“Yeni nesil sanatla daha çok iç içe olmalı”

Ali Katırcı, 12 yıldır profesyonel olarak yaptığı linol baskı sanatını YENİDÜZEN’e anlattı.

Berivan BABAHAN

Bandabulya’nın eski taş duvarları arasında, oyma bıçaklarının sesi ve mürekkep kokusuyla dolu küçük bir atölye…

Ali Katırcı burada linol baskı tekniğiyle hem üretiyor hem de ürettiklerini sunuyor. Katırcı, linolyumun oyulmasıyla başlayan, mürekkebin merdane ile kalıba sürülüp kâğıda aktarılmasıyla tamamlanan bu emek yoğun yöntemin “damga mantığının sanatsal bir formu” olduğunu anlatıyor.

Ali Katırcı, ülkemizde çok az bilinen bu tekniğin çoğu zaman dijital baskıyla karıştırıldığını söylüyor; en büyük ilgiyi de linol baskının ilkokuldan itibaren öğretildiği Almanya’dan gelen turistlerin gösterdiğini ekliyor. Atölyesinde her yaştan insanla workshoplar düzenleyen Katırcı, Bandabulya’nın kültürel değerlerinin yaşaması için yerli halkın bölgeye sahip çıkması çağrısında da bulunuyor.

“Linol baskı birçok aşamadan geçerek üretiliyor”

Ali Katırcı, kendisinin hem üretimini hem de satışını yaptığı linol baskı ürünlerinin çizimden üretime birçok aşamadan geçtiğini belirtiyor. Katırcı, linol baskının aslında yüksek baskı tekniklerinden biri olduğunu da ekliyor. Öncelikle Linolyum adı verilen malzemenin oyulmasıyla bir kalıp oluşturulduğunu anlatan Katırcı, “Aslında hepimizin bildiği damga mantığının sanatsal bir formudur” ifadelerini kullanıyor. Katırcı, çizimin hazırlanmasının ardından bu kalıba merdane ile mürekkep sürülerek kâğıda veya kumaşa basılarak görselin çoğaltıldığını belirtiyor. Katırcı ayrıca oyma işleminin çok emek isteyen bir iş olduğunu ve oyma çalışmalarını farklı numaralarda özel bıçaklarla yaptığını ifade ediyor. Linolyuma aktarılma aşamalarını ise sırasıyla oyma işlemi, boya transferi ve kâğıt veya kumaşa baskı olarak diye anlatıyor. Katırcı baskı aşamasının hassasiyetine dikkat çekerek, bu yöntemin tamamen el işçiliği olduğunu ve oyma sırasında yanlışlık yapılırsa kalıbın kullanılamayacağını da ekliyor.

“Atölyemi hem çalışma alanı hem de ürünlerimi sunmak için showroom olarak kullanıyorum”

İlk zamanlar atölyesini sadece üretim yapmak için kullandığını söyleyen Katırcı, ürünlerini ilk kez 2015 yılında düzenlenen 2 toplumlu bir etkinlikte sergilediğini ve gördüğü yoğun ilgiden sonra atölyesini açmaya karar verdiğini dile getiriyor. Zamanının çoğunu atölyesinde geçirdiğini söyleyen Katırcı, burayı üretimin yanı sıra ‘showroom’ olarak da kullandığını belirtiyor. Katırcı, atölyesinde linol baskı tekniğini kullanarak tablo, çanta, tişört, kalemlik ve bardak altlıkları gibi ürünler tasarladığını söylüyor ve işin en zor kısmının, linol baskı tekniğini insanlara anlatmak olduğunu da ekliyor. Katırcı işin zorluklarından söz ederken ticari boyuttaki zorluklara da değiniyor. Malzeme fiyatları ve vergiler gibi ticari zorlukları olduğunu belirten Katırcı, üretim maliyetlerinin bu yüzden yükseldiğini ifade ediyor.

 

“Kıbrıs’ta bu sanat dalını bilen çok az insan var”

Ali Katırcı, ürettiği linol baskı ürünlerinin ülkemizde çok fazla bilinmediğinin altını çizerek, “Kıbrıs’ta bu sanat dalını bilen çok az insan var ve bu yüzden çoğu zaman tasarımlarım dijital baskı zannediliyor” ifadelerini kullanıyor. En çok ilginin Alman turistlerden geldiğini söyleyen Katırcı, bunun nedenini ise linol baskı tekniğinin Almanya’da ilkokul müfredatında dahi yer alması olarak anlatıyor. Katırcı ayrıca her yaştan insana atölyesinde workshoplar düzenlediğini söylerken, “Ben resim bilmiyorum yapabilecek miyim” gibi ön yargıların olduğunu fakat workshop’larda birlikte çizim çıkardıklarını ve görseli sadeleştirip kalıba aktardıklarını anlatıyor. Katırcı, bunun yanında workshop sürecinde kâğıt baskı aşaması ve kumaşa baskı çalışmalarının da olduğunu ve “dileyen hobi olarak, dileyen ileri seviye devam edebilir” ifadelerini kullanıyor.

“Yerli halk kültürel değerlerine sahip çıkmalı”

Ali Katırcı, Bandabulya’da kültürel üretimlerin yapıldığını ve yerli halkın değerlerine sahip çıkması gerektiğini vurguluyor. Bu bölgeye sadece özel günlerde değil her zaman gelinmesi gerektiğini söyleyen Katırcı, buradaki esnafa destek olunması çağrısında da bulunuyor. Katırcı kültürel mirasa da dikkat çekerek, “Bandabulya gibi bir değerin hâlâ ayakta olduğunu bilsinler isterim” sözlerine yer veriyor. Katırcı sanatın gençler için önemini de “Yeni nesil sanatla daha çok iç içe olmalı. Avrupa’da sanat okulları portfolyoda linol baskı görmek istiyor. Bizde ise sanat giderek uzaklaşılan bir alan oluyor” sözleriyle açıklıyor. Katırcı, kendisinin Sonare çok sesli korosunda tenor olarak yer aldığını ayrıca 20 yılı aşkın süredir badminton sporuyla ilgilendiğini de ifade ediyor. Sanat ve spor bir arada olunca kişinin daha sağlıklı geliştiğini söyleyen Katırcı, ileride kişisel bir baskı resim sergisi açmak istediğini belirtiyor. Projelerinin hem Kıbrıs kültürünü tanıtıcı hem de sanatı modernize eden projeler olduğunu ifade eden Katırcı, Turizm Bakanlığı'nın bu konuda bir tanıtım videosu çektiğini söyleyerek, bu konuda kendilerine de teşekkür ediyor.

Röportaj Haberleri