Ayşe GÜLER
Yüksek İdare Mahkemesi’nde ‘2016 Girne İkinci Bölge Emirnamesi’ ile ilgili iki günde iki geçici ara emri kararı alındı, yargıda emirname mesaisi yapıldı.
Halkın Partisi’nin ardından, dün de Şehir Plancıları Odası öncülüğünde Yer Bilimleri Mühendisleri Odası ve bölge vatandaşları tarafından yapılan başvuru ile Mahkeme, emirnameyle ilgili geçici ara emri verdi.
Mahkeme tarafından verilen geçici ara emri ile emirname değişikliğine bağlı verilen planlama onayları, görüş ve diğer işlemler de askıya alınmış oldu.
Dünkü duruşmada, Şehir Plancıları Odası üyelerinden, eski Şehir Planlama Dairesi Müdür Muavini ve 36 yıllık şehir plancısı Layık Topcan Mesutoğlu dinlendi.
Mesutoğlu, Emirname’nin Ülkesel Fiziki Planı ile uyumlu olmadığını, yürürlüğe girmesi ile kentin taşıma kapasitesi üzerinde yapılaşma olacağını, tarihi ve kültürel yapılar, çevre ve ekolojik dengenin olumsuz etkileneceğini vurguladı.
Eski Şehir Planlama Dairesi Müdür Muavini, 36 yıllık şehir plancısı Mesutoğlu dinlendi…
Yüksek İdare Mahkemesi Yargıcı Beril Çağdal huzurunda dün görüşülen duruşmada davacılar Yer Bilimleri Mühendisleri Odası Birol Karaman, Şehir Plancıları Odası Yönetim Kurulu Üyesi Can Kara ve bölge halkı adına Mustafa Berktuğ ile Avukatlar Öncel Polili, Gürcan Bayramoğlu, Ayşen Özdenefe hazır bulundu.
Duruşmada, Şehir Plancıları Odası üyelerinden, eski Şehir Planlama Dairesi Müdür Muavini ve 36 yıllık şehir plancısı Layık Topcan Mesutoğlu dinlendi.
Emirname’nin yayınlandığı Resmi Gazete, mahkemeye emare olarak sunuldu.
Geçit hakları, tapu haritalarında değişiklik…
Mahkemede şahadet veren Mesutoğlu, ‘2016 Girne İkinci Bölge Emirnamesi’nde 3 tür düzenleme yapıldığını, Karşıyaka bölgesinden Esentepe’ye kadar olan mavi bölgelerde yapılaşma kurallarının çiğnendiğini savundu.
Mesutoğlu, geçit haklarıyla ilgili bazı koşulların göz ardı edildiğini de vurgulayarak, bununla birlikte bazı tapu haritalarında değişiklik yapıldığının görüldüğünü ifade etti.
“Şehir Plancıları Odası ve teknik ekipler, sürece dahil edilmedi”
Emirname sürecini başından itibaren takip ettiğini dile getiren Mesutoğlu, İmar Yasası’nda zorunlu kılınmasa da İyi İdare Yasası’na göre emirname değişikliği sürecine Şehir Plancıları Odası ve teknik ekiplerin dahil edilmesi gerektiğini, ancak böyle bir yolun uygulanmadığını kaydetti.
Mesutoğlu, imar planlarının Şehir Planlama Dairesi ve belediyeler ile karşılıklı istişare edilerek hazırlanması gerektiğine vurgu yaparak, bölgedeki belediyelerin Emirname süreciyle ilgili itirazda bulundukları ancak dikkate alınmadıklarını hatırlattı.
“Değişiklik, tüm bölgeyi etkiliyor”
Emirname değişikliğiyle ilgili ilk Danışma Toplantısı’nın çok küçük bir salonda yapıldığını hatırlatan Mesutoğlu, yapılan itirazlar nedeniyle ikinci toplantının daha büyük bir toplantıda gerçekleştiğini belirtti.
Mesutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Emirname değişikliği tüm bölgeyi etkiliyor. Sadece Girne hudutlarını etkilemiyor. Danışma Toplantılarına ait duyurularda neyin tartışılacağı belli değildi. Yeterli bilgi yoktu”
“Amacını aşan bir düzenleme”
Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Emirname değişikliğini ‘amacını aşan bir düzenleme’ olarak yorumlayan Mesutoğlu, yapılan değişikliğin önceki Emirname’den daha kötü durumların yaratacağını savundu.
