“Projeler ve çalışmalar var, kaynak yok” "158 Milyon TL istedim, 22 Milyon TL verildi"

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Tolga Atakan, yaşananların ardından ilk kez konuştu

“2019 için bize (Ulaştırma Bakanlığı’na) ayrılan rakam 11 Milyon TL idi. 12 Milyon sadece Ciklos’a harcadık. Bu 11 Milyon yanında yarattığımız ayrı kaynaklar oldu. Maliye en son 22 Milyon TL’lik kaynak ayırdı”

“Üç yıllık bir projelendirme yaptık. Birinci yıl en acil ve elzem olan noktalar için 150 Milyon TL kaynağa ihtiyacımız var”

“2020 yılı için bize ayrılan kaynak 22 Milyon TL, talebimiz 158 Milyon’du…”

 “Sendikacılar hemen bize kızabiliyor ama yüzde 1 Hayat Pahalılığı’nın karşılığı 120 Milyon TL’dir. Biz yüzde 2 HP için kavga ediyoruz”

“Bir yıl açılış yapmayalım, festival yapmayalım, yurt dışına gitmeyelim, partilere para vermeyelim, 13. Maaş almayalım”

“Vatandaş ‘ben seyrüsefer ödüyorum, başka bir şey verecek değilim’ diyor, ama bu paralar Ulaştırma Bakanlığı’na gelmiyor ki, bu para genel bütçeye, Maliye’ye gidiyor. Kimse bize ‘al bu para seyrüseferlerin vergisidir kullan’ demiyor”

“Bugün itibariyle Karayolları Dairesi bünyesindeki bin 6250 kilometre yol ağının yüzde 79’unun üst yapı ömrü ya bitmek üzeredir ya da bitmiştir”

 

Fehime ALASYA

Turunçlu-Ulukışla kavşağı yakınlarındaki virajda suçsuz yere yaşamını yitiren 41 yaşındaki Esra Korcan’ın ölümünden sonra çeşitli altyapı eksikliği ve yolların durumuyla ilgili eleştirilen Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Tolga Atakan yaşananların ardından ilk kez konuştu, “Yollar için kaynak yok” dedi.  

Korkunç ölümün ardından kaynak bulunarak yola bariyer çekilmesini yorumlayan Atakan, yaşanan acı tecrübenin ardından “Ne pahasına olursa olsun Lefkoşa-Mağusa ve Lefkoşa-Girne yolunun orta refüjleri bariyerlenecek. Birinin ölmesi mi bekleniyordu şeklinde eleştiriler aldık, hayır tabi ki… Birinin ölmesini beklenilmiyordu ama bazen bir noktadan çıkan hassasiyetin diğer noktalar tarafından da paylaşılmasına vesile oluyor.” dedi.

Sınırlı sayıda gazeteciyi kabul ederek merak edilen soruları yanıtlayan Atakan, eleştirilere de yanıt verdi.

Bakanlığın bütçesiyle ilgili de yorumlarda bulunan Atakan, ‘öncelik sıralamasının’ önemine değindi.

“Bu ülkede bir kaynak var ama biz bu kaynağı doğru yerlere mi kullanıyoruz diye sormamız gerek” diyen Atakan, ülkedeki kaynağın öncelik sırasına göre planlanamadığının altını çizdi.

Seyrüsefer vergileri gibi bazı kalemlerin Ulaştırma Bakanlığı’na aktarılmadığının altını çizen Atakan, bu yönde girişimde bulunduğunu anlattı.

Bununla ilgili yapılan çalışmalar neticesinde geçmişte ortadan kaldırılan Trafik Güvenliği Fonu’nun yeniden aktif hale getirileceğini anlatan Atakan, sabit radarlardan gelen vergilerin, özel plakalar ve benzeri gelirlerin, Trafik Dairesi’nde verilen işletme izni gelirlerinin bu fona aktarılması için yasa çalışması başlattıklarını kaydetti. “En azından basit işlemleri yapabilmek için para peşinde koşmayacak duruma gelelim” diyen Atakan, bu çalışmayı Pazartesi Bakanlar Kurulu gündemine, akabinde Meclis’e götüreceğini belirtti. 

