KARANTİNA OKUMALARI -11-

Bugünlerde herkes evde kalmanın kendimize vakit ayırmak adına büyük bir fırsat olduğundan bahsediyor. ‘Film İzle!’, ‘Kitap Oku!’, ‘Yoga Yap!’, ‘Hobi Edin!’

Her şeyin hızla tüketildiği, hatta zamanı ve varoluş potansiyelimizi bile tüketim çarkları arasında harcadığımız zamanlara kısa bir ara verdiğimiz bugünlerde, Eda Ağırman, çoğu kişinin farkına varamadığı, belki de farkına varmadığı için de ihtiyaç duymadan yaşadığı bir şeye dikkat çekiyor: Sindirmek!  

Hızın ve tüketimin, hatta son yıllarda artan bir şekilde gösterişin hayatlarımızın üzerinde hakim olduğu bir zamanda, sanırım çoğu kişi yaptığı, eylediği veya parçası olduğu bir faaliyeti sindirmeden, içselleştirmeden yaşıyor.  Sosyal medyanın içerisinde kaybolmuş kişi de ancak yaptığı işi sindirmek veya içselleştirmek için değil, ekseriyetle göstermek ve o gösterinin bir parçası olarak kendisini görünür kılma çabası içerisinde.

Belki de 'normalin' sekteye uğradığı bu dönem, sindirmek ve bunun hayatlarımızdaki eksikliğinin farkına varabilmek için bir fırsat. En başta da içinden geçtiğimiz süreç için.

Eda da kitaba sarılanlardan ve bunun değerine dikkat çekmekte:  “bugünler elbette geçecek ve geriye dönüp baktığımızda şu dönemi hep karamsarlıkla hatırlamamamıza yardımcı olması için kitaplara sığınabiliriz.”


“Karamsarlığa karşı kitaplara sığınabiliriz”

Eda Ağırman – İnşaat mühendisi

Bugünlerde herkes evde kalmanın kendimize vakit ayırmak adına büyük bir fırsat olduğundan bahsediyor. ‘Film İzle!’, ‘Kitap Oku!’, ‘Yoga Yap!’, ‘Hobi Edin!’

Kendimize yatırım yapmak kadar gerekli olan şey de içinde bulunduğumuz durumu ‘Sindirmek!’

Dünya tarihinde ender görülen, film senaryolarını andıran olaylar yaşıyoruz. Fakat bugünler elbette geçecek ve geriye dönüp baktığımızda şu dönemi hep karamsarlıkla hatırlamamamıza yardımcı olması için kitaplara sığınabiliriz.

 

Canım Aliye, Ruhum Filiz-Sabahattin Ali

En sevdiğim yazarın en sevdiğim kitabı. Kızına ve eşine onlardan ayrı kalmaya mecbur bırakıldığı dönemde kendi el yazısı ile yazmış olduğu samimi mektuplardan oluşmaktadır. O mektuplar ile birlikte yazarın hayatına, naif karakterine bir kapı aralanıyor.

Yazarın inanmış olduğu şeyler uğruna ödemiş olduğu bedeller, kendisinin ailesinin çekmiş olduğu sıkıntılar da aktarılmaktadır. Sabahattin Ali’yi yakından tanımak isteyenler için büyük bir fırsat.

 

Doğrusu dünyada rahat yaşamak için aptal olmak lazım. Fakat aptal olmaktansa biraz daha rahatsız yaşamak daha iyidir.’

 

Süreyya’nın Derinleri-Pervin Ulual

Ülkemiz yazarlarından olan bir Pervin Ulual romanı.

Tarihi; derste öğretilenin dışında savaşı, barışı en merkezde yaşamış birisinden dinlemek…

Kitap geçmiş ve gelecek arasında seyahat ederken okuyucuya neredeyse bütün duyguları yaşatmakta; sevinç, üzüntü, öfke, mutluluk, heyecan…

 

Zaten insanoğlu kendini tanımaktan acizken, başkasını nasıl tanıyabilirdi ki!’

 

Başucumda Müzik- Kürşat Başar       

       Hani kalbinize dokunan kitaplar, filmler vardır ya, belki size bilgi olarak çok şey katmaz ama her         

       hatırladığınızda yüzünüzde tebessüm oluşur. Başucumda Müzikte benim kalbime dokunan bir kitap.   

       Bunda belki yazarın erkek olmasına rağmen bir kadının gözünden duyguları bu denli derin

       anlatabilmesi, belki de hikayenin gerçek oluşu yatmaktadır.

 

      ‘Birini sevmen için elle tutulur bir neden bulamıyorsan onu sahiden seviyorsun demektir.’

 

Martı Jonathan Livingston- Richard Bach

Martı ile çok geç tanıştım, zira o sadece bir defa okunup kitaplığa kaldırılacak bir kitap değil.

Martı için yapılabilecek en büyük yanlış onu çocuk kitabı sanmak; çünkü alabileceğiniz en büyük hayat dersini bu kitaptan alacak, toplumun bize dayattıklarını sorgulama fırsatı bulacaksınız.

Kitabı bitirdiğinizde hissedeceğiniz şey ise: dünyayı kurtarabilecek kadar cesur olmak.

Ömrümün sonuna kadar tek bir kitap okuma hakkım olsa bu Martı olurdu.

 

‘ Artık yaşamak için bir nedenimiz olmalı; öğrenmek, keşfetmek, özgür olmak gibi’

 

Satranç-Stefan Zweig   

   Satranç da Martı gibi mini bir kitap olmasına rağmen içerisinde bir çok mesajlar barındırmaktadır.

Hikaye; kitabın baş karakterinin bomboş bir odada tek başına kalması ve onu hayata bağlayacak şey olan satranç kitabını şans eseri bulması ile başlamaktadır.

 

‘Satrançta kendine karşı oynamak, kendi gölgenin üstünden atlamak gibi bir çelişkidir’


Önceki bölümler

karantina okumaları-1

karantina-okumalari-2

karantina-okumalari-3

karantina-okumalari-4

Karantina Okumaları -5

Karantina Okumaları -6-

Karantina Okumaları -7-

Karantina Okumaları -8-

Karantina Okumaları -9-

Karantina Okumaları -10-

Kültür & Sanat Haberleri