Polis yine şiddet olayıyla gündemde

‘İşkence’, ‘darp’, ‘şüpheli ölümler’ ve ‘rüşvet’ iddialarıyla kamuoyunda tartışılan Polis Genel Müdürlüğü, Ercan’da şiddet olayıyla gündemde…

‘İşkence’, ‘darp’, ‘şüpheli ölümler’ ve ‘rüşvet’ iddialarıyla kamuoyunda tartışılan Polis Genel Müdürlüğü, bir kez daha ‘karakolda şiddet’ olaylarıyla gündemde…

Ercan Havaalanı Polis Karakolu’nda 13 Haziran’da yaşanan şiddet görüntüleri dün basına yansıdı, tepki topladı.

Devrim DEMİR

“İşkence”, Meclis araştırma komitesi raporuna girmişti:

Komite: Karakolda işkence var

Hatırlanacağı üzere 26 Aralık 2011’de Cumhuriyet Meclisi “Polis Örgütü Karakollarında Tutuklulara İşkence Yapılıp Yapılmadığı Hakkında Meclis Araştırma Komitesi” çalışmalarını tamamlayarak, bir rapor yayımlamıştı.

Komite,   ülkede sistematik ve organize olmamakla beraber Polis Örgütü karakollarında işkencenin var olduğuna yönelik emareleri ortaya çıkardığına vurgu yapmış, işkencenin önlenebilmesi için yasal düzenlemenin bir an önce yapılması gerektiğini belirtmişti.

Komite, kendisine ulaşan belgeler ile yetkililerin vermiş oldukları bilgilere dayanarak elde ettiği tespitler sonucunda, gerek Polis Örgütü’nün gerekse Savcılık makamlarının işkence konusunda çok titiz davranmaları gerektiği sonucuna varmıştı.

İşkence şikayetinde bulunan bir vatandaşın olayıyla ilgili bulgular üzerinde ise “Hiçbir şekilde mazur gösterilmeyecek şekilde canavarca işlenmiş bir olay ve vahim insan hakkı tecavüzü” değerlendirmesinde bulunulmuştu.

Komite, söz konusu şahsın sorgulanmasında yer alan Girne Polis Müdürlüğü Cürümleri Önleme Şubesi ve Adli Şube amir ve ilgili personelin sorgulanmak üzere ve bu sorgulanma sonuçlanıncaya kadar açığa alınmasını da tavsiye etmişti.

“İşkence olaylarında sadece Savcıyı ya da Başsavcılık makamını sorumlu tutmak yanlış”

Cumhuriyet Meclisi, söz konusu tarihte toplanan komitenin hazırladığı “Polis Örgütü Karakollarında Tutuklulara İşkence Yapılıp Yapılmadığı Hakkında Meclis Araştırma Komitesi”, raporunu oybirliğiyle kabul etmişti.

Yapılan incelemede ülkedeki suç oranlarında yükselen bir artış olduğunu ve bu hususun önlenebilmesi için yasal mevzuatın yeniden düzenlenmesi gerektiğini; yapılan kapsamlı çalışmalarda işkence olaylarında sadece Savcıyı ya da Başsavcılık makamını sorumlu tutmanın yanlış olduğu vurgusu yapılmıştı.

Ayrıca komite,  Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde acilen adli tıp kurumunun oluşturulması gerektiğini bu kurumun olmaması, ilgili makamların somut bilgilere ulaşamayacağını, doktorların bağımsız şekilde rapor yazmasına imkan tanımayacağını ortaya çıkarmıştı.


 

Birçok ‘İŞKENCE’ haberi öne çıkmıştı!

Poliste ‘işkence’ iddialarıyla ilgili birçok haber, basına yansımıştı.

Kasım 2013 tarihinde 'hırsızlık' suçuyla bağlantılı olarak 6 gün poliste tutuklu kalan K.B, kendisiyle aynı suçtan tutuklanan E.K ve S.K kardeşlere poliste işkence yapıldığını iddia etmişti. ‘Söz konusu kişilere işkenceyle ifade imzalatılmak istendiğini’ öne süren K.B’nin iddiası o dönemde meclis gündemine de taşınmıştı. Mağusa’da ikamet eden K.B, Mağusa Polis Müdürlüğü’ne bağlı Adli Şube Amirliği’nde ‘bazı polislerin zanlılara işkence yaparak, zorla ifade imzalatılmaya çalışıldığını” öne sürmüştü.

Lefkoşa Ağır Ceza Mahkeme Heyeti: “Polis, sanık B.Ç’ye baskı uygulayarak ifade temin etti”

Bunun yanı sıra Lefkoşa-Güzelyurt anayolu üzerinde 24 Temmuz 2014’de meydana gelen Kooperatif Merkez Bankası’na ait 3 milyon TL’lik silahlı soygun olayı ile ilgili sanık B.Ç ifadesinin baskı ve şiddet ile alındığını öne sürmüştü.

