‘SIĞINMA EVİ HEMEN ŞİMDİ’

9 örgüt ve sendika sokaklara döküldü, ‘kadına yönelik şiddeti’ protesto etti

Ayşe GÜLER

Kadın sığınma evi yapılması, şiddetle ilgili önleyici ve kuruyucu tedbirler alınması için dün 9 örgüt ve sendika sokaklara döküldü, yürüyüş düzenleyerek eylem yaptı.

 ‘Sığınma Evi Hemen Şimdi’ sloganıyla düzenlenen yürüyüşte KADINA YÖNELİK ŞİDDET protesto edildi.

Yürüyüşte, bu yıl işlenen kadın cinayetlerine de dikkat çekildi.

Her bölgede şiddet önleme merkezlerinin kurulmasına vurgu yapılırken, polisin görevinin ‘arabuluculuk yapmak’ ya da ‘şikayetçiyi mahkeme süreci ile ilgili gözünü korkutmak’ olmadığına işaret edildi

‘25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü’ nedeniyle düzenlenen  Eyleme, Akdoğan Fikir Sanat Atölyesi, Bağımsızlık Yolu, Baraka Kültür Merkezi, Belediye Emekçiler Sendikası, Kadın Eğitimi Kolektifi, Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası, Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası, Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası ve Sosyal Riskleri Önleme Vakfı destek verdi.
 

Oyun sahnelendi, şiir okundu…

Kuğulu Park’ta dün saat 15.00’de başlayan yürüyüş, Lokmacı geçiş noktasında sonlandı.

Eylemde, Baraka Tiyatrosu tarafından kadına yönelik şiddeti konu alan oyun Meclis önünde sahnelendi, Ekmek ve Güller isimli şiir okundu.
 


Kadın Eğitimi Kolektifi’nden Cansu Nazlı:

Kadın cinayetleri rekora ulaştı

Sendikalar adına ortak açıklama Kadın Eğitimi Kolektifi’nden Cansu Nazlı tarafından okundu.

Nazlı, ‘kadına yönelik şiddete son’ demek için bir araya geldiklerini söyledi.

Kadına yönelik şiddetin ülkede her geçen gün daha görünür hale geldiğini belirten Nazlı, şiddetin en uç boyutu olan kadın cinayetlerinin de 2017 yılında rekora ulaştığını vurguladı.

Nazlı, 5 kadının eşleri tarafından öldürülmesine rağmen, halen devlet tarafından sığınma evi kurulmamasının kabul edilemez olduğunu kaydetti.

Hemen her bölgeden gelen kadına yönelik şiddet haberlerinin yalnızca bir bölgede değil, her bölgede kadın sığınma evlerine ihtiyaç olduğunu gösterdiğine değinen Nazlı, “Şiddete uğrayan kadınlara güven içerisinde barınacakları bir çatı açılmaması yanında, koruma emri alabilmeleri için ücretsiz avukat desteği sağlanmaması da özellikle yoksul kadınların şiddet gördüğü hanede yaşamaya mahkum etmektedir” dedi.

 

“Şiddet önleme merkezleri kurulmalı”

Nazlı, ülkede yaşayan tüm kadınların can güvenliğini sağlamak, beden bütünlüğünü ve cinsel dokunmazlığını korumanın devletin Anayasal ve yasal görevi olduğuna dikkat çekti.

“Bir kadının şiddete uğradığı zaman, birbiriyle koordine içerisinde bulunan güvenlik, sağlık, hukuk ve sosyal hizmetlerden yararlanabilmesi için şiddet önleme merkezlerinin kurulması gerekiyor” diyen Nazlı, “Bu nedenle her ilçede şiddet önleme merkezleri hayata geçirilmeli, sığınma evleri kurulması elzemdir, kısmet, nasip işi değildir” şeklinde konuştu.

 

“Polisin görevi arabuluculuk yapmak değil”

Nazlı, şiddete uğradığı gerekçesiyle polise başvuran kadınların yaptığı şikayetlerin, diğer suçların soruşturulmasında olduğu gibi ciddiyetle ele alınmalıdır.

Polisin görevinin ‘arabuluculuk yapmak’ ya da ‘şikayetçiyi mahkeme süreci ile ilgili gözünü korkutmak’ olmadığına işaret eden Nazlı, “Polisin görevi, şiddete uğradığı şikayetiyle gelen kadınların kendini güvende hissetmesini sağlamak ve suçu etkin şekilde soruşturmaktır” dedi.

Nazlı, bu alanda görev yapacak polis memurlarının konuyla ilgili eğitilmelerinin elzem olduğunu dile getirdi.

 

“Alo 183 İhbar Hattı daha etkin kullanılmalı”

Alo 183 İhbar Hattı’nın daha etkin kullanılabilmesi için gerekli altyapının oluşturularak, vardiyalı sisteme geçilmesi gerektiğine işaret eden Nazlı, ihbarlara aracısız olarak, doğrudan polisle müdahale edilmesinin önemini vurguladı.

Nazlı, erkek şiddeti nedeniyle hayatını kaybedenleri anarken, sığınma evi talebinde ısrarcı olduklarını yineledi.

 

Haberler Haberleri