Food For Fit sahibi, genç iş insanı Güran Ataker: “En büyük hedefimiz globalleşmek”

Ülkemizde iş hayatına atılarak yatırım yapan genç girişimciler, YENİDÜZEN’deki ‘Genç Girişimciler’ yazı dizisine yaşadıklarını, düşüncelerini ve hedeflerini anlatıyor

Food For Fit isimli iş yerinin sahibi genç iş insanı Güran Ataker, hedeflerinden bahsetti, insanları sağlıklı beslenmeleri konusunda motive ettiklerini söyledi ve ekledi: “Bu marka bir Kıbrıslı Türk gencin, yani benim ve arkadaşlarımın kurduğu bir markadır. Bu yüzden birçok ülkeden talep var. Gençlere tavsiyem, asla vazgeçmesinler”

HEDEFLERİ… “İnsanları sağlıklı yaşama motive etmek istiyoruz. Bu hedefimizi dünyanın her yerine taşıyabilmek, global hale getirmek istiyoruz”

HÜKÜMETİN BU SÜREÇTEKİ ÖNLEMLERİ… “Biraz daha iyisi olabilir miydi? Evet, olabilirdi ama bunu da unutmamak lazım ki, belki de bizden kötü durumda olan ülkeler de var”

Hüseyin ÖZBARIŞCI

İlk şubesini Girne’de açan ve daha sonra Lefkoşa ve İstanbul Nişantaşı’na şubelerini taşıyan Food For Fit’in direktörü Güran Ataker, insanların sağlıklı beslenebilmesi için böyle bir girişim yaptıklarını aktararak, asla pes etmeden kısa sürede büyüyerek, dışa açılma konusunda büyük bir yol kat ettiklerini ifade etti.

Bir buçuk yıldır tüm dünyayı etkisi altına alan Corona Virüs (COVID-19) salgınının herkes gibi kendilerinin de olumsuz etkilediğini aktaran Ataker, “Evet, 1 yıl geriye gitmiş olabiliriz ama o geriye giden 1 yıl, ileride bizi 10 yıl ileri de atabilir. O yüzden her zaman olumlu bakmak lazım” dedi.

Ülkemizde bir sistemsizlik olduğuna dikkat çeken Güran Ataker, “Bu iyi bir durum aslında. Çünkü sistemsizlik olduğu zaman sistemler esnek olabilir. Sistemler esnek olduğunda da daha doğru kararlar, daha doğru adımlar atılabilir” İfadelerini kullandı.

Genç girişimci adaylarına da tavsiyelerde bulunan 31 yaşındaki iş insanı Güran Ataker, başarıya giden yol, başarısızlıklarla doludur, vazgeçmesinler” şeklinde konuştu.

  • Sizi biraz tanıyabilir miyiz?
  •  İsmin Güran Ataker, 1990 Girne doğumluyum. Tüm okul hayatımı Kıbrıs’ta sürdürdüm. Üniversiteden mezun olduktan sonra askere gittim, askerlikten sonra da Food For Fit markasını kurdum. Bu hayal 20 yaşında başladı, askerliğimi bitirince konsepti hayata geçirdim. İlk şubemiz 2017 yılında Girne’de açıldı. 2019 Lefkoşa, 2020’de de Nişantaşı şubesi kuruldu. 4 yılda iki marka, dört şube, bir de üretim mutfağı kurduk.
     
  • Yemek sektöründe hizmet veriyorsunuz. Bu sektörü tercih etmenizin sebebi nedir?
  •  Yaklaşık 25 ülke gezdikten sonra dünyadaki sıkıntının beslenme olduğunu gördüm. Ben de içinde olduğumdan ve sağlıksız yiyecekler yiyemediğimden dolayı böyle bir sektöre girmeye karar verdim. Dışarıda bulamadığım ve eksikliğini gördüğüm için bu sektörü tercih ettim.
     
  • Genç yaşta atılım yaptınız ve iş kurdunuz. İşinizi kurarken zorlandığınız noktalar oldu mu?
  • Zorlandığım noktalar tabii ki oldu. Restoran ve cafe konusunda fazla tecrübem yoktu. Özellikle şeflik konusunda sıkıntılar yaşadım. Zamanla hata yaparak öğrendik. Bunun yanında bir sürü başka imkansızlıklardan sıkıntılar da oldu. Çünkü adaya ülkesiyiz ve bir şeye ulaşmakta zorlanıyoruz. Tüm noktaları ailemle birlikte yaptık ve sıkıntıları kısa sürede aştık…

“İnsanları sağlıklı yaşama motive ediyoruz, en büyük hedefimiz globalleşmek”

  • İş yaşamında geleceğe dair ne gibi hedefleriniz var?
  •  İnsanları sağlıklı yaşama motive etmek istiyoruz. Bu hedefimizi dünyanın her yerine taşıyabilmek, global hale getirmek istiyoruz. Bu yönde de çalışmalarımız var. Yakın zamanda bir şube de bir Avrupa ülkesinde açacağız. Çok fazla talep var. Yaptığımız iş biraz da dijital ortamda olduğu için insanlar dünyanın her yerinden takip edebiliyor. Bu yüzden bizlere “keşke burada da olsanız” mesajları alıyoruz. Bu da bizi sevindiriyor.
     
