Yaklaşık 14 kilometrelik -parkurda 16 rapid (akıntı bölgesi) bulunuyor. İlk defa deneyenler hem de macera arayanlar için ideal bir aktivitedir. Rafting sırasında her botta bakanlık belgeli profesyonel rehberler bulunuyor; bu da güvenli ve keyifli bir deneyim sunmasına yardımcı oluyor. Antalya’da unutulmaz bir gün geçirmek isteyenler için bu aktiviteyi kesinlikle tavsiye ederim. Gelelim Antalya’dan sonra geçeceğimiz Fethiye rotamıza.
Fethiye denince ilk akla gelen yer; Ölüdeniz. Fethiye’nin adını dünyaya duyuran, kartpostalları süsleyen o eşsiz manzara. Adını, durgun ve sakin yapısından alan bu doğa harikası, sadece Türkiye’nin değil, dünyanın en güzel plajlarından biri olarak kabul ediliyor. Belcekız Plajı ile birleşen lagün yapısı, turkuazdan maviye dönen renkleri ve çam ormanlarıyla çevrili eşsiz siluetiyle Ölüdeniz, görenleri adeta büyülemektedir.
Peki, bu güzellik sadece manzaradan mı ibaret? Elbette hayır. Ölüdeniz ’in geçmişi, antik dönemlere kadar uzanıyor. Bölgenin yakınlarında yer alan Likya Uygarlığı, bu toprakların ilk medeniyetlerinden biri olarak bilinir. Antik dönemde “Lagün” tipi doğal limanlar, özellikle denizciler tarafından korunmak için kullanılırdı ve Ölüdeniz ‘in coğrafi yapısı da buna son derece uygundu. Hatta bazı kaynaklara göre Belcekız ismi, denizci bir genç ile köyde yaşayan Belcekız’ın trajik aşk hikayesine dayandırılıyor. Bölge sadece doğal güzelliğiyle değil, mistik atmosferiyle de bizi büyülüyor.
Ölüdeniz, sadece dinlenmek için değil, adrenalin dolu anlar yaşamak için de mükemmel bir rotadır. Sizlere buraya geldiğinizde mutlaka yapmanız gerekenlerden biride Yamaç paraşütü.
Yamaç Paraşütü: Babadağ’ın zirvesinden kendinizi gökyüzüne bırakmak, Ölüdeniz ’de yapılabilecek en unutulmaz deneyimlerden biri. Kuş bakışı manzara, mavi ve yeşilin kucaklaştığı lagün, rüzgarın kulağınızdaki sesiyle birleşince ortaya masalsı bir uçuş çıkıyor. Burada her an, ayrı bir güzelliğe dönüşüyor, çünkü burası sadece bir plaj değil, yaşam boyu hafızanızda yer edecek bir deneyimdir.
Bir başka unutulmaz deneyim ise Kekova. Kekova Tekne Turu, sadece bir deniz gezisi değil; adeta tarihle iç içe geçmiş bir zaman yolculuğu. Bölgenin en etkileyici yanı ise Batık Şehir. MS 2. yüzyıldaki büyük bir depremle sulara gömülen bu antik Likya yerleşimi, hala cam gibi berrak sularda tüm görkemiyle durmaktadır. Tekne ile geçerken göreceğiniz liman kalıntıları, merdivenler ve ev temelleri, size adeta geçmişin fısıltılarını sunuyor. Kekova'nın tarihi atmosferi, doğa ve tarih tutkunları için kaçırılmayacak bir deneyimdir. Bir diğer deneyim ise 12 adalar tekne turu. Fethiye’nin kalbinde yer alan 12 Adalar Tekne Turu, bölgenin eşsiz koylarını keşfetmek isteyenler için birebir. Bu turda Tavşan Adası, Kızıl Ada, Göcek Adası, Yassıcalar, Zeytinli Ada ve Tersane Koyu gibi birbirinden güzel noktalarda yüzme molaları verilmektedir. Kıbrıs’tan ziyarete giden tüm misafirlerimiz suya girdiğinde önce biraz üşüyor, çünkü bizim suyumuzdan daha düşük derecesi. Ama sonra tertemiz sularda serinlemek, adaların sessizliğinde huzur bulmak ve masmavi bir gün geçirmek isteyen herkesin mutlaka deneyimlemesi gereken tekne turudur.
Denizden karaya geçiş yapıp biraz adrenalin demek isterseniz, safari turu tam size göre. Çamurlu, taşlı dağ yollarında yapılan bu macera turu, çevredeki köyleri, nehirleri ve orman yollarını kapsayan bir rota sunmaktadır. Hem eğlenceli hem de doğal yaşamla iç içe bu deneyim, özellikle grup halinde yapılan tatiller için oldukça keyiflidir. Safari turu yaparken eğlenceye eğlence katmak için diğer safari yapan gruplar ile aramızda su savaşı yapıyoruz. Taktir edersiniz ki hava 40 derece ve üzeri olduğu için bu savaş aslında bir nevi serinletme görevi de görmektedir.
Safari sonrası serin bir mola için rotamız Saklıkent Kanyonu. Eşen Çayı’nın bir kolu olan Karaçay’ın oluşturduğu bu 18 kilometrelik kanyon, doğanın adeta bir sanat eseri. Rivayete göre bir çoban, kaybolan keçisini ararken bu gizli güzelliği keşfetmiş. 1996 yılında milli park ilan edilerek koruma altına alınan kanyon, serin sularında yürüyerek doğayla baş başa kalabileceğiniz eşsiz bir alan. Burada uzun yürüyüşler yapıp serin sularda rahatlama fırsatı buluyorsunuz. Kanyonun başlangıç yerinden 500 m ilerisine tüm misafirlerimiz girebiliyor ama sonrasındaki parkur zor ve su çok yükseldiği için profesyonel ekipmanınız olmadan diğer tarafa geçiş yapamıyorsunuz.
Antalya – Fethiye rotası, sadece klasik bir tatil değil; doğayla iç içe, macera dolu ve her adımında sizi şaşırtan bir yolculuk vadediyor. Eğer bu yaz biraz farklı bir şeyler yapmak istiyorsanız, bu bölge tam size göre. Güneşin ve denizin ötesinde, keşfedilmeyi bekleyen bambaşka bir dünya var. Ve son sözüm olarak yeni deneyimlere açık olun, her zaman dediğim gibi yeni bir sen için, bir tatil yeter.