İddialarla ile ilgili duruşma içinde duruşma yapılmış, Savunma Avukatı duruşma maksatlı Mahkemeye üç tanık dinletmişti. Lefkoşa Ağır Ceza Mahkeme Heyeti de mahkemeye aktarılan bulgular ışığında polisin, sanık B.Ç’ye baskı uygulayarak ifade temin ettiğine karar vermişti.

Mahkeme Heyeti, sanığın 30 Temmuz günü evinden ‘tutukluk emri’ olmadan ve hiçbir açıklama yapılmadan apar topar götürülmesinin kabul edilemez olduğunu vurgulamıştı.

Heyet, sanığın, olayın meydana geldiği Güzelyurt bölgesindeki karakollar yerine, 35 km uzaklıktaki Değirmenlik Karakolu’na götürülmesini ve üst düzey polis yetkililerin de bulunduğu bir ortamda ifade alınmasının tamamen ‘baskı’ unsuru oluşturduğuna kanaat getirmişti.

Ercüment: “Damadım, poliste işkence görüyor”

Öte yandan Mağusa’da Ağustos 2015 tarihinde iki grup arasındaki ‘hesaplaşma’ sonrasında polis tarafından tutuklanan Özcan Hangün’ün kayınpederi Şakir Ercüment, damadının poliste işkence gördüğünü iddia etmişti. Ercüment, damadı Özcan Hangün’ün kaburga kemiklerinin kırık olduğunu, can güvenliğinden endişe duyduğunu savunmuştu. “Damadıma elleri arkada, ayakları bağlı işkence yaptılar. Mahkemeye gidene kadar beton zeminin üzerinde yatırdılar” diye konuşan Ercüment, YENİDÜZEN’e ulaşarak iddialarını paylaşmıştı. 

Asena: “Müvekkillerim dayak yemekte, çırılçıplak soyulmakta”

Ülkenin tanınmış avukatlarından Mustafa Asena, polis teşkilatı içerisinde ‘işkence’ yapıldığını savunarak, şuanda poliste bulunan 6 müvekkiline karşı insanlık suçu işlendiğini iddia etmişti.22 Mart günü müvekkillerine işkence yapıldığını Başsavcının yardımıyla tespit ettiklerini ileri süren Asena, “müvekkillerim dayak yemekte, çırılçıplak soyulmakta, onur kırıcı hallere tabi tutulmakta, ağzına tabanca sokularak tehdit edilmekte, ‘sizin ırzınıza geçeceğiz’ tehdidi almakta” iddiasında bulunmuştu. Geçtiğimiz hafta içerisinde bir basın toplantısı düzenleyen Asena, avukat olarak müvekkilleriyle görüşülmediğini ve Anayasal haklara müdahale edildiğini savunarak, polise tazminat davası açtığını dile getirmişti. Asena ayrıca cinayete kurban giden Yücel Erol’a da sanık olduğu bir davada işkence yapıldığını da iddia etmişti.

Tazminat davası açılmıştı…

Mustafa Aşut isimli kişi, ‘alkollü’ olduğu gerekçesiyle götürüldüğü İskele Polis Müdürlüğü’nde 2 polis tarafından darp edilerek, 2 kolunun kırıldığını iddia etti, 2 polis memuru ile ilgili tazminat davası açmıştı.

Geçtiğimiz Aralık ayında yaşanan olay sonrasında her iki kolu kırık halde 12 saat polis hücresinde tutulduğunu da öne süren Aşut, “Sapasağlam bir adam olarak girdiğim hücreden iki kolum kırık, psikolojim bozuk çıktım. Hakkımı mahkemede arayacağım” dedi.

Olay günü alkollü olduğunu, suçunu kabul ettiğini söyleyen Aşut, polisin yaptığı muamelenin yanlış olduğunu kaydetmişti.

Polis, Aşut’la ilgili açıklama yapmış, yolda zig zag çizerek seyrettiğinin görülmesi üzerine alkol testine tabi tutulduğunu açıklamış, %400 mlg alkollü içki tesiri altında olduğunun tespit edildiği bulgusunu paylaşmıştı.

Bu kez Lapta Karakolu…

Darp iddiaları bu kez Lapta Karakolu’nda gündeme gelmişti.

Temmuz 2018’de Alsancak’ta Cumartesi günü eğlenmek için plaja giden Fevzi Karip, çıkan bir tartışmanın ardından apar topar Lapta Polis Karakolu’na götürülmüştü.

Karip, polislerle sözlü tartışmanın ardından, Lapta Karakolu’nda polisin şiddetine maruz kaldığını iddia etmişti.

 

 

 

 

İlgili Haberler

Özel Haber Haberleri