Didem MENTEŞ
Girne’de 20 gündür sürmekte olan ‘yasa dışı kürtaj’ soruşturmasında detaylar tek tek ortaya çıkıyor. Polis, Türkiye ile Kuzey Kıbrıs arasında organize edilen ‘yasa dışı kürtaj’ bağlantılarını yaptıkları iddia edilen kişilerin isimlerine ve kürtaj yaptıran kadınların isimlerine ulaştı. KKTC Polisi bu kişilerin yurt dışında olduğunu tespit ederek, TC Polis Teşkilatı ile bağlantıya geçti. Bebek ve fetüslerin anneleri bulunarak DNA örneklerinin alınması için iletişime geçen polis, Ada Hospital’da ele geçirdiği ‘kürtaj dosyaları ve defterleri’nde tutulan kayıtların farklılık içerdiğini tespit etti.
Dosyalar ve defterlerin içerikleri tutmuyor
8 zanlıdan 1 kişi polise gönüllü ifade verirken, tüm zanlıların bugüne kadar verdiği ‘açık ifadeler’ ile soruşturma kapsamında çevreden alınan diğer şahadetler arasında çelişkiler olduğu bulundu. Öte yandan polis, Ada Hospital’de kürtaj olan KKTC’de yerleşik 1 kadın tespit ederek, kadını Girne Akçiçek Hastanesi’ne götürüp, dosyada yazan işlemin yapılıp yapılmadığını araştırarak, ‘yasa dışı kürtaj’ ile ilgili bağlantısı olmadığı için serbest bıraktı.
Ayrıca, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı ile Tüp Bebek Uzmanı zanlı Dr. Verda Tunçbilek’in bir dosyada ‘DLC küratajı’ yani kürtaj yaptığına dair isminin bulunduğu ancak imzası olmadığını tespit etti.
8 gün daha tuutkluluk
Türkiye’den gelen bir ihbar üzerine yasal sınır olan 10 haftadan büyük fetüslerin ameliyat ile gebeliğin sonlandırılması meselesiyle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında 4’ü doktor, 8 kişi dün bir kez daha yargı huzuruna çıkarıldı. Zanlılar yine geniş güvenlik önlemleri altında mahkemeye getirilirken, duruşma salonu yine tıklım tıklım doldu.
İki saati aşkın bir süre duruşması devam eden dava sonucunda Dr. Fahri Karagözlü, Dr. Verda Tunçbilek, Dr. Mehmet Ali Tunçbilek, , Ayşegül İşbilir, Taner Okburan, Dr. Rasiha Serdaroğlu, Aziz Dağgün ve Cemaliye Ölmez hakkında 8’er gün daha ek tutukluluk alındı.
--------------------------------------------------------------------
Polis: “İsimlere ulaştık… Kayıtlarda farklılık var”
Girne Kaza Mahkemesi Ceza Davaları Yargıcı Gökhan Asafoğulları’nın huzurunda görüşülen davada, İddia Makamı’nda Başsavcılık adına davada Kıdemli Savcı Erdinç Akyener ve zanlıların avukatları mahkemede hazır bulundu. Savcı Akyener, meseleyle ilgili olarak Girne Polis Müdürlüğü’ne bağlı Adli Şube Amirliği’nde görevli Polis Çavuşu Namık Kemal Baz’ı mahkemeye tanık olarak dinletti. Polis memuru Baz, mahkemede yeminli şahadet vererek, olayla ilgili bulguları aktardı.
Mahkemede ilk olarak ‘yasal sınır olan 10 haftadan büyük fetüslerin ameliyat ile gebeliğin sonlandırılması meselesiyle’ ilgili zanlılar Dr. Fahri Karagözlü, Dr. Verda Tunçbilek, Dr. Mehmet Ali Tunçbilek, , Ayşegül İşbilir, Taner Okburan, Dr. Rasiha Serdaroğlu hakkında şahadet verdi.
