“Milletvekilinin yaşam tarzı farklı”

YENİDÜZEN maaş polemiğini başlatan Hasan Taçoy’a sordu, “vekil maaşları yetersiz mi?”:  “Milletvekilinin giderleri daha fazladır, yaşam tarzı daha farklıdır

Ödül AŞIK ÜLKER

UBP Milletvekili Hasan Taçoy, “milletvekili maaşları yetersiz” açıklamasının arkasında olduğunu ve meclisteki konuşması sırasında “Biz bu maaşlarla geçinemezsek diğerleri ne yapacak” dediğini vurgulayarak, “Asgari ücretin yetersiz olduğunun fevkalade farkındayım” dedi.

 “Asgari ücretlilerle empati yapılmasını istedim” diyen Taçoy, şunları söyledi:  

 “Bir milletvekilinin performansını artırıcı bir şey yapılıyor mu, yoksa ikinci iş yapmaya mı zorlanıyor? Ayrıca milletvekili bu ücretle geçinemezken asgari ücret alan kişi nasıl geçinir diye empati yapılmasını istedim. Mecliste “Biz bu maaşlarla geçinemezsek diğerleri ne yapacak” dedim. İyi performans sergilememiz için yapılması gereken birçok şey var ama hükümet maaşlara odaklandı mesajını vermek ve asgari ücretlilerle empati yapılmasını istedim.”

Taçoy, hükümetin milletvekillerinin maaşlarıyla uğraştığını, tahsisatlarını kaldırdığını ve kendilerini “milletvekili maaşları yetersizdir” deme noktasına getirdiğini söyledi.

 “Hükümet tarafı milletvekillerinin maaşlarıyla uğraşıyor, tahsisatlarını kaldırıyor. Bizi milletvekili maaşları yetersizdir deme noktasına getiriyor ve bizim motivasyonumuzu da etkiliyor.”

  

  • Soru: “Milletvekili maaşları yetersiz” dediniz ve tepki aldınız...
  • Taçoy: Dedim, gazetede aldı onu başlık yaptı. Ben ne murat ettim ve ne söyledim? Meclis bütçesi görüşülüyor, bir milletvekilinin  meclisteki performansını sorgularken “gün 24 saat, bence günleri 36 saat yapmak için bir yasa önerisi hazırlamamız ve meclise sunmamız lazım” dedim çünkü milletvekilinin performansı ne kadar iyi olursa olsun, ne sosyal anlamda, ne partisel anlamda, ne de yasa çalışması anlamında yeterli performans gösteremez çünkü bunların tümüne vakit ayırdığında hepsinden bir parça yapabilir, 24 saat yetmez. “Merak ediyorum hangimiz ailemizle istediğimiz gibi ilgilenebiliyoruz? Eminim hiç birimiz ilgilenmiyoruz. Her milletvekiline bir asistan verilmesini önerdim veya iki milletvekiline bir asistan. Niye? Örneğin bir yasanın bir maddesinin geçmişte nasıl değiştirildiğini araştırabilmek adına asistan istiyoruz, biz yapmaya çalışıyoruz ama vakit yetişmiyor. Hatta bize müşavirlerden verilecekti, ne oldu?” dedim. Hükümet tarafı milletvekillerinin maaşlarıyla uğraşıyor, tahsisatlarını kaldırıyor. Bizi milletvekili maaşları yetersizdir deme noktasına getiriyor ve bizim motivasyonumuzu da etkiliyor. “Milletvekili maaşları böyleyse diğerleri ne yapıyor” dedim. Basın bunu aldı ve sadece yetersiz kısmını başlığa koydu.

 “Söylediğimin arkasındayım. Benim iddiam şudur ki, bir milletvekili bu maaşla geçinemezse, zaten dışarıdaki insanlar geçinemez”

 

  • Soru: Yetersiz mi?
  • Taçoy: Meclis konuşmam sırasında da milletvekili arkadaşlar sordu, “evet, ben iki çocuk okutuyorum, babamdan ve kaynatamdan kalan evlerin kiraları olmasa çocuk okutamazdım” dedim. Söylediğimin arkasındayım. Benim iddiam şudur ki, bir milletvekili bu maaşla geçinemezse, zaten dışarıdaki insanlar geçinemez. Milletvekilinin giderleri daha fazladır, yaşam tarzı daha farklıdır. Asgari ücretin yetersiz olduğunun fevkalade farkındayım.