Bazı alanlarda tasarruf yapılarak kaynakların arttırılabilineceğine de değinen Atakan, şöyle devam etti:

“Bu değerlendirme aslında çok net ortadadır. Şunu tam anlamamız gerekiyor, uzunca süredir bunu dile getiriyorum. Ortada kazanlar dolusu bir para yok ki, bize bir kepçe verildi diye şikayet edelim. Öncelik sıralaması yapmak zorundayız. İhtiyaç sıralaması yapmamız gerek. Bugün itibariyle Karayolları Dairesi bünyesindeki bin 6250 kilometre yol ağının yüzde 79’unun üst yapı ömrü ya bitmek üzeredir ya da bitmiştir. Demek ki bu yüzde 79’luk payı önce güncel hale getirmeli, güvenli hale getirmemiz gerek. Bununla ilgili de kaynak ihtiyacımız var. Bu çalışmamız da nettir.

Üç yıllık bir projelendirme yaptık. Birinci yıl en acil ve elzem olan noktalar için 150 Milyon TL kaynağa ihtiyacımız var. Bu para bizim ülkemizde var fakat biz bu parayı bir öncelik sıralamasına göre planlayamıyoruz. Benim yapmaya çalıştığım çağrı budur. Bir sıralama yapılmaya çalışılıyor da biri bizi engelliyor gibi bir durum yok.

Sendikacılar hemen bize kızabiliyor ama yüzde 1 Hayat Pahalılığı’nın karşılığı 120 Milyon TL’dir. Biz yüzde 2 HP için kavga ediyoruz. Son konuşmamada da dile getirmiştim; bir yıl açılış yapmayalım, festival yapmayalım, yurt dışına gitmeyelim, partilere para vermeyelim, 13. Maaş almayalım. Bir yıl bunları yapsak topladığımız parayı bir havuza koyalım acil ilkokul, hastane yollarımızı yapalım. Bunun için toplumsal bir adım gerek. Vatandaş ‘ben seyrüsefer ödüyorum, başka bir şey verecek değilim’ diyor, ama bu paralar Ulaştırma Bakanlığı’na gelmiyor ki, bu para genel bütçeye, Maliye’ye gidiyor. Kimse bize ‘al bu para seyrüseferlerin vergisidir kullan’ demiyor.

“Bize ayrılan 22 Milyon TL, talebimiz 158 Milyon’du”

2020 yılı için Maliye Bakanlığı’ndan yol bakım ve onarımları için Ulaştırma Bakanlığ’na ayrılan bütçenin çok düşük olduğunu anlatan Atakan, 2019 bütçesiyle ilgili de bilgiler aktardı:

“Başbakanlık ve Maliye Bakanlığı tarafından trafiğe gerekli önem gösteriliyor mu yoksa kendinizi Ulaştırma Bakanlığı olarak yalnız mı hissediyorsunuz?” sorusu üzerine ise Atakan, “Açıkçası yalnız hissettiğim dönemler de oluyor, gerçekten bu konudaki hassasiyeti anladığımız da oluyor. Çok acı bir kaza geçirdik. Çok acı bir vefat yaşadık öncesinde de yaşamıştık. Bununla ilgili Salı günü Bakanlar Kurulu Toplantısında gerekliliği daha üst perdeden ortaya koyduğumuzda bunun geri dönüşü oldu. Ama bu dönüş için bu olay mı beklenmeliydi tartışılır. Gerçekten kötü bir 2018 ve 2019 yılı geçirdik.

Kaynağın yaratılması noktasında değil. Yıkıcı döviz krizi sonrası olumsuz etkilerini gördük, TC’den geç gelen kaynaklar, bütçede reel sektöre destek gelmesi gereken kaynaklar noktasında gelmedi. Ulaştırmaya gelmesi gereken rakamlar gelmedi. Bunlarla ilgili önümüzü göremiyoruz. İcraları fazla olan, ciddi anlamda projelerini TC kaynakları ile finanse eden bir bakanlığız. Bütçemizde küçülme oldu, bunun görülmesi 2020 için planlanan TC katkının daha netleşmemesinden kaynaklanıyor. 2020 bütçesinde bize TC katkıları çerçevesinde ne kadar kaynak verileceğini bilmiyoruz. Bizim talebimiz 269 Milyon TL’dir. Bakanlık olarak ortaya koyduğumuz projelerle bu talepte bulunduk. Bunun ne kadarı karşılanacak, tamamı mı karşılanacak şu an itibariyle bilmiyoruz.

