‘Rant, enerjiyi rehin aldı’

AKSA, EUAŞ ve İÇKALE şirketlerine, UBP – YDP – DP Hükümeti tarafından sağlanan ayrıcalıklı anlaşmalardan ve yapılmayan yatırımlardan kaynaklandığını anlatan EL-SEN Başkanı Ahmet Tuğcu, ‘rant kaynaklı vizyonsuzluk’ vurgusu yaptı.

‘Rant, enerjiyi rehin aldı’

Hüseyin ÖZBARIŞCI

Elektrik faturalarına yansıyan zamların ve yaşanan sorunların, AKP’ye yakın sermaye; AKSA, EUAŞ ve İÇKALE şirketlerine, UBP – YDP – DP Hükümeti tarafından sağlanan ayrıcalıklı anlaşmalardan ve yapılmayan yatırımlardan kaynaklandığını anlatan Elektrik Kurumu Çalışanları Sendikası (EL-SEN)  Başkanı Ahmet Tuğcu, ‘rant kaynaklı vizyonsuzluk’ vurgusu yaptı.

YENİDÜZEN’e konuşan EL-SEN Başkanı Tuğcu, “AKSA ile yapılan anlaşmalar zamların temel sebebidir. KIB-TEK’in borçlanma giderleri faturaya zam olarak yansıyor” dedi, “Zamanında yapılmayan yatırımlar nedeniyle pahalı üretim modeline mahkûmuz. Ya güneyden pahalıya elektrik alacağız ya da elektriksiz kalacağız” ifadelerini kullandı.

“Kesintilerin olacağı aşikâr, çünkü yedek kapasitemiz yok, sıcak yedeğimiz yok, makinelerin arıza yapmayacağı da belli değil” diyen Tuğcu, yatırım yapılmamasının bedelini, Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşam süren insanların ödediğini kaydetti.

“Kablo projesi artık hayal, Türkiye de bunun olmayacağını kabul etti. Hükümet bırakın kabloyu, 4 makineyi bile alamıyor” diyen Tuğcu, konunun siyasi olduğunu vurguladı

“AKP’ye yakın sermaye; AKSA, EUAŞ ve İÇKALE, şu anda enerji politikasını yöneten kesimdir” diyen Tuğcu, “AKSA rantın üretim bacağını, EUAŞ bakım ihalelerini, İçkale ise TPIC aracılığıyla yakıt taşımacılığını üstleniyor” şeklinde konuştu.

Tuğcu, “Ben iddia ediyorum; (İçkale tarafından TPIC aracılığıyla) getirtilen yakıt korsan yakıttır. Hükümet bu yakıtın analiz raporlarını ve hangi rafinerilerden geldiğini açıklamıyor” dedi, “Bu hükümeti burada tutan güç, enerji politikasını da rehin almıştır. Bu güç gitmeden ne vizyon olur, ne de enerji politikası” ifadelerini kullandı.

 

"Zamların sebebi yanlış enerji politikaları"

El-Sen Başkanı Ahmet Tuğcu, elektrik faturalarına yapılan zamların arkasındaki temel nedenlerin uzun süredir bilindiğini ve bu konuda defalarca uyarıda bulunduklarını belirtti.

Tuğcu, zamların faturalara yansımasının üç ana sebebi olduğunu ifade etti. “Birincisi AKSA ile yapılan anlaşmalar, ikincisi Kıb-Tek’in borçlanma giderleri ve üçüncüsü ise zamanında yapılmayan yatırımlar nedeniyle pahalı üretim modeli olan gaz türbinlerinin kullanılması ile güneyden alınan elektriğin yüksek maliyetidir” dedi.

Yapısal sorunların düzelmediği sürece zamların kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Tuğcu, “Yaklaşık üç yıldır bu uyarıları yapıyoruz ve ne yazık ki söylediklerimiz birer birer gerçekleşiyor” ifadelerini kullandı.

