Lute’u beklerken…

Zaman tehlikeli bir şekilde daralıyor. Doğal gazla ilgili planlamalar bekleyebilir

Emilios Lemonaris
Politis 
8 Aralık 2018

Cumhurbaşkanı Anastasiadis, AKEL’in, Kıbrıs sorunundaki icraatlarına yönelik olarak kendisine yapmış olduğu eleştirilerden dolayı şikayet ediyor. Crans-Montana’daki müzakerelerin başarısızlığa uğramasının ardından sorun çıkmaza girdi. Türkiye, BM çerçevesi dışında çözüm aranmasından söz ediyor. Cumhurbaşkanı, müzakerelere, Crans-Montana’da kesildiği yerden, Guterres çerçevesinde oturmaya hazır olduğunu ifade ediyor. Ancak bulunacak çözümün işlevsel olmasını istiyor. Çözüm, gevşek federasyonla işlevsel olacak. İşlevsel olmazsa, halk çözümü reddedecek. Cumhurbaşkanının desantralize federasyon konusundaki düşünceleri tepkilere neden oldu.

Bu sefer müzakerelerin ucu açık olmayacaktır

BM Genel Sekreterinin temsilcisi ile gerçekleştirdiği ilk temaslar olumlu sonuç getirmedi. Taraflar, çözüm yönünde ilerlemeye hazır oldukları konusunda BM Genel Sekreterini ikna etmediler. Şimdi, görev tanımlarında uzlaşılması ve müzakerelerin yeniden başlaması için, Lute’un Kıbrıs’a gelmesini bekliyoruz. Bu sefer müzakerelerin ucu açık olmayacaktır.

Müzakereler başlamazsa ortaya çıkacak olan çözüm, bölünme olacaktır

Müzakereler, başlamadan önce üzerinde anlaşmaya varılması gereken görev tanımları temelinde yapılacaktır. AKEL, sorununun içine girdiği çıkmazdan dolayı kaygı duymaktadır. Aynı şekilde DİSİ Başkanı da… Her ikisi de çıkmazın, oldubittileri güçlendirmesinden korkuyor. Eğer müzakereler yakın zamanda yeniden başlamazsa, en sonunda ortaya çıkacak olan çözüm, bölünme olacaktır. Oluşan durumla ilgili Cumhurbaşkanının sorumluluğu ciddidir. O, AKEL’den ve DİSİ Başkanından daha fazla kaygı duymalıdır. Bulunduğu makamdan dolayı, müzakerelerin yeniden başlaması için olumlu adımlar atmak, görevidir.

Zaman tehlikeli bir şekilde daralıyor

Zaman tehlikeli bir şekilde daralıyor. Öncelik, müzakerelerin yeni turu ve iki kesimli iki toplumlu federasyon zemininde çözüm olmalıdır. Doğal gazla ilgili planlamalar bekleyebilir. Crans-Montana’daki müzakerelerin sonucu daha iyi olabilirdi. Çözüm imkanı vardı ve bu değerlendirilmedi. Mont Peleran’daki müzakerelerin ilk safhasında Kıbrıslı Türk lider, Kıbrıs Türk kurucu devletinin yetkisi altında kalacak bölgelerin haritasını sundu. Kıbrıs Rum tarafının sunduğu harita ile farkı çok azdı. Aradaki fark giderilebilirdi. Öncesinde yapılan müzakerelerde önemli ilerleme kaydedildi. Geriye kalan küçük anlaşmazlıklar giderilemeyecek türden değildi. Buna rağmen müzakereler başarısızlıkla sonuçlandı ve bunun sorumluluğu Türk uzlaşmazlığına yüklendi. Önyargıdan dolayı kamuoyunu Türk uzlaşmazlığı konusunda ikna etmek zor değildir. Cumhurbaşkanının şikayeti, başarısızlıkla ilgili sorumluluğu AKEL’in kendisine yüklemeye çalışmasıdır.

Garantiler çıkmazı

Geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada, Türklerin şartlarını kabul etmediği için, kendisini suçlamalarının haksızlık olduğunu söyledi. Türk tarafı garantilerin kaldırılmasını ve yabancı askerlerin çekilmesini kabul etmedi. Başarısızlık, Türk tarafının garantilerin ve yabancı askerlerin kalmasına ilişkin ısrarından kaynaklanmaktadır. Türk tarafının çözümden sonra da kalmasında ısrar ettiği garantörlük hakları, Kıbrıs Cumhuriyeti ile üç garantör ülke (Birleşik Krallık, Yunanistan, Türkiye) arasında, 1960’da imzalanan Garanti Anlaşmasından neşet etmektedir. Yabancı askerler İttifak Anlaşmalarının sonucunda Kıbrıs’ta bulunmaktadır. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin imzaladığı uluslararası anlaşmalardan neşet eden haklar ya da koşullar söz konusu değildir. Kıbrıslı Türkler, iki toplum arasındaki güven tamamıyla tahsis edilene dek, garantilerin ve Türk ve Yunan askeri birliklerinin kalmasını istiyor. Federal yönetimin normal işleyişi için gerekli olan bu güven, şu aşamada yoktur. Kuşku ve önyargı hakimdir. Federal devletin işlevselliği, çözüm ile ilgili anlaşmadan ortaya çıkacak her toplumun haklarına saygı ve güven duyma meselesidir.

 

İşlevselliğin ve önyargının bir arada olması imkansızdır. 

Kıbrıslı Türkler 1960 olaylarını hatırlıyorlar ve Garanti ve İttifak anlaşmalarının kaldırılmasını istemiyorlar. Sorunun çözülmesi ve çözümün işlevsel olması için, dürüstlük ve karşılıklı saygı olmalı, aynı zamanda tarafların kaygılarının anlaşılması gerekir. Önyargı ve kuşku ortadan kalkmalıdır. İşlevselliğin ve önyargının bir arada olması imkansızdır. 

 

Özel Haber Haberleri