“Aralık sonu kapanmadık, bedelini canlarla ödedik”

Covid-19 tedavisini tamamlayan eski Sağlık Bakanı Filiz Besim, yaşadıklarını YENİDÜZEN’e anlattı

Fayka Arseven KİŞİ

Covid 19 tedavi sürecini başarıyla tamamlayarak taburcu olan eski Sağlık Bakanı Filiz Besim, Aralık sonu alınamayan kapanma kararının, birçok canın kaybedilmesine neden olduğunu belirtti. Besim, “Sürecin en başından beri Sağlık Bakanlığı’nda ciddi bir organizasyonsuzluk mevcuttur” diyerek, “PCR testlerinin organize bir şekilde yapılmaması, Bilimsel Kurul ile siyasi idarenin sürekli çatışması, zamanında alınması gereken kararların alınmaması maalesef ülkeyi çok büyük bir kaosun ve korkunun içine sürükledi” dedi.

Eski Sağlık Bakanı Filiz Besim’le Covid-19’la tanışmasını, yaşadığı süreci, hastanedeki gözlemlerini, deneyimlerini ve sağlıktaki sorunları konuştuk.  

u “Ben izole olduğum günlerde ciğerlerimde hissettiğim ağrı sonucu hastaneye başvurdum. Ateş veya öksürük yaşamadım ama ciğerlerimin ağırlaştığını hissediyordum. Hastaneye gider gitmez ciğerlerimdeki yoğun tomografi bulgusu ile tüm hekim arkadaşlarımın şok ve panik olduğunun farkındaydım. Halbuki sadece 3 gündür izoleydim. Öncesinde de testim negatifti.”

  • YENİDÜZEN: Öncellikle geçmiş olsun. Covid-19 olduğunuzu nasıl öğrendiniz ve ardından nasıl bir süreç yaşadınız?
  • Filiz BESİM: Bir yıldır Covid-19 Sars Cov 2 sürecini çok yakından takip eden, elimden geldiğince toplumu ve çevremizi bilinçlendirmeye çalışan bir rol üstlenmeye çalıştım. Dünya çok zor bir süreçten geçiyordu ve bu süreçte her toplumun bilimin ışığında uygulayacağı yol haritaları çok ama çok önemliydi. Maalesef gerek uygulanan karmaşık yol haritaları, gerekse toplumda yaşanan kaos hepimizi çok yordu. Yine de ‘bu dünyanın yaşadığı bir felakettir’ deyip her şeye rağmen katkı sağlamaya çalıştık. Kliniğimizi hastalarımız için hiç kapatmadık ve gerek hastalarımız için gerek kendimiz için çok sıkı korunduk. Öğrendik. Öğretmeye çalıştık. Şükür ki; ne klinik personelimizde ne de hastalarımızda hiçbir bulaş yaşamadık.

 “Annemin arkadaşının Covid-19 olduğunu öğrendikten sonra annemi izole ettik ve düzenli test yaptırmaya başladık. Ateşi çıkınca doktora götürdük. İşte o aşamada ben ve kızım da Covid-19 virüsü ile tanıştık. Önce 18 yaşındaki kızımda tat ve koku kaybı oldu. Onun dışında da hiçbir bulgu yaşamadı.”

Ta ki; 79 yaşındaki annem aşıya gidene kadar. Annem yine kendi yaşında evinden hiç çıkmayan dünürümüzle aşıya gitti. Meğer kadın daha önce damadından Covid-19 kapmıştı. Halbuki kadın aşıya gitmeden önce de özel doktorunu ziyaret edip aşı olup olamayacağını sormuştu. Hiçbir test yaptırmadan aşı olabilirsiniz diyen bu doktora inanan kadın annemle aşıya gitti. Aşıya giden insanlara tıbbi olarak önce bir muayene yapılması gerekir. Hekimler çocuklara bile aşı yaparken önce muayene ederler. Maalesef böyle bir yöntem de uygulanmadı ve birkaç gün sonra kadının covid-19 olduğunu öğrendik. Bu akrabamızı sonraki günlerde kaybettik.  İçimdeki en büyük acı işte budur.