Mesutoğlu, emirname değişikliği ile tüm kıyı şeridinin yapılaşacağını, kentin silueti ve vatandaşların denize ulaşımının olumsuz etkileneceğini vurgulayarak, Girne’nin taşıma kapasitesinin üzerine çıkılacağını kaydetti.
“Hızlı, yaygın ve düzensiz gelişmeler tespit edilirse, ara düzenlemeler yapılabilir…”
İdarenin, böyle bir değişikliği bu şekilde yapmaya hakkı olmadığını savunan Mesutoğlu, şehir plancılığında hızlı, yaygın ve düzensiz gelişmeler tespit edilmesi halinde ara düzenlemelerin yapılabildiğinden bahsetti.
Mesutoğlu, şu anda İmar Planı’na dair çalışmaların sürdüğünü ve ileri aşamaya taşındığı bilgisine sahip olduğunu ifade ederek, bununla birlikte Ülkesel Fiziki Planı’nda Resmi Gazete’te yayınlanarak yürürlüğe girdiğini hatırlattı.
“Emirname değişikliği, Ülkesel Fiziki Plana uygun değil”
Bu bağlamda emirname değişikliğinin Ülkesel Fiziki Planla uygun olmadığını ifade eden Mesutoğlu, şöyle devam etti: “Ülkesel Fiziki Plan bölgeler arasındaki dengeyi sağlamak, Girne‘deki yatırım planlarının diğer bölgelere yayılmasını amaçlıyor.
“Kentin taşıma kapasitesi üzerinde yapılaşma olacak, tarihi ve kültürel yapılar, çevre, ekolojik denge olumsuz etkilenecek”
Mesutoğlu, ayrıca geçit haklarıyla ilgili düzenlemenin sağlıklı ulaşım ağının ortadan kaldıracağını, yolların itfaiye, ambulans gibi büyük araçların girebileceği genişlik niteliğinde olmayacağını savundu.
Emirname’nin yayınlandığı resmi gazetede haritaların yer almadığını bu nedenle yapılacak değişikliklerin ‘keyfi’ olduğunu vurgulayan Mesutoğlu, “Emirname yürürlüğe girerse, kentin taşıma kapasitesi üzerinde yapılaşma olacak, tarihi ve kültürel yapılar, çevre, ekolojik denge olumsuz etkilenecektir. Şehir planlamaya yönelik güvenirlik de ortadan kalkacaktır. Bu nedenle ara emri talep ediyoruz” dedi.
--------------------------------------------
Avukat Öncel Polili: “Emirname usule uygun değil”
Mesutoğlu’nun ardından mahkemeye hitap eden Avukat Öncel Polili, emirnamenin usule uygun yapılmadığını, yürürlüğe girmesi ile yasalara aykırı hareket edileceğini vurguladı.
Çevre ve imar konularının özel olduğuna değinen Polili, bu konularda yapılacak değişikliklerle ilgili toplantılara halkın ve ilgili odaların katılımının öngörüldüğünü ifade etti.
Polili şöyle devam etti: “İdarenin izlediği yola bakarsak, hem halkın hem de ilgili kesimlerin süreç dışında tutulduğunu görebiliriz. Bu da kötü niyet olduğunun göstergesidir. Usul, şekil ve yetki açısından ciddi sıkıntılar vardır”
“Kamu yararı değil, kişisel çıkarlar ön planda tutuldu…”
Polili, idarenin elinde bulunan yetkiyi bazı kişilere rant sağlamak adına tam ters kullandığını kaydederek, bu noktada kamu yararının değil, kişisel çıkarların ön planda tutulduğunu ifade etti.
Emirnameyle birlikte yapılaşmanın başlayacağını, bu yapıları yıkmak veya usule uygun hale getirmenin zor olacağına değinen Polili, emirnamenin Ülkesel Fizik Planına uygun olmadığını bu nedenle ara emri alınmasının hukuka uygun ve adil olduğu inancında olduğunu belirtti.
3 Ekim’e ertelendi…
Mahkeme aktarılan olgular ışığında Yüksek Mahkeme Yargıçlarından Beril Çağdal ise emirnameyle ilgili geçici ara emri vererek, duruşmayı 3 Ekim Pazartesi gününe erteledi.