Soğuk hava seraları da vurdu

Bu yılki verimin soğuklar nedeniyle düştüğünden dert yanan Tatlısu (Akatu) seracıları, pazar fiyatlarının yüksek olmasını buna bağlarken, fiyatların aynı seyirde devam edeceğini belitti.

Fehime ALASYA

Seracılıkta Ada’nın önemli üretim alanı olan Tatlısu (Akatu), sert gelen kıştan olumsuz etkilendi. Geçen sezona göre verimin düştüğünden dert yanan seracılar, pazar fiyatlarının yüksek olmasını buna bağlarken, fiyatların aynı seyirde devam edeceğini belitti.

Hayat pahalılığından şikayet eden vatandaş diline geçim derdini dolarken, bölge esnafı ise kışın işlerin çok az olduğundan yakındı.

Tatlısu’da seracılıkla geçimini sağlayan bazı vatandaşlar, üretimin giderek düştüğünden dert yandı. Sebze meyve fiyatlarının yüksek olmasını girdi maliyetlerine bağlayan Seracılık Birliği Başkan'ı Mithat Kargı, kışın çok soğuk geçmesinin de fiyatlara olumsuz yansıdığını belirtti.

Vatandaştan iş ve aş talebi

Gençleri bölgede tutmanın yolunun kırsal kesim arsası veya sosyal konut projesi olduğunu savunan vatandaşlar, devletten yardım talep etti.

Vatandaşlar, bölge ekonomisinin canlanmasına yönelik atılacak en acil adım sosyal konut projesi ve turizm alanında yatırım olduğundan yana Belediye Başkanıyla hemfikir.

Orçan: “Yıllardır devletin hantal yapısı nedeniyle harekete geçilmedi”

Bölgedeki sıkıntıları dile getiren Tatlısu Belediye Başkanı Hayri Orçan, çözüm önerilerini anlattı.

Orçan, gençliği tutabilmek için sosyal konut projesi, üreticinin ekonomisini kalkındırmak için göletlerin aktif hale getirilmesi ve bölgenin bakımı için belediyeye daha fazla sorumluluk verilmesi gerektiğini işaret etti. 

Tatlısu bölgesinde 11 tane gölet bulunduğunu anlatan Orçan, bu alandan faydalanamadıkları için dert yandı. Bu göletlerden üreticilerin faydalanabileceğini ifade eden Orçan, bir an önce faaliyete geçirilmeleri gerektiğini belirtti. 

Bölgedeki tek geçim kaynağı seracılık olduğunu işaret eden Orçan, “Göletlerimiz denize akıyor. Yıllardır devletin hantal yapısı nedeniyle bu konuda harekete geçilmedi.

Üreticilerimiz susuzluktan kırılırken, en büyük maliyetleri su iken biz var olan bereketi denize akmasını izliyoruz.”dedi.

 

Tatlısu Belediye Başkanı Hayri Orçan bölgedeki acil ihtiyaç taleplerini YENİDÜZEN aracılığıyla bir kez daha dile getirdi:

“Sosyal konut projesi ve göletlerin bakımı hemen ele alınmalı”

Bölgedeki sıkıntıları dile getiren Tatlısu Belediye Başkanı Hayri Orçan, çözüm önerilerini anlattı.

Orçan, gençliği tutabilmek için sosyal konut projesi, üreticinin ekonomisini kalkındırmak için göletlerin aktif hale getirilmesi ve bölgenin bakımı için belediyeye daha fazla sorumluluk verilmesi gerektiğini işaret etti. 

“Bölgemizin en önemli sıkıntısını kırsal kesim arsası veya sosyal konut projesi temsil ediyor. İç İşleri Bakanlığı’na bu konuyu yeniden aktardık. Proje alanımızı gösterdik, onay aldık ama henüz bir netice alamadık. Umarım bu sorun bir şekilde çözülür. Hem bölgemize, hem vatandaşımıza fayda sağlamak maksatlı bu amaçtayız.

Bir diğer önemli sorunumuz ise yıllardır atıl bırakılan ve en önemli ihtiyacımız olan suyun denize akmasıdır. Göletlerimiz denize akıyor. Yıllardır devletin hantal yapısı nedeniyle bu konuda harekete geçilmedi.

Yıllardır yerinden yönetim ilkesi demekten yorulduk. Uzaktan bölge takibi, yönetimi zordur. Maalesef yağan yağmur sularının büyük bir kısmı denize akıp gitti, benim içim sızladı ama elimden bir şey gelmiyor. Üreticilerimiz susuzluktan kırılırken, en büyük maliyetleri su iken biz var olan bereketi denize akmasını izliyoruz.