“Bir müsteşarın yanına gidince bize maaşın kadar konuş der çünkü müsteşarın maaşı bizden daha yüksektir”

 

“Müsteşarın maaşı bizden daha yüksek”

  • Soru: Kamuda maaşlarla karşılaştırıldığında milletvekili maaşı düşük mü?
  • Taçoy: “Bir müsteşarın yanına gidince bize maaşın kadar konuş” der çünkü müsteşarın maaşı bizden daha yüksektir, müdürün hemen hemen bizim kadardır. Bir milletvekilinin performansını artırıcı bir şey yapılıyor mu, yoksa ikinci iş yapmaya mı zorlanıyor? Ayrıca milletvekili bu ücretle geçinemezken asgari ücret alan kişi nasıl geçinir diye empati yapılmasını istedim. Mecliste “Biz bu maaşlarla geçinemezsek diğerleri ne yapacak” dedim. İyi performans sergilememiz için yapılması gereken birçok şey var ama hükümet maaşlara odaklandı mesajını vermek ve asgari ücretlilerle empati yapılmasını istedim.

UBP ANKARA ZİYARETİ…

Türkiye’deki söylemler: “Reformları bizim için değil, geleceğiniz için yapmalısınız”

  • Soru: UBP Genel Sekreterliği göreviniz hayırlı olsun. Parti Başkanı Tatar ile birlikte Ankara’ya gittiniz. Dönüşte Tatar, hükümet gerekli uygulamaları yapmadığı için Türkiye’nin kaynağı kestiğini, bundan sonrası için de protokol konusunda çalışma yapılmadığı ve tehlikenin devam ettiğine dair bir açıklaması vardı. Türkiye’deki temaslarınızda böyle bir izlenim mi edindiniz?
  • Taçoy: “Biz en büyük partiyiz, ana muhalefet partisiyiz, en fazla milletvekili olan, iktidara en yakın partiyiz, onun için ziyarete geldik” notasında yaptığımız temaslarda, “yıllardır KKTC’de bize verilen sözler, imzalanan mali protokollerin gereği olan reformlar yapılmadı. Reformları bizim için değil, geleceğiniz için yapmalısınız” noktasında söylemlerle karşılaştık. “bunu kendinize göre de yapabilirsiniz ama birşey yapmalısınız” noktasında da söylemler var, “bunları yapmanızla bağlantılı biz de sözlerimizi yerine getiririz” anlamında bir tavır hissettik. Bize “iktidara gelecek parti her şeyi göze alması lazım” dendi yani “kamu reformlarının yapılmasına, özelleştirmenin yapılmasına ve bu gibi şeylerin yapılmasına hazırlıklı olması lazım” gibi mesajlar aldık.

“Hükümete gelirsek...”

  • Soru: “Bu mesajları siz hükümete gelin ve yapın” gibi yorumladınız mı veya gelirseniz yapar mısınız?
  • Taçoy: “Gelirseniz yapar mısınız” gibi bir şey yok ama onların beklentisi bunların yapılmasıdır. Kamu reformu ve özelleştirmeler UBP’nin seçim bildirgesinde vardır ve hükümete gelirsek bunları yapmak için çalışacağız.
     
  • Soru: Bu yüzden para akışının durduğu yönünde bir intiba mı edindiniz?
  • Taçoy: Tam olarak o mudur yoksa bu para mali protokol imzalanmadan bu adaya gelmeyecek noktasında mıdır? Nisan ayında protokolün nasıl uygulanacağı imzalandı, şu anda “hiçbiri yapılmadı, para gelmedi” noktasındayız. Türkiye’deki sistem değişikliği de etkiledi. Strateji ve Bütçe Dairesi müdürü sistem değişikliğinin tam olarak yerine oturmadığını da söyledi.

“Burada hazırlık yapıldı, Türkiye’yi bekliyorlar”

  • Soru: Hükümetten de Türkiye’deki sistem değişikliği nedeniyle bazı aksamalar olduğuna dair açıklamalar var. Bunlar da yerindedir o zaman...
  • Taçoy: Bir de reformlara önem vermeleri lazım, bazı yasaları geçirmeleri lazım. “Siz iktidardasınız, sizi sevmiyoruz, size para vermiyoruz” diye bir durum yoktur. “reformlar yapılsın” noktasındadırlar. Mali protokolle ilgili Türkiye’de Fuat Oktay başkanlığında yeni bir heyet kuruldu ama bu eskisi gibi müsteşarların olduğu ekip değil, protokolü görüşecek ekiptir. Mali protokolü imzalayacak müsteşarların olacağı ekip Türkiye’de henüz ortada yok, bizde var. Burada hazırlık yapıldı, onları bekliyorlar. Burada müsteşarlardır zaten.
     
  • Soru: Yani buradaki hazırdır, Türkiye’deki sistemin oturmasını ve ekibin oluşması bekleniyor ki protokol görüşmeleri başlayabilsin.
  • Taçoy: Aynen...
     
