YENIDUZEN ADVERTORIAL
Marka tescili, yeni bir işletme kurmanın en heyecan verici ve aynı zamanda en kritik adımlarından biridir. Sadece bir logo veya isimden ibaret olmayan marka; işletmenin kimliği, itibarı ve en değerli varlıklarından biridir. Fakat girişimciler, bu süreçte maliyeti yüksek ve telafisi zor hatalar yapabilir.
Marka Tescili Nedir ve Neden Bu Kadar Önemlidir?
Marka tescili, bir işletmenin ürün veya hizmetlerini rakiplerinden ayıran isim, logo ya da slogan gibi unsurların kaydedilerek yasal koruma altına alınması sürecidir. Türkiye’de marka tescil sürecinin yürütülmesinden Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) sorumludur. Tescilli bir marka, size marka sahipliği hakkı tanıyarak, aynı veya benzer bir markanın izinsiz kullanımını engelleme yetkisi verir. İşletmenizin adını ve logosunu koruma altına almak için profesyonel marka tescil hizmeti almanız büyük önem taşır.
Marka Tescili Neden Önemlidir?
Ayırt Edicilik ve Güven: Müşterilerde güven oluşturur, piyasada sizi rakiplerinizden farklı kılar.
Yasal Koruma: Marka hakları ihlal edenlere karşı hukuki yollara başvurma (cezai davalar, el koyma, tazminat talepleri gibi) hakkı oluşturur.
Değerli Bir Varlık: Zamanla markanız, işletmenizin en değerli maddi olmayan duran varlıklarından biri haline gelir; franchising verilebilir, devredilebilir veya lisanslanabilir.
Sonsuz Koruma: Markanızı 10 yıllık periyotlar halinde yenileyerek uzun yıllar koruyabilirsiniz.
Yeni Girişimcilerin Marka Tescil Sürecinde Yaptığı Kritik Hatalar
Yeni bir marka oluştururken heyecan büyük olsa da, tescil sürecinde yapılan küçük hatalar uzun vadede ciddi sorunlara yol açabilir. Özellikle girişimciler, marka korumasını sağlamadan pazara adım attıklarında telif ihlali, isim çatışması veya hak kaybı gibi risklerle karşılaşabiliyor. Aşağıdaki başlıklarda, en sık yapılan hataları ve bunlardan nasıl kaçınılabileceğini bulacaksınız.
Hata 1: Kapsamlı Bir Ön Araştırma (Marka Araştırması) Yapmamak
Sorun: Girişimciler, çok sevdikleri bir ismi bulduklarında hemen resmi marka başvurusu yapma heyecanına kapılırlar. Lakin daha önce tescil edilmiş veya başvurusu yapılmış benzer bir marka olup olmadığını araştırmayı atlarlar. Bu; başvurunun reddedilmesine, yatırılan ücretin ve harcanılan zamanın boşa gitmesine neden olur. Daha da kötüsü, tescil alsanız bile daha önceki bir marka sahibinin size itiraz etmesi ve marka hukuku çerçevesinde açacağı dava sonucu tescilinizin iptal edilmesi riski vardır.
Çözüm: TÜRKPATENT'in online marka sicil veri tabanında (e-Devlet üzerinden) detaylı bir araştırma yapılmalı. Sadece birebir aynı isimleri değil, sesçil ve anlamca benzer markaları da arayın. Farklı sektörlerde bile olsa, ünlü bir markayla benzerlik göstermemelidir. Bu araştırmayı bir marka vekili (patent ofisi) aracılığıyla yaptırmak, profesyonel bir değerlendirme almanızı sağlayarak riski minimize eder.
Hata 2: Doğru Sınıf ve Mal/Hizmet Tanımının Seçilmemesi
Sorun: Marka tescili, Nice Sınıflandırması adı verilen uluslararası bir sistemde 45 farklı mal ve hizmet sınıfı üzerinden yapılır. Girişimciler, yalnızca faaliyet gösterecekleri ana sınıfı seçme eğilimindedir.
Çözüm: İş planınızı uzun vadeli düşünün. Sadece bugün değil, 5-10 yıl sonra hangi sektörlerde faaliyet gösterebileceğinizi öngörün. Bütçeniz elverdiği ölçüde, bu potansiyel sınıfları da başvurunuza ekleyin. Bir marka vekili, hangi sınıf ve alt sınıfların sizin için en uygun ve güvenli olduğu konusunda size stratejik tavsiyeler verebilir.