Annemin arkadaşının Covid-19 olduğunu öğrendikten sonra annemi izole ettik ve düzenli test yaptırmaya başladık. Ateşi çıkınca doktora götürdük. İşte o aşamada ben ve kızım da covid-19 virüsü ile tanıştık. Önce 18 yaşındaki kızımda tat ve koku kaybı oldu. Onun dışında da hiçbir bulgu yaşamadı. Ben izole olduğum günlerde ciğerlerimde hissettiğim ağrı sonucu hastaneye başvurdum. Ateş veya öksürük yaşamadım ama ciğerlerimin ağırlaştığını hissediyordum. Hastaneye gider gitmez ciğerlerimdeki yoğun tomografi bulgusu ile tüm hekim arkadaşlarımın şok ve panik olduğunun farkındaydım. Halbuki sadece 3 gündür izoleydim. Öncesinde de testim negatifti.

Sağlık ekibine takdir ve övgü

  • Filiz BESİM: Çok büyük samimiyetle söyleyebilirim ki; gerek Enfeksiyon Hastalıkları ekibi, gerekse Göğüs Hastalıkları ekibi, hemşireler, yoğun bakım görevlisi arkadaşların üzerimde çok büyük bir ilgisi vardı. Sadece benim değil tüm hastaların üzerindeki ilgileri çok netti. Yeni hastane gerek odaların rahatlığı ve temizliği ile çok büyük bir kazançtı. Maalesef ilk dört gün hastanedeki tüm yetkililerin uğraşlarına rağmen ısıtma sorunu çözülemedi. Onlarca insan konuya el attı ama sorunu çözemediler. Sabah buz gibi bir odada donarak uyanmak ve gelen sağlık çalışanlarının ‘biz de donduk’ demesi çok acıydı. Ta ki; sosyal medya üzerinden konuyu duyurup Taşyapı’nın gelmesi ve öğrendiğim kadarı ile bir sigorta olayının çözülmesine kadar. Pandemi Hastanesi’nin temizlik ekibini de yürekten kutlarım. Covid-19 tedavi protokolünde uygulanan tedavi bence nokta atışıdır ve çok başarılıdır.
    Atlamamam gereken diğer bir konu ise Temaslı Ekibi’dir. Gecenin bir yarısı yaptıkları nazik ve titiz çalışma gerçekten etkileyiciydi.
    Hastanede kafama takılan bir başka konu yemeklerdi. Menüde çok az meyve vardı. Halbuki insanın bu hastalıkta canı hep meyve çekiyordu. Önerim Covid-19 hastalarının menüsünün yeniden değerlendirilmesi ve meyve yönünden zenginleştirilmesidir.
     
  • YENİDÜZEN: Sizi en çok etkileyen ne oldu?
  • Filiz BESİM: Orada çalışan herkesin hiçbir şeyden korkmadan gerekli önlemleri alarak hastalara hizmet etmesi benim için gerçekten çok anlamlıydı. Hekim hemşire sağlık personelinin özel giyinip beni ziyaret etmeleri, dışardan yağan telefonlar mesajlar muhteşemdi. Muhteşemdi, çünkü bu hastalığın en kötü yanı yalnızlıktır. Yanınızda birisi olması, birilerinin elini tutup seninleyim demesi harika bir duygu. Bu dönemde hep yoğun bakımda yapayalnız olan hastaları düşündüm. Düşündükçe de içimi yoğun bir hüzün kapladı. Hastanedeki en büyük zenginliğimiz kızım annem ve benim yan yana odalarda olmamızdı.
    Ve yine hastanedeki en büyük sorunlardan biri her zamanki gibi bakıcı sorunudur. Maalesef bakıcı sorununun çözülmemesi bakım hastası olan hastalar ve aileleri için çok büyük sorundur. Çünkü normalde bulamadığınız bakıcıyı Covid-19 pozitif hastası için bulmanız daha da imkansız hale gelebiliyor.

