“Hızlı testte negatif sonuçlarda doğruluk payı %97- 98”

Göğüs Hastalıkları Klinik Şefi Dr. Mustafa Akansoy, salgını, süreci ve salgına ilişkin gündemdekileri yorumladı

Coronavirüs ile aktif mücadelede 40 günü doldurmak üzere olduklarını ifade eden Göğüs Hastalıkları Klinik Şefi Dr. Mustafa Akansoy, süreci değerlendirerek gelinen noktayı anlattı.

Bu sürede eksiklerin büyük ölçüde giderildiği mesajını veren Akansoy, olumsuz eleştirilere de ilginç bir yorumda bulundu. Akansoy, “Yapılan olumlu gelişmelere dahi at gözlüğü ile bakan ‘ucuzcu’ tayfası türedi, hiç bir şeyi beğenmiyorlar, hep olumsuz eleştiri yapıyorlar. Bunlara tavsiyem, onar paket makarna, pirinç, bulgur ve kuru bakliyat almaları ve en yakın muhtarlığa teslim etmeleridir, böylelikle ucuz olmayan bir iş yapmış olurlar.” dedi.

Sağlık çalışanlarıyla ilgili de bazı konuları gündeme taşıyan Akansoy, guguk kuşu benzetmesinde bulundu.

“İtayla, İngiltere, Türkiye gibi yıkım yaşamadık ama…”

Bu süre içerisinde yeni bilgiler, yöntemler öğrenip uyguladıklarını kaydeden Akansoy, göğüs hastalıklarından 7, enfeksiyon hastalıklarından ise 4 doktor ile yola çıktıklarını, bunun yanında diğer bölümlerden de doktorların ekibe katıldığını anlattı.

Ülkede korona virüs salgınında İtayla, İngiltere, Türkiye gibi ülkelerdeki yıkımın yaşanmadığını anlatan Akansoy, bunun başlıca sebeplerine şöyle değindi:

“Okulların erken tatil edilmesi, kamu ve özel iş yerlerinin kapatılması ve yurtdışından gelişlerin kontrol altına alınmasıdır ki bu uygulama bir hafta önce yapılsaydı daha iyi olacaktı. Sizlerin, sevgili halkımızın evlerinde kalmak için gösterdiğiniz çabaya ve sabra minnettarız. Toplumun büyük bir kısmının evinde kaldığını gözlemledik. Bir ay önce sizlere bir söz vermiştik, bir de söz istemiştik. Covid tanısı alan hastalarımıza en iyi şekilde bakıyoruz, sizlerin de evde kalması işimizi kolaylaştırıyor.” dedi.

“Rehavete kesinlikle kapılmamalıyız, yoksa bunun faturası çok ağır olur”

Corona doktor ekibinin ortak görüşü olarak bir ay daha mevcut durumu korunmasın gerekli olduğuna değinen Akansoy, bundan sonraki süreçte neler yapılması gerektiğine de değindi.

Akansoy, yaptığı açıklamada; “Bir ay sonra ise, duruma göre karar verilmelidir. Evde kalmaya, sosyal mesafeyi korumaya devam etmeliyiz. Korona virüsün tehdit ettiği kesim yaşlı ve ek hastalıkları olanlardır, bu nedenle evde kalma ve çocukların okula gitmemesi çok önemlidir. Hekim olarak şu tespiti yapmak istiyorum, bana gelen yaşlı hastaların çoğu grip veya benzeri enfeksiyonları torunlarından almaktadırlar. İleride, çalışma hayatı kademe kademe açılacaktır, burada ise çalışan kişilere yaşlı anne ve babalarını korumak için çok büyük görevler düşecektir.

Maske ile yaşamaya alışacağız, korona virüsün ne zaman ortadan kalkacağı konusunda kesin bir bilgi yok, bu nedenle maske takmaya ve ellerimizi sık sık yıkamaya, sosyal mesafeyi korumaya çok dikkat etmeliyiz, korona yıkımına uğramadık diye rehavete kesinlikle kapılmamalıyız, yoksa bunun faturası çok ağır olur. ‘ Erkekliğin onda dokuzu kaçmaktır, geri kalanı yakalanmamaktır. ’derler, lütfen coronadan kaçın ve yakalanmayın.” ifadelerine yer verdi.