Yerel bütçede ise yol bakım ve onarıma ayrılan para 22 Milyon TL, bizim ise talebimiz 158 Milyon’du. 2019 için ise bize ayrılan rakam 11 Milyon TL idi. 12 Milyon sadece Ciklos’a harcadık. Bu 11 Milyon yanında yarattığımız ayrı kaynaklar oldu. Maliye en son 22 Milyon TL’lik kaynak ayırdı, bu kaynakla son çeyrekteki bakım onarımları yaptık.”

“Bütçenin üzerine çıkılacak”

Yerel kaynaklardan 2020 yılında Ulaştırma’ya ayrılan 22 Milyon TL’lik bütçenin üzerine çıkılacağını anlatan Atakan, bunu Maliye Bakanlığı ile de istişare ettiğini dile getirdi.

Atakan, bazı fonların önceliklere göre belirli süreliğine ve belli amaçlar çerçevesinde kullanılacağı kararını aldıklarını anlattı.  Bazı kalemlerde öncelik kararı aldıkları anlatan Atakan, buna göre adım atılacağını belirtti.

“Ne pahasına olursa olsun Lefkoşa-Mağusa ve Lefkoşa-Girne yolunun orta refüjleri bariyerlenecek”

Kaynak yaratılması veya Ulaştırma’ya sağlanan kaynak akışının yanında Karayolları Dairesi’nin içinde bulunduğu duruma da değinen Atakan, “Personel, altyapı, altyapı tesisi anlamında sıkıntılar yaşıyoruz. Basit bakım onarımları dahi yapamıyoruz. 2020 yılında buna yönelik TC’den yatırım amaçlı kaynak girişiminde bulunduk. Kaynağı aldığımız anda ne yapabileceğimizle ilgili her türlü plan proje hazırdır. Salı gecesi kaynak yaratıldı, eşleştirilmemize rağmen oraya bir miktar bariyer çakabildik. Bir miktar daha sipariş verdik, tekrardan devam edilecek. Ne pahasına olursa olsun Lefkoşa-Mağusa ve Lefkoşa-Girne yolunun orta refüjleri bariyerlenecek. Acı tecrübe yaşadık. Birinin ölmesi mi bekleniyordu şeklinde eleştiriler aldık, hayır tabi ki… Birinin ölmesini beklenilmiyordu ama bazen bir noktadan çıkan hassasiyetin diğer noktalar tarafından da paylaşılmasına vesile oluyor. Bu kaynağın 2020 yılı içinde ödemesi yapılacak. Bu kaynak, 2020’de projelendirilmiş bazı projelerin iptali ile oradan elde edilecek olan kaynağın buraya aktarılmasıyla yaratıldı.” şeklinde konuştu.

 


“Artık bugünden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak”

Hükümetin trafikle ilgili ‘seferberlik ilan etmesini’ değerlendiren Atakan, seferberlik namına toplumda değişen bir şey olmadığını dile getirerek bu durumu örneklerle açıkladı.

Buna karşın seferberlik ilanının ardından yolların bakım ve tamiri konusuyla ilgili çok şeyin değiştiğini savundu. Atakan, “Keşke bu acı olayı yaşamasaydık ama inanıyorum ki artık bugünden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.” dedi.

Ersin Tatar’ın 8 Temmuz’da yaptığı trafikte seferberlik ilan edildiği açıklamalarının ardından yaşanan süreci değerlendiren Atakan şunları da dile getirdi:

“Algı çok önemli bir konu. Biz ‘yollarımızın durumu felaket’ algısı yarattık. Tüm kazaların nedeni yollar… Son kazada da kazaya sebebiyet veren kişinin avukatı da ‘kazaya yol neden oldu’ savunması yapmış. Ama kimse oradaki hız limitine uyulmadığını konuşmadı. Kimse alkollü kişilerin çok rahat sokakta araba kullandığını, kimse araç kullanırken video ve fotoğraf çekenleri, mesaj yazanları, sohbet edenleri konuşmuyor. Yarattığımız algı ‘yollar suçlu’

Evet yollarımızda eksiklikler var fakat biz bu eksikliklere göre araç kullanmıyoruz. Tartışmamız gereken en önemli etkenlerden birisi de bu.

