Özgürgün, su sonrası gündemi yorumladı

"Siyasette bir ezber yaratıldı. Yıllarca UBP'ye karşı CTP'yi, CTP'ye karşı UBP'yi kullandılar. Birbirlerine muhalefet yaptılar. Şimdi bu iki parti hükümetteyse, ya yapacak ya gidecek."

Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, "su" sonrası gündemi yorumladı:

"Siyasette bir ezber yaratıldı. Yıllarca UBP'ye karşı CTP'yi, CTP'ye karşı UBP'yi kullandılar. Birbirlerine muhalefet yaptılar. Şimdi bu iki parti hükümetteyse, ya yapacak ya gidecek."

"Sayın Talat'la her gün konuşuyorum, bazen günde birkaç kez konuşuyorum. Adım atmamız gerekiyor; şimdi Meclis'e önemli görev düşüyor. Parti başkanları olarak kabinede yer alabilsek, çok daha hızlanırdık."

"Dört önemli adım peş peşe gelmeli. Kamu reformu, sağlık yasaları, belediyeler yasası ve  seçim yasası. O zaman halkımız geniş tabanlı hükümetin önemini anlayabilir."

"UBP'nin özelleştirmeye yaklaşımı biliniyor. Ancak stratejik noktalarda, tekelleşme yaratacak bir özelleştirme savunmuyoruz. Telefon ya da elektrikte özelleştirme tartışması artık ne kadar anlamlı? Hem elektriğin, hem telefonun yarısı senelerdir özel."

 

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, "su krizi"nin ardından "geniş tabanlı hükümet"in artık kendini göstermesi gerektiğini söyledi, "Ya yapacağız, ya gideceğiz" dedi.

UBP Genel Başkanı Özgürgün, YENİDÜZEN Genel Yayın Yönetmeni, Gazeteci Cenk Mutluyakalı ile bir araya geldi, yaklaşık 1 saat boyunca ülke gündemini değerlendirdi.

Özgürgün'e göre "su anlaşması"nda UBP de CTP de kendi duruşunu ortaya koydu, tartışmayı uzatmanın bir faydası yok.

"Türkiye yine tarihi bir destek vermiştir. Ülke suya kavuştuğu zaman herkes bunun keyfini yaşayacak, hayatımız değişecek, üretim artacak, bu üzücü tartışmalar geride kalacak" diyen Özgürgün, Ekonomik Program'ın da en erken zamanda imzalanmasını bekliyor.

"Siyasette oluşan ezber"

Peki bu hükümet başaracak mı?

Özgürgün, "Eğer ülkenin kronikleşmiş yapısal sorunlarını bu hükümet de çözemezse, peki kim çözecek?" diye kendisi de soruyor.

Sonra ekliyor:
"Hemen her gün Sayın Talat'la bunu konuşuyoruz. Ancak konuşmak artık yetmiyor, yol almamız gerekiyor.

Ülkede yıllarca UBP'ye karşı CTP'yi, CTP'ye karşı UBP'yi kullandılar; pek çok kronik sorun çözümsüz kaldı ya da etkin çözüm üretilemedi. İki pari senelerce birbirlerine muhalefet yaptılar. Siyasette oluşan bir ezber var, ya CTP, ya UBP üzerinden muhalefet edilir.Şimdi bu iki parti hükümetteyse, ya yapacak ya gidecek. Sorumluluk almamız gerekiyor"

"Geniş taban sürüyor mu?"

"CTP ve UBP halen geniş bir tabanı mı temsil ediyor" sorusuna Özgürgün'ün yanıtı kendine güvenli:
"Bu iki partinin, ülkede % 70'in üzerinde tabanı var. Siyasette kurumsallaşma, köklü gelenek, örgütlülük son derece önemlidir. Bu iki parti risk aldı. UBP tarihin her döneminde sorumluluk üstlenen partidir. Ancak, bu hükümet başarılı olamazsa, işte o durumda elbette her iki parti de bundan dolayı sıkıntı yaşayabilir."

"Özelleştirme tartışması"

"Su krizi" bitti, henüz tartışmalar sürse de, "anlaşma" için imza aşamasına gelindi.

Özgürgün'e göre EKONOMİK PROGRAM'ın imzası bu kadar uzamayacak.

