Mert ÖZDAĞ
Kıbrıslı Türklerin demografik düzeni, yıllar içerisinde değişiklik gösterdi.
Bu değişiklik, insanlarda ciddi anlamda "siyasi iradeye müdahale" algısı yarattı ve yaratmaya da devam ediyor.
Elbette bu konu 1974 itibarıyla başlayan ve bugünlere kadar gelen yanlış vatandaşlık politikasının bir ürünü…
Özellikle sağ partilerin iktidarda olduğu dönemlerde hesapsız kitapsız gayrı ciddi şekilde dağıtılan KKTC vatandaşlığı sonuç olarak seçmen yapısını ve sayısını da değiştirdi.
Bu rahatsızlığın haklı tarafları vardır.
Ancak olayın bir de diğer yüzü var.
Yıllarını burada geçiren insanların durumunun ne olacağı…
Ne yazık ki sağ kökenli siyasi iktidarlar konuya hassasiyetle yaklaşmak yerine süreci tamamen "oy" odaklı okuduğu için durumun kötü sonuçları ile birlikte yaşıyoruz.
Hem vatandaşlık konusunda yüksek hassasiyet gösterip de demografik düzenin ve siyasi iradenin sulandırılmaması gerektiğini düşünen insanlar haklıdır ama aynı zamanda uzun süredir bu ülkede yaşayan ve vatandaşlık alamayan çoluğu çocuğu olan okullara giden aileler vardır ve vatandaşlık alamamışlardır.
Onlar da haklı pek tabii…
Dolayısıyla aslına bakarsınız vatandaşlık konusunda köklü bir sisteme ihtiyacımız var.
Bu sistem şunları gözetmeli; birincisi Kıbrıslı Türklerin iradesini gözetmesi gerekiyor.
Kıbrıslı Türklerin demografik yapısını, bugünden yarına gelişmesini de öngörmesi gerekiyor.
Çünkü gelişme aynı zamanda ekonomik büyüme ülkedeki insan sayısının artışıyla ilgili bir konudur.
Biz bunu görmezden gelemeyiz.
Ama aynı zamanda ülkede uzun süredir yaşayan insanların da daha rahat, daha mutlu olabileceği herhangi bir ayrımcılığa maruz kalmayacağı, dışlanmayacağı, ötekileştirilemeyeceği kendini ikinci sınıf hissetmeyeceği bir düzenlemenin gelmesi gerekiyor.
İşte Yurttaşlık Yasası'nın değişimi bu noktada kendini bir acil ihtiyaç olarak öne çıkarıyor.
Ne yazık ki son 3 yılda geçirilemeyen bu yasanın önemi şimdi yüzümüze vuruyor.
TÜRKİYE NE İSTİYOR?
2013'ten bugüne CTP'nin büyük ortak olduğu 2 hükümet deneyimi daha yaşadık.
CTP bu konuda daha önce olduğu gibi hassas davrandı.
Beyaz Kimlik konusunu yasalaştırdı, hayata geçirdi.
Ancak bu yasal değişikliğe ve yeni hak yaratılmasına rağmen vatandaşlığa olan talep ve baskı hiç dinmedi.
Bu baskı kendini kimi zaman Türkiyeli bir bürokratın ağzından çıkan cümlelerde gösterdi, kimi zaman UBP'li bir bakanın söylemlerinde…
TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Meclis Başkanı Sibel Siber'in ziyaretinde sarf ettiği sözlerle yeniden tartışmaya açılan yurttaşlık konusunda manzara nedir diye araştırdım.
Türkiyeli yetkililerin KKTC'li her görevli ile görüşmelerinde "Neden vatandaş yapmıyorsunuz?" diye çıkışmasının altında yatan nedir?
Neden daha fazla vatandaş yapılması isteniyor?
Ve neden bu insanların 'Beyaz Kimlik'e yönelmesi teşvik edilmiyor?
CTP'nin İçişleri Bakanlığı gibi önemli bir bakanlığı elinde tuttuğu 3 senede toplam 3916 kişi vatandaş olmuş.