Kara yollarının aydınlatılmasıyla ilgili ise; dünyanın hiçbir yerinde önemli kavşaklar ve şehir girişleri hariç karayolları aydınlatılmaz. Biz zamanında aydınlatmışız ama bakım ve idamemiz tamam mı diye düşünmemişiz bile… Bunlara Karayolları Dairesi bakar, 1 tane asansörlü aracı olan ve üzerine çıkarmaya elektrik teknisyeni olmayan dairemiz bakıyor. 22 ay mücadele ettik, tüm bu aydınlatmayı altyapısı, ekibi, deposu olan KIB-TEK devralacak.

Diğer taraftan özellikle yolların mevcut konumu için gerekli olan rakamlar biliniyor. Seferberlik ilan edip hadi üretelim dediğinizde zaten her şey üretilmiştir, hazırdır, kaynak taleplerimiz de alakalı tüm mercilere iletilmiştir. Yani seferberlik sadece yolun güvenlik seviyesini üst seviyeye çıkarmak değil. İnsanlarımızın da seferberlik ilan etmesi gerek. Yavaş, dikkatli, yolumuzda süreriz, cep telefonu kullanmayız, önümüze bakarız,  bu da bir seferberliktir. Polis daha çok sahaya insin, denetim yapsın. Bu da işin diğer boyutu.

Seferberlik noktasında toplumda değişen bir şey olduğuna inanmıyorum. Hala kurallara uymayan birçok vatandaş var.

Yolların bakım ve tamiri konusuyla ilgili Temmuz sonrası yapılan seferberlik açıklaması sonrası ise çok şey değişti. Maliye tarafından 25 Milyon TL’ye varan bir kaynak aktarımı oldu. Çok sorunlu seyir noktalarına müdahale edebildik. Yeterli değil ama yeterli olabilmesi için de öncelik sıralaması gerekiyor.

Kimse beni yanlış anlamasın ama örneğin bir köy takımına saha yapımından önce bunları giderelim, ona göre saha yapalım. Bu konudaki hassasiyet gelişmeli. Keşke bu acı olayı yaşamasaydık ama inanıyorum ki artık bugünden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.”

“Bu adımı atmayacaksak hiçbirimiz bu koltuklarda oturmayalım, dedim”

İstifasını sunduğu yönündeki iddiaları da yanıtlayan Atakan, net cevap vermekten kaçındı. Atakan, konuyla ilgili “Bakanlar Kurulu’nda, bu konuda bir adım atmamız gerek, bu adımı atmayacaksak hiçbirimiz bu koltuklarda oturmayalım, bu bizim hassasiyetimizdir. İkinci hükümet dönemimdir ve yine aynı sıkıntıları da yaşıyorum. Bu yollar sadece bizim bakanlığımız değil, hepimizin, sağlık da öyle. Bunlar hepimizin sorunu. Ortak bir kaptan bir şeyler dağıtacaksak, toplumsal manada en fazla hassasiyetin oluğu yere öncelik vermemiz gerek diye düşünüyorum. Bunları o toplantıda dile getirdim. Sanırım bunlar biraz abartıldı .” dedi.

İlk hedef Lefkoşa-Mağusa ve Lefkoşa-Girne anayollarının orta refüjüne bariyer

Turunçlu-Ulukışla mevkiindeki çalışmaların ardından ilk hedefin Yonca Kavşak’tan Mağusa girişine dek tüm Mağusa yolunun orta refüjünü çift taraflı koruyacak şekilde oto korkulukların çakılması olduğunu anlatan Atakan, Gönyeli Çemberi’nden Girne-Lefkoşa yolunda olan mesafedeki orta refüjün de aynı şekilde bariyer döşeneceğini kaydetti.