"Yine özelleştirme sorunu olur mu" sorusuna, "Başbakan, hükümetle birlikte bu süreçte etkin bir liderlik ortaya koyar, her iki parti de hükümet programına bağlı kalırsa olmaz" diyor.

Peki UBP'nin özelleştirmelere yaklaşımı nedir?

"UBP'nin özelleştirmeye yaklaşımı biliniyor. Ancak stratejik noktalarda, tekelleşme yaratacak bir özelleştirme savunmuyoruz. Telefon ya da elektrikte özelleştirme tartışması artık ne kadar anlamlı? Hem elektriğin, hem telefonun yarısı senelerdir özel. Elektriğin yarısını özel şirket üretiyor, telefonda GSM gerçeği var. Önemli olan halkımızın en iyi hizmeti alırken, elbette kurumlarımız ve çalışanlarımızın da korunmasıdır. Hükümet programı da ortadadır."

"Talat'la her gün konuşuyorum"

UBP Genel Başkanı Özgürgün'e göre halkın beklediği önemli adımların atılması için Meclis'in önemli bir fonksiyonu var.

Özgürgün şunları söylüyor:
"Sayın Talat'la her gün konuşuyorum, bazen günde birkaç kez konuşuyorum. Adım atmamız gerekiyor; şimdi Meclis'e önemli görev düşüyor. Parti başkanları olarak kabinede yer alabilsek, çok daha hızlanırdık."
Neler yapılmalı?

Özgürgün bu sorunun yanıtını da şöyle veriyor:
"Dört önemli adım peş peşe gelmeli. Kamu reformu, sağlık yasaları, belediyeler yasası ve  seçim yasası. Bu dört ana başlık dışında DAÜ Yasası gibi yan meseleler de var. Tüm bunlar artık bitmeli. O zaman halkımız geniş tabanlı hükümetin önemini anlayabilir. Bu iki parti, üstlendiği siyasi riskin karşılığında bir sonuç üretebilir. Artık kredimiz yok, mazeretimiz olamaz, bu adımları atmalıyız."

"Müşavir yaratılmaması olumlu... Ancak"

Özgürgün, bu hükümet döneminde yeni müşavir yaratılmamasının halk tarafından takdirle karşılandığını ve olumlu karşılık bulduğunu söyledi.

Ancak bu kararın bir handikapına da dikkat çekti:
"Kimi teknik konularda sıkıntı yaşadık, yeni müşavir yaratmayacağız dedik ancak teknik bazı dairelere müdür de bulamadık. Kamu reformunun ardından bu sorunu aşabilmeliyiz. Kimi işlerin yavaş ilerlemesinin bir sebebi de budur."

"Karma oy bireycilik getiriyor"

Seçim Yasası'nda milletvekili adaylarının sadece kendi bölgesinden değil, ülke genelinden oy alması yönünde bir uzlaşı olduğunu belirten Özgürgün, "Şu anki uzlaşı, adaylar ülke genelinden oy alacak, ilçe temsiliyeti korunacak" diyor.

Peki "karma" oy?

"Her parti başkanı KARMA OY sisteminin kalkmasını ister, çünkü bu sistem siyasette bireyciliği öne çıkarıyor, parti disiplinini bozuyor. Ancak Meclis'ten, vekillerden karma oyun kalkması için bir uzlaşı, bir çoğunluk kararı çıkmaz."

Kabine değişir mi?

Kıbrıs sorunundan Ercan'a sendikaların eleştirilerinden siyasette yeni oluşumlara kadar daha pek çok konu, aklımızda pek çok soru var.

Ancak bir saatlik süremiz yeterli olmuyor, "Kabinede değişiklik düşünüyor musunuz" sorusu ile tamamlıyoruz.

- "Bakanlar Kurulu'nda bu aşamada herhangi bir değişim düşüncem yok. Elbette kimi sıkıntılar var, yaşanıyor, siyasetin doğasında bu var. Ancak erken bir değişim öngörmüyorum."

"Her parti başkanı KARMA OY sisteminin kalkmasını ister, çünkü bu sistem siyasette bireyciliği öne çıkarıyor, parti disiplinini bozuyor. Ancak Meclis'ten karma oyla ilgili bir uzlaşı çıkmaz. Şu anki uzlaşı, adaylar ülke genelinden oy alacak, ilçe temsiliyeti korunacak."

 

Özel Haber Haberleri