 

“Üretim yetersizliği konusunda ya güneyden pahalıya elektrik alacağız, ya da elektriksiz kalacağız”

YENİDÜZEN’e yaptığı değerlendirmede kendisine yöneltilen ‘Yaz aylarında bizleri yine elektrik kesintileri bekliyor mu?’ sorusunu yanıtlayan Tuğcu, “Yetersiz kalınan yerde güneyden pahalıya almak zorunda kalacağız. Eğer alamazsak kesintiler kaçınılmazdır” cevabını verdi. Kış aylarında ısınma konusunda farklı altrenatifler olduğunu ve kullanımdaki pik seviyesinin yaz aylarına göre daha az olduğuna vurgu yapan Ahmet Tuğcu, Kış aylarında pik seviyesinin 465 megawatt olduğunu, yazda bunun üzerinde bir talep olacağını belirtti. “Biz ısrarla sürekli olarak yatırım yapılmasını söylüyoruz” diye konuşan Ahmet Tuğcu, gelinen aşamada Türkiye’den kablo getirilemeyeceğini Türkiye Cumhuriyeti’nin de kabullendiğine dikkat çekti, bunun gerçekleşmemesinin en büyük nedeninin siyasi meseleler olduğunu dile getirdi. 

 

“Kesintilerin olacağı kaçınılmaz...”

“Adanın güneyinde kendilerine yetebilecek kadar durumda olduğu için kesintilerin olma ihtimali çok yüksektir, kaçınılmazdır” ifadelerine yer veren El-Sen Başkanı, “Sıcak yedeğimiz de yoktur, bu makinelerin arıza yapmayacağı da belli değildir” dedi. Şu anda Teknecik Elektrik Santrali’nde 3,4 ve 6 numaralı makinelerin bakımlarının geçtiği bilgisini veren Ahmet Tuğcu, 6 numaralı makinenin kırıldığını ve ekspertiz raporunun beklendiğini söyledi. 7 numaralı makinenin bir buçuk yıldır kırık olduğuna dikkat çeken Tuğcu, “Onun tamir olacağını varsayarsak, makineleri soğutamayacağız. 2020 yılından beridir, 8 adet dizel makinenin soğutma sisteminin ihalesi yapılıp tamamlanmadığı için, yaklaşık 140 megawatt’ın yaz aylarında alabilencek verimi 90 megawatt’a düşüyor. Çünkü bizim ülkemiz sıcak bir ülkedir. Gaz tirbünleri de 5 adettir, her bir 25 megawatt’tır, ama biz 4 tanesini kullanabiliyoruz. Çünkü birinin altyapısı yoktur. Bu 4 tirbünden alabileceğimiz maksimum verim de 70 megawatt olacak. Tüm bunları alt alta koyduğumuz da kesintilerin olabileceği aşikardır. 3 makinenin bakımı şu anda başlasa her bir makinenin bakımı yapılması iiçin ihtiyaç duyulan zaman 1 aydır. Ancak şu anda bakım malzemeleri dahi ülkemize gelmemiştir” ifadelerini kullandı.  

 

“Kablo hayalinden vazgeçilmesi lazım...”

Geçtiğimiz yıl Ağustos ayında Teknecik Elektrik Santrali’nde yaşananları da hatılatan El-Sen Başkanı Tuğcu, “Başbakan ‘El-Sen Sabotaj yapıyor’ demişti ama biz de o sabotajı kendisinin ve kendisinin atadığı müdürler olduğunu söylemiştik” diyerek, bugün yine aynı noktada olduklarını söyledi. Bu konudaki soruşturmanın halen bir sonuca varılamadığını aktaran Tuğcu, yaşananları anlattı.

Tuğcu,“Başbakan Kalecik III sözleşmesinin imzalandığı noktada 1 yıl içerisinde AKSA’nın fizibilete raporunu açıklayacağını söylemişti. Bugün yaklaşık 2 yıl geçmesine rağmen bu rapor halen açıklanmadı. Başbakan, geçen yıl Ağustos ayında 80 milyon dolarlık yatırım yapacağını söylemişti ancak şu ana kadar öyle bir yatırım hayata geçmedi. Başbakan yine acil olarak 4 makinenin alınacağını söylemişti. Bugün oldu, halen ihalesi bile hazırlanmadı” ifadelerine yer verdi. “Kablo hayalinden vazgeçilmesi lazım...” diye konuşan Tuğcu şöyle devam etti: “Hep söylediğimiz noktaya geri geliyoruz. Olmayacak... Hem ülkemizdeki, hem de Türkiye’deki ekonomik durum ortadadır. Böyle bir projeyi iki devlet anlaşır ve iki devlet yapar. Güneyde de ‘Great Sea Instructor’ projesi de artık iptal olmuş durumdadır. Artık İsrail’de istemmiyor. Çünkü o projenijn maliyeti 2 milyar Euro’yu geçmiş durumdadır ve bunu karşılayacabilecek bir devlet yoktur. 600 milyon dolar olan bir kablonun maliyetini KKTC hükümeti üstlenebilecek mi? Hayır... Bırakın, böyle bir parayı verebilmeyi, Hükümet, 80 milyon Euro verip 4 makine alabilecek durumda değildir”

 

“Kısa, orta ve uzun vadeli bir devlet politikası şart...”

