Haşim Kiracıoğlu…
CTP’de bir dönem gençlik örgütü başkanlığı yapmış bir isim…
Siyasetin hep içinde…
Sivilleşmeyi yıllardır dillendiren CTP’nin çeşitli kademelerinde bulunan Kiracıoğlu’nun görüşleri bu açıdan önemli…
Türkiye’de gündeme gelen “süre kısaltma” konusunda Kürt sorunundaki çözüm sürecine işaret eden Kiracıoğlu, adadaki çözüm sürecinin ilerletilmesi gerektiğine dikkat çekiyor…
“Bu konular sadece siyasilere bırakılmadan tüm sivil toplum ve özellikle gençlik örgütlenmeleri bu sorunu her platformda dile getirmeli ve ülkemizde askerliğin gerekmeyeceği koşullara ulaşıncaya kadar, şekil değiştirmesini ve kişisel özgürlüklerin tanınmasını talep etmeyi önemli görevlerinden biri olarak addetmelidir” diyen Kiracıoğlu memleketin geleceğinin silahlanmada değil gelişimde, savaşlarda değil barışta olduğuna inanarak mücadele edilmesi gerektiğine vurgu yapıyor.
Mert Özdağ
Haşim Kiracıoğlu, gençliğin askerlik sorununa ilişkin çözüm önerisini ise şu cümle ile açıklıyor: “Süresi kısaltılsın noktasından ziyade çözüm oluncaya kadar memleketimizde askerlik dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi profesyonel veya sosyal hizmet alternatifi sunularak bir formata sokulması ve bir meslek olarak icra edilmesi konuşulmalıdır...”
İşte Haşim Kiracıoğlu’nun askerlik yorumu:
Askerlik konusunu gençliğin bir sorunu olarak görüyor musunuz? Neden?
Askerlik, sadece bugünün değil din, ırk, cinsiyet ayrımı yapmaksızın tüm Kıbrıs halklarının nesillerdir sorunu olmaya devam etmektedir. Militarist ve milliyetçi ağlarla örülmüş olan askerlik kurumu, gençleri itaat ve ötekileştirme kültürüne alıştırmaktadır. Askerlik kendisini bir ‘düşman’ üzerinden konumlayan, kendi ırkından olmayan herkesi ötekileştirmeye açık bir kurumdur. Emir alan- emir veren ilişkisinin aşılandığı, sorgulama ve eleştiri niteliklerinden uzaklaştırılarak yalnızca hiyerarşinin oluşturduğu durum neticesinde kendinden yukarıdakine itaat etmenin öğretildiği bir yerdir askerlik. Bunun yanında toplumun konumlandırdığı cinsiyet rolleri nedeniyle gerçekten ‘adam’ olmak için askerliğin tamamlanması gerektiği algısı vardır. Ancak askerlik, erkeklerin toplumun belirlediği çizgilerde bir erkek olmasını sağlamaktadır aslında. Askerde erkeklerin ‘güçlü, duygusallık uzak, ağlamayan‘ kişiler olarak konumlandırılması ve diğer yandan kadın bedeninin ‘vatan’laşması, kadınların bedenleri ve namus kavramı adı altında ‘vatan’ toprağının ve kadınların değerlendirildiği bu kurum, geleneksel erkeklik rollerinin üretildiği bir kurumdur.
Memleketimizde zorunlu askerlik süresinde yapılan kısaltmalar neticesinde bugün bir noktaya gelinmiştir ancak askerlik halen gençlerin önünde hayata atılmada en büyük bariyeri oluşturmaktadır. Gençler en üretken ve verimli çağlarında enerjilerini, ya askerden kaçmaya ya da pentatlon parkurlarına harcıyorlar. Ayrıca sorun burada kalmamakta, Kıbrıs dışındaki pek çok yetişmiş insan ve beyin adaya dönmekte ve ülkesi için çalışmakta çok ciddi tereddüt göstermektedir.