  • Soru: “Yıllardır sözler, reformlar yapılmadı” denince UBP hükümetleri de buna dahil oluyor. Sizin hükümetleriniz neden protokolleri uygulamadı?
  • Taçoy: Seçimlerin erkene alınması ve yaklaşan seçim süreci içerisinde seçim kaygısı bunun yapılmasına engel olmuştur.

UBP’DEKİ HESAPSIZ HARCAMALAR...

“Mali müşavirden gelecek raporu bekliyoruz”

  • Soru: Parti başkanı değiştikten sonra partinin bir önceki dönemde hesapsız harcamalar yapıldığına dair açıklaması olmuştu ve bir araştırma-soruşturma başlatılmıştı. Bu ne aşamadadır?
  • Taçoy: MYK kararıyla bu konuyu, evrakları mali müşavire verdik. Mali müşavirden gelecek raporu bekliyoruz.
     
  • Soru: Rapora göre bir önceki parti başkanı Özgürgün’ün yanlış veya hatalı davrandığı ortaya çıkarsa tavrınız ne olur?
  • Taçoy: Umarım olmaz, eğer öyle bir hata varsa, suç bulunursa MYK gereken kararı alacak, gereğini yapacaktır. Konuyu yetkili kurullara götüreceğiz.
     
  • Soru: Şimdiki başkanın tespit ettiği bir şeyler var...
  • Taçoy: Şimdiki başkan değil, hesaplara kim bakarsa baksın aynı şeyi görür. Ama bunun dayanağı olup olmadığı konusuna bakmak lazım. Tabi ki bir genel başkanın bir örtülü ödenek kullanma ihtiyacı olabilir. Bu harcamalar gerçekten gerekli miydi, nereye gitti şeklinde olaya bakmak lazım.
     
  • Soru: Sizce parti bütçesinde böyle bir örtülü ödenek olmalı mıdır?
  • Taçoy: Olması gerekir. Ancak son yıllarda kötü olan partinin bütçesi olmamasıydı, belki yapıldı, belki yapılmadı, belki parti meclisinden geçirilmedi. Eski bütçelere dayalı olarak harcama oldu. Biz gereğinden fazla kullanıldığını görüyoruz.

 

DOKUNULMAZLIK KONUSU…

“Poliste takip edilen başka dosyalar olduğunu duyuyoruz”

  • Soru: Milletvekili Çaluda’nın dokunulmazlığı kaldırıldı. Özgürgün’ün dokunulmazlığının kaldırılması söz konusu olursa, tavrınız ne olur?
  • Taçoy: Savcıya Özgürgün’le ilgili dosyayı neden dokunulmazlığın kalkması için meclise göndermiyorsunuz diye sordum, “suç mesnetti yok” yanıtını aldım. Böyle bir şey meclise gelecek olursa, UBP’nin tavrı bellidir. UBP milletvekillerinin tavrı bütün dokunulmazlıkların kaldırılması yönündedir, kürsü dokunulmazlığı hariç. Bunun için oyumuzu yine bu yönde kullanırız. Başbakan olduğu dönemde Hüseyin Özgürgün için henüz bir suç mesnetti ortaya çıkmadığına dair savcılık kasım ayında komitedeki bütçe çalışmalarında görüş bildirmişti. Ben hala bekliyorum ve savcılığı sorguluyorum. Bana söylenen, mal beyanları konusunda dosya gittiğidir. Eski ve yeni eşinin adına dair herhangi bir mal beyanında bulunmadığı konusunda bir suç iddiası vardır ancak yasada böyle bir suç yoktur. Burada yasal bir boşluk vardır ve savcı bir adım ileriye gidemiyor. Meclise bu konuya dair bir suçlama gelmedi. Poliste takip edilen başka dosyalar olduğunu duyuyoruz ama ne kadar gerçek olduğunu bilmiyorum.

“UBP bölünebilir ama güç aynı şekilde ileriye taşınır”

  • Soru: Tüm bu olaylar UBP’ye zarar verdi mi?
  • Taçoy: UBP içerisinde ayrı bir demokratik disiplin yapısı vardır. Partiye zarar verici herhangi bir unsur gündeme geldiği zaman milletvekilleri kendi içlerinde gruplaşıp çatışabilecek noktaya geliyor. Son 10 yıldır maalesef bunu görüyoruz. İrsen Bey’e karşı bizim yaptığımız hareket, Hüseyin Bey’e karşı yapılan hareketler bunu göstermektedir. Yapılan herhangi bir yanlışlığa karşı, yapılan herhangi bir düzensizliğe karşı ilk önce biz kendi kendimizi eleştirmeye başlarız, kendi kendimize savaşmaya başlarız, sonra dışımızdaki muhaliflerimiz bunu kullanmaya başlar. UBP bundan dolayı güç kaybetmez. Bölünebilir ama güç aynı şekilde ileriye taşınır.