YENİDÜZEN’e yaptığı değerlendirmede, “Bu ülkede bir an önce yapılması geereken tek şey; kısa, orta ve uzun vadede bir devlet politikası belirlenmelidir” diyen El-Sen Başkanı, kısa vadede hızlı bir şekilde 1,2 ve 3’üncü yıl için planlama yapılmasının şart olduğunu belirtti. Bunun ardından orta vadede yatırımlarının başlamasının gerektiğini anlatan Tuğcu, “Şebeke güçlendirilmeli” dedi. Evlerde ve işyerlerinde kurulan güneş panellerinin de şebekeye zarar verdiğini anlatan Ahmet Tuğcu, “Durmadan bir izin veriliyor” şeklinde konuştu. Yenibelir Enerji Tüzüğü’nün bir an önce güncellenip AB, Türkiye ve Kıbrıs’ın güneyinde uygulanan modele geçilmesi gerektiğini de kaydeden Ahmet Tuğcu, “Mallaesef Ekonomi ve Enerji Bakanlığı bünyesinde olan bu kurul 3 senedir toplantı yapamıyor. İşin özeti bizi çok kötü günler bekliyor” şeklinde görüş bildirdi.  

 

“Ülkemizde enerji politikasını yöneten AKP’ye yakın sermaye kesimidir”

Enerji konusunda birçok sorunun olduğunu bir kez daha hatırlatan El-Sen Başkanı Ahmet Tuğcu, gereken çalışmaları yapabilecek bir vizyonun UBP-YDP-DP Hükümeti’nde olmadığının altını çizdi.

“AKP’ye yakın sermaye kesimi şu anda Kıbrıs’ın kuzeyindeki enerji politikasını yöneten kesimdir” diyen Ahmet Tuğcu, AKSA, EUAŞ ve İçkale şirketlerinin Türkiye’deki AKP iktidarına yakın şirketler olduğunu söyledi. “Bugün üretimin yüzde 49’unu karşılayan AKSA bu ranttan vazgeçmez. EUAŞ kullanmadığı makineleri geri almaz. İhalesiz bir şekilde santrallerimizin bakımını yapmaktan vagzçemez. İçkale bu ülkede yakıt ihalesi iptal olduktan sonra, yakıtı bu ülkeye TPİC üzerinden getiren şirkettir, bundan vazgeçmez” diyen Ahmet Tuğcu, “Ben iddia ediyorum; gelen yakıt korsan yakıttır. Çünkü Üstel hükümeti bu yakıtın hangi rafinelerden geldiğini ve analiz rapolarlarını halen açıklamadı. Bunlar olduğu sürece bir şey değişmeyecek. Çünkü bu hükümeti burada tutan bu güçtür. Bu güç, gitmediği sürece bir vizyon, bir enerji politikası olamaz” şeklinde konuştu.

 

“CTP ve TDP ile verimli toplantılar yapıyoruz”

El-Sen olarak Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) ve Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) ile oluşturulan komiteler vasıtasıyla sürekli olarak toplantılar gerçekleştirdiklerini de söyleyen Tuğcu, “ ‘Kıb-Tek Halkın malıdır’ diyoruz ve bu konuda üretim-iletim-dağıtımda oluşan sorunları konuşuyoruz” dedi.  

Kendilerinin bir sendika, CTP ve TDP’nin de bir siyasi parti olduğuna vurgu yapan Ahmet Tuğcu, hem sorunların ne olduğu konusunda, hem de çözüm modelleri konusunda bir çok konuda aynı fikirde olduklarının altını çizerek, “Bu bizim için mutluluk vericidir. Bu ülkede bir iktidar değişikliği olduğu zaman bu siyasi partiler, tüm bunları seçim programlarına yazacaklarını söylüyorlarsa, bu çok iyi bir şeydir ve içimizde bir umut vardır. Ben, hem CTP, hem de TDP’ye bu konuda El-Sen Başkanı olarak teşekkür ediyorum” ifadelerine yer verdi.

Röportaj Haberleri