Zorunlu askerliği yapmakla bu sıkıntından tamamen kurtulmak mümkün olmuyor. Daha sonraki yıllarda yine Kıbrıslıtürk Toplumu seferberlik ve sivil savunma adı altında “savaş eğitimi” almaya bir ömür boyu devam etmektedir.
Türkiye’de ve güney Kıbrıs’ta gündeme gelen askerlik süresinin kısaltılması konusunda Kıbrıs’ın kuzeyinde de adım atılması konusunda görüşünüz nedir?
Militarizm bu güne kadar birçok insan ölmesine, öldürmesine ve farklı gruplar arasında ‘düşman’lar yaratarak, özlemini duyduğumuz eşit ve ayrımcılığın olmadığı bir dünyadan bizleri uzaklaştıran bir düşüncedir.
Türkiye’de özellikle Kürt halkı ile var olan sorunun demokratik süreçte çözülmesi barış adımlarının atılması ile askerliğin de kısaltılarak daha makul noktaya çekilmesi önemli bir gelişmedir. Bu gelişmelerin en temel sebebi barışa susamış olan Türkiye Halklarının iradesi olduğu unutulmamalıdır.
Bizim memleketimizde barışa hasret ateşkes yaşarken maalesef ki zorunlu askerlik ödevi de devam etmektedir. Süresi kısaltılsın noktasından ziyade çözüm oluncaya kadar memleketimizde askerlik dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi profesyonel veya sosyal hizmet alternatifi sunularak bir formata sokulması ve bir meslek olarak icra edilmesi konuşulmalıdır.
Nihai hedef iki bölgeli iki toplumlu birleşik federal ve askersiz Kıbrıs’tır olmalı deyip mücadele etmeyi sürdürürken Kıbrıslıtürk Gençliği’nin tüm sorunları çözüm sonrasını bekleyemeyecek kadar hayati önem taşıdığı da unutulmamalıdır. Bu bağlamda özellikle tüm askeri ve siyasi kesimlere gençliğin en önemli sorununu ivedilikle ortadan kaldırmak için görev düşmektedir.
Vicdani ret ve profesyonel askerlik konusunda ne düşünüyorsunuz?
Kıbrıslıtürk Gençliği’nin geleceği için, askerliğin profesyonelleşmesi, Avrupa Birliği uyum yasaları ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin son yaptığı düzenlemeler bağlamında özellikle vicdani ret hakkının kişisel özgürlükler içerisine alınması gerekmektedir. İşte tam da bu noktada şu an gündemde olan ama özellikle geçmiş seçim döneminde tüm siyasi partilerce de dile getirilen Anayasanın sivilleşmesi için gerekli tüm yasal düzenlemeler yapılması gerekmektedir.
Bugünlerde hükümetin hazırlamakta olduğu anayasa içerisinde Vicdani Ret’in hakkının da olması sevindiricidir. Hükümet ve tüm meclis gruplarından Kıbrıslıtürk Gençliğinin geleceği için olumlu adımlar atması beklenmekte ve özlenmektedir.
Bu konular sadece siyasilere bırakılmadan tüm sivil toplum ve özellikle gençlik örgütlenmeleri bu sorunu her platformda dile getirmeli ve ülkemizde askerliğin gerekmeyeceği koşullara ulaşıncaya kadar, şekil değiştirmesini ve kişisel özgürlüklerin tanınmasını talep etmeyi önemli görevlerinden biri olarak addetmelidir.
Bu memleketin geleceğinin silahlanmada değil gelişimde, savaşlarda değil barışta olduğuna inanarak mücadele etmeli, yıllardır bu adada bunun en büyük sıkıntısı çekmekte olan biz Kıbrıslıtürkler olarak silahlara değil çözüme ve barışa sevdalı olmalıyız. Çünkü uğruna ölünecek tek leyla Barış’tır.
Haşim KİRACIOĞLU
---------------------------------------------------------------------------------
YARIN: TDP Gençlik Merkez Yönetim Kurulu üyesi Yusuf Osman’ın askerlik yorumu