“Sandıktan büyük parti olarak çıkmayı amaçlıyoruz”

  • Soru: Bundan sonrası için yeni başkanla UBP’yi nasıl görüyorsunuz?
  • Taçoy: UBP geçmiş döneme göre çok daha önde, çok daha hırslı, çok daha aktif bir siyaset yapıyor. Çok kısa bir zaman olmasına rağmen, bu bir ay içinde neler olmadı ki... oldukça aktif bir siyasetle vatandaşın yanında olma, bunu hissettirme, herkesin görev bilinci içerisinde üzerine düşeni yapma sürecinde çok aktif bir siyaset gündeme geldi. Akıllı bir politika güdülmesi, UBP’nin geleceğe daha emin adımlarla ilerlemesi ve sandıktan büyük parti olarak çıkmasını sağlamayı amaçlıyoruz. Amacımız bu, bunu da yapacağız.

“DP’ye gitmek hataydı”

  • Soru: Bir dönem DP’ye gittiniz ve geri döndünüz. O gidişi hata olarak görüyor musunuz?
  • Taçoy: Hata olarak, yanlış olarak görürüm. Esasında ben gitmedim, partiden atıldım. Zoraki bir durumdu. Hayatımdaki bir dönüm noktasıydı, ya erken seçim talep edecektim arkadaşlarımla ya da siyasetten ayrılacaktım. Bir dönem de kendimi çektim, evde turşu, şarap, likör yaparak zaman geçirdim, pasif bir siyaset takip ettim. Benim uzaklaşma, kopma gibi bir karakterim yok aslında, tam ters bir karakterim var. O dönemde vazgeçmeyi de çok düşündüm. Yıllardır benimle olan insanlar, gönül verenler, özellikle gençler siyasete devam etmem konusunda ısrarlı oldu. UBP’ten Mayıs 2013’te gittim ve Nisan 2016’da geri döndüm. Yeni yasa ile bağımsız kalırsınız ve partiye giremezsiniz. Ben de bir vatandaş olarak ön yoklamaya girdim, üye olmadığım için kendi kendime oy veremedim ama UBP tabanı beni üçüncü sırada çıkardı. Ben bundan büyük bir mutluluk duydum çünkü partiden ayrılmış ve geri dönmüş biriydim ama partili beni üçüncü sıradan çıkardı. Sessiz bir destek vardı, partili partiye döndüğüm için bana bir nevi ödül verdi diye düşündüm. Parti başkanlığına aday olmadım çünkü milletvekilliği için partili bana oy vermişti ama parti başkanlığı için destek vermeyebilirdi. Genel Sekreterliği ısrarla istedim çünkü başkan olsaydım neler yapabileceğime dair aklımda olanları, Genel Başkan Tatar ile birlikte yapabileceğimi düşündüm.
     
  • Soru: Bir sonraki kurultayda başkan adayı mısınız?
  • Taçoy: Genel Sekreter olduktan sonra Ersin Bey’e karşısında aday olmayı düşünmediğimi kendisine de söyledim.

“Tek başına iktidar diyecek durumda değilim”

  • Soru: UBP “tek başına iktidar” sözünü çok kullanır...
  • Taçoy: Bu sözü çok severim.
     
  • Soru: Ancak siz az önce büyük parti olarak seçimden çıkmaktan bahsettiniz ama tek başına iktidar olmaktan bahsetmediniz...
  • Taçoy: Henüz onu söyleyecek durumda değilim, o konuda çalışma yapmadım. Çok büyük bir ivme var, olabilir, olmayacak diye bir şey yok ama bunu ölçmek lazım. Örgütler vasıtasıyla ölçmek lazım veya tamamen bilimsel bir araştırma yöntemiyle ölçmek lazım ki bir şey söyleyebileyim. Amacım UBP’nin şeklini şemalini biraz daha farklı kılabilmeyi amaçlıyorum. En büyük derdim, gençleri siyasete alıştırmak ve daha aktif olabilmelerini sağlayabilmektir. Gençler konuşabilen, karar veren noktalarda olsun, bizleri zorlasınlar istiyorum. Benim gençlik zamanımda böyleydi, Sayın Dervis Eroğlu başbakanken 2005’te ben istifasını istemiştim, imza topladım aleyhine.
     
  • Soru: Bu durum ne zaman bozuldu?
  • Taçoy: 2009- 2010’dan sonra, İrsen Bey’in zamanında çok farklı bir kadro ile çalışmaya başladılar ve bu kadro farklı tutum içindeydi.
     
  • Soru: Partiyi geriye götürdüğünü düşünüyorsunuz?
  • Taçoy: Aynen öyle.
     
  • Soru:  Bundan sonra hep UBP ile devam mı?
  • Taçoy: İnşallah, amin.

 

 

 

İlgili Haberler

Röportaj Haberleri