“Hızlı testte pozitifler %60’a oranında gerçekte pozitif saptanmıyor, negatif sonuçlarda doğruluk payı %97- 98”

30 yaşın altındaki hastaların hastalığı çok rahat geçirdiğini, hatta pek çoğunun şikayeti bile olmadığını belirten Akansoy, 30 yaşın üzerinde ise hastaların çoğunda her iki akciğeri tutan zatürre saptadıklarını, dördünü kaybettiklerini, diğerlerinin ise tamamen iyileştiğini belirtti.

Testlerle ilgili de bilgi aktaran Akansoy, “Korona için yapılan testlerden; PCR dediğimiz test boğazdan ve burundan alınan sürüntüler çalışılıyor ve yanılma payı çok çok düşük olan testtir, çalışması zaman alıyor. Hızlı test ise kan örneği ile çalışılıyor ve 10 -15 dakikada sonuç çıkıyor, hızlı testte pozitif çıkanlar PCR testi ile kontrol ediliyor, hızlı testte pozitif olanların %60’a varan oranda gerçekte pozitif olmadıkları saptanıyor, diğer yandan hızlı testin negatif çıkmasında ise doğruluk %97- 98’dir. Bir hafta öncesine kadar testleri bilgisayar ortamında isterken, ani bir kararla testleri kağıda yazıp istem yapmamız istendi.”şeklinde konuştu.

“Astımı olduğu halde raporu reddedip, gönüllü çalışan doktor hanımlarınız da var, bilin istedim...”

Bazı doktorların bile isteye salgınla mücadelede görev almak istemediğini işaret eden Akansoy, bunu ilginç bir benzetme ile anlattı.

‘Gukuk kuşu’ benzetmesinde bulunan Akansoy, şöyle devam etti:

“40 gündür medyada, sosyal medyada pek çok kişi korona virüs hakkında konuştu, bazısı gerçekten bilgi verdi, bazısı ise ahkam kesti. Konunun uzmanı olmayan kişilere korona virüsü çok cazip geldi, beğeni almak uğruna neler yapılmadı ki? Beylik sözler söylendi, top yekün savaşa denildiğinde, bizler 4 haftadır zaten savaştaydık. Bir doktor beyimiz, eşi doktor hanıma rapor almak için çırpındı durdu. Üzüldük, ama sevgili halkımız, sizler üzülmeyin. Çünkü astımı olduğu halde raporu reddedip, gönüllü çalışan doktor hanımlarınız da var, bilin istedim.

Guguk kuşu doğadaki en kurnaz kuştur, neden mi? Guguk kuşu, diğer kuşların yuvalarını izler, yuva boş kalınca hemen yuvaya uçar. Yuvada 3 veya 4 tane yumurta vardır, birini yere atar. Hızlı bir şekilde yumurtlar, bu esnada can havliyle bağırır. Yumurtladıktan sonra yuvadan ayrılır. Yuvanın sahibi olan kuş gelir, yumurtaların üzerine oturur, zaman gelir yavrular yumurtalardan çıkar. Bu arada guguk kuşu yuvayı gözler, yavrusunu diğer kuşa besletir, uçma vakti gelince yavrusunu gelip alır.

Medyada, sosyal medyada can havliyle yırtınıp duran guguk kuşlarına itibar etmeyiniz, sizler için çalışan doktorlara, hemşirelere, ilgili kamu görevlilerine güveniniz. Korona virüs de bir hastalıktır, erken tanı hayat kurtarır, bunun ayıbı yoktur, lütfen, temas öykünüz varsa yetkili mercilere ulaşınız.”

