Festival Filistin’deki sıcak gündemi Limasol’a taşıdı

Bu yıl 20.yılını kutlayan adanın en büyük belgesel film organizasyonu olan Limasol Uluslararası Belgesel Festivali, Amber Fares’in yönettiği ve yapımcılığını üstlendiği "Coexistance, My Ass!" filmi ile başladı.

Murat OBENLER

Bu yıl 20.yılını kutlayan adanın en büyük belgesel film organizasyonu olan Limasol Uluslararası Belgesel Festivali, Amber Fares’in yönettiği ve yapımcılığını üstlendiği "Coexistance, My Ass!" filmi ile başladı.  Limasol'un eski kent merkezindeki Ceronia Hall-Lanitis Carob Mill’de gerçekleşen açılışa ana Destekçi Kıbrıs Kültür Bakan Yardımcılığı-Çağdaş Kültür Dairesi yetkilileri ve ülkedeki farklı film festivali yöneticilerinin yanısıra farklı milletlerden oluşan çok kültürlü bir izleyici kitlesi katıldı. PIFF Crete Lemessos işbirliğinde festivalde yer alan gösterim öncesinde Kıbrıslı şairler Filistinli şairler Rafeef Ziadah’ın “We Teach Life, Sir” ve Mosab Abu Toha’ın “We Deserve a Better Death” adlı şiirlerini okudu. Brave New Culture tarafından organize edilen festivalin “Kadınlar ve Siyaset: Tartışmalı kişilikler” bölümünde gösterilen belgeselin sonrasında ana karakter olan aktivist-komedyen Noam Shuster-Eliassi seyircilerin sorularını yanıtladı.

Amber Fares’in yönettiği ve yapımcılığını üstlendiği, Rachel Leah Jones ve Rabab Haj Yahya’nın yazdıkları 2025 yılı Amerikan-Fransız ortak yapımı "Coexistance, My Ass!" filminde Yönetmen Fares’in kamerası Arapça, İngilizce ve İbranice (biraz da Farsça) dillerinde yazıp stand-up komediler sahneleyen aktivist-komedyen Noam Shuster Eliassi’yi 5 yıl boyunca takip ederek kendi ağzından hikayesini seyirciyle buluştururken İsrail devletinin Filistin’e uyguladığı soykırım,etnik temizlik, açlıktan ölüme terk etme ve başta Gazze’de hayata geçirdikleri işgal ve yerinden etme de dahil diğer tüm insanlık dışı müdahaleleri de Noam Shuster Eliassi’nin söylemleri ve eylemleri çerçevesinde tartışmaya açıyor.

Noam Shuster’in Filistinlilerin ve Yahudilerin kendi istekleriyle bir arada yaşadığı, karma bir topluluk olan "Barış Vahası-Oasis of Peace-Neve Şalom/Wahat al-Salam” adlı yerdeki büyüme deneyimlerinden sık sık bahseden filmde Noam’ın İsrail devletini yönetenlerin siyasi ikiyüzlülüğü ve insan hakları ihlallerini eleştiren hiciv videolarının Arap dünyasında viral oluşu,Noam’ın 2019'da Filistin Komedi Festivali'nde sahne alan ilk Yahudi sanatçı oluşu, Harvard Üniversitesi'nde geliştirilmiş ve 2023 Edinburgh Fringe Festivali'nde dört yıldızlı eleştiri alan tek kişilik gösterisi "Birlikte Varoluş, Kıçım!"ın çıkış süreci de çarpıcı görüntüler eşliğinde anlatılıyor. İsrail-Filistin barış sürecinin adeta bir simgesi olarak büyüyen Noam’ın giderek artan soykırım sonrasında aktif komedyenliği bir yana bırakarak aktivistliğe geçerek bir anlamda tüm bu insanlık dışı uygulamalara destek verenlere ve genç bir kadın olarak büyük riskler barındıran süreçlere meydan okuması önemli bir kişisel mücadele örneği olarak seyirciye aktarılırken kişisel olarak süreci tersine çevirememenin çaresizliği ve vicdani sorumluluk da salonu dolduran seyircilerin en çok üzerinde durdukları konu oldu.
“Kıbrıstaki seyircinin konuyu algılayışı, yaklaşımları, sordukları soruları, yorumları ve tepkilerini çok takdir ettim. Kendimi size yakın hissettim”
Noam Shuster Eliassi, Festival Sanat Yönetmeni Yiangos Hadjiyiannis’in yönettiği Soru-Cevap bölümündeki konuşmasında ve sorulan sorulara verdiği cevaplarda şu noktalara dikkat çekti:
-Kıbrıs’ta seyirciyle buluşmak benim için çok özel çünkü burası hem coğrafik hem de kültürel olarak benim topraklarıma çok yakın. Buradaki kitlenin konuyu algılayışı, yaklaşımları, sordukları soruları, yorumları ve tepkilerini çok takdir ettim.
“Ben soykırımın karşısında duruyorum çünkü insanım”
-Ben soykırımın karşısında duranlardanım çünkü insanım, vicdanım var, demokrasi ve eşit-adil insan haklarına inanıyorum.

İsrail’de ana akım medya İsrail Devleti’nin her türlü insanlık dışı, yasa dışı, anti-demokratik uygulamalarını meşrulaştırıcı ve soykırım sürecini normalleştiren yanlış,yanlı ve yanıltıcı haberler yapıyorlar ve bunlar da insanlar üzerinde etkili oluyor.
“Direnişin sesi olmayı seçtim çünkü Filistin özgür olmadan hiçbirimiz özgür olamayız”
Gelinin süreçte komedyenlerin birleştirici, yakınlaştırıcı misyon üstlenmeleri (Bazıları da Natenyahu’nun politikalarının sahnedeki savunucusu oldu ve kampanyalarına da katıldı) karşısında ben direnişin sesi olmayı seçtim çünkü Filistin özgür olmadan hiçbirimiz özgür olamayız.
“İsrailde direniş sürüyor, dünya halklarının destek eylemleri de sürüyor ama dünyaya egemen olan devletlerin ve uluslararası örgütlerin sessizliği sürüyor.”
Gazze için çok geç kalındı ama çok az da olsa umut var, süreçleri tersine çevirmek için İsrail’de protestocular, medyanın bir bölümü ve aktivistler tüm baskılara karşı direnişi sürdürüyorlar. Dünya halklarından da destek eylemleri giderek daha kitlesel olmaya başladı ama dünyaya egemen olan devletlerin ve uluslararası örgütlerin sessizliği sürüyor. Bu insanlık tarihinin 21. Yüzyılda gördüğü en büyük utanca sessiz kalarak ortak olmaları çok kötü.
Filmin çekimleri 5 yıl sürdü. Lübnanlı Kanadalı film yapımcısı, belgeselci, yönetmen ve görüntü yönetmeni Amber Fares, Amerikalı-İsrailli belgesel film yönetmeni, yazar ve yapımcısı Rachel Leah Jones ve Filistin kökenli Amerikalı editör ve yazar Rabab Haj Yahya’nın da aralarında olduğu çoğunluğu konuya duyarlı kadınlardan oluşan harika bir ekiple çalıştım. Bu ekibin sinerjisi ,dayanışması, sabrı ve azmi olmasaydı bu filmi bugün burada göremezdik. Hepsine teşekkürler”
1-8 Ağustos 2025 tarihleri arasında Kıbrıs ve dünyadan ses getiren toplam 24 belgeselin sinemaseverlerle buluşacağı festival ile ilgili detaylı bilgiye  http://www.filmfestival.com.cy adresinden ulaşılabilir.

Kültür & Sanat Haberleri