  • Bize biraz sektörünüzden bahsedebilir misiniz?
  • Bizim işimiz, insanları sağlıklı beslenme yönünde motive etme ve buna teşvik etme. Bence insanlar sağlıklı beslenmeli. Bu marka bir Kıbrıslı Türk gencin, yani benim ve arkadaşlarımın kurduğu bir markadır. Ailemiz ve arkadaşlarımız sayesinde büyüdük. Biz, uzman görüşleri de alıyoruz. Bunun yanında Dünya Sağlık Örgütü’nün bu konudaki önerilerine de bakıyoruz. Kısa zamanda adımızı duyurmamızın en büyük sebebi de budur.
     
  • Ülkemizde gençleri girişimciliğe teşvik edecek bir yapı var mı?
  •  Bence bir yapı vardır. Bu yönde hibe programları var.  Kıbrıs’taki feodal ilişkilerin güçlü olmasından dolayı insanlar kişisel bire bir yardımlarla daha basit fikirlerini icra edebilirler. Dünyanın diğer ülkelerinde bu biraz zordur çünkü hiçbir tanıdık olmadığında bu konuda zorlandığınız noktalar olur. Ülkemizde bu daha kolay olabilir. Tabii insan ilişkilerinizin iyi olması lazım.
  •  
  • Pandeminin sektörünüze ne gibi bir etkisi oldu?
  • Pandeminin sektörümüze etkisi oldu tabii, o yoğunluk bitti ama daha da güzel bir durum oldu. Her yaptığımız işi daha doğru, daha düzgün, daha kontrollü yapmamız gerektiğini öğrendik. Maddi ve manevi açıdan zorlanıyoruz ama sektöre çok çok etkisi olduğunu söyleyemem. Evet, 1 yıl geriye gitmiş olabiliriz ama o geriye giden 1 yıl, ileride bizi 10 yıl ileri de atabilir. O yüzden her zaman olumlu bakmak lazım. Bugünlerde daha da çok yetenekler gelişebilir, işinizi daha iyi yapma noktasına gelebilirsiniz. Bunun en büyük örneğini biz yaşadık.
     
  • Özellikle son 1 yıl içerisinde birçok kişi işsiz kaldı, birçok iş yeri de kapandı. Genç bir girişimci olarak bu durum sizi korkutuyor mu?
  • Ben korkmuyorum. Çünkü bizim yaptığımız bir yanlış varsa ve o yüzden kapatacağız, kapatabiliriz. Ama bizden dolayı kapanma durumumuz olacaksa bunun da stresini ve korkusunu yaşamak bize düşmez. Bizim sebep olmadığımız bir kapanma durumunda stres yapıp korkmaya gerek yok. Bu dünyanın yüzleştiği bir durumdur. Milyarları olan şirketler de zor durumlar yaşadı. Herkes yavaş yavaş üstesinden gelmek için çalışıyor. Bu da bir yıkımı tamir etme sürecidir. Bu süreçler insanoğlunu daha da güçlü yapar.

“Bizden kötü durumda olan ülkeler de var”

  • Bu süreçte hükümetin aldığı önlemler yeterli midir? Ne yapılmalıydı?
  •  Onların da tecrübesizliği vardı ilk defa böyle bir durumla karşılaştıkları için… Oradaki insanlar da eminim ki en iyisini yapmaya çalışıyor. Önce kendi, sonra halkın sağlığını düşünmek zorundalar. Biraz daha iyisi olabilir miydi? Evet, olabilirdi ama bunu da unutmamak lazım ki, belki de bizden kötü durumda olan ülkeler de var. Şu andaki gidişat bence iyi görünüyor. Burada vaka olmadığında piyasa kendi kendini döndürebiliyor. Bence bu da iyi bir işarettir. O yüzden ben bu konuda eleştiri yapmak yerine, olumlu düşünmekten yanayım.

“Sistemsizlik olduğu zaman sistemler esnek olabilir”

  • Ülkemizde bir sistemsizlik söz konusu… Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
  • Evet, sistemsizliği sevmiyorum. Sistemsizlik bu zamanlarda çok sıkıntılı. Ama, bu iyi bir durum da aslında. Çünkü sistemsizlik olduğu zaman sistemler esnek olabilir. Sistemler esnek olduğunda da daha doğru kararlar, daha doğru adımlar atılabilir. Çok kurumsal ve sistemli olsaydık belki bu süreç için belki de dezavantajımıza olurdu.
     
  • Özel sektör hakkında ne söylemek istersiniz?
  • Özel sektörün yükü ağır. Olması gereken, zorlanan bir sektördür. Özel sektörde işini dürüst yapan insanlara bu ülkede her zaman kazanç vardır. Ama çok dürüst ve profesyonel ilerlenilmesi lazım. Çünkü sistemsizlikler ve üstünüzdeki yük sizi her an yere düşürebilir.

“Başarıya giden yol başarısızlıklarla doludur, vazgeçmesinler…”

  • Sizin gibi genç yaşta girişimci olmak isteyen arkadaşlarınıza ne gibi tavsiyelerde bulunabilir siniz?
  •  Hayallerinin peşinden her türlü koşmalarını söyleyebilirim. Çünkü başarıya giden yol başarısızlıklarla doludur. O başarısızlıkları yaşamaları gerekir ki, başarılı olabilsinler… O yüzden hayalleri ve tutkularının peşinden koşup, başarısız da olup sonunda bir iyi bir yere gelebilsinler.
     
  • Son olarak ne söylemek istersiniz?
  • Umarım bu röportaj gençlere de ışık tutar da ona göre hareket ederler. Ben ve ekibim adına sizlere de teşekkür ediyorum.

 

İlgili Haberler

Özel Haber Haberleri