 “Hastane adeta savaş alanı gibi”

  • YENİDÜZEN: Sürekli Sağlık Bakanlığı’nın organizasyon noktasında eksikliklerine dikkat çektiniz. Nerelerde hata yapılıyor?
  • Filiz BESİM: Hastaneye ilk gittiğim zaman gördüğüm manzara gerçekten etkileyiciydi. Dr. Burhan Nalbantoğu Devlet Hastanesi’ne aylardır gitmeyen biri olarak bende uyanan ilk izlenim savaş alanı gibiydi. Hastanede sadece Covid hastaları vardı. Her şey onlara göre organize edilmişti. Tam bir muharebe alanı. Sahadaki birkaç kahramanın mücadelesi…
     
  • YENİDÜZEN: Önce PCR testlerinde bir karmaşa, bir organizasyonluk yaşadı, şimdi bu durumu aşı konusunda yaşıyoruz. Bu organizasyonsuzluk nedendir, organize olmak çok mu zor?
  • Filiz BESİM: Sürecin en başından beri Sağlık Bakanlığında ciddi bir organizasyonsuzluk mevcuttur. Düzgün organize PCR testlerinin yapılmaması, Bilimsel Kurul ile siyasi idarenin sürekli çatışması, zamanında alınması gereken kararların alınmaması maalesef ülkeyi çok büyük bir kaosun ve korkunun içine sürükledi. Konu dünyayı saran çok büyük bir sağlık kriziydi. Biz minicik bir ada ülkesiydik ve birçok ada ülkesi bu krizi çok rahat yönetti. Yeni Zelanda, Malta, İsrail ve daha birçok kapalı toplum. Türkiye Cumhuriyeti’nin gelip Acil Durum Hastanesini yapması; ki becerikli olunsa çok önceden kendi kaynaklarımızla bu hastane oluşturulabilirdi. Yine de çok büyük bir kazanç. Birçok ülke aşı bulamazken bizim aşıya kolay ulaşmamız bu krizdeki en büyük avantajlarımız. Ama maalesef yüzyıllardır aşı yapan sağlık ekipleri bu minicik nüfusun aşılarını olması gerektiği gibi organize edemedi. Çünkü Sağlık Bakanlığı bu kriz için en başından beri hiç organize edilemedi.
    Gerek Avrupa, Güney Kıbrıs ve Türkiye’de rutinde olan hızlı testler programlanamadı. Denetim yapılamadı. Halbuki geçtiğimiz sonbaharda alınacak önlemlerle KKTC’yi güvenli eğitim adası haline getirebilirdik. Organize aşı programı ile de bu durumu pekiştirebilir, hem yükseköğrenimde hem de turizmde çok farklı bir boyut yakalayabilirdik. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri ekibi, yerel yönetimlerle çok kolay bir aşı programı uygulanabilirdi. Her şey organize ve bilimin ışığında çalışan bir Sağlık Bakanlığı’na bakardı. Maalesef bu dönemde gerek hükümet, gerekse Sağlık Bakanlığı çok kötü yönetildi.

 “Aralık sonu alınamayan kapanma kararı birçok canın kaybedilmesine neden oldu. Çok iyi biliyoruz ki; bu kayıplar sürecek. Yaşanan psikolojik travmalar çok büyüktür.”

“Güvenli bir açılım için toplumun %70’inin aşılanması gerekmektedir”
 

  • YENİDÜZEN: Birçok kez kapanma ile karşı karşıya kaldık. Ancak ne ekonomik ne de sağlıkta gerekli hazırlığın yapılmadığını gördük. Bu süreci nasıl yaşayacağız, neler kaybettik, neler kaybedeceğiz?
  • Filiz BESİM: Alınan kapanma önlemleri sonucunda maalesef test sayısı artırılamadığı ve düzenli organize bir aşı programı izlenemediği için çok şey kaybettik. Şimdi artık el yordamı ile sağlığımızı korumaya çalışıyoruz.
    31 Aralık’ta uygulanabilecek kapanma ve bunun sonucunda uygulanacak başarılı aşı programıyla her şey çok farklı olabilirdi. Birçok kesim uyardı. Virüsten arınmış toplum, güvenli eğitim ve ekonomiyi getirecekti. Şu an başarısız kapanma programlarıyla hala ekonominin ve eğitimin önü karanlık. İş insanlarına anlatılabilir ve el ele alınacak kararlarla program çizilebilirdi. Kapalı ekonomik programla uzun süre güvenle yaşayabilirdik. Kriz yönetimlerinde bilgi akışı, şeffaflık kamu yönetimine ve siyasete güven çok önemlidir. Ancak biz en zor günlerde seçimler, hükümet kurma bozma senaryolarıyla uğraştık ve maalesef hem çok büyük zaman hem de toplum nezdinde güven kaybettik.
     