Baz, meseleyle ilgili 8 Mart Salı gününü itibariyle alınan 8 günlük tutukluluk süresi içerisinde, 10 ifade ve bir zanlıdan da gönüllü ifade aldığını açıkladı. Ayrıca, Ada Hospital’da bulunan dosyalar ve defterlerin alınarak, inceleme yapıldığını aktaran Baz, dosyalar ile defterlerde yazılı olan notlar arasında farklılık olduğunun tespit edildiğini söyledi.
“İsimlere ulaşıldı”
Olayla ilgili bağlantısı olduğu düşünülen fetüslerin anneleri olabilecek kişileri ve ayrıca bu olayla bağlantılı olduğu düşünülen başka şahısların isimlerine de ulaşıldığını vurguladı. Olayla ilgili Türkiye polisiyle irtibata geçtiklerini, isimleri tespit edilen annelerin bulunarak DNA örneklerinin alınması ve şuanda Türkiye Adli Tıp Kurumu’nda bulunan fetüs ve bebeklerin DNA örnekleriyle karşılaştırılması için irtibat kurduklarını dile getirdi.
Polis memuru, 6 zanlıya ait banka hesap dökümlerini Mali Polis tarafından incelenmeye alındığını belirterek, meseleyle bağlantılı elde edilen gerekçelerle ilgili farklılıklar ve uyumlar olup olmadığına bu bağlamda başka şahıslar çıkıp çıkmayacağına bakılacağını aktardı.
“Kayıtlar çelişkili”
Meseleyle bağlantılı birçok ifadenin mevcut olduğunu, bahse konu hastanede ameliyat olan birçok insan olduğunu belirten Namık Baz, hastanede yapılan ameliyatlarla ilgili, kayıt defterinde yazılan ameliyat türleri arasında farklılıklar olduğunun tespit edildiğini vurguladı.
Bazı kişilerin hastanede kürtaj olduğunu ancak kayıt defterinde farklı notlar bulunduğunu yineleyen Baz, söz konusu hastanede ameliyat olan bir kadına ulaşıldığını ve Girne Akçiçek Hastanesi’ne götürülüp kontrol edildiğini söyledi. Baz, kadının muayenesi sonrasında hastane defterinde yazan ameliyat ile kadına yapılan ameliyatın uyumlu olduğunun tespit edildiği bulgusuna varılarak serbest bırakıldığını aktardı.
Polis Çavuşu Namık Kemal Baz, olayla ilgili tahkikatın tamamlanmadığını, alınması gereken birçok ifade ve bulunması gereken emareler olduğunu, incelenmesi gereken emareler olduğunu belirterek, zanlıların 8 gün daha tutuklu kalmalarını talep etti.
“Karagözlü birebir müdahalelerde yer aldı”
Polis çavuşunun tutukluluk talebi üzerine 6 zanlının avukatı da itiraz ederek, tahkikat memurunu sorguladı. İlk sorgulamayı Fahri Karagözlü’nün avukatı Güneş Menteş yaptı. Menteş’in sorularını yanıtlayan Namık Baz, soruşturmayla ilgili ayrıntılı bilgi veremeyeceğini, soruşturma kapsamına etki edebileceğini açıkladı.
Baz, kendisine yöneltilen bir soru üzerine Dr. Fahri Karagözlü’nün serbest kalmasının soruşturmaya etki edebileceğini, çünkü Karagözlü’nün ameliyatlarda birebir yer aldığını bu nedenle ameliyat olan kişilere ve diğer şahsılara polisten önce müdahale ederek, yönlendirebileceği ihtimalinden söz etti. Aranmakta olan bu şahsıların iletişim bilgilerinin, zanlılarda olabileceğine işaret eden Namık Baz, zanlı Karagözlü’nün bu annelere ulaşarak DNA örneği alınmasına müdahale edebilme olasılığı olduğunu dile getirdi.
Namık Baz, başka bir soru üzerine şuanda Adli Tıp Kurumu’nda DNA örnekleri alınan bebek ve fetüslere ‘Antrapolojik, patalojik, toksiklojik’ incelemeler yapılarak, ciğerlerinde oksijen bulunması halinde suçun ‘taammüden adam öldürme’ ve ‘adam öldürme’ dönüşebileceğine dikkat çekti.
