YENİ MÜZAKERE SÜRECİ...

4 toplantı saptadık. 1- 1 buçuk aylık surede.

Kıbrıs müzakerelerine, 2 aylık aradan sonra bugün yeniden başlayan ilk görüşme tamamlandı. Kıbrıslı Türk lider Mustafa Akıncı,  Kıbrıslı Rum lider Nikos Anastasiadis ile görüşme sonrasında açıklama yaptı

 

Akıncı'nın açıklamasının önemli satır başları şöyle:

  • Bugünkü görüşmede önümüzdeki  dönemi programlamaya çalıştık. 4 toplantı saptadık. 1- 1 buçuk aylık sürede.
  • Temmuz'da Rum tarafınca sondaj çalışmaları yapılacağı açıklandı. Bugün müzakerede bunun uyarısını yaptım.
  • Bu çok riskli. Adil bir paylaşım istiyoruz.
  • BM'den hakemlik istemiyoruz.  Masa başında konu etrafında dolanarak sonuç alma sansımız yok. BM köprü kurucu bir pozisyon üstlenmeli

  • Yeni bir konferans tarihi saptamaya yöneleceğiz. Enosis meselesi yüzünden 2 ay boşa harcandı. 4 baslıktaki önemli konularda yakınlaşma gerekiyor.

  • Temmuz'da sondaj kazıları yapılacaksa geçmişte neler olduğunu gördük. Bunu söyleyince 'Akıncı tehdit ediyor' deniyor.  Gerginlik potansiyeli var.

 

“İlk müzakeremizi bugün yapmış bulunuyoruz. Önümüzdeki dönemi programlamaya çalıştık ne öngördüğümüzü, hangi tarihlerde bulaşabileceğimizi, nasıl sonuca ulaşabileceğimizi anlatma fırsatı bulduk.

Biz liderler olarak 4 toplantı tarihi saptadık. 20 Nisan ve 2, 11, 17 Mayıs olmak üzere 4 toplantıda tekrar liderler seviyesi bir araya geleceğiz. Müzakereciler yarından başlayarak gerektikçe bir araya gelecekler.

Kesinlikle resmi bir takvim diye bir anlayışla olmamakla birlikte, Rum tarafı takvim sözü duymak istemezler ama 50 yıldır da süren bir süreç olduğunu biliyoruz. Daha da uzayıp gitmesi kimsenin işine gelmiyor. Uluslar arası kuruluşlar da artık bıkmıştır usanmıştır en çok da Kıbrıslı Türkler…

Önümüzdeki birkaç ay çok önemli. 2017’deki potansiyel risklerin hep altını çizmeye çalıştım nitekim kendini gösterdi. Doğal gaz araştırması bunlardan biri…

Çözümün olmadığı, uzlaşmanın olmadığı bir durumda bunun barındırdığı riskleri söylememe bile gerek yok. Bugün bu konunun da uyarısını bir kez daha yaptım. Rum tarafı farklı yaklaşabilir ama 2014’te yaşananlar var. Biz bu alanın işbirliği, tarafları birleştirici bir alan olmasını istiyoruz. Bunun da ancak çözümle mümkün olacağının bilincindeyiz. Tarafları geren, yeni gerginliklere neden olan bir unsur olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Rum tarafındaki seçimlerle ilgili de seçim havası erken başladı.  Yani takvim yok dense de doğal bir takvim olduğu ortaya çıkıyor.

Önümüzdeki süreçle ilgili BM’nin rolüne ilişkin de bir şeyler söylemek istiyorum. Ne Rum tarafı, ne de biz BM’ye bir hakemlik rolü atfetmiyoruz. BM’nin de bizden talebi bu değil ancak tarafla hakemlik olmayacağı gibi BM’nin masaya yazılı resmi öneri koyması da söz konusu değil.

Bu konuda Rum tarafı ile de BM ile de farklı görüşümüz yok. BM, tarafların istediği oranda yardıma hazır olduğunu iletmiştir. Geldiğimiz süreçte tarafların masa başında konuları tek tek ala alıp o konu etrafında dolanma şansı da kalmamıştır.

BM taraflara eşit mesafesini koruyarak hakemlik rolüne de soyunmadan, köprü kurucu düşünceler geliştirebilir. Biz bunları dinlemeye hazırız. Rumların da itiraz edeceğini düşünmüyorum. Önümüzde çok uzun bir zaman dilimi yoktur. 12 Ocak’ta Cenevre konferansında buluştuk, sonrasında müzakerecilerin katıldığı bir teknik çalışma yapıldı Mont Pelerin’de ve güvenlik ve garantiler konusunda ilerle sağlamak ve devamı getirmekti hedef, şimdi o noktadayız. Yeni bir konferans tarihini saptamaya yöneleceğiz, ona göre bir sonuca ulaşıp ulaşamayacağımızı göreceğiz.

Halkımıza sunacak seviyeye getirdik mi getirmedik mi muhasebesini yapacağız, ondan sonrasında da gerekli adımları atacağız…

İyi niyetle bu sürece başladık, müzakerecilerimiz de yarından itibaren başlayacak.”

İlgili Haberler

Haberler Haberleri