• Eğitim Bilimci Salih Sarpten, 1980 yılından sonra doğanları kapsayan ‘Y kuşağındaki’ gençlerin küresel ve evrensel değerdeki sorunlarına en duyarlı kesim olduklarını dile getirerek, bireylerin siyasi olguları ve diğer sosyal yapıları ‘ele geçireceğini’ söyledi
• GELECEKTE YER VERME DÜŞÜNCESİ, GENÇLERİ SİYASİ PARTİLERDEN UZAKLAŞTIRIYOR… Sarpten, her siyasi partinin gençlik örgütü olmasına rağmen Y kuşağındaki bireylere ‘gelecekte yer verme’ düşüncesinin gençleri siyasi partilerden uzaklaştırarak, kendi oluşumlarını kurmaya yönlendirdiğini ifade etti.
Ayşe GÜLER
Eğitim Bilimci Salih Sarpten, 1980 yılından sonra doğanları kapsayan ‘Y Kuşağı’ndaki gençlerin siyasi olguları ve diğer sosyal yapıları ‘ele geçireceğini’ söyledi, toplumsal direnç veya kuşaklararası çatışmanın günün sonunda biteceğini kaydetti.
Sarpten, her siyasi partinin gençlik örgütü olmasına rağmen Y kuşağındaki bireylere ‘gelecekte yer verme’ düşüncesinin gençleri siyasi partilerden uzaklaştırarak, kendi oluşumlarını kurmaya yönlendirdiğini ifade etti.
YENİDÜZEN’e konuşan Sarpten, Y kuşağını, günümüze ve topluma etkisini anlattı.
----------------------------------------------------
Y Kuşağı nedir?
Sarpten, Y kuşağı konusunda farklı sınıflandırmalar olmasına rağmen genelde 1980 yılından sonra doğanların bu kuşak içerisinde yer aldığını söyledi.
1980 ila 2000’li yılları, ‘Y Kuşağı, Z Kuşağı ve Millennium Kuşağı’ olarak bölümlere ayıran bir takım sınıflandırmaların olduğunu ifade eden Sarpten, ancak kişisel bilgisayar edinmenin ilk başlangıç yılı olan 1980’lerden sonra doğanların Y kuşağı sayıldığını dile getirdi.
“Teknolojiyle birlikte büyüyen kuşak”
Sarpten, Y kuşağının dijital dünyanın vazgeçilmezi olduğunu da vurgulayarak, “Bu kuşak, teknolojiyle birlikte büyüyen bir kuşaktır” dedi.
Aynı anda birçok şeyle ilgilenebilen Y kuşağındaki bireylerin, aynı zamanda özgürlükçü, kolay iş değiştirebilen, yaşama bakış açısı daha küresel, dijital dünyayla da iç içe olabildiklerini kaydeden Sarpten, sosyal medyayı yakından kullanmaları nedeniyle zaman zaman kişiler arası sosyalleşmesi konusunda eleştirildiklerini de söyledi.
“Küresel ve evrensel değerdeki sorunlara en duyarlı kesim”
Sarpten, Y kuşağındaki bireylerin daha yakından tanınması gerektiğinin altını çizerek, özellikle küresel ve evrensel değerdeki sorunlarına en duyarlı kesim olduklarını dile getirdi.
Bununla birlikte Sarpten, Y kuşağının insanların bir arada barış içinde yaşaması için tepki koyan en önemli kuşağı simgelediklerini de ifade etti.
-------------------------------------------------------------
“Gençler siyasi partilerden uzaklaşarak, kendi oluşumlarını kurmaya itiliyor”
Sarpten, her siyasi partinin gençlik örgütü olmasına rağmen Y kuşağındaki bireylere ‘gelecekte yer verme’ düşüncelerinin, gençleri siyasi partilerden uzaklaşarak, kendi oluşumlarını kurmaya ittiğini de aktardı.
