YDÜ'den Afro-Avrasya Araştırmaları Komitesine bildiri

Yakın Doğu Üniversitesi V. Uluslararası Afro-Avrasya Araştırmaları Kongresinde üç bildiri sundu…

Yakın Doğu Üniversitesi Türkçe Öğretmenliği ve Türk Dili Edebiyatı Bölümleri Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde düzenlenen V. Uluslararası Afro-Avrasya Araştırmaları Kongresinde temsil edildi.

Birçok farklı ülkeden çok sayıda bilim insanının katıldığı sempozyuma, Yakın Doğu Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Esra Karabacak ile Atatürk Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretmenliği Bölümü öğretim üyeleri Doç. Dr. Mustafa Yeniasır, Doç. Dr. Burak Gökbulut, Uzm. Tülay Kaya,  Türkçe Öğretmenliği Bölümü öğrencisi İsmail Tamer katıldı.

Sempozyumda, “Dil Felsefesi Üzerine Yapısal Bir İnceleme”, “Kıbrıs ve Anadolu Masallarında Folklorik Unsurlar Üzerine Bir İnceleme” ve “Ahmet Gazioğlu’nun Kaleminden 1974 Kıbrıs Türk Barış Harekâtı” isimli üç bildiri sunuldu.

Mevlana, Şeyyad Hamza ile Âşık Paşa'dan Beyitler ve Hikâyelerle Dil Felsefesi Odaklı Değerlendirmeler Yapıldı…

Yapılan çalışmalarda Mevlana, Şeyyad Hamza ve Âşık Paşa'dan beyitler ve hikâyelerle dil felsefesi odaklı değerlendirmeler yapıldı. Mevlana, Âşık Paşa ve Şeyyad Hamza’nın dil düşünce ilişkisini en iyi kullanan şairlerden olduğu belirtildi. Şairlerin, Edebi gelenekten yararlanılarak eski sözcüklerle, yeni ve farklı anlamlar oluşturduğu, özellikle tasavvufi düşünceyi barındıran eserlerin felsefi bakımdan incelenmesinin onların daha anlaşılır hale gelmesini sağladığı ifade edildi. Özellikle, Allaha olan aşkın coşkusu içinde anlatılmış beyitlerin tasavvufa canlılık getirdiği, dili kullanırken insan felsefesi üzerinde durulmuş, hayata anlam vermiş ve insanın evrendeki yerini değerlendirirken dilin ön plana çıktığı vurgulandı. Öyküleyici anlatımın öncülüğünü yapan şairlerin dil, din, felsefe, sosyoloji, tarih ile edebiyatın iç içe olduğunu ve birbirini tamamladığı ortaya çıktı. Çalışmada, Mevlana’nın vicdan özgürlüğüne önem verdiği, İslam dinine yumuşak bir yorum getirdiği ifade edilen edildi.  

‘Kıbrıs’ta Aşk ve Savaş’ Romanında Yunanistan ve Rum Yönetiminin Gerçekleştirdiği Acımasız Katliamları Bir İnsanlık Ayıbı Olarak Ortaya Koyuldu…

Sempozyumda sunulan “Kıbrıs’ta Aşk ve Savaş” romanında, Yunanistan ve Rum yönetiminin gerçekleştirdiği acımasız katliamların hangi boyutlara ulaştığını, bir insanlık ayıbı olarak ortaya koyuluyor. Yazar, Rumların sözü edilen yıllarda gerçekleştirdikleri eylemlerin, Kıbrıs Türk halkına yansımalarını ana kahramanlar Aral ve Tanya çerçevesinde tüm ayrıntısıyla ve gerçekliğiyle sunuyor. Özellikle Kıbrıs Türk Barış Harekâtının gerçekleşmesini sağlayan sebepleri ve hemen arkasından gelen huzur ortamını objektif bir şekilde değerlendirildi.

Diğer bir çalışmada ise, Anadolu ve Kıbrıs Türk halk masallarının birçok kültürel unsuru barındırdığı ve söz konusu kültürel unsurların gelecek nesillere aktarılmasında da masalların önemli bir işlevi yerine getirdiği kaydedildi. Her iki ülkenin masallarında çok fazla benzerliklerin yanında ayrışan veya farklılaşan bazı özelliklerin ise yaşanılan coğrafyadan ve şartlardan kaynaklandığı belirtildi. Kıbrıs Türkleri 1571’de Anadolu’dan Kıbrıs adasına gönderildiğinde, doğal olarak yeni çevreye ve şartlara uyum sağlamışlar; yaşanılan coğrafyadaki diğer kültürlerle (Rum, İngiliz) de iletişime geçmişler ve bunun etkisiyle bazı farklılaşmalar yaşamışlardır. Bu anlamda masallarda yer alan benzerlikler kadar farklılaşmaların da bir sürece bağlı olduğu ve doğal karşılanması gerektiği söylenebilir.

 

Kültür & Sanat Haberleri