Pek tabii bu rakamın içinde doğal yollarla (vatandaş olan kişinin ailesi olmak ya da evlilik yoluyla kazanılan vatandaşlıklar) da dahil…
SİYASİ İRADENİN YURTTAŞLIK KARNESİ
Esas dikkat çeken siyasi irade tarafından, siyasi erk tarafından yapılan vatandaşlıkların sayısı.
Son 3 yılda (2013 buna dahil ) Bakanlık onayı ile 796 kişi vatandaş yapılmış.
Bunların en dikkat çekeni 2013 yılındaki sayı…
Dikkatinizi çekerim 2013'ün sonbaharına kadar görevde tek başına UBP vardı.
Ve UBP söz konusu yılda 350 kişiyi 'Bakanlık onayı' ile vatandaş yapmış.
Sonraki yıllarda bu rakamın 2014'te 74'e, 2015'te 281'e gerilediğini görüyoruz.
Burada şunu söylemem gerekiyor; 'Bakanlık onaylı' vatandaşlık almanın çalışma izninden dolayı hak kazanmadan kaynaklanıyor.
Yani 12 mühür ve 12. yıl dolması kaydıyla ancak veriliyor.
Yani keyfi değil, bir hak…
Yine 2016 yılının Şubat sonuna kadar 91 kişinin de bakanlık onayı ile vatandaş yapıldığını tablolardan görmek mümkün.
CTP’nin iktidar olduğu 2013-2016 arasında Bakanlar Kurulu kararıla vatandaş yapılanların sayısı oldukça az.
2013’te 44(ki yarısında UBP tek başınaydı) 2014’te 19, 2015’te 23 ve 2016’da 3 kişi bu yolla vatandaş yapılmış. Yani, 2013-2016 arasında Bakanlar Kurulu kararı ile toplam 90 kişi yurttaşlığa alınmış.
Ve dikkatinizi çekerim 2013’ün büyük kısmında UBP olduğuna göre CTP iktidarında yapılan yurttaş sayısının 46 civarında seyrettiğini söylemek güç değil.
Esas dikkat çekmek istediğim nokta 2013 ve ondan öncesi…
Yani UBP'nin tek başına iktidar olduğu yıllar…
Mesela 2012'de 425 kişi bakanlık onayı ile vatandaş olmuş.
Bakanlık onayı ile verilen yurttaşlıklarda durum böyle iken çok tartışılan Bakanlar Kurulu kararı ile verilen yurttaşlıklarda durum nedir diye tabloya baktığımızda yine UBP iktidarlarında sayının çoğaldığını, CTP iktidarlarında sayının iki haneli rakamlara gerilediğini görüyoruz.
Örneğin 2012 yılında, UBP döneminde Bakanlar Kurulu kararıyla vatandaş yapılanların sayısının iki haneli rakamlardan 113'e çıktığını görüyoruz.
İşin aslı, en dikkat çekici rakamlar ise evlilik yoluyla kazanılan vatandaşlıklar!
2004'ten günümüze kadar KKTC vatandaşı bir erkek eşten dolayı vatandaşlık kazanan kadın sayısı 6378 iken, aynı yıllarda KKTC vatandaşı bir kadın la evlenerek vatandaşlık elde eden erkek sayısı 3825…
Yani 2004’ten günümüze toplam 10 bin 203 kişi evlilik nedeniyle vatandaşlık kazanmış.
Evliliklerle bu kadar aşırı vatandaşlık kazanılmasını dikkat çekici buluyorum.
Pek tabii vatandaş olanla kalmıyor konu…
Bir de vatandaş olanın ailesinin de vatandaşlık kazanmasıyla rakam daha da yukarılara çıkıyor.
Mesela 2004'ten günümüze Bakanlık onayı ile verilen vatandaşlığa "eş ve çocuk" olmanın getirisi olarak paralel vatandaşlık kazananların sayısı 4480…
Gördüğünüz gibi 'verilen' vatandaşlılardan daha fazla dolaylı yoldan 'alınan' ya da 'kazanılan' vatandaşlıklar var.
Genel manzara bu…
CTP SAYIYI AZ TUTTU AMA…
CTP iktidarı döneminde çalışma izni sayısına göre önceliğe alınan vatandaşlıklarda en az ardışık 12 çalışma izni olana vatandaşlığa başvurma hakkı tanınıyor.