Atakan, bu çalışma için Ocak ayının ilk haftası için ihaleye çıkılacağını anlattı.

“Yarım kalan projeler sürekli gündemde, net bir tarih yok ama yapılacak”

Lefkoşa çevre yolu gibi yarım kalan bazı yolların durumuna da değinen Atakan, TC ile bu konuları sürekli görüştüklerini, ‘çalışıyoruz’ yanıtını aldıklarını belirterek,  “Bu noktaların zaten çok bir işi de kalmadı, kısa sürede hayata geçebilirler ve merkez trafiğinde ciddi bir rahatlık sağlayacaklardır. Hak ediş ödeneği sonrası bu projeler hayata geçebilir. Net bir tarih yok ama yapılacağı söyleniyor.” dedi.

 


“Kamu hiç de olması gereken bir noktada değil”

Ciklos yolunun yenilenmesiyle ilgili kamuoyunu oldukça sık meşgul eden ve gündeme gelen ‘proje ve mühendis’ konularının da sorulduğu Atakan, “Buranın hiç projesi, mühendisi olmadığı söylendi. TC-KKTC master planı çerçevesi var. Bu çerçevede de proje ve çalışmaların işleyişi bellidir. Bu proje de mühendisi de KKTC’deki TC Karayolları koordinasyon ofisinde mevcuttur. 2020 yılında master plan bitiyor, yeni yapılacak master planı içine önceki dönemde gördüğümüz yanlışlıkları süzerek ekledik. Bugüne dek KKTC Karayolları Dairesi işin çok teknik kısmında değildi, partner konumundaydı, bu değişecek.” dedi.

Günümüz şartlarında Karayolları Dairesi’nin tüm bu çalışmaları yapabilecek kabiliyeti olmadığını dile getiren Atakan, dairenin iyileştirilmesi için çeşitli girişimleri olduğunu açıkladı. Atakan, daireye 4, 5 mühendis alınacağını belirtti.

Dairenin durumunun vahamiyeti ise Atakan’ın konuşmasındaki satır aralarından bir kez daha ortaya çıktı.

Atakan, “Kadro sayısı 440, mevcudu 76 olan bir daireden söz ediyoruz. Bu 76’nın bir kısmı ise ofis çalışanıdır. Bu açıdan kamu hiç de olması gereken bir noktada değil. Zaten vatandaşa hizmet götürme noktasında yaşanan aksaklıkların aslında ana noktası da bu eksikliktir.” dedi.

“Göreve gelirken kamunun bu derece olduğunu bilmiyorduk”

Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’ın “Biz muhalefetteyken eleştirinin dozunu biraz fazla kaçırmışız” yorumunun sorulduğu Atakan, “Benim de geçmişte hükümete atıfta bulunduğum gönderim gündeme taşındı. Orada tek bir olay üzerinden değil, olayın dönemindeki genel duruma bakmak gerek. Eleştirdiğimiz işlemlerin hiçbirini görev süresince yapmadık. İnanın göreve gelirken kamunun bu derece olduğunu bilmiyorduk. Bu çok net bir öz eleştiridir. Bu derece hantal, personel ve insan kaynağı anlamında eksik olduğunu bilmiyorduk. Bu bizim için öğretici bir dönem oldu.” ifadelerini kullandı.

“İnanırsak, istersek, yapabiliriz ama…”

Kaynak yaratılması konusunda Kıbrıs Türk Halkının kendi ayakları üzerinde durabileceğine değinen Atakan, “Bunu yapabilecek gücümüz var fakat siyasete, siyasetçiye olan güvensizlik, siyasi istikrarsızlık ve geçmiş dönemdeki sıkıntılar ortaya çıktığında vatandaş geri duruyor.” dedi.

Son üç yılda hükümet bozulması, seçim, ekonomik kriz gibi nedenlerle kaybedilmiş üç yıl yaşandığını kaydeden Atakan, Cumhurbaşkanlığı seçimlerini işaret ederek, çalışmaların bir süreliğine yine aksayacağını dile getirdi.

 

 

 

 

 

 

 

 

İlgili Haberler

Özel Haber Haberleri