Simge ÇERKEZOĞLU
Akdenizli olmanın etkisi ile Kıbrıs ve Orta Doğu motiflerini klasik Batı müziği ile birleştirerek bestelerine katan Kemal Belevi, Doğu Akdeniz ruhunu müziğine taşımayı başaran en önemli sanatçılardan... 1985 yılında ilk kez beste yapmaya başlayan sanatçı, klasik gitarda pek çok önemli besteye imza atmayı başardı. Ayrıca Kıbrıs Türkülerinden oluşan özel bir de albüm yapan sanatçı bu albümle Amerika’da 2020 yılında ilk elli albüm arasına girmeyi de başarmıştır. Melodilerinde Kıbrıs halk müziğine yer veren sanatçı, eserlerinde klasik batı müziği teknikleri ile geleneksel öğeleri harmanlamaya çalışır. Uluslararası alanda saygın bir besteci olarak anılan Kemal Belevi, ilhama inanmıyor, insanın çalışarak her şeyi başarabileceğini savunuyor.
“Klasik gitara hayran oldum”
Kardeşi Ahmet Belevi sayesinde küçük yaşta müzikle tanışan sanatçı Kemal Belevi, henüz ortaokul yıllarında Lefkoşa’nın en seçkin mekanlarından biri olan Çağlayan’da sahne almaya başladığını anlatıyor. Böylece kanına işleyen müzik tutukusu İngiltere’de büyüdü, gelişti ve sanatçıyı bugünkü başarısına taşıdı.
“Kardeşim Ahmet Belevi’nin etkisiyle ben de müziğe ilgi duyup farklı gruplarda gitar çaldım, sahneye çıktım. O yıllarda gençtik, rock müzik yapardık. Klasik gitardan haberim dahi yoktu. Liseyi bitirdiğimde Londra’ya göç etmeye karar verdim. Aklımda olan bir rock grubunda gitar çalmaktı. Ancak orada klasik gitarla tanıştım ve adeta hayran kaldım. Böylece klasik gitar çalmaya karar verdim. Henüz ilk günden dünya çapında bir gitarcı olma sözünü kendime verdim. Hocalarım da beni üstün kabiliyet olarak gördü. Southgate kolejde müzik eğitimi aldım. Daha sonra London Music of College de klasik gitar ve kompozisyon eğitimi aldım. Yıllarca hiçbir iş yapmadan, sadece müzik çalışarak günlerimi geçirdim. 1985 yılına geldiğimde, gerçekten artık iyi bir klasik gitarcı olmuştum. Böylece beste yapmaya başladım. İlk başta gitar eserleri besteledim, zaman içinde oda müzik üstüne de besteler başladım. Beste yapmam, kendiliğinden gelişen bir süreç oldu. 2000 yılından itibaren de senfonik eserler üretmeye başladım.”
“Kıbrıs kültürüne katkıda bulunmak için besteler yaptım”
Kıbrıs’ın kültürel öğelerinden esinlenerek de pek çok beste yapan Belevi Suite Chypre isimli oda müziği eseri ve Five Cyprian Rhapsodies (Beş Kıbrıs Rapsıdisi) isimli eserleriyle doğrudan adaya atıfta bulunuyor.
“Kıbrıs kültürüne katkıda bulunmak amacıyla besteler yapmaya başladım. On tane Kıbrıs türküsünü alarak, bunları orkestra olarak çalınabilecek, daha uzun besteler haline getirdim. Aralarında Dillirga, Gelin Havası, Dolama Dolamayı, Kebapçıların Şişi ve Kıbrıslı Rumlar’a ait türküler de vardı. Özellikle bu eserlerin olduğu albümüm 2020 yılında Amerika’da ilk elli albüm arasına girmişti. Klasig Gitar Magazin’in de ilk on albümüne girdi. Ben Türklük veya Rumluk gözetmeden tüm adayı temsil etmek için bu müzikleri yaptım. Genel olarak tabii Orta Doğu’nun müziklerinden ve ruhundan da etkilendim. Zaten benim özümde bunlar oloduğu için müziğime de yansıdı. Tüm bunlar yanında tamamen bana ait eserler de var. barok müziğinden, modern müziğe kadar pek çok tarzda bestelerim bulunuyor. Kıbrıs türkülerine de farklı düzenlemeler yaptım. Albümlerin arasında Guitar Duos, Works of Violin and Guitar, keman ve gitar besteleri, Ten Studies for Guitar, Guitar Music of Kemal Belevi serilerini içeriyor.”
Belevi’nin bazı eserleri Londra’da bulunan London College of Music tarafından yayımlanarak sınav repertuar listelerine seçildi. Besteciliği sadece estetik üretimden öte, pedagojik format olarak da yapabilen sanatçı bu anlamda da bir ilki gerçekleştirdi.
“1996-1997 yıllarında Türkiye’de iki gitar metot kitabım yayımlandı. Öğrencilere yeni metotlar öğretmeye, yeni nesillerin müzik gelişimine katkıda bulunmaya çalıştım. Farklı üniversitelerde akademisyenlik de yaptım. Ayrıca London College og Music de bazı eserlerimi sınav repertuarına aldı. iyi bir müzik eğitimi almanın, iyi bir müzisyen ve besteci olmakta çok önemli yere sahip olduğu kanısındayım. ”
Naxos Music Publisihing ve Naxos Recors üzerinden eserleri dünyaya yayılan sanatçı, bu sayede Avrupa, Amerika ve Asya’daki gitaristler tarafından bilinen bir isim.
“En büyük şansım eserlerimin Naxos gibi klasik müzikte dünyanın en büyük plak ve nota yayınevlerinden birinde eserlerimin yayımlanması. Yoksa kendiniz de gidip bir albüm yapabilirsiniz. Ama ben Naxos sayesinde dünyada ulaşılabilir ve bilinir oldum. Çeşitli uluslararası gitar festivallerinde eserlerim özellikle gitar konçertolarım başka sanatçıların repertuarlarında kendilerine yer buluyor. Cyprian Rhapsodies ve Guitar Concerto No:2 eserlerim Rusya’daki orkestralar tarafından kaydedilip yayımlandı. Klasik gitarda teknik ustalığı ve yorum gücü ile tanınan, dünyanın en iyi klasik gitaristlerinden biri olarak kabul edilen Grammy ödüllü virtüöz David Russell için yazdığım Five Preludes en önemli referanslarımdan biri oldu. Benim gibi dünyada daha pek çok besteci ona ithafen eserler yazmıştır.”
“Kültürümüzle gurur duyulsun diye bu albümü vermek istedim”
Gazetemiz aracılığı ile dinleyicilerine bir albüm hediye eden sanatçı amacını sanatı ve iyi müziği yaygınlaştırmak olarak açıkladı.
“Bu albümde ikinci gitar konsertom ve Kıbrıs’a ait beş rapsodi bulunuyor. İnsanlarımızın bu albümü dinleyerek Kıbrıs kültürü ile nelerin ortaya çıkabileceğini anlamalarını istedim. Örneğin Dillirga’yı herkes çalar ama bir Dillirga eserinden neler yarattığımı dinlesinler, öğrensinler istedim. Dinleyip kültürümüzle gurur duyarlar diye düşündüm. Artık gitar çalmayı bıraktım. Altı yıl önce geçirdiğim bir rahatsızlıktan sonra böyle bir karar aldım. Beste yapmaya devam ediyorum ama seslendirilmeyi bekleyen o kadar çok bestem var ki yenilerine de gerek yok. Tabii ne zaman istesem yeni besteler yapmaya devam edebilirim.”