“Hidroksi klorokin isimli ilaçtan 26 bin 410 tablet var”

Tedavide kullanılan bazı ilaçlarla ilgili de ayrıntılı bilgi paylaşan Akansoy, “Rum tarafında gelen KLOROKİN-FOSFAT etken maddeli ilaç üzerine birkaç cümle yazmak istiyorum. İkinci Dünya Savaşı’nda sıtmaya tutulan Amerikan askerlerine bu ilaç veriliyor, bu askerler içerisinde romatizması olan askerlerin sıtmanın yanı sıra romatizmalarının da iyileştiği görülüyor, bunun üzerine romatizmal hastalıklarda da kullanılmaya başlanılıyor. Fakat bu ilacın görme kaybı yaptığı saptanıyor, bunu üzerine HİDROKSİ-KLOROKİN geliştiriliyor, bunun görme kaybı yapma ihtimali daha düşüktür. Bizim elimizde olan ilaç HİDROKSİ-KLOROKİN’dir. İlaç ecza deposunda hidroksi klorokin isimli ilaçtan 26 bin 410 tablet vardır, bu sayıya devlet hastanelerinin eczanelerindeki hidroksi klorokin sayısı dahil değildir. Hidroksi klorokin, korona virüs tedavisinde kullandığımız ilaçlardan biri olup bugüne kadar yaklaşık 1600 tablet kullandık.”

“İlaçların sayısını arttırmalıyız”

Geçen süreç içerisinde yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Akansoy, eksiklerin çoğun giderildiğini, buna karşın yapılan olumlu gelişmelerin görmezden gelindiğini belirtti.

Akansoy, “Bu süre içerisinde, Göğüs hastalıkları Sevisindeki 22 yatak için, yoğun bakım alt yapısı hazırlandı, gerektiğinde 22 yataklı yoğun bakım ünitesine dönüşecek şekilde hazırlandı. 3 gün önce, yan koridordaki Enfeksiyon hastalıkları servisinin 20 yatağı için aynı çalışmalar başlatıldı. Yoğun bakımda kullanılacak mekanik ventilatörlerinin(solunum aletlerinin) ilk partisi geldi, önünüzdeki iki hafta içerisinde ek olarak 40 adet solunum aletimiz daha gelecek.

Sadece ateşi olan hastalar değil, solunum sorunu olan her hastayı değerlendirip karantinaya alıyoruz, kan tahlilleri, korona testleri yapılıyor ve akciğer film ve tomografileri çekiliyor. İngiltere, İtalya, ABD, v.b pek çok ülkede ateşi olan hastalar evine gönderiliyor, şikayetler artarsa arayınız deniyor. Bizde, ateşi olan hastalar mutlaka hastanede doktor kontrolünde takip ediliyor, ateşi olmayan ama korona virüsü testi pozitif olanları 2-3 gün hastanede izleyip negatif olana kadar otel veya yurtlara yerleştiriyoruz. Temaslı kişilerin takibini yapan ayrı bir ekibimiz var, temaslılar tek tek saptanıyor.

Dünyanın pek çok güçlü ülkesini dize getiren korona virüs, ekonomisi güçsüz olan ülkemizde de sıkıntılara yol açmaktadır. Geçen 40 günlük sürede eksiklerimizi gördük, bunların çoğu giderildi. Yapılan olumlu gelişmelere dahi at gözlüğü ile bakan UCUZCU tayfası türedi, hiç bir şeyi beğenmiyorlar, hep olumsuz eleştiri yapıyorlar. Bunlara tavsiyem, onar paket makarna, pirinç, bulgur ve kuru bakliyat almaları ve en yakın muhtarlığa teslim etmeleridir, böylelikle ucuz olmayan bir iş yapmış olurlar.

Son olarak, ağır vakalarda kullanılan favipiravir ve tocilizumab isimli ilaçlar elimizde var, 100 ağır hastaya yeter ama kritik hasta sayısı çok artarsa yetmeyecek. Bu nedenle bu ilaçların sayısını arttırmalıyız.” dedi.

 

 

Haberler Haberleri