Bu düşüncenin Y kuşağındaki gençler için büyük bir haksızlık olduğunu söyleyen Sarpten sözlerini şöyle sürdürdü, “Gençlerin şimdi taşıdıkları düşünceler çok önemlidir ve şimdi hayata geçirilmelidir. Gençler aktif olarak siyasette yer almalı, aynı zamanda toplumsal yaşamda aktif olmalıdır”
“Gençlik, geleceğe öteleniyor”
Ülkemizde gençlerle ilgili durum incelendiğinde ise, sadece Y kuşağındakilerin değil, tüm gençliği geleceğe öteleyen bir anlayış olduğunu vurgulayan Sarpten, “Gençlik için ‘geleceğin teminatı veya nitelikli bireyleri’ kelimeleri sıklıkla kullanılıyor. Ancak bu çok büyük bir haksızlıktır” dedi.
Sarpten, gençlerin bugünün bireyleri olduğunu, onları bugünkü yaşam koşulları üzerinden değerlendirmek ve fikirlerine değer vermek gerektiğini dile getirdi.
Kıbrıs’ın kuzeyindeki durumun bunun çok gerisinde olduğunu da söyleyen Sarpten, bu anlayışın siyaset, çalışma yaşamı, iş dünyası gibi birçok alan için geçerli olduğunu anlattı.
Sarpten, tüm bunlara rağmen Y kuşağındaki bireylerin çağdaş ve yaratıcı fikirlere sahip olduğunu da dile getirerek, “Bu kuşaktaki kişilerin toplumda kendini fark ettiriyor. Özellikle son dönemdeki toplumsal örneklerin buna örnektir” şeklinde konuştu.
“Eski kuşakla Y kuşağı arasında ciddi farklılıklar var…”
Eski kuşakla Y kuşağı arasında ciddi farklılıklar olduğunu ifade eden Sarpten, gençlerin eski kuşak içerisinde kendinden bir şey bulamadığını, Y kuşağı dışındaki kişilerin sürdürdüğü örgütler veya yapıların çok hızlı kendini güncelleyemediğini kaydetti.
Sarpten, günümüzdeki toplumsal eylemlere bakıldığında farklı farklı siyasi kaygılardan gelen gençlerin bir arada olduğunu ve hareket edebildiğinin görüldüğünü dile getirerek, “Bu durum gençlerin ideolojik farklılıkları olsa bile, evrene bakış açılarının bugünün yaşam koşullarına bakış açılarının ortak bir paydadan oluşabildiğini bize gösterebiliyor” dedi.
“Çağdaş olmak adına hareket etmek istiyorsak Y kuşağını anlamalıyız”
Y kuşağında yer alan gençlerin hem siyasi olguları ve diğer sosyal yapıları ‘ele geçireceğinin’ aşikar olduğuna dikkat çeken Sarpten, toplumsal direnç veya kuşaklararası çatışmanın günün sonunda biteceğini söyledi.
Sarpten, bu arada teknolojinin hızla geliştiğini, Y kuşağının kendi içerisinde farklı değer yargılarına da sahip olabildiğini kaydetti.
“Biz geç kalmak istemiyorsak, çağdaş olmak adına hareket etmek istiyorsak, Y kuşağını anlamalıyız” diyen Sarpten, “Y kuşağı ile hareket edip, onların fikir ve yargılarını içselleştirmeyi başarmak gerekiyor. Gençler buna çok açık” şeklinde konuştu.
“Kıbrıs Sorununa da yansıyacak”
Sarpten, Y kuşağının örneklerinin Avrupa ve Kuzey Amerika’da fazlasıyla hissedilebildiğini dile getirdi.
Özde Kıbrıs’ın kuzeyindeki yaşam ve eylem biçimi ile geleceğe dönük yol haritasını değiştirecek unsurlar taşıdığını ifade eden Sarpten, “Biraz daha yüksek sesle ve ağırlıklı bir biçimde Y kuşağı gençlerinin ne istediğine bakmayı getirecek. Bu da Kıbrıs Sorunu’na da yansıyacaktır. Kıbrıs’ın kuzeyindeki son seçimlere baktığımızda halk tarafından bu konuda mesajlar veriliyor. Özellikle milletvekillerin giderek gençleşmesi