Haber Kıbrıs Genel Yayın Yönetmeni, Gazeteci Hüseyin Ekmekçi bugünkü yazısında YENİDÜZEN Genel Yayın Yönetmeni Mert Özdağ ve Yazı İşleri Müdürü Ertuğrul Senova’ya yapılan tehdide değindi, “Tehdit, basın özgürlüğüne ve toplumun haber alma hakkına yöneliktir” dedi.
Ekmekçi yazısında, “Polis Genel Müdürlüğü tehdit edenleri ortaya çıkarmadığı sürece, elbette tehdit edenlerin cesaretini artıracak” ifadelerini de kullandı.
Ekmekçi’nin bugünkü köşe yazısı şöyle:
“GAZETECİLER BİR KEZ DAHA TEHDİT EDİLDİ. BU KEZ İMZA TANIDIK. GEÇMİŞİN KARANLIĞINA ÜLKEMİZİ HAPSETMEK İSTEYENLER BAŞARILI OLAMAYACAK. KARANLIĞA BİR MUM YAKMAYA DEVAM EDECEK, MERT DE ERTUĞRUL DA…
POLİSE BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR. BU OLAY AYDINLATILMALI. TÜRKİYE’NİN KARANLIK YILLARINDA KÖTÜ EYLEMLERİ İLE BİLİNEN TİT İSMİNİ GEÇMİŞTE DE BU ÜLKEDE KULLANANLAR OLDU… YENİDEN HORTLATANLAR KİMLERMİŞ, GÖREV POLİSTE…
Mert Özdağ ve Ertuğrul Senova’nın meslekteki ilk günlerinin en yakın şahidiyim dersem, abartı olmaz. İkisi de eminim iyi hatırlıyor, Mert’in öğretmenim olan dayısı, Ertuğrul’un ise bölgelim olan annesi, bana benzer bir cümle kurmuştu: Sana emanet
Kıbrıs Gazetesi’nde Mert ile, Havadis Gazetesi’nde ise Ertuğrul ile mesleğe dair çok şey paylaştık. Mert, öğrenmeye açık, kendini geliştiren, oturaklı, kalemi güçlü bir kardeşim. Gözü kara… En iyilerden biri… Şimdi de görüyorum ki, hitabet gücü ve olaylara yaklaşımı ile mesleğin duayenlerinden biri olma yolunda… Artık orta yaşlı grubuna giriyor Mert…
Ertuğrul, kendi yolunda yürüyor. Gazeteciliği yapma kimliği ile Yenidüzen uyumu onu daha başarılı bir gazeteci yaptı. Yolu uzun. Çocukluğunu biliriz. Öğrenmeye aç, sürekli yapmak isteyen, kendini geliştiren, hem yazı hem de ses olarak mesleğin her alanında aktif… Bedel ödemekten korkmayan…
Ne yapıyor Mert ve Ertuğrul? Gazetecilik yapıyor. Bu düzen içerisinde, aydınlığa ulaşmak adına, karanlığa bir mum yakma derdinden başka dertleri yok. Cesurca, etraflıca üstelik her konunun üzerine gidiyorlar…
Her ikisi de meslekte başarılı, kendi yollarını yürüyor... Şimdi onlar da yüzleşiyor, ısrarla “karanlıkta kalmamızı” isteyenlerle… Elbette susmayacaklar, korkmayacaklar… Böyle dönemlerde, “yalnız değilsiniz” diyenler çok olur, oysa yüreğiniz ve dayanışmanız kadar varsınız. Mert ve Ertuğrul birbirine dayanışarak yarattıkları bu tarza elbette sahip çıkacaklar…
Gazetecilere yönelik sistematik tehditlerin yeniden artışta olduğunu görüyoruz. Meslektaşlarım Mert Özdağ ve Ertuğrul Senova, “Türk İntikam Tugayı” (TİT) imzasıyla ölüm tehdidi aldı. Ben bu ismi defa defa duydum. İki kez… Birincisi UBP’nin ilk kez iktidardan gittiği dönemlerde Yenidüzen’de, diğeri Annan Planı döneminde Kıbrıs Gazetesi’nde çalışırken
TİT adı, Türkiye’nin yakın tarihinde özellikle 1970’ler ve 90’larda siyasi cinayetler, faili meçhuller ve gizli eylemlerle biliniyor. Derin devlet bağlantılarıyla ya da bir psikolojik harp aracı olarak kullanıldığı iddia edilen bu yapı, muhalifleri sindirmenin ve basını susturmanın aracı olmuştu. Şimdi yeniden hortlatıldı
Bugün bu imzanın Kıbrıs’ta yeniden ortaya çıkması tesadüf değil; gazetecilere verilen açık bir mesajdır: “Susmazsanız geçmişte yaptığımızı yine yaparız.” Tehdit, yalnızca Özdağ ve Senova’ya değil, basın özgürlüğüne ve toplumun haber alma hakkına yöneliktir.
Polis Genel Müdürlüğü tehdit edenleri ortaya çıkarmadığı sürece, elbette tehdit edenlerin cesaretini artıracak. Oysa yapılması gereken; tehdidin kaynağını açığa çıkarmak, sorumluları kamuoyuna açıklamak ve gazetecilere etkin güvenlik sağlamaktır.
Basın özgürlüğü sadece gazetecilerin değil, toplumun rejim güvencesidir. Bugün susturulmak istenen gazeteciler, yarın öğretmenler, sonra doktorlar, belki siyasetçiler… Oysa bu toplumun mayasında demokrasi vardır. Birileri bizden farklı düşünüyor diye susturmayız, aksine, fikrine fikirle yanıt veririz…
TİT’in yeniden sahneye çıkışı, basına ve demokrasiye yönelmiş ciddi bir uyarıdır. Bu tehdide sessiz kalan herkes, bu oyunun ortağıdır. TİT ismini geçmişte buralarda kimlerin neden kullandığı polis kayıtlarında vardır. KKTC’de aktif böyle bir “Tugay” yoktur…
Bu ismi korkutma ya da sindirme aracı olarak kullananlar geçmişte ortaya çıkarıldı. Polis isterse… Yeniden ortaya çıkarır… Gereğini yapar… Bu kirli oyunu bozmak polise, korkmadan yoluna devam etmek de gerçekten onuruyla, tüm varlığıyla bu mesleğe devam eden gazetecilere düşer”