“Hiçbirimiz güvende değiliz”

Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği (KTGB) ve Basın-Sen ve son dönemde gazetecilere ve iş insanlarına yönelik artan tehditler nedeniyle Polis Genel Müdürlüğü önünde ortak açıklama yaparak Hükümete, acil önlem çağrısında bulundu.

Serap ŞAHİN

Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği (KTGB) ve Basın-Sen, son dönemde gazetecilere ve iş insanlarına yönelen tehditlerin artması üzerine Polis Genel Müdürlüğü önünde ortak açıklama yaparak hükümete acil önlem çağrısında bulundu ve ülkeye denetimsiz girişlerin durdurulmasını talep etti.

Eyleme birçok sendika ve sivil toplum örgütü de katılarak dayanışma belirtti.

Basın-Sen Başkanı Ali Kişmir, saldırıların gazetecilerden iş insanlarına ve son olarak gazeteci Pınar Barut ile ailesine yöneldiğini belirterek hükümeti göreve çağırdı.

KTGB Başkanı Efdal Keser, gazetecilere yönelik ölüm tehditlerinin toplumun haber alma hakkına yönelik bir saldırı olduğunu vurgulayarak hiçbir güç odağının tehdit yoluyla basını susturamayacağını vurguladı.

Özgür Gazete Genel Yayın Yönetmeni Pınar Barut, mimar ve mühendislerin de hedef alındığını, çete örgütlerinin ayrıntılı takip ve ciddi tehditlerle meslek gruplarını kuşattığını ifade ederek ülkenin bir güvenlik krizinin içinde olduğunu belirtti.

Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Genel Başkanı Seran Aysal ise ülkede gayrimeşru düzen ve otorite eksikliği nedeniyle basın ve meslek insanlarına yönelen tehditlerin tüm toplumu kapsayan büyük bir tehlikeye dönüştüğünü söyledi.

Basın-Sen Başkanı Ali Kişmir:

“Görevinizi yerine getirin, bu halkın güvenliğini sağlayın”

Basın-Sen Başkanı Ali Kişmir, yaşanan olayların toplumda derin bir tedirginlik yarattığını belirtti. “Ülkemizde son dönemlerde artan bazı olaylar halkımızı tedirgin etmektedir.” diyen Kişmir, iş insanlarının hedef alınmasının ardından saldırıların galericilere ve son olarak gazeteci Pınar Barut ile ailesine yöneldiğini söyledi. Gazetecilerin bu gelişmelere uzun süredir dikkat çektiğini hatırlatan Kişmir, “Bugünlerin geleceğini bizler çok önceden yazıp söylüyoruz.” ifadesini kullandı.

Kişmir, hükümetin gerekli adımları atmamasını eleştirerek, tetikçilerin ülkeye rahatça giriş yaptığını aktardı. Kişmir, “Bu insanlar önce bizim insanlarımızı tehdit ediyorlar, süre kesiyorlar. Sonrasında istedikleri kabul görmediğinde kundaklama ve kurşunlama yoluna gidiyorlar.” sözleriyle durumu özetledi.

Basın emekçilerinin ağır koşullar altında çalıştığını vurgulayan Kişmir, geçmişte gazetecilerin öldürüldüğünü, gazetelerin bombalandığını ve matbaalara el konulmaya çalışıldığını hatırlattı. Kişmir, günümüzde de gazetecilerin yargılandığını, itibarsızlaştırılmaya çalışıldığını ve ailelerine ölüm mesajları gönderildiğini söyledi.

Ülkeye ithal gelen suçlara dikkat çeken Kişmir, “Suçun merkezi Surlariçi ya da ülkenin herhangi bir noktası değildir, sınır kapılarıdır.” diyerek hükümeti göreve çağırdı. Kişmir, “Görevinizi yerine getirin, bu halkın güvenliğini sağlayın. Sağlayamıyorsanız o görevleri bırakın, korkmayan insanlar o makamlara gelsinler.” şeklinde konuştu.

Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği (KTGB) Başkanı Efdal Keser:

“Hiçbir güç odağı gazeteciyi susturmak için tehdidi araç olarak kullanamaz”

Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği (KTGB) Başkanı Efdal Keser, gazetecilere yönelik tehditlerin artmasına dikkat çekerek Polis Genel Müdürlüğü önünde yapılan ortak açıklamada mesleğe yönelik saldırıların kabul edilemez olduğunu vurguladı.

Keser, kısa bir süre önce yine aynı yerde bir meslektaşları için eylem yaptıklarını hatırlatarak, “Bir kişi için yapmıştık bu eylemi ama şimdi sayı 10’ları buldu.” dedi. Son yıllarda gazetecilere yönelik tehditlerin giderek arttığını belirten Keser, bu durumun yalnızca bireyleri değil toplumun haber alma hakkını hedef aldığını söyledi.

Ölüm tehdidi alan gazeteciye yönelik saldırının, “doğrudan toplumun haber alma hakkına yönelmiş pervasız ve kabul edilemez bir gözdağı” olduğunu ifade eden Keser, bunun aynı zamanda hukuk devletine yönelik bir meydan okuma ve basın özgürlüğünü ortadan kaldırma girişimi olduğunu vurguladı.

