Serap ŞAHİN
Yer Bilimci, Deprem Uzmanı Prof. Dr. Naci Görür, Kıbrıs’ın kuzeyine “Deprem dirençli Kıbrıs söyleyişisi” için geldi; sunum öncesi YENİDÜZEN’e konuştu.
YENİDÜZEN’e konuşan Yer Bilimci, Deprem Uzmanı Prof. Dr. Naci Görür, Türkiye’deki deprem davalarına ilişkin “Her şey bilime uygun olmalı. Siyaset de öyle. Adil olmalı” diyerek sürecin bilimsel ve adil yürütülmesi gerektiğini vurguladı.
Kıbrıs’ın levha sınırına yakın, etkin bir deprem bölgesi olduğuna dikkat çeken Görür, “Bugün olmazsa yarın, yarın değilse öbür gün. Kıbrıs, büyük bir deprem oluşturma kapasitesine sahiptir. Kıbrıs’ı deprem dirençli yapalım, zamanı gelince minimum hasarla atlatalım” dedi.
Deprem dirençli bir Kıbrıs’ın ancak halk, belediye ve hükümetin el ele vermesiyle mümkün olacağını belirten Görür, “Halk isteyecek, talep edecek. Belediyeyle, hükümetle kol kola girip bu işi başaracağız. Kamçatka’da 8.8’lik depremde kimse ölmedi, bir tek bina yıkılmadı. Bizde çok daha küçük depremlerde on binlerce insan göçük altında kaldı. Bu yakışmıyor. Bilimsel doğrular bu, yaparsan başarırsın” ifadelerini kullandı.
“Kıbrıs’ın sahibi Kıbrıslılardır” diyen Görür, can güvenliği için bir an önce harekete geçilmesi gerektiğini belirterek, “Bir günde değil, on senede de olsa Kıbrıs’ı deprem güvenli, deprem dirençli yapmak mümkündür. Bugünkü hükümetin de yapması gerekir. Biz insanlarımız ölmesin istiyoruz” diye konuştu.
“Her şey bilime uygun olmalı. Siyaset de öyle. Adil olmalı”
SORU: Öncelikle adamıza hoş geldiniz. İsias davasından bu yana size yöneltmek istediğim birkaç sorum var. Öncelikle şunu sormak istiyorum: Türkiye’de görülen deprem davaları sizce ne kadar adil ve bilimsel yürütülüyor? Bu davalarda siyasi etkiler söz konusu mu sizce?
“Umarım herkes gereğini yapıyordur. Yani davalar nasıl olur onu bilmem. Yani zarara uğrayanlar başka şey söyleyebilir. Siyasi etki var mı bilemiyorum. Ben bilim adamı olarak şunu düşünürüm. Her şey bilime uygun olmalı. Siyaset de öyle. Adil olmalı. Gerekenler de yapılıyor olmalıdır.”
“Kıbrıs, büyük bir deprem oluşturma kapasitesine sahiptir”
SORU: Kıbrıs'ın depremselliği açısından siz nasıl bir tablo görüyorsunuz?
“Kıbrıs levha sınırına yakın bir ülke. Levha sınırları oldukça etkin deprem bölgeleridir. Dolayısıyla Kıbrıs da bir deprem bölgesidir. Bugün olmazsa yarın, yarın değilse öbür gün herhangi bir zamanda büyük bir deprem oluşturma kapasitesine sahiptir. O tür faylar ve sistemler var. Örneğin Helen Kıbrıs Yayı çok büyük depremler üretebilecek bir fay sistemidir.
Dolayısıyla tarihi geçen zamana bakıp da Kıbrıs'ta bundan daha büyük olmaz, bundan daha küçücük olmaz demek yanlıştır. Deprem tekerrür periyodu bazen binlerce senede ölçülür. Zamanı gelince deprem meydana gelir. Onun için biz kendimiz yani affedersin, eşeğimizi sağlam kazığa bağlayalım. Kıbrıs'ı deprem dirençli yapalım. Kıbrıs deprem üretmeye başladığı zaman da onu minimum hasarla atlatalım. Yol bu olmalı.
Yoksa o fayın boyuna, posuna, onun derinliğine bakıp bir söylem geliştirmek yanlıştır. Televizyonlarda onu yapıyorlar. Yani sırf kendi reklamları için. Biz yerbilimci olacak değiliz. Yerbilimci de değiliz, jeolog olmayacağız. Vatandaş olarak, Kıbrıslı vatandaşlar olarak kendi ülkemizin deprem dirençli yapılmasını istiyoruz.”
“Dirençli bir Kıbrıs yaratmak ancak hükümetin, belediyelerin ve halkın iş birliğiyle olur”
SORU: Deprem dirençli şehirler yaratmak için atılması gereken adımlar nelerdir?
“Deprem dirençli bir Kıbrıs yaratmak ancak hükümetin, belediyelerin ve halkın iş birliğiyle olur. Halk isteyecek, talep edecek. Deprem dirençli Kıbrıs'ı talep ediyorum. Belediyeyle, hükümetle kol kola girip, el ele verip, el birliğiyle, halkın yardımıyla, desteğiyle bu işi başaracağız. Yani deprem dirençli Kıbrıs için gerekli olan her şey bu üçlünün el birliği, iş birliğiyle yapılacak. O yapılırsa Kıbrıs deprem dirençli olur. Yapılmazsa olmaz.
Bak, geçenlerde Kamçatka'da deprem oldu. Bizim bin misli depremden, bin misli büyük deprem oldu. 8.8, bir kişi dahi ölmedi. Bir tek bina dahi yıkılmadı. Bizde ondan çok daha küçük, bin misli küçük deprem oldu. Gördüm, yüz binde neredeyse yüz bine yakın insan göçük altında kaldı. Yani bunu yapamayız. Bu yakışmıyor. Bizim milletimize de yakışmıyor, devletimize de yakışmıyor. Onun için bilimsel olarak doğrular bu ama yaparsan başarırsın.”
“Kıbrıs'ı deprem güvenli, deprem dirençli yapmak mümkündür”
“Kıbrıs'ın sahibi Kıbrıslılardır. Dolayısıyla onların can güvenliğinin sağlanması zorunludur. Gereklidir. Ve can güvenliğini sağlamak için de hükümetin ve belediyelerin ve milletle kol kola, el ele, gönül birliği içerisinde iş yapmaları gerekir. Yani hem hükümetin hem belediyenin hem halkın. Bir günde, beş günde yap değil, on senede yap, yirmi senede yap. Ama Kıbrıs'ı deprem güvenli, deprem dirençli yapmak mümkündür. Bugünkü hükümetin de yapması gerekir, bu mümkündür. Onun için bir an önce başlamak lazım. Biz insanlarımız ölmesin istiyoruz.”