  • YENİDÜZEN: 1 Nisan’dan itibaren tam açılımın yaşanacağı açıklanıyor. Bunun için gerekli hazırlık, organizasyon yapıldığını görüyor musunuz?
  • Filiz BESİM: Uygulanan başarısız aşı programı, kontrolsüz açılma kapanma kararlarıyla 1 Nisan’da tam açılım olabileceğini düşünmüyorum. Güvenli bir açılım için toplumun %70’inin aşılanması gerekmektedir. Şubat sonunda olduğumuz düşünülürse bu hedefin yakalanması imkansızdır. Uygulanan aşıların 6-9 ay kadar etkinliğinin olacağı düşünülürse aşı programının çok sağlam ve ciddi bir organizasyona oturtulması şarttır.
    Şu anda yaşanan ve bizde de mevcut olan mutasyonların çok sıkı takip edilmesi gerekmektedir.  Yine aşı sonrası antikor ölçüm programları da çok iyi takip edilmelidir.

“Yaşanan psikolojik travmalar çok büyüktür”

 “Maalesef siyasi şovlar, çirkin politik oyunlar böylesine evrensel bir krizin karşısında bile sürebiliyor. Sağlık tüm siyasi ve politik kaygıların üzerinde ve ötesindedir.”

  • YENİDÜZEN: Sağlık Bakanlığı, Başbakan arasında süre gelen gerginliklerin bu sürece yansımasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
  • Filiz BESİM: Maalesef siyasi şovlar, çirkin politik oyunlar böylesine evrensel bir krizin karşısında bile sürebiliyor. Sağlık tüm siyasi ve politik kaygıların üzerinde ve ötesindedir. Aralık sonu alınamayan kapanma kararı bugün bu ülkede birçok canın kaybedilmesine neden oldu. Ve çok iyi biliyoruz ki; bu kayıplar sürecek. Yaşanan psikolojik travmalar çok büyüktür. Yapılamayan denetimler, kurulamayan denetim programları sonucu kamu maliyesinden, otellere çok büyük paralar ödendi. İnsanlar günlerce yalnızlık, terk edilmişlik duygusuyla karşı karşıya bırakıldı. Bir gün otellerde kalan bir adam aradı.  ‘Ne olur bana yardım edin’.  Koca adam hünkür hünkür ağlıyordu. ‘Beni bu odadan çıkarmazlarsa kendimi pencereden atacağım’ dedi.
    Bilmek zorundayız ki; bu virüs ve etkileri önümüzdeki en az beş yıl daha bizimle olacak. Dünya yeniden şekillenecek, programlanacak. Bizim hep birlikte ele verip bu süreci en az kayıpla atlatabilmek için çok ama çok çalışmamız gerekir. Yeni dünyaya ayak uydurmamız gerekir. Sağlık en önemlisidir ve bu virüsü yaşayanlar travmasını çok derin yaşıyor. Çember çok dardır. Her an her şeye rağmen bulaşabilirsiniz. Güçlü ve güvenilir sağlık sistemi en büyük güvencemiz olmalıdır. Gerisi onun çevresinde şekillenmeye mecburdur.
    Covidin sadece can kaybı değil, aynı zamanda uzun vadeli sağlık sistemi ve ekonomi üzerindeki zincirleme etkileri de, işi şansa bırakmanın doğru yaklaşım olmadığını gösteriyor. Geç, isteksiz, , aşırı karmaşık ve tutarsız bir şekilde hareket etmek, daha fazla ölüm, daha fazla hastalık, daha yüksek maliyet ve daha büyük ekonomik zararı da beraberinde getirir.
    Maske, mesafe ve hijyen evet çok etkilidir. Ek olarak dışarda çalışıyorsanız günde en az iki kez duş alın ve kıyafetlerinizi değişin derim. Sırtınızdaki virüsün yükünü azaltın. Bol meyve ve sebze yiyin. Bağışıklık sisteminizi güçlü tutun. Mutlaka açık havada spor yapın. Akciğer kapasitenizi sağlam kılın.

Fotoğraflar: Arşiv

İlgili Haberler

Röportaj Haberleri