Şu anda ülkede ardışık çalışma izinli olanların sayısı (31.10 2015 tarihi itibarıyla) 20 bin 762…
Peki 12 ardışık çalışma izni bulunan ve vatandaşlık alması beklenen kişi sayısı kaç?
221…
Zaten bir süre önce YENİDÜZEN’e konuşan İçişleri Bakanı Asım Akansoy da "ayda ortalama 200 vatandaşlık" verildiğini doğruluyordu…
Bu rakam bakanın açıklamaları ile örtüşüyor…
Peki özellikle Türkiyeli makamların dile getirdiği "daha fazla vatandaş yapın" baskısının altında yatan nedir?
Nereye dayanarak böylesi bir talepte bulunuyorlar?
Şöyle ki; resmen söylenmese de Türkiye en az 6 ardışık çalışma izni olana vatandaşlık verilmesini talep ediyor.
Ülkemizde Türkiye'nin talep ettiği 6 çalışma izni olan kişi sayısı ise 8627…
8627 kişiye vatandaşlık verilmesiyle bu kişilerin eş ve çocuklarıyla bu rakamın 34 bin 500 kişi olacağına dikkatinizi çekerim.
‘YENİ YASA’ YASALAŞSAYDI…
İşte bu talebe karşı daha az sayıda vatandaşlık verilmesini öngören CTP iktidarları döneminde konuya alternatif çözümlere gidildi.
Beyaz Kimlik bunlardan biriydi…
Ve yeni Yurttaşlık Yasası…
Ne yazık ki yasa genel kurula gelemeden hükümet sona erdi.
Eğer yasa mevcut haliyle yasalaşsaydı;
• -Bakanlar Kurulu kararı ve bakanlık onayı ile gelişigüzel vatandaşlık dağıtımı engellenecekti.
• -Evlilikten kaynaklanan yurttaşlık için ‘EN AZ 3 YIL birlikte yaşama’ koşulu getirilecekti.
• -KKTC’de doğup ‘BURADA YAŞAYANLARA’ yurttaşlık verilecek mağduriyet ortadan kalkacaktı.
• -Beyaz Kimlikli’ye 9 YIL’dan sonra yurttaşlığa başvurma hakkı tanınacaktı.
• -Daimi İkamet İzni veya Hicret İzni alanların yurttaşlığa alınmasına düzenleme getirilecekti.
• -YATIRIMCIYA belirli kriterler ve ‘Bakanlar Kurulu kararı ile’ yurttaşlık verilmesine olanak sağlanacaktı.
• -Bilim, teknik, siyaset ve kültür alanlarında olağanüstü hizmeti geçmiş kişilere Bakanlar Kurulu değil ‘Cumhuriyet Meclisi Kararı’ ile YURTTAŞLIK verilmesi kuralı gelecekti.
Ama olmadı…
SONUÇ: 35 BİN YENİ YURTTAŞ TEHLİKESİ
Yeni yasanın hayata geçmesine kadar az sayıda, yani 12 ardışık çalışma izni olana vatandaşlık vererek yürütülen bir yurttaşlık politikası izleyen CTP iktidarları döneminden sonra başlayan UBP-DP iktidarında bu rakamların ne olacağı belirsizliğini koruyor.
Zira UBP de "daha fazla vatandaş" siyasetini benimserken DP'nin de böylesi bir politikaya destek vermesiyle 35 bini aşan yeni vatandaşlık yaratılmasından endişe ediyorum.
Süreci hep birlikte izleyeceğiz.
Ancak 35 bin rakamının Türkiyeli yetkililerin "daha fazla vatandaş" siyaseti ile bire bir örtüştüğünü söylemek güç değil.
Umarım böylesi bir siyaset ileriye taşınmaz ve umarım "daha fazla vatandaş" politikası ile devam eden müzakere sürecine zarar verilmez…
CTP'nin ara ara yönettiği dönemlerde gösterilen hassasiyet umarım devam ettirilir.
Olacakları hep birlikte izleyeceğiz.