Hata 3: Markanın Ayırt Edicilikten Yoksun Olması
Sorun: Sektörünüzde yaygın olarak kullanılan, jenerik veya tanımlayıcı isimler seçmek. Örneğin, "Lezzetli Dondurma" veya "Hızlı Kargo". TÜRKPATENT, kamuya mal olmuş, herkesin kullanımına açık olması gereken bu tür ifadelerin tescil süreci tamamlayıp marka sicile kaydedilmesine izin vermez. Çünkü bu ifadeler, diğer işletmelerin de kullanması gereken, sektörü tanımlayan ifadelerdir.
Çözüm: Yaratıcı, özgün, uydurma kelimeler (Kodak, Xerox gibi) veya sektörle doğrudan alakası olmayan anlamlı kelimeler (Apple için teknoloji gibi) tercih edin. Markanız ne kadar ayırt edici olursa, tescil edilme ihtimali o kadar yüksek ve koruması o kadar güçlü olur.
Hata 4: Profesyonel Destek Almamak (Marka Vekili ile Çalışmamak)
Sorun: Girişimciler, başlangıç maliyetlerini düşürmek için resmi marka başvurusu sürecini kendi başlarına yönetmeye çalışırlar. Oysa bu süreç, yasal terimler, itiraz prosedürleri ve stratejik kararlar içeren karmaşık bir hukuki işlemdir. Küçük bir form hatası veya eksik bir belge bile başvurunun reddine veya gecikmesine neden olabilir. Aynı zamanda büyük oranda zaman ve maliyet kaybına yol açar.
Çözüm: Deneyimli bir marka vekili veya patent ofisi ile çalışılmalı. Bu profesyoneller:
- Kapsamlı bir ön araştırma yapar.
- Doğru sınıflandırmayı yapmanıza yardımcı olur.
- Başvuru evraklarını eksiksiz ve hatasız hazırlar.
- Resmi yazışmaları ve olası itirazları sizin adınıza yönetir.
- Marka hukuku konusunda size danışmanlık hizmeti verir.
Profesyonel destek ileride doğabilecek çok daha büyük maliyet ve kayıpları önleyecektir.
Hata 5: Coğrafi Kapsamı Doğru Belirleyememek
Sorun: Sadece Türkiye’de tescil yaptırıp kısa süre içinde yurt dışına açılmak ciddi riskler doğurur. Türkiye’de gerçekleştirilen marka tescili, yalnızca ülke sınırları içinde geçerlilik oluşturur. Yurt dışında bir ülkede, sizden önce aynı markayı tescil ettiren biri çıkarsa, o ülkede faaliyet göstermeniz engellenebilir.
Çözüm: İhracat veya uluslararası dijital pazarlama planları varsa, hedef ülkeleri önceden belirlenmeli. Markanızı uluslararası sistemler (Madrid Protokolü) aracılığıyla veya doğrudan o ülkelerin patent ofislerine başvurarak tescil ettirmelisiniz. "Önce yerel, sonra global" düşüncesi, markanın global potansiyelini kısıtlayabilir.
Hata 6: Markayı Kullanmamak veya Kullanımı İspatlayamamak
Sorun: Markayı tescil ettirdikten sonra piyasada aktif olarak kullanmamak. Türk Marka Kanunu'na göre, tescil tarihinden itibaren 5 yıl içinde markanızı ciddi bir şekilde kullanmazsanız, bir başkası "kullanmama" gerekçesiyle tescilin iptalini isteyebilir.
Çözüm: Markayı tescil ettirdikten sonra derhal piyasada kullanmaya başlayın. Kullanımınızı kanıtlayacak her türlü belgeyi (faturalar, reklamlar, kataloglar, web sitesi ekran görüntüleri, ambalaj örnekleri) mutlaka arşivlemelisiniz. Bu belgeler, olası bir iptal davasında veya marka izinsiz kullanım durumunda hakkınızı korumanın en somut delilleridir.
Hata 7: ® ve ™ İşaretlerinin Doğru Kullanılmaması
Sorun: Başvuru aşamasındaki bir marka için ® (Registered) işaretini kullanmak veya tescil edilmiş bir marka için hiçbir işaret kullanmamak. ® işareti, sadece tescil sürecini başarıyla tamamlamış ve marka sicile kaydedilmiş markalar için kullanılabilir. Başvuru aşamasında kullanmak yanıltıcıdır ve yasal sorunlara yol açabilir.
Çözüm: Markanın başvurusu yapıldı ama henüz tescil edilmediyse, ™ (Trademark) işaretini kullanabilirsiniz. Bu, "bu bir markadır ve tescili için başvurulmuştur" anlamına gelir. Markanız resmen tescil edildiğinde, ® işaretine geçiş yapmalısınız. Bu işaretler, üçüncü kişilere marka haklarınızı gösteren bir uyarı niteliği taşır ve marka korumasının bir parçasıdır.