--------------------------------------------------------------------------
Polis: “Verda Tunçbilek’in dosyada ismi var, imzası yok”
Daha sonra Tunçbilek çiftinin avukatları Mustafa Şener’in sorularını yanıtlayan Namık Baz, çiftin yasa dışı kürtajlarla ilgili ‘bildirim yapılmaması ve bu çocukların hasta olup olmadığına dair yetkililere bilgi vermeyerek’ dosyaya geçirmediklerini vurguladı. Avukatın ‘müvekkillerim bu hastalarla temasta bulunmadı’ sözleri üzerine, polis çavuşu Baz, her iki zanlının da olayla ilgili bilgisi olduğunu ve bu yönde tespitlerinin bulunduğunu söyledi. Baz, her iki zanlının hesaplarının ve telefon dökümlerinin incelemede olduğunu ve olayla ilgili tespitler olduğunu ifade etti. Ayrıca Dr. Verda Tunçbilek’in beyanlarında, kendisinin kürtaj yapmadığını söylediğini aktaran Baz, incelenen bir dosyada tıbbi anlamda ‘Dilajasyon (DLC) kürataj’ denilen bir ameliyatta zanlının isminin bulunduğunu ancak imzası olmadığını vurguladı. Baz, avukat ve zanlı Verda Tunçbilek huzurunda yapılan bir aramada, son alınan kayıt defterlerinde birçok isim geçtiğini ancak isimlerde farklılık mevcut olduğunun görüldüğünü aktardı.
“Zanlılar telefon dökümlerine ulaşabilir”
Ardından Namık Baz’i zanlı Aygül İşbilen ve Taner Okburan’ın avukatı Ali Hidayet sorguladı. Baz, zanlı İşbilen’in ebe hemşire olup bir kısım kürtaj kayıtlarını aldığına dair tespitleri olduğunu belirterek, bu kayıtları içeren dosyaların bulunduğunu söyledi. Zanlı İşbilen ve Okburan’ın da serbest kalması halinde soruşturmaya etki edebileceği ihtimalinin yüksek olduğunu söyleyen Baz, 6 zanlının da Telsim ve KKTCELL’e giderek telefon dökümlerini alıp, olayla bağlantısı olabilecek başka şahsılara müdahale edebileceğini vurguladı.
Avukat Hikmet ise zanlıların ‘psikolojik baskı’ yapılmak üzere 8 gün daha tutuklu kalınmasının istendiğini iddia etti. Baz, bu iddiayı ret etti.
Daha sonra Namık Baz’ı sorgulayan Rasiha Serdaroğlu’nun avukatı, müvekkili aleyhine bir zanlının ‘suç ortağı olduğuna yönelik’ bir ifade erip vermediğini sordu. Bunun üzerine Savcı Erdinç Akyener, bu sorunun delilerin içeriğini deşifre etmeye yönelik olduğunu, tahkikatın içeriğine yönelik soru sorulmasını talep etti.
Avukatlar tutukluluğa itiraz etti
Ardından hitaplarını yapan avukatlar, polis memurunun tutukluluk talebine itiraz etti. Müvekkillerinin Fasıl 154 169A maddesiyle ilgili olarak itham edildiğine vurgu yapan avukatlar, bu kapsamda yapılan tahkikat tamamlandığını ileri sürdü..
Bu aşamada müvekkillerinin serbest kalmaları halinde , tahkikata etki edemeyeceğini savunarak, uygun bir teminata bağlanarak tutuksuz yargılanmalarını talep etti. Yalnızca Avukat Derviş Akter, 8 günlük tutukluluk süresinin fazla olduğuna değinerek, soruşturmanın 5 günde de tamamlanabileceğini iddia etti.