Gölet sahaları toprakla, su tutmuyor. Bölgede 11 tane gölet var. 1974 öncesinde seracılıkta bölgenin üretim alanıydı çünkü bu göletler çalışır, kullanılır vaziyetteydi. Doğru projeyle finansman destek bulabiliriz ama biz proje üretmekte zorlanıyoruz. Mevcut göletlerden bazıları su tutmuyor, bazılarının kapasitesi az, bazıları işlevini yitirdi. Bölgemizdeki tek geçim kaynağı neredeyse seracılık.

“Göletler vasıtasıyla kuyularını su doldurabiliriz, üretimi arttırabiliriz”

“ Onlar da suyu çok pahalı satın alıyor. Başka şansları yok. Göletler vasıtasıyla kuyularını su doldurabiliriz, üretimi arttırabiliriz. Bu maliyetleri üreticilerimde bu çalışmalarla hızla aşağıya çekebiliriz.

Bu üreticileri desteklemek gerek, üretime katmak gerek. Bu alandan başka gelirleri yok, üretimden koparlarsa geçinemezler. Bölgedeki üreticilerin neredeyse tamamı bu işi ana gelir olarak yapıyor. Üretim yetersizliği, üretim maliyetleri nedeniyle fiyatlar çok yüksek. Devletin bölge üreticilerini var gücüyle desteklemesi gerek.

Mağusa bölgesinde seralarda odun sobası yakılıyor, o üreticiler soğukla mücadele edemezse fiyatlar çok yükselecek. 50 kuruşa su almak varken üretici şebeke suyundan tonu 3.5 TL’ye su alıyorsa bu da pahalılık delmektir.

“Bölgeye daha fazla turist akışı sağlanmalı”

“Tur operatörlerinin Minea Kıbrıs'ı programlarına almasından dolayı yaz, kış yıl boyunca bölgemize toplam seksen bin turist geliyor. Yazın yerli turistin çok akın ettiği bir bölgeyiz. Bu alandan yeteri kadar faydalanamıyorduk. Amaçlarımızdan biri de Arkeopark projesiyle gelen turisti bir gün boyunca tutmaya çalışmak. Gelenlerin ziyaret yerleri, zaman geçireceği alanların sayısının artması ile bunu sağlayabiliriz. Un değirmenleri restorasyonu gibi birçok noktada köy içinde turisti akışını sağlayacağız. 2020 yılında turizm alanında çok daha fazla katkının olduğu bir yıl olacak diye düşünüyorum.”

“Yerel yönetimin desteklenmesi bence şart”

“Belediyelerin yetki ve sorumlularının arttırılması gerek. Tüm bu sıkıntılar da zaten o yüzden kaynaklanıyor. Ana yollardaki çevre kirliği, otlar, çöpler, yolların bakım ve idamesi, ana yol kenarlarının temizlenmesi, bakımı ve düzenlenmesi yerel yönetimlere devredilmesi gerek. Ülkeye turist getiriyoruz, bize gelen tepkilerden utanıyoruz, o yüzden sürekli bölgemizi temizliyoruz. Bütçemizi zorlayarak yine de bakım ve temizliğimizi yapıyoruz. Devlet bariyer parasını kaza yapandan tahsil eder ama bariyerleri tamir etmez, çok çirkin bir görüntü. Bir diğer konu da sokakların, yolların karanlık olması… Bir bölgemiz üç hafta karanlıkta kaldı, sonra yapıldı, şimdi başka bölge karardı, bekliyoruz. Bu bağlamda yerel yönetimin desteklenmesi bence şart. Bölgenin sorununu en iyi içinde olan biliyor.

Tahsilat oranı yüzde 90’ın üzerinde olan tek belediyeyiz, vatandaş da sorumluluğunu biliyor. Vatandaş haklı olarak hizmet bekler. Sokak lambası yanmıyorsa vatandaş da turist de bunu bizden bekliyor. Mali karşılığıyla birlikte yönetimi bize devretsinler.”

SERT GELEN KIŞ SERACILARI DA VURDU

Seracılık Birliği Başkan'ı Mithat Kargı:
“Kışın sert gelmesi Pazar fiyatlarını çok etkiledi”

“Benim, kardeşimin ve iki arkadaşın serasını hortum vurdu. İç piyasaya domates, salatalık, biber, patlıcan, kavun gibi sebzeler yetiştiriyordum. Kötü bir doğal afet yaşadık. Fonda doğal afetlerle ilgili bir para yok, yetkililer sözlü olarak yardım edeceklerini belirttiler, bekliyoruz.

