KTMMOB Mimarlar Odası, Girne 2. Bölge Emirnamesi ile ilgili yaşanan sürece ve ‘kişiye’ göre yapılan emirnamelere tepki gösterdi, “emirnameler değil, derhal adil çağdaş ve evrensel normlara uygun imar planları hazırlanmalı” açıklamasında bulundu.
Oda, tarafından yapılan açıklamada, “düzenlenmeden yapılan her emirname ve plan, çarpık sistemin parçası olarak problemler zincirine eklenen halkadan öteye gidememekte, halkın gerçek yaşamsal sorunlarına cevap veremeden kişi ve siyasi yönetimin ihtiyaçlarını karşılayan geçici ve anti demokratik, eşitlik ve adaletten uzak çözümler olmaktan ileri gidememektedir” denildi.
“Çağdaş fırsat eşitliğini sağlayacak sistemlerden mahrum”
Oda yaptığı açıklamada şunları kaydetti:
“Maalesef basında yayınlanan bir ilan vasıtasıyla “Girne 2. Bölge Emirnamesi” ile ilgili yeni bir emirname değişikliği yapılacağı bilgimize gelmiştir. Bizlerin yıllardır usanmadan ve yılmadan her hükümet döneminde tekrarladığımız görüşlerimizi ve duruşumuzu bir kez daha tekrarlamak durumundayız.
Bilindiği üzere Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde imar faaliyetleri “55/89 Sayılı İmar Yasası” ve “Fasıl 96 Yollar Ve Binalar Düzenleme Yasası” ve bu yasalar altında yayınlanan tüzük, imar planı ve emirnameler ile yürütülmektedir. “55/89 Sayılı İmar Yasası”nın verdiği yetkiyle ilgili bakan ve planlama makamı bu İmar Yasası’nın 11(4), 11(5), 11(5)c, 11(5)ç,32(2) ve 38(1) maddelerini kullanarak emirname yapar ve yayınlayarak uygulamaya koyar.
Mevcut hali ile “55/89 İmar Yasası” çağdaş fırsat eşitliğini sağlayacak sistemlerden mahrumdur.”
“Sırf görüşler alınmıştır demek için ‘görüş alma’ süreci”
“Tüm planlama ilkelerinde ise yerel yönetim, meslek odaları, akademik görüş, sivil toplum, ve ilgili paydaş katılımı zorunluluk olmaktan öte, formalite icabı, sırf görüşler alınmıştır demek için “görüş alma” süreci ile geçiştirilmektedir. İmar adaletinden, halkın katkı ve denetiminden, eşitlikten, dolayısı ile evrensel normlardan uzak olan bu yasanın ivedilikle ve öncelikle değiştirilmesi gerekmekte ve öncelikle düzenlenmeden yapılan her emirname ve plan, çarpık sistemin parçası olarak problemler zincirine eklenen halkadan öteye gidememekte, halkın gerçek yaşamsal sorunlarına cevap veremeden kişi ve siyasi yönetimin ihtiyaçlarını karşılayan geçici ve anti demokratik, eşitlik ve adaletten uzak çözümler olmaktan ileri gidememektedir.”
“Maalesef ülkemizde mekânsal politikalar devlet erkinin tek taraflı yönetimi ile planlanır ve bu gücü “55/89 İmar Yasası” ile garanti altındadır. Toplumsal katılımdan uzak hazırlanan planlanma stratejileri siyasi ve ekonomik rant güdümünde şekillenirken kentliler kent mekanı üzerinde söz sahibi olamamakta ve bilimsel veriler de bu süreçte etkin olarak kullanılamamaktadır. Planlama makamı en küçük bir paylaşımı dahi bir lütuf olarak sunmakta ancak yasal gücünü de paylaşmaktan uzak durmaktadır.”
“Yasa tanımazlar için ise adeta fırsat”
“Günümüz devlet yapısında planlar ve ortaya koyduğu kısıtlamalar, yasalara uyan vatandaşlar için bir mağduriyet, yasa tanımazlar için ise adeta fırsat oluşturmaktadır. Yasalara aykırı yapılan uygulamalar ise yasayı uygulamakla yükümlü dairelerce kılıfına uydurulup yasal hale getirilmektedir. 1989 yılında yasallaşan ve bugüne kadar yürürlükte olan yasa çerçevesinde gelişen ve ülkemizdeki tüm kesimler, sektörler, ekonomik örgütler ve iş çevreleri tarafından eleştirilmesine ve süreç içerisinde defalarca, farklı hükümetler ve siyasiler tarafından söz verilmesine rağmen, nedense problemin ana kaynağı olan “55/89 Sayılı İmar Yasası” hala bugüne kadar değiştirilmemiştir.
Mimarlar odası olarak; söz verildiği üzere derhal “55/89 İmar Yasası”nın değiştirilerek, vatandaşlar arası fırsat eşitsizliği yaratan bu tür uygulamaların önüne geçmek maksadıyla sivil toplum kuruluşları ve diğer özerk kuruluşların sürece katılımlarını sağlayarak, planlamalara yön vermesi beklenen verilerin güncellenmesi ile birlikte geniş tabanlı vizyon gurupları
oluşturularak emirnameler değil, derhal adil çağdaş ve evrensel normlara uygun imar planlarının hazırlanmasını öngörüyoruz ve talep ediyoruz.”