Suçu örten suç
Mahkemede daha sonra ise ‘yasa dışı kürtaj’ davasına bağlantılı olarak ‘suçu örten suç’ işledikleri iddiasıyla tutuklu bulunan sekreterler Cemaliye Ölmez, Aygün Deniz ve güvenlik personeli Aziz Dağgün ile ilgili şahadet verildi. Polis memuru Baz, diğer zanlılarla ilgili vermiş olduğu şahadeti yineledi. Baz, hastanede yapılan kürtaj ameliyatlarının bir kısmının Cemaiye Ölmez tarafından bir kısmının da zanlı Aygül İşbilen tarafından yapıldığını söyledi. Baz, zanlı Aziz Dağgün ile Cemaliye Ölmez’in, kürtaj dosyasında geçen isimleri tanıdıklarını, Dağgün’ün bu kişileri Ercan Havaalanı’ndan alıp getirip götüren kişi olduğunu söyledi. Her iki zanlının serbest kalmaları halinde aranana şahıslara etki edebileceğini vurgulayan Baz, zanlıların 8’er gün süreyle tutuklu kalmalarını talep etti.
----------------------------------------------------------------------
Savcı: “Organize bir suç”
Avukatların itiraz ve beyanlarının ardından söz alan Kıdemli Savcı Erdinç Akyener, meselenin ciddiyetine dikkat çekerek iki ülke bağlantılı operasyonun, organize suç olduğuna vurgu yaptı. Fetüslerle ilgili bilginin henüz net olmadığını söyleyen Savcı bahse konu suçun Türkiye Adli Tıp’tan alınacak otopsi sonuçlarının ardından değişebileceğine dikkat çekti. En önemli noktanın suçun unsurunun değişebilecek olmasına vurgu yapan Akyener, zanlıların Fasıl 154 169A maddesi altında tutukluluk amaçlı gelmediğini de vurguladı. KKTC’de Adli Tıp Kurumu olmamasına da vurgu yapan Akyener, ülkedeki hukuk ve ceza yasalarının birçok Avrupa ülkesinden daha iyi durumda olduğunu da söyledi. Akyener, tahkikat memurunun şahadetinde de belirttiği gibi soruşturmanın devam ettiğini ve aydınlatılması için bu süreye ihtiyaç olduğunu vurgulayarak 8 günlük tutukluluk talebini yineledi.
Yargıç: “Polis tutukluluk süresini verimli kullandı”
Huzurunda yapılan tüm beyanları değerlendirmek üzere Yargıç Gökhan Asafoğulları, duruşmaua 15 dakika ara vererek, tutukluluk süresiyle ilgili kararını açıkladı. Asafoğulları, tahkikat memurunun 8 günlük tutukluluk süresi içerisinde yaptıklarına tek tek değinerek, bu süreyi iyi değerlendirdiğine kanaat getirdi. Avukat Akter dışındaki diğer avukatların, soruşturmanın tamamlandığını dolayısıyla zanlıların teminat şartıyla serbest kalmaları yönünde talepte bulunduklarına değinen Yargıç, İddia Makamı’nın da bu suçlun organize bir suç olduğunu, aranan şahıslar olup Türkiye ile bağlantıları olduğunu dolayısıyla tutukluluk süresinin devamını talep ettiğine dikkat çekti. Yargıç Asafoğulları, KKTC Anayasası’nın 6. Maddesi’ne atıfta bulunarak, bir kimse ilgili suçlayıcı bir unsur varsa o kişinin özgürlüğünden mahrum bırakılabileceğini söyledi.
“Olayın aydınlığa kavuşulması için polise 8 günlük bir fırsat daha”
KKTC Anayasası’nın AİHM ile uyumlu ve birçok kararın Anayasa ile paralel olduğuna değinen Yargıç, polisin tutukluluğun uzatılması yönündeki talebinin olumu olduğuna kanaat getirdi.
Avukatların, tahkikatın verimsiz kullanıldığına dair iddiaları bulunmadığına dikkat çeken Yargıç, avukatların tutukluluk aşamasıyla ilgili görüşlerinde ayrılıklar olduğunu dile getirdi. Esas hususun kişilerin hak ve özgürlüklerinin kısıtlanması yönünde olduğuna değinen Yargıç, kamu menfaati ve kişi hak ve özgürlükleri arasındaki mesafenin korunmasının önemine vurgu yaptı. Yargıç, İddia Makamının iddialarını haklı bularak, tahkikatı devam etmekte olan bir soruşturmaya, zanlıların serbest kalması halinde müdahale edebileceklerine kanaat getirerek, olayın aydınlığa kavuşması için tüm zanlıların 8’er gün daha tutuklu kalmalarına emir verdi.