Kışın sert gelmesi Pazar fiyatlarını çok etkiledi. En fazla Nisan, mayıs ayına dek fiyatlar bu şekil devam eder. Şimdi seralarda domates pişmiyor, salatalıklarda sarı leke hastalığı başladı. Geçen yıl kış çok sert gelmedi, verim daha fazlaydı. Bu yıl kış sert geldi. Bir şey yapamayız. Bir fideyi 45 kuruşa alırken 1TL’den aşağıya alamaz olduk, üretmek gerçekten de çok zordur.  Öncesindeki yıllar kurak geçti, toprak da tuzlanmıştı, bunun etkisiyle verim de düştü.

Sistemli bir piyasa dağıtımı olursa ancak bu şekilde hem üretici hem de tüketicinin yüzü güler.”

Cuma Özdemir:
“Fiyatlardan ne üretici memnun ne de tüketici”

“Domates, salatalık ektim, geçen seneye göre verim kötüydü, bakamadım. Fiyatlar daha fazla yükselmez. Bu fiyatlar da ne üreticinin ne de tüccarın suçu. On TL’ye bize gelen ürün şimdi 50 TL. Girdi maliyetleri çok pahalı. Fiyatlardan ne üretici memnun ne de tüketici. Altı seram vardı, üçünü söktüm, artık bölgede seracılık kalmadı. 120 kasaya kadar domates topladığım olurdu, bu yıl çok daha az topladım. Girdiler çok pahalı.”

ESNAF YAZIN GÜLÜYOR, KIŞIN KAN BAĞIR

Arif Ateş:
“Bölgeye daha fazla turist akışı sağlansa esnaf da kalkınır”

“Bölgede esnaf olmak çok zor. Burası sezonluk bölge. Yazın iş olur ama kışın çok tenha. Gerekli yatırımlar yapılsa, bölgeye daha fazla turist akışı sağlansa esnaf da kalkınır. Bölgede gençlik yok, dışarı gidiyor, iş sahası, yaşam alanı lazım gençliğin bölgede kalması için. Turizm alanına bir an önce el atılmalı, devlet belediyeyi desteklemeli.”

Sevda Kavcı:
“Bizi ayakta tutan yabancı turistler, burada yaşayan yabancılar”

“Tatlısu bence adanın gözbebeği, doğma büyüme buralıyım, bölgeden kaçmadım ama kaçan çok genç oldu. Ev yok, iş yok, geçim yok, mecbur gidiyorlar. Devlet desteklese de bu gençlik bölgesinde kalsa çok daha güzel olacak. Küçük yerde esnaf olmak da zor, satışlar çok kötü, bizi ayakta tutan yabancı turistler, burada yaşayan yabancılar. Ama onlar da bölgeden kaçıyor, bölgede hastane yok, sürekli eczane yok, imkânlarının kısıtlı olduğunu söylüyorlar. Daha çok merkeze yakın alanlara gidiyorlar. Yazın satışlar çok iyi olur. Bölgedeki turizm canlansa buradaki esnaf da güzel para kazanabilir. Bu alanda yatırım yapılmalı.”

 

HAYAT PAHALILIĞI BÖLGELİLERİN DİLİNDE

Osman Tüyalçın:
“Kırsal kesim arsası verseler de gençlerin ev yapacak gücü yok”

“Hayvancıkların, seracılığın, gençlerin sıkıntısı var. Hayat pahalılığı, elektrik parası genel sorunlar. Eleştirmek çok basit ama önemli olan çözüm bulmak. Köyde beş tane kahve vardı, hepsi doluydu. Gençler yetişti şehir merkezlerine gitti, köyde kalmadılar. Kırsal kesim arsası verseler de gençlerin ev yapacak gücü yok ki. Kırsal kesim arsası verilmemesi büyük sorun. Sabah kahvaltısı için bakkala girdik 70 TL verdik, çıktık... Bu hayat pahalılığında hangi genç ev yapabilir?”

İbrahim Begeç:
“Hayat çok pahalı”

“Hayvancılık, çiftçilik, seracılık yaptık, ucu ucuna geçinirdik. Ancak senede bir sefer sigortamızı yatırırdık. Zamanımızda domates salatalık para etmezdi, şimdi ne alsan 10 TL. Hayat çok pahalı. Seracılık da hayvancılık da bölgede ölüyor. Bölgede bizim zamanımızda 22 bin koyun vardı, şimdi üç bini bulmaz. Hayat pahalılığı geçim derdinde olan ailelerin belini büktü. Her şey ikiye katladı.”

Özel Haber Haberleri