“Hiç kimse, hiçbir güç odağı, hiçbir yapı; bir gazeteciyi susturmak, korkutmak veya görevinden uzaklaştırmak için tehdidi bir araç olarak kullanamaz.” diyen Keser, bu tür saldırıların şiddete ve baskıya yaslanan yapıların acizliğini ortaya koyduğunu söyledi.

KTGB Başkanı, meslektaşlarına yönelen her tehdidin derhâl ve en sert şekilde soruşturulması gerektiğini belirterek, sorumluların kim olursa olsun yargı önüne çıkarılmasını istedi. Keser, Emniyet güçlerinden beklentilerinin ise gazetecilerin can güvenliğinin sağlanması, hukuki süreçlerin gecikmeden işletilmesi ve faillerin yasaların öngördüğü şekilde cezalandırılması olduğunu ifade etti.

Keser, hazırlanan bildirinin amacını, “gerçeğin peşinde koşan hiçbir gazetecinin yalnız olmadığını, hiçbir tehdidin özgür basını teslim alamayacağını ve toplumun bu tür saldırılara karşı sessiz kalmayacağını duyurmak” olarak açıkladı.

“Biz basının özgür bir şekilde gazetecilik görevini yapmasını istiyoruz. Biz ifade özgürlüğünün korunmasını istiyoruz.” diyen Keser, yurttaşların korkusuzca yaşayabilmesi için mücadeleye devam edeceklerini söyledi. Basını özgür olmayan toplumlarda demokrasiden söz edilemeyeceğini belirten Keser, “Biz halkın etkisinin yitirilmemesi için mücadele ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

Özgür Gazete Genel Yayın Yönetmeni Pınar Barut:

“Hiçbirimizin güvende olmadığını artık görmek zorundayız”

Özgür Gazete Genel Yayın Yönetmeni Pınar Barut, Polis Genel Müdürlüğü önünde yapılan ortak açıklamada çete örgütlerinin yarattığı tehdidin boyutlarına dikkat çekti ve meslek örgütleriyle birlikte verilen dayanışma görüntüsünün büyük önem taşıdığını söyledi.

Tehditlerin yalnızca gazetecileri hedef almadığını belirten Barut, mühendis ve mimarların da tehdit edildiğini hatırlatarak, “Bu tehditlere maruz kalanların bazıları da mimar ve mühendisler.” dedi. Bu kişilerin iki toplumlu önemli projelere imza atan uzmanlar olduğunu vurgulayan Barut, tehditlerin siyasi saiklerle yapıldığını dile getirdi.

Barut, maruz kaldıkları baskının boyutunun sıradan olmadığını ifade ederek, “Çocuklarınızın ismi, okulları, arabanızın plakası, gittiğiniz güzergahlar detay olarak size veriliyor. Takip edildiğinizi ve her şeyinizi bildiklerini anlıyorsunuz.” sözleriyle yaşanan tehditlerin ciddiyetine dikkat çekti. Çete üyelerinin teknik takiple bulunmasının zor olduğunu söyleyen Barut, gazeteciler ve diğer meslek örgütlerinin bir sarmal içine alındığını belirtti.

“Bu işin sadece KKTC polisiyle çözülemeyeceğinin farkındayız.” diyen Barut, sınır kapılarının bu tehdidin ana kaynağı olduğunu belirterek, ülkeye kimlikle kontrolsüz girişlere karşı olduklarını söyledi. Türkiye medyasında yer alan bilgilere atıfta bulunan Barut, çetelerin yaş olarak küçük üyelerden oluştuğunu, silahların ise tırlarla ülkeye sokulduğunu belirterek, “Çok büyük bir organizasyon var.” ifadelerini kullandı.

Barut, çetelerin yarattığı tehdidin bir güvenlik krizi olduğuna dikkat çekerek, “Hiçbirimizin güvende olmadığını ve bunun ülke güvenlik krizi olduğunu göz önünde bulundurmak istiyoruz.” dedi. Bu durumun yalnızca bir meslek grubunu ilgilendirmediğini ifade eden Barut, “Biz güvenle yaşamak istiyoruz. Ülkemizde korkmadan evimizde uyumak istiyoruz.” diye konuştu.

Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Genel Başkanı Seran Aysal:

“Toplum büyük bir tehdit altında, otorite eksikliği hat safhada”

Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Genel Başkanı Seran Aysal da ülkede uzun süredir devam eden tehdit ortamına dikkat çekerek, basın emekçilerinin yanı sıra mühendis ve mimarların da hedef alınmaya başlandığını söyledi.

Ülkede uzun zamandır “gayrı yasallığın geçerli bir yöntem olduğu bir düzen oluşturulduğunu” söyleyen Aysal, buna eşlik eden otorite eksikliğinin ciddi boyutlara ulaştığını dile getirdi. Aysal ,basına ve meslek insanlarına yönelen saldırıların yalnızca ilgili kişilere değil, toplumun bütününe yönelik tehditler olduğunu vurguladı.

Aysal, toplumun büyük bir tehdit altında olduğunu görmenin zorunlu olduğunu belirterek, hükümet edenlere güven ortamını süratle tesis etme çağrısında bulundu. “Aksi takdirde kişiler çetelerle karşı karşıya gelecek noktaya doğru ilerliyoruz.” diyen Aysal, temennisinin bu tehlikeli sürece varmadan sorunun ortadan kaldırılması olduğunu ifade etti.

Haberler Haberleri