Silahlı soyguncuya 10 yıl hapis cezası

Lefkoşa, Kermiya bölgesinde 2018 yılı Eylül ayında Gesfi Döviz bürosundan silah zoruyla 14 bin 275 TL gasp eden Onur Keskin aleyhindeki dava bugün Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi’nde karara bağlandı.

Lefkoşa’da büyük infiale neden olan Döviz bürosunda silahlı soygununu gerçekleştiren  TSK askeri zanlı Onur Keskin, 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi Heyet Başkanı Fadıl Aksun, Kıdemli Yargıç Alev Ulunay Hüdaverdi ve Yargıç Temay Sağer’in huzurunda görüşülen davada KKTC Başsavcılığı adına savcı Attila Enver Etkin hazır bulundu. Dava kararını okuyan Başkan Fadıl Aksun, sanığın işlediği silahlı soygun suçunun müebbet hapis cezası öngören çok ciddi ve vahim suçlardan olduğunu belirtti.

Aksun, sanığın mahkum olduğu özellikle silahlı soygun suçunun barındırdığı azami ömür boyu hapislik süresi ile oldukça ağır bir suç olduğuna değindi. Aksun, “Kişilerin mal varlıklarının zorla elinden alınması ve bu suç işlenirken ateşli silah Kullanılması doğrudan kişi mal varlığı aleyhine işlenmiş bir suç olmakla beraber esasta toplum huzurunu ve güvenliğini bozucu niteliktedir” dedi. Aksun, şöyle devam etti: “Suçun işlenmesi esnasında silahın kullanılması ile ortaya çıkan şiddet tehdidi ve huzursuzluk hissi sosyal barışı tehdit eder niteliktedir. İnsanın yaşamı ile mal varlığı arasında seçim yapmaya zorlama durumu suçun vahamet kazanmasındaki en büyük etmendir. Sanık özellikle bu suçu işlemeden önce gerek suçu işleyeceği yeri tespit ederken gerekse kullanacağı silahın tanınması için kabze çerçevelerini önceden değiştirerek suçu planlı halde işlemiştir. Her iki olgu da suçun işleniş şekli açısından sanık aleyhine alınacak bir olgudur. Yine sanık suçu işlerken birden fazla kişiye tasarrufundaki silahı göstermiş ve kasiyer Funda Göler'i ölüm ile tehdit etmiştir. Sanığın silahlı soygun suçunu işlediği yerin "döviz bürosu" olması ve böylelikle mutat şekilde para bulunan bir işyeri olması da suçu ağırlaştıran bir etkendir. Bir başka ifade ile sanık, soygun sonrasında yüklü miktarda para çalabileceği bir yer seçerek suçun vahametini ağırlaştırmıştır. Yine sanık suçu işledikten sonra kıyafetlerini değiştirerek suçun ortaya çıkmasını önleyici hareketler sergilemiştir. Bu durum da sanığın aleyhine alınması gereken bir etmendir. Sanığın davranışları sonucunda iş yerinden çalmış olduğu paraların yanında bu suçun mağdurları üzerinde yarattığı dehşet ve tedirginlik de dikkate alınmalıdır.  Gerek orada para bozdurmak için bulunan GKRY'den ülkemize geçen bir başka kişi doğrudan bu suçun gere işyerinin kasiyeri, gerekse mağduru olmuş ve silahla tehdit edilerek belirli bir süre ilgili dükkanda alıkonulmuşlardır. Bu doğrultuda birden fazla kişinin sanığın işlemiş olduğu suç dolayısı ile mağduriyet yaşamasını aleyhine değerlendiririz.”

Aksun, sanığın Barış Kuvvetleri Komutanlığı Personeli olması hasebi ile kendisine yurt savunmasında kullanmak için emanet edilen tabancayı böylesi bir suçta kullanarak gerek görevine ihanet etmesini gerekse Barış Kuvvetleri Komutanlığı’nın saygınlığına zarar verebilecek davranışta bulunmasını da aleyhine değerlendirdiklerini belirtti. Başkan Fadıl Aksun, sanığın görevi gereği kendisine emanet edilen silahı kullanmasını, suçu önceden planlayarak işlemesini, suçun işlendiği iş yerinin faaliyet alanı itibarı ile yüklü miktarda para bulundurabilecek nitelikte olmasını, suçu işledikten sonra sanığın çalmış olduğu paraları başka kişilerin hesabına atmak sureti ile bulunmasına mani olacak tedbirler almasını, sanığın suçu işledikten sonra kıyafet değiştirerek bulunmasına mani olacak tedbirler almasını, suçu işlerken birden fazla kişiyi mağdur edecek şekilde silahla tehdit etmesini ve alıkoymasını, görev yapmakta olduğu kurumun saygınlığını zedeleyecek nispette bir suça karışmasını ve aynı gün çaldığı paralarla kumar oynamasını aleyhine değerlendirdiklerini söyledi. Aksun, sanığın işlediği suçun içerisinde barındırdığı korku ve şiddet eğiliminin başlı başına bu suçtan dolayı kamu yararının ön plana çıkarılması sonucunu gerektirdiğini belirtti. Aksun, kamu huzurunu ve sosyal düzeni bozucu suçlarda ceza takdir ederken sanığın ıslahı yanında bu suçu işlemeye tevessül edenlere de ibret verici cezalar verilmesi gerektiğini söyledi. Başkan Fadıl Aksun, birçok Yargıtay kararında belirtildiği üzere de kamu yararının ağır bastığı suçlarda hafifletici sebeplere gereğinden fazla ağırlık verilmemesi gerektiğini kaydetti. Aksun, vatan güvenliği için ülkemizde bulunan ve bu maksatla kendisine verilen bir ateşli silahı soygun yapmak için kullanan sanığın toplumda yarattığı kaygı sonucunda toplumsal huzurun zarar gördüğü ve toplum bireylerinin gerek şahsi gerekse mali güvenliklerinden endişe eder hale düşürülmelerinin ağır bir tablo olduğuna ve mahkemenin de bu ağırlığa uygun bir ceza takdir etmesi gerektiğini belirtti. Sanığın lehine ve aleyhine olan tüm hususlara değinen Aksun, sanığa oybirliği ile 10 yıl hapis cezası verdiklerini açıkladı.

Olay nasıl olmuştu?

Olay 17 Eylül 2018 tarihinde, Lefkoşa'da Gesfi Döviz bürosunda meydana gelen silahlı soygun meselesi ile ilgili olarak başlatılan soruşturma neticesinde söz konusu soygunu işleyen kişinin zanlı Onur Keskin olduğu tespit edilmişti. Polis, zanlının, 8 bin 400 TL ve 50 Euro’yu Lefkoşa Merit Casino’da, 4 bin 840 TL’yi bankaya yatırıp, canlı bahis oynadığı belirlenmişti. Mahkemede söz alan zanlı Onur Keskin, “Değerli mahkemeniz, çalıştığım kurumdan çok özür dilerim. Yaptığım doğru değildi. Bulaştığım kumar yüzünden her şeyimi kaybettim. Yüklü miktarda borcum oldu. Satın aldığım evimi, arsamı kaybettim. Kaybettiklerimi kazanırım düşüncesiyle kumar oynamaya devam ettim. Annem kredi çekti, onu da kumarda kaybettim. Çok borcum var. Yerine koyarım diye yine oynadım, yine kaybettim. Silahı tutukta bıraktım. Havaya ateş etmedim. Kimseyi öldürme niyetim yoktu. Döviz bürosu sahipleri beni affetsin. Onlara bu parayı bir gün ödeyeceğim” demişti.

İlgili Haberler

Haberler Haberleri