Festivalde AB ve Kıbrıs’ta Toplumsal Cinsiyet Eşitliği konuşuldu

Queer Wave Kıbrıs LGBTIQ+Film Festivali’nde sona yaklaşılırken panel düzenlenerek Avrupa Birliği ve Kıbrıs’ta Toplumsal Cinsiyet Eşitliği konuşuldu.

MURAT OBENLER

Queer Wave Kıbrıs LGBTIQ+Film Festivali’nde sona yaklaşılırken Avrupa Birliği’ndeki toplumsal cinsiyet uygulamaları avukat Aleksandros Esftathıou’nun moderatörlüğünde  AKEL AP Milletvekili, akademisyen,yazar,aktivist Niyazi Kızılyürek, Trans Aktivist Al Davidian ve  akademisyen Nayia Kamenou’nun katıldığı bir panel ile tartışıldı.

NiMAC’da gerçekleşen panel öncesinde ise Romanya’dan Radu Jude’nin yönettiği “Colors of Tobi” belgeseli gösterildi.  “AB’de Toplumsal Cinsiyet Alışkanlığı: Sosyal ve Yasal Boyutu çevresinde bir gezinme” adlı panelde konuşmacılar hem kendi alanlarında bilgi verdiler hem de seyirciden gelen soruları cevapladılar.

 

Davidian: “Muhafazakarlık ve ataerkillik sürüyor, daha fazla lobicilik, ortak bir dil ve mücadeleyi sürdürmeye ihtiyaç var”

Trans Aktivist Al Davidian ,Kıbrısta Acept Kıbrıs yanında birçok örgütün yıllardır Kıbrıs’ta LGBTIQ+  bireylerin haklarının ilerletilmesi için kavga verdiğini, gerek hukuki,gerek medikal gerekse eğitim alanlarında bazı ilerlemeler sağlansa bile bunun tatmin edici boyutta olmadığını ifade etti. Cinsel tercih konusunda çeşitliliğin arttığını, LGBTIQ+ bireylerin daha fazla toplumda görünür olduğunu ancak tıbbi ameliyat, sosyal destek, psikolojik rehberlik, toplumun eğitilmesi gibi konularda muhafazakarlık ve ataerkilliğin(aile, okul, iş yaşamı ve kamuda) sürdüğünü kaydeden Davidian, bu konuda daha fazla lobi yapmaya, ortak bir dil oluşturma ve bu çerçevede hem politik alanda hem de sokakta mücadeleyi sürdürmeye ihtiyaç olduğunu da sözlerine ekledi.

 

Kamenou: “Milliyetçilik ve otoriterizm, muhafazakarlık ve erkek egemen sistem cinsiyet özgürlüğü önünde engel oluşturuyor”

Akademisyen Nayia Kamenou belgeselde de konusu işlenen non-binary bireylerle ilgili tartışmaya Kıbrısta devletin bu bireylere kamuya iş başvurusu yapma hakkı vermediğini, ailelerin bu kişileri kabullenemedikleri için bu kişilerin yalnızlaştığını ve bu kişilerin toplum tarafından da ötekileştirildiğini belirterek başladı ve gerek yasalar karşısında(yasama kurumu) gerekse sosyal yaşamda gerekse devletin bireylere eşit iş hakkı sağlaması konusunda LGBTIQ+  bireylerin eşit olmadığını vurgulayarak devam etti. Milliyetçiliğin ve otoriterizmin, muhafazakarlık ve erkek egemen sistemin cinsiyet özgürlüğü önünde engel olduğunu dile getiren Kamenou, yine de zihinlerde herkesin farklı olabileceğine dair düşüncelerin gelişme gösterdiğini ve bu festival gibi görünülürlük araçlarını daha fazla çoğaltmak gerektiğini de sözlerine ekledi.


Kızılyürek:“AP’de de Kıbrısta da geniş ittifaklar kurarak farklı alanları da kapsaycak şekilde mücadeleyi sürdürmek lazım”

Niyazi Kızılyürek Antik Yunan’daki Hegelci yaklaşımlardan günümüze kadar kısaca cinsiyetçilik konusunu özetlerken modernizmin erkeklik(eril sistem) üzerine kurulduğunu ve erkeğin hegemonyasının esas olduğu bir sistemin hayata geçirildiği kaydetti. Ulus devletlerin ortaya çıkması le etnisitenin de devreye girdiğini ve bunun bu konuları tartıştırmayı daha da zorlaştırdığını ifade eden Kızılyürek cinsiyet çalışmalarının sosyal hayatın ve kültürün bir parçası olması adına mücadelelerinin hem AP’de Sol Grup-GUE/NGL olarak hem de bütün Kıbrısta devam ettiği vurguladı. Avrupa’da bir gay, lezbiyen özgürlük bölgesi yaratmak için grup olarak  “ AB Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Stratejisi 2020-2025” çerçevesinde mücadelelerini sürdürdüklerine vurgu yapan Kızılyürek, Kıbrıstaki eril otorite üzerine kurulu devlet sistemi, mevcut eğitim sistemi gibi unsurların bu konuya çok da olumlu bakmasını engellediğini ancak bu mücadeleyi geniş işbirlikleri, ittifaklar kurarak çevre, ekoloji, demokrasi ve insan hakları, hayvan hakları gibi alanları da içine alarak sürdürmenin önemine dikkat çekti.


“Geçmişe göre Kıbrısta LGBTQI+ hakları mücadelesi daha kolay”

Kuzey ve Güney Kıbrıs’taki durumlar ve LGBTQI+ hakları mücadelesinin ne kadar ortaklaştırıldığı sorusu üzerine Niyazi Kızılyürek daha önceleri Kıbrısta bütünlüklü bir LGBTIQ+ hakları savunuculuğunun çok zor olduğunu ancak gerek geçiş kapılarının açılması gerek geçmişe göre göreceli daha demokratik bir ortamda yaşanıyor olunması, gerek bu konunun evrensel bir mesele olması ve birlikte mücadeleye imkan sağlaması gerekse de Avrupa Birliği nezlinde yasalar çıkarılması ile daha kolay bir hale geldiğini ve adanın her tarafından LGBTQI+ bireyler, örgütler ve hak savunucularının daha yakın bir şekilde birlikte mücadele edebildiklerini söyledi.

Kültür & Sanat Haberleri