Tayfun Çağra

Tayfun Çağra

Çok geç!

A+A-

Küresel Ayak İzi Ağı bir rapor yayınladı ve 1 yıllık doğal kaynakların tüketim günü olan Küresel Limit Aşım Günü’nün bu yıl için dünyada 1 Ağustos’ta, Türkiye’de ise 11 Temmuz’da bittiğini belirtti.

Rapora göre tükettiğimiz kaynakları üretmek ve yarattığımız atığı bertaraf etmek için gereken toprak ve su alanını işaret eden ekolojik ayak izimiz büyüdükçe limiti daha erken aşıyoruz. Limit aşımının her sene geri gitmesinin temel nedenleri ise plansız ve kâr odaklı sanayileşme ile yaşam tarzı.

Yani kaynaklarımızı plansız programsız kullanmak, harcamak, tüketmek, geleceği umursamamak, günlük yaşamak, bencil davranmak gibi de daha basit kelimelerle izah edebiliriz.

Tabii Limit Aşım Günü’nü nasıl hesapladılar bilemiyorum ama Kıbrıs’ın kuzeyini de dikkate alıp bir hesap kitap yapsalar herhalde yeni yıla başladığımız ilk gün biz limiti epeyce aşmış hatta borçlu başlamış oluruz büyük ihtimalle…

Bazen diyorum; İyi ki bizi tanımıyorlar da ciddiye alıp böyle küresel anlamda araştırmalar yapmıyorlar yoksa içinden çıkamazdık. Anlamlarını bilsek! utanıp, kızarır, insan (dünya) içine çıkamazdık.

***

İşte ülkemizden bir örnek;

Her gün betonlaşıyoruz ya…

Bu betonlarla gurur duyuyoruz da üstelik…

Bu betonlaşmayı, atıl betonların artmasını, yeşilin her gün azalmasını, oksijensiz kalmayı başarı vesilesi sayıp, ‘gelişiyoruz!’ diye de hava atıyoruz ya…

Bizim için ‘Küresel Ayak İzi Ağı’ ne kadar anlamsız ve de uçuk bir ifade…

Örnek demiştim;

İşte o betonlaşma yerlerinden birinde birkaç gün önce… Ağaçlar kesildi, otlar dozerlerle temizlendi, kazılar başladı, yuvaları dağılan yılanlar yollara indi, evlerin dibine geldi, yeni yuva arayışlarına girdiler.

“Aman da ortalıkta yılanlar dolaşıyor, öldürelim de kurtulalım.”

Ondan sonra bakıyoruz, sosyal medyada, gazetelerde öldürdükleri yılanlarla gururla poz veren insanlar…

Hayvanların, diğer canlıların evlerini, yuvalarını, doğal ortamlarını her gün, her dakika yok ediyoruz.

Sanki de bu dünyada sadece biz yaşıyoruz bencilliğinde…

Elimizde olanın, var olanın değerini hiçbir zaman bilmiyoruz ya…

O şeyi kaybettiğimiz zaman değerini anlıyoruz ya…

Ama artık çok geç oluyor ya…

Bu da böyle işte.

Geriye dönüşü olmayan bir pişmanlık hem de…

Tam bir iflâs.

Bu yazı toplam 1380 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar